10-07-2015, 09:30
Konunun eninde sonunda geleceği nokta: Bu turnuvadaki başarı neden bu kadar abartılıyor?
Nedeni basit, siz özerksiniz ama denetim devlette ve devletin çok çeşitli olanaklarından faydalanmak gerekiyor.
Ne kadar çok madalya ve kupa aldık derseniz o kadar itibarınız, olanaklarınız artar.
Tabii bunun yanında lisanslı oyuncu sayısı da önemlidir.
İşte çelişki burada başlıyor: Devlet kağıt üzerinde somut yazan rakamlara bakıyor, TSF doğal olarak enerjisinin %90 veya daha fazlasını lisans çıkartmaya ve çocukların katıldığı bu gibi satranç seviyesi düşük organizasyonlara harcıyor.
Bu turnuvalar geleceğe yönelik adımlar olarak nitelenebilir ve her türlü söylemler yapılabilinir ama devamı nerede?
Esas hedefin gerçek madalyalar olduğu unutuluyor.
Üstte örnek gösterebileceğimiz sporcular olmalı. (Tam bir facia olan piramidin orta kısmını atlıyorum, çünkü TSF'nin orta seviye ile ilgili hiç bir fikri ve projesini göremedim. Var olduğunu söyleyebilen arkadaşlarla, buradan karşılıklı fikirlerimizi paylaşabiliriz.)
Hem hayatını kazanmak zorunda kalıp hem milli takımda olan birisi, dünyada ilk 100 dereceye girebiliyorsa, bu ancak kendisinin ve ailesinin büyük özverileriyle mümkün olabilir.
Okulda çalış, özel satranç dersi ver, 2700 Elo barajını geç.
Sizce mümkün mü?
Bunları göz önüne alarak TSF'nin gerçek işini ihmal etmemesi gerekir.
Milli takım oyuncularının veya üst düzey oyuncularımızın olanakları ortada iken: "Tayland Dünya okullar şampiyonasından 6 kupayla döndük", "Konya Avrupa okullar şampiyonasında 7 altın, 11 gümüş, 7 bronz ve toplamda 1 takım birinciliği olmak üzere 26 madalya kazanarak şampiyon olduk" demek hiç de ciddi durmuyor.
Satranç Bilim,Sanat ve Spordur.
Satrancı, sadece kağıt üzerindeki rakamlara mahkum ederseniz, katledersiniz.
Nedeni basit, siz özerksiniz ama denetim devlette ve devletin çok çeşitli olanaklarından faydalanmak gerekiyor.
Ne kadar çok madalya ve kupa aldık derseniz o kadar itibarınız, olanaklarınız artar.
Tabii bunun yanında lisanslı oyuncu sayısı da önemlidir.
İşte çelişki burada başlıyor: Devlet kağıt üzerinde somut yazan rakamlara bakıyor, TSF doğal olarak enerjisinin %90 veya daha fazlasını lisans çıkartmaya ve çocukların katıldığı bu gibi satranç seviyesi düşük organizasyonlara harcıyor.
Bu turnuvalar geleceğe yönelik adımlar olarak nitelenebilir ve her türlü söylemler yapılabilinir ama devamı nerede?
Esas hedefin gerçek madalyalar olduğu unutuluyor.
Üstte örnek gösterebileceğimiz sporcular olmalı. (Tam bir facia olan piramidin orta kısmını atlıyorum, çünkü TSF'nin orta seviye ile ilgili hiç bir fikri ve projesini göremedim. Var olduğunu söyleyebilen arkadaşlarla, buradan karşılıklı fikirlerimizi paylaşabiliriz.)
Hem hayatını kazanmak zorunda kalıp hem milli takımda olan birisi, dünyada ilk 100 dereceye girebiliyorsa, bu ancak kendisinin ve ailesinin büyük özverileriyle mümkün olabilir.
Okulda çalış, özel satranç dersi ver, 2700 Elo barajını geç.
Sizce mümkün mü?
Bunları göz önüne alarak TSF'nin gerçek işini ihmal etmemesi gerekir.
Milli takım oyuncularının veya üst düzey oyuncularımızın olanakları ortada iken: "Tayland Dünya okullar şampiyonasından 6 kupayla döndük", "Konya Avrupa okullar şampiyonasında 7 altın, 11 gümüş, 7 bronz ve toplamda 1 takım birinciliği olmak üzere 26 madalya kazanarak şampiyon olduk" demek hiç de ciddi durmuyor.
Satranç Bilim,Sanat ve Spordur.
Satrancı, sadece kağıt üzerindeki rakamlara mahkum ederseniz, katledersiniz.