02-08-2015, 10:30
(Son Düzenleme: 02-08-2015, 10:39, Düzenleyen: Attorney at Law.)
(02-08-2015, 10:13)H Mustafa Demir Nickli Kullanıcıdan Alıntı: sevgili attorney at law, dünyanın gözü önünde 2-2 biten efsanevi danimarka -isveç maçı vardır.Mustafa Bey, Bahsettiğiniz maç, GS-Sturm Gratz maçı, FB-Denizli maçı gibi en çok konuşulan maçları bilerek örnek vermedim. Çünkü Sturm Gratz maçının sonucu maç sırasında belli oluyor. Bizimkilerin kenardan teknik direktörlerine bakıp, rakip top çevirirken press yapalım mı diye sormaları ve teknik direktörümüzün skoru korumalarını söylemeleri yukarıda maç sırasında hakemim yanında kaptana beraberlik teklifini sormanın bire bir karşılığıdır.
bu maç 2-2 veya daha gollü beraberlikle biterse iki iskandinav takımı üst gruva kalacaktı. italyanlar rakibine istediği kadar fark atsın bu iki takım çıkacaktı, ki nitekim öyle oldu. yok ikisi de deliler gibi saldırdı, yok o onu atsaydı denir sürekli ama, maçta önce beklenenin sonuç olarak sahaya yansıması kuvvetli şüphe ise, avrupa kupasında bile bu kuvvetli şüpheye bir yaklaşım yapılmamıştır.
http://www.mackolik.com/Cups/Default.asp...eason=2004
https://eksisozluk.com/22-haziran-2004-d...ci--938774
Sizin söylediğiniz maçı ise çok iyi hatırlıyorum. O maçta da şüphe vardı ancak, kuvvetli şüphe değildi. İki takımın da işine gelen skorun 2-2 olması ve maçın 2-2 bitmesi haricinde başka bir destekleyici birşey yoktu. Örneğin gol olsun diye bilerek penaltı yaptırma, çok basit gol yeme, maç öncesi iki takım yöneticilerinin iletişiminin tespiti, gizli bir toplantıda birlikte görüntülenmesi vs. hiç birşey olmadı. Yani bir önceki mesajımda verdiğim örnekteki gibi Messi, Neymar, Robben. Ribery oynatılmadı. Takımlar sadece top çevirdi gibi başka donelerle istenilen sonucun gerçekleşmesi desteklenmediği için, iki takımın da istediği sonucun gerçekleşmesi tek başına yeterli değildir denildi. Hatta son dakika golüyle 2-2 bitmişti. Son dakikada gol kaçsa nolacaktı? Yani o maçta kuvvetli şüphe söz konusu değildi.