22-07-2015, 10:46
Aslına bakarsanız çözümü oldukça zor bir soru. Çok fazla yaş grubu oluştu. Kız ve Erkek olarak topladığınızda 100'ün üzerinde çocuğu içeren bir grubu doğru bir şekilde merkezi olarak yönetmek ve eğitmek çok zor.
Gerekli olup olmadığı da ayrı bir konu. Deneyimlerime dayanarak söyleyebilirim, benzer bireysel sporlarla kıyaslandığında, satranç, antrenman verimliliği en düşük spor olabilir. Örneğin masa tenisinde yeni başlayan bir sporcunun, fiziksel özellikleri yeterliyse 3-4 senede antrenörüne rakip olabildiğini görebiliyorum. Çok kuvvetli bir sporcu olmasa da bir antrenör, doğru teknikleri daha hızlı bir biçimde kendinden alt seviyedekilere aktarabiliyor.
Satrançta iyi oynamanın net bir formülü yok. Neredeyse sonsuz sayıda seviye basamağı var, satranç oynamak için gerekli pek çok özellik arasında ağırlık kişiye göre farklı özelliklere kayabiliyor. Pek çok sporun aksine antrenör eşliğinde yapılan antrenmanların daha fazlasını evinizde, bireysel olarak da yapmalısınız.
Bu nedenle farklı branşları birbiriyle kıyaslamak bize pek fazla sonuç vermeyecektir.
Tüm bu havuzların, kampların, yaş grupları - okullar- Avrupa ve dünya şampiyonalarının toplam maliyetini hesapladığımızda, bu devasa yatırımın size ne kadar artısı olduğunu da iyi hesaplamak gerekiyor. Son 15 yılda kaç yeni oyuncu milli takım düzeyine ulaşabildi? Satranca 2000 li yıllarda başlamış olan kaç sporcu kadınlarda 2300, erkeklerde 2500 sınırına ulaştı?. Tüm bu yıllar boyunca yaş grubu havuzlarda kaç kişi kamplara katıldı, TSF tarafından turnuvalara gönderildi?
Ratingi bile olmayan, satranca devam edip etmeyeceği belli olmayan 7 yaş grubu 4.sünü, uluslararası turnuvalara götürürken 2000'i aşmış 18 yaş grubu 6.sını havuza almamak ne kadar gerçekçi? Yaş aralıklarına bu denli bağlı kalıp, gerçek satranç gücünü görmezden gelmek, aşağıda büyük ama verimsiz bir yığın oluşturmanın ötesine gitmiyor.
Federasyonun küçük çocuklara yapacağı en büyük iyilik, onlara satrancı sevdirmek (sadece başarıyı değil), bireysel çalışma disiplinini kazandırabilmek, doğru antrenörlerle öncellikle kendi illerinde uygun çalışma ortamları hazırlayabilmektir. Satranç Akademisinin çok benzeri şekillerde, canlı olarak, dersler verilebilir, milli oyuncu ve antrenörlerin yayınları ulaştırılabilir, havuzda yer alan sporculara pek çok kaynağa ulaşım imkanı sunabilirsiniz.İllerde çok daha fazla sayıda oyuncuyla hafta sonu çalışmaları düzenleyebilirsiniz. Yaşa göre değil, seviyeye göre artan bir yöntem izleyerek, sporculara özellikle daha ileri yaş gruplarında destek artırılabilir.
Şunu unutmayalım, satranca yatırım yapan aileler bu yatırımı en çok 7-11 yaş aralığında yapıyor. İlerleyen yaş gruplarında, hem ailelerin ilgisi azalmakta, hem sporcu sayıları düşmekte. İşte tam da bu noktada azalan açığı TSF olanaklarıyla doldurmak, zaten aile desteğine sahip küçük yaş çocuklar yerine, satrançtan kopmamış, kendi başına satranç çalışabilen, satranç kültürü ve sevgisi oluşmuş gençlere daha fazla önem vermek gerekmez mi?
İsterseniz başına Kasparov'u getirin, bir genç, eline kitap almıyorsa, o hafta oynanmış turnuva oyunlarını bilgisayarına indirip incelemiyorsa, dünyayı takip edip, kaliteli turnuvalarda oynamıyorsa, başarı şansı mucizelere kalır.
Yıllardan beri söylemeye çalıştığımız budur. Kalabalık yaratmak ancak federasyonun gücünü artırabilir. Sporcunun gücünü değil.
Gerekli olup olmadığı da ayrı bir konu. Deneyimlerime dayanarak söyleyebilirim, benzer bireysel sporlarla kıyaslandığında, satranç, antrenman verimliliği en düşük spor olabilir. Örneğin masa tenisinde yeni başlayan bir sporcunun, fiziksel özellikleri yeterliyse 3-4 senede antrenörüne rakip olabildiğini görebiliyorum. Çok kuvvetli bir sporcu olmasa da bir antrenör, doğru teknikleri daha hızlı bir biçimde kendinden alt seviyedekilere aktarabiliyor.
Satrançta iyi oynamanın net bir formülü yok. Neredeyse sonsuz sayıda seviye basamağı var, satranç oynamak için gerekli pek çok özellik arasında ağırlık kişiye göre farklı özelliklere kayabiliyor. Pek çok sporun aksine antrenör eşliğinde yapılan antrenmanların daha fazlasını evinizde, bireysel olarak da yapmalısınız.
Bu nedenle farklı branşları birbiriyle kıyaslamak bize pek fazla sonuç vermeyecektir.
Tüm bu havuzların, kampların, yaş grupları - okullar- Avrupa ve dünya şampiyonalarının toplam maliyetini hesapladığımızda, bu devasa yatırımın size ne kadar artısı olduğunu da iyi hesaplamak gerekiyor. Son 15 yılda kaç yeni oyuncu milli takım düzeyine ulaşabildi? Satranca 2000 li yıllarda başlamış olan kaç sporcu kadınlarda 2300, erkeklerde 2500 sınırına ulaştı?. Tüm bu yıllar boyunca yaş grubu havuzlarda kaç kişi kamplara katıldı, TSF tarafından turnuvalara gönderildi?
Ratingi bile olmayan, satranca devam edip etmeyeceği belli olmayan 7 yaş grubu 4.sünü, uluslararası turnuvalara götürürken 2000'i aşmış 18 yaş grubu 6.sını havuza almamak ne kadar gerçekçi? Yaş aralıklarına bu denli bağlı kalıp, gerçek satranç gücünü görmezden gelmek, aşağıda büyük ama verimsiz bir yığın oluşturmanın ötesine gitmiyor.
Federasyonun küçük çocuklara yapacağı en büyük iyilik, onlara satrancı sevdirmek (sadece başarıyı değil), bireysel çalışma disiplinini kazandırabilmek, doğru antrenörlerle öncellikle kendi illerinde uygun çalışma ortamları hazırlayabilmektir. Satranç Akademisinin çok benzeri şekillerde, canlı olarak, dersler verilebilir, milli oyuncu ve antrenörlerin yayınları ulaştırılabilir, havuzda yer alan sporculara pek çok kaynağa ulaşım imkanı sunabilirsiniz.İllerde çok daha fazla sayıda oyuncuyla hafta sonu çalışmaları düzenleyebilirsiniz. Yaşa göre değil, seviyeye göre artan bir yöntem izleyerek, sporculara özellikle daha ileri yaş gruplarında destek artırılabilir.
Şunu unutmayalım, satranca yatırım yapan aileler bu yatırımı en çok 7-11 yaş aralığında yapıyor. İlerleyen yaş gruplarında, hem ailelerin ilgisi azalmakta, hem sporcu sayıları düşmekte. İşte tam da bu noktada azalan açığı TSF olanaklarıyla doldurmak, zaten aile desteğine sahip küçük yaş çocuklar yerine, satrançtan kopmamış, kendi başına satranç çalışabilen, satranç kültürü ve sevgisi oluşmuş gençlere daha fazla önem vermek gerekmez mi?
İsterseniz başına Kasparov'u getirin, bir genç, eline kitap almıyorsa, o hafta oynanmış turnuva oyunlarını bilgisayarına indirip incelemiyorsa, dünyayı takip edip, kaliteli turnuvalarda oynamıyorsa, başarı şansı mucizelere kalır.
Yıllardan beri söylemeye çalıştığımız budur. Kalabalık yaratmak ancak federasyonun gücünü artırabilir. Sporcunun gücünü değil.