03-08-2015, 09:11
[color=#0000CD]Sayın Attorney at Law
Öncelikle şike hakkında görüş belirttiğimi bildirmeliyim.
En başından beri beni harekete geçiren tek bir konu vardı. M. BACHANA ile bu sebeple konuştum. Üstüme vazifeydi ve ben öyle görüyordum.
Çünkü çok büyük bir kitleden her birimiz davranışlarımız ile sorumluyuz.
Eğitim çağındaki çocuklardan ve sporcularımızdan...
Başka hiçbir sebep bence çok daha da önemli değildir.
Çünkü daha önce de bir çok üyenin verdiği benzer örnekleri ben de verdim. Sporculuk ve öğretmenlik yıllarında bizzat içinde yaşadığım sayısız şikeye konu sportif karşılaşmalara tanık oldum. Bir çoğunda da sonuç alınamadı. Takipsizlikle sonuçlandı.
1982 Dünya Kupası Federal Almanya-Avusturya karşılaşması esnasında stadyumdaki tüm seyirciler maç esnasında "şike-şike" diye bağırıp maçtan sonra paralarını geri istemişlerdi. Cezayir başta olmak üzere bir çok ülkenin diplomatik girişimleri de sonuç vermemişti. Maçı anlatan Alman spiker "utanıyorum" demişti.
İçinde bu kadar güçlü tepkilerin oluştuğu bir spor müsabakası hakkında sonuç Almanların dediği gibi bağlandı.
"Bir üst tura enerji saklamak gerekiyordu, biz bunu yaptık!"
Evet bu bir genel strateji olabilir. Beraberlik için de oynayabilirsiniz. Bu çok doğal.
Fakat sahada-masada verdiğiniz mücadele temiz olmalıdır.
...
Benim için çok daha farklı bir durum var.
Bu duruma şahit olup da ister ucu kendisine dayansın ister dayanmasın, neden bir kamuoyu oluşmuyor?
Ucu kendisine dayanmayan kişi ya da kurumlar bu yıl belki değil ama ileride de kendilerini ya da başkalarını ilgilendirebilecek bir konu olarak görebilmeli ve duruma müdahale etmeleri gerekmektedir. Bu, onların en doğal hakkıdır. Çünkü spor dünyasının doğal üyeleridir.
Oysa bir takım ilişkileri düşünerek "bana dokunmayan yılan..." düşüncesini benimsemeleri de bu tip olayların meşrulaşmasına sebep olmaktadır.
Aynı turnuvada oynayan bir sporcu olarak benim bir itirazım olmuş ve bu kamunun bilgisine de sunulmuştu.
Peki bu kamuoyu neden genişlemedi acaba? Neden devamı gelmedi?
Her şey burada yazmak mıdır?
SATRANÇTA ŞİKE 14.256 DEFA OKUNMUŞ, 86 YORUMDA BULUNULMUŞ.
M.BACHANA ve BİR İTİRAF ise 4.637 OKUNMA ve 27 YORUMA ulaşmış.
Neden benim dışımda ikinci bir kişiden TSF ye, ilgili kurullara,bilgi edinmeye bir sayfalık itiraz, şikayet, ya da suç duyurusu yok?
Bunun açıklanması gerek!
İnsanlar burada her türlü yazıyor değil mi?
Biz açık kimliğimizle yazıp da insanları harekete geçiremiyorsak ben daha ne bekleyebilirim ki?
Eğer bu konuda ilgili ve yetkilileri harekete geçirebilecek bir toplumsal hareket oluşsa bile durum ne olurdu acaba?
TSF, FIDE deki emsal uygulamaları mı esas alırdı?
Yoksa benim çok arzu ettiğim önce FIDE YE bildirimde bulunup, makul süre sonrasında da bağımsız karar mı verebilirdi?
Sayın Attorney at Law
Maçta bir hakemin kendi yetkisiyle oyuna müdahale edebildiği durumlar belirlidir. Taraflardan bir itiraz gelmedikçe müdahale edemeyeceği durumlar da bellidir.
Kurulların da öyle...
Bir şikayet dilekçesi, bir itiraf, belgelere dayalı bir suç duyurusu gelmedikçe harekete geçebilirler mi bu kurullar, ya da yönetim?
Ben "şike" gibi bir olayın ancak büyük toplumsal birliktelik ile üstesinden gelinebileceğini biliyorum.
Dünyada olumlu ve olumsuz örnekleri vardır.
Eğer bu konuda önlem alabilmiş ülke ve toplumlar varsa bence geleceklerini kurtarabilmişlerdir.
Aksi taktirde de bu hikayeleri burada yazıp dururuz.
Selam ve saygılarımla.[/color]
Öncelikle şike hakkında görüş belirttiğimi bildirmeliyim.
En başından beri beni harekete geçiren tek bir konu vardı. M. BACHANA ile bu sebeple konuştum. Üstüme vazifeydi ve ben öyle görüyordum.
Çünkü çok büyük bir kitleden her birimiz davranışlarımız ile sorumluyuz.
Eğitim çağındaki çocuklardan ve sporcularımızdan...
Başka hiçbir sebep bence çok daha da önemli değildir.
Çünkü daha önce de bir çok üyenin verdiği benzer örnekleri ben de verdim. Sporculuk ve öğretmenlik yıllarında bizzat içinde yaşadığım sayısız şikeye konu sportif karşılaşmalara tanık oldum. Bir çoğunda da sonuç alınamadı. Takipsizlikle sonuçlandı.
1982 Dünya Kupası Federal Almanya-Avusturya karşılaşması esnasında stadyumdaki tüm seyirciler maç esnasında "şike-şike" diye bağırıp maçtan sonra paralarını geri istemişlerdi. Cezayir başta olmak üzere bir çok ülkenin diplomatik girişimleri de sonuç vermemişti. Maçı anlatan Alman spiker "utanıyorum" demişti.
İçinde bu kadar güçlü tepkilerin oluştuğu bir spor müsabakası hakkında sonuç Almanların dediği gibi bağlandı.
"Bir üst tura enerji saklamak gerekiyordu, biz bunu yaptık!"
Evet bu bir genel strateji olabilir. Beraberlik için de oynayabilirsiniz. Bu çok doğal.
Fakat sahada-masada verdiğiniz mücadele temiz olmalıdır.
...
Benim için çok daha farklı bir durum var.
Bu duruma şahit olup da ister ucu kendisine dayansın ister dayanmasın, neden bir kamuoyu oluşmuyor?
Ucu kendisine dayanmayan kişi ya da kurumlar bu yıl belki değil ama ileride de kendilerini ya da başkalarını ilgilendirebilecek bir konu olarak görebilmeli ve duruma müdahale etmeleri gerekmektedir. Bu, onların en doğal hakkıdır. Çünkü spor dünyasının doğal üyeleridir.
Oysa bir takım ilişkileri düşünerek "bana dokunmayan yılan..." düşüncesini benimsemeleri de bu tip olayların meşrulaşmasına sebep olmaktadır.
Aynı turnuvada oynayan bir sporcu olarak benim bir itirazım olmuş ve bu kamunun bilgisine de sunulmuştu.
Peki bu kamuoyu neden genişlemedi acaba? Neden devamı gelmedi?
Her şey burada yazmak mıdır?
SATRANÇTA ŞİKE 14.256 DEFA OKUNMUŞ, 86 YORUMDA BULUNULMUŞ.
M.BACHANA ve BİR İTİRAF ise 4.637 OKUNMA ve 27 YORUMA ulaşmış.
Neden benim dışımda ikinci bir kişiden TSF ye, ilgili kurullara,bilgi edinmeye bir sayfalık itiraz, şikayet, ya da suç duyurusu yok?
Bunun açıklanması gerek!
İnsanlar burada her türlü yazıyor değil mi?
Biz açık kimliğimizle yazıp da insanları harekete geçiremiyorsak ben daha ne bekleyebilirim ki?
Eğer bu konuda ilgili ve yetkilileri harekete geçirebilecek bir toplumsal hareket oluşsa bile durum ne olurdu acaba?
TSF, FIDE deki emsal uygulamaları mı esas alırdı?
Yoksa benim çok arzu ettiğim önce FIDE YE bildirimde bulunup, makul süre sonrasında da bağımsız karar mı verebilirdi?
Sayın Attorney at Law
Maçta bir hakemin kendi yetkisiyle oyuna müdahale edebildiği durumlar belirlidir. Taraflardan bir itiraz gelmedikçe müdahale edemeyeceği durumlar da bellidir.
Kurulların da öyle...
Bir şikayet dilekçesi, bir itiraf, belgelere dayalı bir suç duyurusu gelmedikçe harekete geçebilirler mi bu kurullar, ya da yönetim?
Ben "şike" gibi bir olayın ancak büyük toplumsal birliktelik ile üstesinden gelinebileceğini biliyorum.
Dünyada olumlu ve olumsuz örnekleri vardır.
Eğer bu konuda önlem alabilmiş ülke ve toplumlar varsa bence geleceklerini kurtarabilmişlerdir.
Aksi taktirde de bu hikayeleri burada yazıp dururuz.
Selam ve saygılarımla.[/color]
- MATRANÇ -