Türkiye Yaş Grupları Şampiyonaları
#78
[color=#0000CD]


Yine eskilerden kalan bir makam.
Aynı plak bu kez biraz daha cızırtılı.
Yakında yok olacak ve biz onu çok arayacağız.
...

Beyefendi ağlamanız geçti anlaşılan.
Geçen gün blogunuzu kaybetmiştiniz.

[size=medium]Bu sütunlarda da ağlamaya başlayıp tehtitler savuruyordunuz yine Don Kişot gibi.

Buldunuz mu blogunuzu?[/size]

Yukarıdaki" ÇAKMA HİKAYENİZİ" okuduk.
Ben şahsen siz yazdınız diye özellikle de inandım her birine...
Bakın başka biri yazsaydı pek inanmazdım.

Seni değiştiğin zaman dilinden anlıyorum.
Altına imzanı atmasan da.
Gerçi arkasında onurla durabileceğin bir adın var mı bizlere söyleyebileceğin?
Bari ona zarar verme!
Ne de olsa senin adını bilmeyenlere yutturabilirsin yazdıklarını da nick'ini de...


Sopa yediğim dediğin her konuya aç ve bak.
Sonu gerçekten nasıl bitmiş?
İnsanlar seni nasıl tanımış ve hakkında ne kararlar vermiş?

[b]YUKARIDA HAKKIMDA İFTİRA KONUSU YAPTIĞIN HER BİR OLAYDA BEN ONURUMLA VE SAHİP ÇIKTIĞIM İSMİM İLE CESARETLE ORADAYDIM.


Saklanmadan...
Sakınmadan...
Korkmadan...
İnanarak...

Ne yaparsam yapayım kendi adım ile kendi vicdanıma hesap vererek...

Adımın senin gibi korkaklarca meze yapılacağını bilerek...

Entellektüel dediğin insanların anlattığı aşağılık fıkraları birinin adını çağrıştıracak ima edecek kadar aşağılaşmadım.

SEN ONLARA ALKIŞ TUTTUN VE DAHA DA AŞAĞILAŞTIN.

...

Yukarıdaki hakkımda yazılanlar, adını bile söylemekten aciz, korkak ve "kim vurdu"cu bir zihniyete ait biri tarafından kaleme alınmış.

ÖSF da bir çok insanın kullanmak isteyip de kullanamadığı aşağılayıcı dili kullandığı için hayranlık duyulan biri.
Birilerinin ortaya koyamadığı bir iç ses.

(Adını onurla buraya yazan her bir üyeyi tenzih ederim).

Bu zat-ı muhterem, hukukçu ve avukat ne de olsa öyle değil mi?

Aşağılayıcıların, iftiracıların insanların şerefleriyle saklandıkları çukurdan cesaretle oynayanların sesi.

ÖSF'UN Cüneyt Ağabey'si.

Tabi şak şakçılarını ve hayranlarını da tanıyoruz biliyoruz.

Bu zat-ı muhterem insan yine ÖSF da kendi blogunun reklamını yapacak kadar düşmüş.

Kendisine taraftar toplama derdine düşmüş. Amacını da henüz bilmiyor bu taraftar kitlesi. Günü gelince anlayacaklar ne amaçla kullanıldıklarını.
Hadi hadi tıklamaya devam şu blogu...

Blogunu kaybedince ÖSF da " blogum nerede kim aldı, kim sakladı..." diye ağlamaya tehttilere başlamış, bulunca eski sevincini yakalamış, dost görüntüsü altında emperyalist ülke modellerinden aslı astarı olmayan ve ülkemizde uygulanması mümkün gözükmeyen sistemleri aşılamaya çalışan, temelsiz saptamalarıyla konunun özünü asla yakalayamayan, hatta yapay kendisinin bile şüphe ile baktığı uyduruk deliller oluşturup sunarak, birilerine göz dağı vermeye çalışan, hukukçuyum deyip de gerçek olay ve delilleri asla ve asla ortaya koyamayan, özel blogunu kaybedince de gelip onu önceleri gene çok dava kaybettiği bu sütunlarda ağlaya ağlaya "kim aldı blogumu?" diye arayan, ama sonradan alınmadığını, kapatılmadığını anlayınca da oyuncağına kavuşmuş çocuklar gibi sevinerek tekrar kahvesini yudumlayan biri.

Ne diyor bu arkadaşımız?

[color=#DDA0DD]
" 1 - Satranç çocuk oyuncağı değildir. Ciddi iştir. Ana okuluna satranç sokan insan çocuklara da satranca da zarar verir.
2 - Beş yaşındaki çocuğun satranç oynatılması katliamdır. Siz para kazanacaksınız diye satrancı yerlerde süründürme, buna da çocukları alet etme hakkınız yok.

Beynin motor gelişimi için satrancın bir başlangıç safhası vardır. Egoları oldukça yüksek olan okul öncesi çocuklar bu ciddi eğitime çok erken girerlerse, satrancı zihinlerinde tüketirler. Ayrıca ilk başarısızlık halinde bunu bir "zeki olup olmama" sorunu haline çevirirler.
Ayrıca bu projenin çocukları falan da düşündüğü yok. Proje büyüklere yönelik.
Asıl amaç da derneğin adında gizli. "Satrançla büyüyorum" ifadesi çocukların büyümesini değil, daha başka bir zümrenin büyümesini ifade ediyor."[/color]

...
[color=#FF6347]Ben " çüş" demeyeceğim. Patenti kendisinde kalsın.[/color]

İlk bakışta çocuk psikolojisinden gayet iyi anlayan bir uzmandan çıkan bir yazı görüntüsü var değil mi?
Gerçek öyle midir?
İnceleyelim o zaman...

Çocuklar satranç oynamaz.
Öyle mi?

[i]SATRANÇ BİR OYUNSA EĞER BUNU DA DÜNYADA EN GÜZEL, ÇOCUKLAR OYNAR!


Çocuk ve oyun...

Belki de dünyada bir birine en güzel yakışan iki kelimedir.

Tabi çocuk psikolojisini bu kadar ters okursanız ne Montessori Eğitim Sistemini ortaya koyabilirsiniz, ne de çocukların oyun, dans, hareketler ve masallar ile satranca başladığı Psycometricity yöntemi bahsedebilirsiniz?

“Satranç Eğitiminde Psycometricity Yöntemi ve Neden Ana Okullarında Satranç?”

Neden değil mi?
Bir açıp bakar insan...
Ne anlatıyor diye.

Koskoca çalıştayı görmezden gelip aşağılayan, yok sayan, değersizleştiren bir "rumuz" bu medeni yaklaşımı ve sorumluluğu taşıyabilir mi?

Elbette hayır!
Peki kim taşır o zaman?
Elbette şakşakçı havarileri...
TABİ ONLARDA YAN ÇİZMEZ YA DA ZİK ZAK YAPMAZLARSA...


,..

Sayın Yakup BAYRAM'IN böyle bir söylemi ya da iddiası olmadı. Hakkını yemeyeceğim.

Ama satrancı Tosun Paşa gibi bir baş yapıtı kullanarak sayfasında kendi reklamını yapmaya çalışan birisi için çocuk psikolojisinden bahsedebilmek ne büyük bir talihsizlik oldu değil mi?

Ama aynı zamanda bu sakat tespit bizim için de bir şans oldu.

Bu sakat tespiti çalıştaya katılan tüm katılımcılar alanında uzman insanlar, anasınıfı öğretmenleri fark edecektir. Ülkenin tüm ana okulu öğretmenleri, yardımcı kadroda çalışanları...

Blogunuzda bunlara da yer verin biraz.

O zaman insanlar "KİM" sorusuna da doğru cevap verirler,
"NE " sorusuna da ...

BU YAZININ TARİHİNİ İYİ SAKLA MOJO KARDEŞ.
SANA ÇOK YAKINDA LAZIM OLACAK.

AMA SAKIN BU SATIRLARDAN DA UÇMA SAKIN BLOGUNA...
KAYBEDERSEN GENE DÖN TAMAM MI?
Biz sana oyuncağını gene veririz.


Bizlerden öğreneceğin çok şey olacak senin.

Hadi uç bakalım bloguna.

Havarilerin seni orada hasılat hasatın için bekliyorlar.
Yakında tıklamaları say ve bana tamam, açabilir miyim diye de sor.
O zaman da paravan olarak kimi kulanacağına karar verirsin.[/b][/i][/color]

[color=#FF1493]Ve tabi ki ayrıca;

Mojo Jojo,
Bunu saymam.
Daha ileriyi taşla.

Ben ortada bir ağacım ve sen bunun farkındasın.

Beni taşla ve taşlat!

Hem buradan hem de blogundan...
Bekliyorum.

Sen taşladıkça ben gerçekleri belge ve delilleri ile döküleceğim.

Sonuçlarını blogunda analiz ederiz.
Senin de yazdıkların tarihi tarihine duruyor, benimkiler de.

BEN BURADAYIM, KAÇACAK BİR BLOGUM DA YOK.

İnan ki sana kızmadım.
Sen daha iyilerini yazacaksın biliyorum.
Gelişiyorsun.

15-20 yıla kalmaz olacak bu iş, haydi.

SEN YAZDIKÇA DOĞRU YOLDA OLDUĞUMUN TEYİDİNİ ALIYORUM.


Ve sana minnettarım...

Selamlar...[/color]
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla


Bu Konudaki Yorumlar
RE: Türkiye Yaş Grupları Şampiyonaları - Yazar: M.Aşkın TAŞAN - 30-07-2015, 14:08



Konuyu Okuyanlar: 17 Ziyaretçi