22-02-2015, 21:45
Ülkemiz satranç tarihinin en önemli isminin yazdığı yazıyı okudum. Kendisi Kültür Okulları Satranç Proje Başkanı olacakken, son anda bu işin gerçekleşmemesinden beni mi sorumlu tuttu, yoksa İstanbul Barosu Satranç Grubu'nun açılış turnuvasındaki simultaneyi kendisinin yerine benim davet ettiğim Elisabeth Paehtz'in gerçekleştirmesinden dolayı mı böyle bir yazı yazma ihtiyacı hissetti bilemedim ancak, iki olayı da açıklayayım:
1- Suat Bey'in Kültür Okulları'ndaki görevine son aşamada başlayamamasının bana söylenen en önemli sebebi kendisini istemeyen öğrenci ve antrenörler değil, üniversite ve okulları temsilen kendisiyle görüşen iki kişinin üst yönetime bildirdikleri görüşlermiş.
2- Suat Bey'in simultane için talep ettiği söylenen rakama karşılık, o tarihlerde İstanbul'da misafirim olan Elisabeth, şahsi dostluğumuz sebebiyle ricamı kırmayarak gerekmesi halinde herhangi bir ücret dahi talep etmeyeceğini bana iletmiş ancak, Baro tarafından kendisine verilen sembolik bir ücret karşılığından bu organizasyonu gerçekleştirmiştir. Ek olarak, satranç grubumuzun mensubu avukatlar, çeşitli kategorilerde 2 kez Dünya Şampiyonluğu kazanmış bir kişiyle oynama fırsatını kaçırmak istememişlerdir.
Suat Bey'in yazısındaki "Spor hukuğundan bahsetmek için spor hukukçucusunun hem hukuk hem spor dünyasına aynı anda ait olması gerek." cümlesini ise "hukukundan" yerine "hukuğundan" yazmış olsa da, dil bilgisi kurallarını bir kenara bırakırsak gerçekten çok beğendim. Kendisinin spor hukukundan bahsederken, önemli bir sporcu olmasına rağmen hukuk dünyasına ait olmadığı düşüncesi söz konusu yazıyı okuyan hemen hemen herkesin aklına takılacaktır. Bu duruma açıklık getirmek gerekir. Suat Atalık ve eşine federasyon tarafından bizlerin de sayfalarca eleştirdiğimiz bir çok ceza verildiği hepimizin malumu. Suat Bey bu cezalara karşı SGM (bazı başvuruların dönemindeki adıyla GSGM) Tahkim Kurulu'na başvurdu. Bu başvurularda kendisine ve eşine verilen bu cezaların hukuka aykırı mevzuat hükümlerine dayandığı savunması da yapılmış ancak, bu mevzuat hükümlerine karşı yasal süreç zamanında başlatılmadığı için daha önce bu konuda bahsettiğim şu durumla karşılaşılmıştır:
1- Suat Bey'in Kültür Okulları'ndaki görevine son aşamada başlayamamasının bana söylenen en önemli sebebi kendisini istemeyen öğrenci ve antrenörler değil, üniversite ve okulları temsilen kendisiyle görüşen iki kişinin üst yönetime bildirdikleri görüşlermiş.
2- Suat Bey'in simultane için talep ettiği söylenen rakama karşılık, o tarihlerde İstanbul'da misafirim olan Elisabeth, şahsi dostluğumuz sebebiyle ricamı kırmayarak gerekmesi halinde herhangi bir ücret dahi talep etmeyeceğini bana iletmiş ancak, Baro tarafından kendisine verilen sembolik bir ücret karşılığından bu organizasyonu gerçekleştirmiştir. Ek olarak, satranç grubumuzun mensubu avukatlar, çeşitli kategorilerde 2 kez Dünya Şampiyonluğu kazanmış bir kişiyle oynama fırsatını kaçırmak istememişlerdir.
Suat Bey'in yazısındaki "Spor hukuğundan bahsetmek için spor hukukçucusunun hem hukuk hem spor dünyasına aynı anda ait olması gerek." cümlesini ise "hukukundan" yerine "hukuğundan" yazmış olsa da, dil bilgisi kurallarını bir kenara bırakırsak gerçekten çok beğendim. Kendisinin spor hukukundan bahsederken, önemli bir sporcu olmasına rağmen hukuk dünyasına ait olmadığı düşüncesi söz konusu yazıyı okuyan hemen hemen herkesin aklına takılacaktır. Bu duruma açıklık getirmek gerekir. Suat Atalık ve eşine federasyon tarafından bizlerin de sayfalarca eleştirdiğimiz bir çok ceza verildiği hepimizin malumu. Suat Bey bu cezalara karşı SGM (bazı başvuruların dönemindeki adıyla GSGM) Tahkim Kurulu'na başvurdu. Bu başvurularda kendisine ve eşine verilen bu cezaların hukuka aykırı mevzuat hükümlerine dayandığı savunması da yapılmış ancak, bu mevzuat hükümlerine karşı yasal süreç zamanında başlatılmadığı için daha önce bu konuda bahsettiğim şu durumla karşılaşılmıştır:
(30-01-2015, 20:41)Av. Tutku Dinçer Nickli Kullanıcıdan Alıntı: ... Yani yönerge hukuka aykırı olsa bile, sporcu zamanında gerekli prosedürü işletmemiş ise o yönerge hükümlerine rızası vardır. Kaldı ki, amatör spor federasyonları tarafından hazırlanan mevzuata karşı yayınlandıktan itibaren süresi içerisinde itiraz ettiniz, ettiniz. Etmediyseniz o artık kesinleşmiştir. ...Yani, iki olayın yasal dayanak ve tahkim süreçlerindeki mevcut ve olası benzerliklerin çok fazla olması sebebiyle, Suat Bey'in bu konuda bir hayli tecrübeli olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Bu sebeple, "Spor hukukundan bahsetmek için hem hukuk hem de spor dünyasına ait olmak gerektiğini söylüyorsun ama senin hukuk dünyasına aidiyetin nedir?" diye düşünebilecek okuyucuların, Suat Bey'in bu konudaki hukuki tecrübelerini göz ardı etmemeleri gerektiğini belirtmek isterim.