20-08-2015, 09:42
Yakup Bey, neyi kastettiğinizi anlayamadım. Dilekçenin ellerine ulaşmasına gerek yoktu, forumdan dolayı haberleri vardı demek istiyorsanız zaten dilekçe ulaşmadan önce aynısını mail ile de gönderdim federasyona. Haberdar olma yönünden bir sorun yoktu yani. Önemli olan bu haberdar olmanın "niteliğiydi".
İlgili mevzuatlara göre e-mail eloktronik imzalı olmadıkça, yada herhangi bir dilekçe ıslak imzalı olmadıkça bir anlam ifade etmiyor. Resmi bir başvuru (ıslak imzalı dilekçe) olmadan TSF süreci başlatamadı. Dilekçe geldikten bir sonraki gün ise bu kişinin tedbirli olarak sevkini yaptı.
Tabii ki bu işin idealinin daha olur olmaz hakem ve gözlemci raporlarıyla TSF'ye bildirilmesi ve soruşturma başlatılmasıydı ama 10 küsür senedir ülkemize gelip son tura çıkmayıp ödüllerin kime gideceğini belirleyen kişilere hiç birşey yapılmamıştı ve kimse ne yapabileceğini bilmiyordu. Bu bir örnek oldu. Herşeyin bir başlangıcı vardır. Keşke son tura çıkmayıp ödülleri belirleme işi ülkemizde ilk yapıldığında o dönemki TSF yönetimi tarafından gereği yapılsaydı da, bu devrim niteliğindeki karar bu güne kalmasaydı. Şimdi bir sporcu son tura çıkmayıp dereceleri belirleme konusunda en az 2 kere düşünecektir. Son tura çıkmayıp üniversite kaydını yaptırmaya gidip, rakibinin kazandığı ödülden payını banka havalesi ile alan genç sporcular varsa, bunu yapmayı 2 kere düşüneceklerdir.
İlgili mevzuatlara göre e-mail eloktronik imzalı olmadıkça, yada herhangi bir dilekçe ıslak imzalı olmadıkça bir anlam ifade etmiyor. Resmi bir başvuru (ıslak imzalı dilekçe) olmadan TSF süreci başlatamadı. Dilekçe geldikten bir sonraki gün ise bu kişinin tedbirli olarak sevkini yaptı.
Tabii ki bu işin idealinin daha olur olmaz hakem ve gözlemci raporlarıyla TSF'ye bildirilmesi ve soruşturma başlatılmasıydı ama 10 küsür senedir ülkemize gelip son tura çıkmayıp ödüllerin kime gideceğini belirleyen kişilere hiç birşey yapılmamıştı ve kimse ne yapabileceğini bilmiyordu. Bu bir örnek oldu. Herşeyin bir başlangıcı vardır. Keşke son tura çıkmayıp ödülleri belirleme işi ülkemizde ilk yapıldığında o dönemki TSF yönetimi tarafından gereği yapılsaydı da, bu devrim niteliğindeki karar bu güne kalmasaydı. Şimdi bir sporcu son tura çıkmayıp dereceleri belirleme konusunda en az 2 kere düşünecektir. Son tura çıkmayıp üniversite kaydını yaptırmaya gidip, rakibinin kazandığı ödülden payını banka havalesi ile alan genç sporcular varsa, bunu yapmayı 2 kere düşüneceklerdir.