Tutku bey merhaba. TSF tabii ki dilekçenizi ciddiye almayacak ve konuyu susarak kapatmaya çalışacaktır. Business as usual
Asıl ilginç olanı geçen gün Cumhuriyet Gazetesinin spor sayfasında, spor yazarı Arif Kızılyalın imzasını taşıyan ve "satrançta çirkin hamle" manşeti ile uzun bir yazı çıktı.
Yazıda doğrudan TSF başkanına yönelik ithamlar var, kendisine yakın kulüplerin menfaat sağlaması amacıyla transfer döneminin keyfi olarak uzatılmasını anlatıyor. Yazıdan öğreniyoruz ki İstanbul Teknik Üniversitesi konuyu yargıya taşımış. Belki Teknik Üniversite yetkilileri buradan bir açıklama yaparlar. Ama bu gerçekse, takımlar arası şikeden daha önce kurumsal bir başka şike veya imtiyaz ile karşı karşıyayız demektir. Bu da bize "kime kimi şikayet ediyoruz" sorusuna götürür.
Aynı yazıda bir yan manşet olarak, Konya'da yapılan Avrupa Okullar Satranç Şampiyonasının da "büyük skandal" olduğu yazıyor ve gerekçesi olarak şampiyonada bazı branşlarda sadece Türk ve Azeri oyuncuların yarışması, yeterli puan alamayan sporcuların Avrupa Şampiyonu, ikincisi ve üçüncüsü olması konusunun FIDE tarafından incelemeye alındığı anlatılıyor.
Valla yazarının yalancısıyım, hani haberde bir tek bu turnuvaya "çakma" denmediği kalmış, kendisini esefle protesto ediyorum
Ama buradan varabileceğimiz konu şu. Tuz artık koktu ve koku her yere yayılıyor. Bu Federasyon hem beceriksiz hem satrançtan anlamıyor hem de satranç düşmanı. Bu konu basına ve hem de Cumhuriyet gibi ciddi bir gazeteye düştüyse 2-3 yıla ortada sponsor kalmaz, benden söylemesi. Veya bu beceriksiz ve kötüniyetli ekip değiştirilir.
İşte bu yüzden sizin başvurunuzu işleme almayacaklarını düşünüyorum, şu anda bildikleri tek eylem susmak ve birikmiş kirleri halının altına süpürmek.
Şike konusunu açmanız ve canlandırmanız çok önemliydi, uzun vadede bile değil kısa vadede sponsorlar bu konudan ciddi sıkıntı duyacaklardır. Ben de size destek olmak amacıyla İş Bankası yönetimi ile Eylül ayında irtibata geçip, ellerine özenle hazırlanmış bir dosya sunacağım.
Hayır işin kötüsü beni de sevip sayarlar.
Asıl ilginç olanı geçen gün Cumhuriyet Gazetesinin spor sayfasında, spor yazarı Arif Kızılyalın imzasını taşıyan ve "satrançta çirkin hamle" manşeti ile uzun bir yazı çıktı.
Yazıda doğrudan TSF başkanına yönelik ithamlar var, kendisine yakın kulüplerin menfaat sağlaması amacıyla transfer döneminin keyfi olarak uzatılmasını anlatıyor. Yazıdan öğreniyoruz ki İstanbul Teknik Üniversitesi konuyu yargıya taşımış. Belki Teknik Üniversite yetkilileri buradan bir açıklama yaparlar. Ama bu gerçekse, takımlar arası şikeden daha önce kurumsal bir başka şike veya imtiyaz ile karşı karşıyayız demektir. Bu da bize "kime kimi şikayet ediyoruz" sorusuna götürür.
Aynı yazıda bir yan manşet olarak, Konya'da yapılan Avrupa Okullar Satranç Şampiyonasının da "büyük skandal" olduğu yazıyor ve gerekçesi olarak şampiyonada bazı branşlarda sadece Türk ve Azeri oyuncuların yarışması, yeterli puan alamayan sporcuların Avrupa Şampiyonu, ikincisi ve üçüncüsü olması konusunun FIDE tarafından incelemeye alındığı anlatılıyor.
Valla yazarının yalancısıyım, hani haberde bir tek bu turnuvaya "çakma" denmediği kalmış, kendisini esefle protesto ediyorum
Ama buradan varabileceğimiz konu şu. Tuz artık koktu ve koku her yere yayılıyor. Bu Federasyon hem beceriksiz hem satrançtan anlamıyor hem de satranç düşmanı. Bu konu basına ve hem de Cumhuriyet gibi ciddi bir gazeteye düştüyse 2-3 yıla ortada sponsor kalmaz, benden söylemesi. Veya bu beceriksiz ve kötüniyetli ekip değiştirilir.
İşte bu yüzden sizin başvurunuzu işleme almayacaklarını düşünüyorum, şu anda bildikleri tek eylem susmak ve birikmiş kirleri halının altına süpürmek.
Şike konusunu açmanız ve canlandırmanız çok önemliydi, uzun vadede bile değil kısa vadede sponsorlar bu konudan ciddi sıkıntı duyacaklardır. Ben de size destek olmak amacıyla İş Bankası yönetimi ile Eylül ayında irtibata geçip, ellerine özenle hazırlanmış bir dosya sunacağım.
Hayır işin kötüsü beni de sevip sayarlar.