19-08-2015, 16:50
Merhaba Yakup abi,
Uzun zamandır forumu takip eden birisi olarak yazıp yazmama konusunda çok düşünmüştüm. Çünkü bu forumda yazılan yazılarda öğrenilmek istenen, tartışılmak istenen konulardan çok, kimin yazıyı yazdığı tartışılıyor. Herhangi bir üye bir eleştiri veya öneride bulunduğu zaman birçok üyemiz konunun özünden çok -eğer beni kastediyorsanız- ile başlayan savunma yazıları yazıyor. Türk satrancının gelişmesini istiyoruz evet. Peki bu forumda yazılan yazılara verilen cevapları okuyalım. Ne kadarı tartışmayı ileri götürecek düzeyde. Sayın Mojo Jojo benim en çok beğendiğim ve takip ettiğim bir üyemizdir. Çok basit bir önerisi var; "kim" ile değil "ne" ile ilgilenelim". Burada maalesef "ne" ile ilgilenilmiyor. Hepiniz burada Türk satrancı için yazıyorsunuz. Size çok basit bir önerim olacak. Herhangi bir konuda yazılan yazıları, herhangi bir çocuğa okutun sadece. Okutun ve yorumlamasını isteyin. Gerçekten Türk satrancının gelişmesi için mi yazıyorsunuz? Türk satrancını düşünüyorsak alınganlık olmamalı. Sonuna kadar fikirler tartışılmalı. Ama sadece fikirler!
Gelelim Yakup abinin bahsettiği röportaja. Çocukluğum Yakup abi ve onun jenerasyonu ile geçti. Satrancı öğrenmem, hatta daha çok satranç sevgisini ve oynadığım oyuna ve rakibime saygıyı öğrenmem konusunda emekleri çoktur. Evet satrancı yönetenlerin satrancın içinden gelmesi gerektiğini düşünen ve savunan birisiyim. Bunun için satranç oynamasanız da olur. Satrancın içinden gelmeniz satranççıların verdiği emekleri ve yaşadığı zorlukları görmeniz açısından önemlidir. Hakemlerin gece gündüz çalışmalarına şahit olmanız açısından önemlidir. Bunlar özveridir, sevgidir. Bu sevgiyi hiçbir şeyle satın alamazsınız. Ben daha da ileriye giderek satrancın içinden gelmenin yeterli olduğunu düşünmediğimi belirttim. Satranç camiasında bir birey olmakla satranç emekçisi olmak arasında fark var ve emekçilerin yönetimde olması gerektiğini belirttim. Jose Mourinho'nun basın toplantısında gazetecinin sorduğu "Futbol oynamadığınız halde antrenör olmanız garip değil mi?" sorusuna verdiği cevap "Jokey olmak için at mı olmak gerekir" olmuştur. Yönetici olmak için satranççı mı olmak gerekir? Evet satranç emekçisi olmak gerekir. Çünkü Jose Mourinho futbol oynamasa da futbol emekçisidir. (ki futbol oynamaya başladıktan kısa bir süre sonra sıkılıp antrenörlüğü tercih etmiştir).
Başkan olmayı GM ünvanımı aldığım andan beri düşünmeye başladım. Olurum/olmam ayrı bir konu. İyi yapıp yapmamak da göreceli bir kavram. Amaç satranca hizmet etmekse bu hizmete buradan başlamaya karar verdim. Bundan sonra görüşlerimi, fikirlerimi bilgim dahilinde sizlerle paylaşmaya karar verdim. Sadece fikirlerin tartışıldığı yorumlara katkıda bulunmaya karar verdim. Ben satranca emek vermiş, o tahtanın içinde kaybolmuş insanların başkanlığı çok iyi yapabileceğine inanıyorum. Yeter ki doğru bir kadro ve satranç aşkı olsun.
"Zamanı gelen bir fikrin gücüne hiç bir ordu karşı koyamaz" V.Hugo.
Kıvanç Haznedaroğlu
Uzun zamandır forumu takip eden birisi olarak yazıp yazmama konusunda çok düşünmüştüm. Çünkü bu forumda yazılan yazılarda öğrenilmek istenen, tartışılmak istenen konulardan çok, kimin yazıyı yazdığı tartışılıyor. Herhangi bir üye bir eleştiri veya öneride bulunduğu zaman birçok üyemiz konunun özünden çok -eğer beni kastediyorsanız- ile başlayan savunma yazıları yazıyor. Türk satrancının gelişmesini istiyoruz evet. Peki bu forumda yazılan yazılara verilen cevapları okuyalım. Ne kadarı tartışmayı ileri götürecek düzeyde. Sayın Mojo Jojo benim en çok beğendiğim ve takip ettiğim bir üyemizdir. Çok basit bir önerisi var; "kim" ile değil "ne" ile ilgilenelim". Burada maalesef "ne" ile ilgilenilmiyor. Hepiniz burada Türk satrancı için yazıyorsunuz. Size çok basit bir önerim olacak. Herhangi bir konuda yazılan yazıları, herhangi bir çocuğa okutun sadece. Okutun ve yorumlamasını isteyin. Gerçekten Türk satrancının gelişmesi için mi yazıyorsunuz? Türk satrancını düşünüyorsak alınganlık olmamalı. Sonuna kadar fikirler tartışılmalı. Ama sadece fikirler!
Gelelim Yakup abinin bahsettiği röportaja. Çocukluğum Yakup abi ve onun jenerasyonu ile geçti. Satrancı öğrenmem, hatta daha çok satranç sevgisini ve oynadığım oyuna ve rakibime saygıyı öğrenmem konusunda emekleri çoktur. Evet satrancı yönetenlerin satrancın içinden gelmesi gerektiğini düşünen ve savunan birisiyim. Bunun için satranç oynamasanız da olur. Satrancın içinden gelmeniz satranççıların verdiği emekleri ve yaşadığı zorlukları görmeniz açısından önemlidir. Hakemlerin gece gündüz çalışmalarına şahit olmanız açısından önemlidir. Bunlar özveridir, sevgidir. Bu sevgiyi hiçbir şeyle satın alamazsınız. Ben daha da ileriye giderek satrancın içinden gelmenin yeterli olduğunu düşünmediğimi belirttim. Satranç camiasında bir birey olmakla satranç emekçisi olmak arasında fark var ve emekçilerin yönetimde olması gerektiğini belirttim. Jose Mourinho'nun basın toplantısında gazetecinin sorduğu "Futbol oynamadığınız halde antrenör olmanız garip değil mi?" sorusuna verdiği cevap "Jokey olmak için at mı olmak gerekir" olmuştur. Yönetici olmak için satranççı mı olmak gerekir? Evet satranç emekçisi olmak gerekir. Çünkü Jose Mourinho futbol oynamasa da futbol emekçisidir. (ki futbol oynamaya başladıktan kısa bir süre sonra sıkılıp antrenörlüğü tercih etmiştir).
Başkan olmayı GM ünvanımı aldığım andan beri düşünmeye başladım. Olurum/olmam ayrı bir konu. İyi yapıp yapmamak da göreceli bir kavram. Amaç satranca hizmet etmekse bu hizmete buradan başlamaya karar verdim. Bundan sonra görüşlerimi, fikirlerimi bilgim dahilinde sizlerle paylaşmaya karar verdim. Sadece fikirlerin tartışıldığı yorumlara katkıda bulunmaya karar verdim. Ben satranca emek vermiş, o tahtanın içinde kaybolmuş insanların başkanlığı çok iyi yapabileceğine inanıyorum. Yeter ki doğru bir kadro ve satranç aşkı olsun.
"Zamanı gelen bir fikrin gücüne hiç bir ordu karşı koyamaz" V.Hugo.
Kıvanç Haznedaroğlu