11-03-2015, 17:10
(Son Düzenleme: 11-03-2015, 17:24, Düzenleyen: love supreme.)
yazının devamı
Neden Tal değil?
Satranç sadece Botvinnik ekolüne kalacak olsa bütün turnuva salonları, eğitim yerleri, klüpler bir anfi belki bir laboratuvar olup çıkacaktı. Ama ben Tal vesilesi ile eğitimlerde mistik bir tat aldım, turnuva salonlarında bir Casino Royal, olmadı bir Vegas havasını soludum. O zamanlar Tal'ı taklit etmeye çalıştığım maçlarımın genelinde kazanma-kaybetme duygusunu ve heyecanını rakiplerime ve izleyicilere oranla daha fazla yaşadığıma inanıyorum.
Başarılı fedanızı izleyenlerin takdirlerini toplamak gerçekten başka bir zaman-mekanda bulamayacağınız bir deneyimdir. Başarısız bir fedanın bedeli ise her ne kadar sıradan bir mağlubiyet kadar duruma katlanılması kolay olmasa da sıradan bir mağlubiyetten daha fazla bir kazanım olacaktır sizin için. Çünkü yenseniz de yenilseniz de oynadığınız o oyun sizin için büyüktür. Sıradanın dışındadır. Çünkü siz sıradan geleni seçmediğinizi düşünüyorsunuz.
Gerçekten masaya kombinatif bir oyun ısrarıyla oturduğunuzda ya da eşleştirmelerde salona girdiğinizde o ortamı başka bir kanaldan, pencereden göreceğinizin, etkileri ve tepkileri başka bir frekanstan duyabileceğinizin garantisini verebilirim. Kombinatif oyunun; rakibinizinkine göre daha büyük bir plan, bir oyun kurulumu olacağını da söyleyebilirim. Ancak bir anlığına başınızı tahtadan kaldırıp ileriye, uzağa baktığınızda ve düşündüğünüzde bir soruyla yüzleşiyorsunuz. Kaçınılmaz olarak... Ben yüzleştim. "Bu ısrar neden?"
Neden?
Nedendi o Tal'ın kendi ufkunu küçük düşürecek tavırları? Nedendi o söylemleri, demeçleri?
İlk başta evet materyal hafife alınıyordu kombinasyon ile. Peki kombinasyonu neden hafife alacak şekilde oynuyor ve de konuşuyorsunuz sayın Tal?
Cevap yok, çünkü ben satrancı yeni öğrendiğim zamanlar O ölmüştü.
"Benimseyebildiğim fazla sözünüz, söyleminiz olmadı. Bir tanesi korkuyla alakalı olan diğeri de "en temeli tekrar etmek" ile alakalı olan bir hatıranızdı. Bunları da feda ile pek bağdaştıramadım. Sizi örnek alarak yaşadığım satranç hayatımın genelinde de parlak on, on beş zaferden başka bir şey elde edemedim. Pek çok zaman ise tenhalaşan salonda taşlar toplanırken hayal kırıklığımla baş başa kaldım. Ratingim hep 1600 civarlarında seyretti. Belki bunda iş-güç-gündelik hayat yoğunluğu da etkilidir ama olmasaydı bile yolunuzun ısrarcısı olmaya devam etseydim 1900ü göremezdim gibime geliyor. "Rating için mi bunlar?" diye sorabilirsiniz ama bakın bir mesela; Kasparov- Topalov 1999 1-0. Güncel bir örnek, şimdi tekrar masaya yatırdığımız... Artık bunlar, fedalar, gerilimler, kaoslar sorun değil sayın Tal. İnsanların görmekten haz ettiklerini bir çok güçlü oyuncu hoş bir şekilde sağlayabiliyor. Siz, zamanınızda açtığınız çığır ile ve tanıştığımızdaki cazibeniz ile benim hep kalbimde ve bir çoklarının kalbinde bir yerlerde yaşamaya devam edeceksiniz ama artık zaman benim için ilerleme zamanıdır. Yeni boyutlarda, yeni konularda deneyim kazanmanın zamanıdır. Fedadan başka çok sayıda sanatın icra edildiği bu oyunda diğer eserlere de bakmak onlardan da örnek almak zamanıdır. Israrcı olmamak lazım zira bu satrancın özüne karşı bir duruştur. Görülebilir ki bu da tutucu, muhafazakar ve sıradan bir duruştur.
Ve ben, sizinle satranç arasında bir tercih yapmak zorunda kaldım ve satrancı seçtim sayın Tal. Umarım bunu anlayışla karşılarsınız. Hepimizin gideceği o yerde böyle şeylerin bahsi konu olur mu ondan zaten emin değilim.
Her neyse; bu mektubu kalbimdeki postaneden sonsuzluğa gönderiyorum. İçinde bir de 2000 yılında antalya'da 16-18 yaş grubunda kazandığım, en çok gurur duyduğum oyunum var. Belki bakarsınız.
Huzur içinde uyuyun."
diye bir mektupla Tal'ın yolunu bırakmıştım. Böyle olması gerekiyordu. Bu arada yine geçenlerde katıldığım bir turnuvada oyunların ikisinde feda yaparak oynadım, biri kazanç biri kayıp oldu. İkisi de gerçekten güzeldi.
O yolu bıraktım ancak toyluk zamanlarımdan farklı olarak; "kombinasyon" masaya oturur oturmaz aklımda olan şey değil artık. Şartlar zorlarsa deniyorum sadece. Sizin de başınıza geliyordur belki bazen.
Yazının devamında diğer büyük oyuncular hakkında ve yöntemler hakkında yazmayı planlıyorum.
Neden Tal değil?
Satranç sadece Botvinnik ekolüne kalacak olsa bütün turnuva salonları, eğitim yerleri, klüpler bir anfi belki bir laboratuvar olup çıkacaktı. Ama ben Tal vesilesi ile eğitimlerde mistik bir tat aldım, turnuva salonlarında bir Casino Royal, olmadı bir Vegas havasını soludum. O zamanlar Tal'ı taklit etmeye çalıştığım maçlarımın genelinde kazanma-kaybetme duygusunu ve heyecanını rakiplerime ve izleyicilere oranla daha fazla yaşadığıma inanıyorum.
Başarılı fedanızı izleyenlerin takdirlerini toplamak gerçekten başka bir zaman-mekanda bulamayacağınız bir deneyimdir. Başarısız bir fedanın bedeli ise her ne kadar sıradan bir mağlubiyet kadar duruma katlanılması kolay olmasa da sıradan bir mağlubiyetten daha fazla bir kazanım olacaktır sizin için. Çünkü yenseniz de yenilseniz de oynadığınız o oyun sizin için büyüktür. Sıradanın dışındadır. Çünkü siz sıradan geleni seçmediğinizi düşünüyorsunuz.
Gerçekten masaya kombinatif bir oyun ısrarıyla oturduğunuzda ya da eşleştirmelerde salona girdiğinizde o ortamı başka bir kanaldan, pencereden göreceğinizin, etkileri ve tepkileri başka bir frekanstan duyabileceğinizin garantisini verebilirim. Kombinatif oyunun; rakibinizinkine göre daha büyük bir plan, bir oyun kurulumu olacağını da söyleyebilirim. Ancak bir anlığına başınızı tahtadan kaldırıp ileriye, uzağa baktığınızda ve düşündüğünüzde bir soruyla yüzleşiyorsunuz. Kaçınılmaz olarak... Ben yüzleştim. "Bu ısrar neden?"
Neden?
Nedendi o Tal'ın kendi ufkunu küçük düşürecek tavırları? Nedendi o söylemleri, demeçleri?
İlk başta evet materyal hafife alınıyordu kombinasyon ile. Peki kombinasyonu neden hafife alacak şekilde oynuyor ve de konuşuyorsunuz sayın Tal?
Cevap yok, çünkü ben satrancı yeni öğrendiğim zamanlar O ölmüştü.
"Benimseyebildiğim fazla sözünüz, söyleminiz olmadı. Bir tanesi korkuyla alakalı olan diğeri de "en temeli tekrar etmek" ile alakalı olan bir hatıranızdı. Bunları da feda ile pek bağdaştıramadım. Sizi örnek alarak yaşadığım satranç hayatımın genelinde de parlak on, on beş zaferden başka bir şey elde edemedim. Pek çok zaman ise tenhalaşan salonda taşlar toplanırken hayal kırıklığımla baş başa kaldım. Ratingim hep 1600 civarlarında seyretti. Belki bunda iş-güç-gündelik hayat yoğunluğu da etkilidir ama olmasaydı bile yolunuzun ısrarcısı olmaya devam etseydim 1900ü göremezdim gibime geliyor. "Rating için mi bunlar?" diye sorabilirsiniz ama bakın bir mesela; Kasparov- Topalov 1999 1-0. Güncel bir örnek, şimdi tekrar masaya yatırdığımız... Artık bunlar, fedalar, gerilimler, kaoslar sorun değil sayın Tal. İnsanların görmekten haz ettiklerini bir çok güçlü oyuncu hoş bir şekilde sağlayabiliyor. Siz, zamanınızda açtığınız çığır ile ve tanıştığımızdaki cazibeniz ile benim hep kalbimde ve bir çoklarının kalbinde bir yerlerde yaşamaya devam edeceksiniz ama artık zaman benim için ilerleme zamanıdır. Yeni boyutlarda, yeni konularda deneyim kazanmanın zamanıdır. Fedadan başka çok sayıda sanatın icra edildiği bu oyunda diğer eserlere de bakmak onlardan da örnek almak zamanıdır. Israrcı olmamak lazım zira bu satrancın özüne karşı bir duruştur. Görülebilir ki bu da tutucu, muhafazakar ve sıradan bir duruştur.
Ve ben, sizinle satranç arasında bir tercih yapmak zorunda kaldım ve satrancı seçtim sayın Tal. Umarım bunu anlayışla karşılarsınız. Hepimizin gideceği o yerde böyle şeylerin bahsi konu olur mu ondan zaten emin değilim.
Her neyse; bu mektubu kalbimdeki postaneden sonsuzluğa gönderiyorum. İçinde bir de 2000 yılında antalya'da 16-18 yaş grubunda kazandığım, en çok gurur duyduğum oyunum var. Belki bakarsınız.
Huzur içinde uyuyun."
diye bir mektupla Tal'ın yolunu bırakmıştım. Böyle olması gerekiyordu. Bu arada yine geçenlerde katıldığım bir turnuvada oyunların ikisinde feda yaparak oynadım, biri kazanç biri kayıp oldu. İkisi de gerçekten güzeldi.
O yolu bıraktım ancak toyluk zamanlarımdan farklı olarak; "kombinasyon" masaya oturur oturmaz aklımda olan şey değil artık. Şartlar zorlarsa deniyorum sadece. Sizin de başınıza geliyordur belki bazen.
Yazının devamında diğer büyük oyuncular hakkında ve yöntemler hakkında yazmayı planlıyorum.