26-08-2015, 10:03
(Son Düzenleme: 26-08-2015, 10:50, Düzenleyen: M.Aşkın TAŞAN.)
(25-08-2015, 23:03)Erşan Gökerman Nickli Kullanıcıdan Alıntı: Ancak tutarlılık, tutarlılık diyerek, fikir üretme konusundaki yoksulluğunuzu, insanların 10 yıl önceki mesajlarına, vergi verip vermediklerine, dernek aidatlarına, hatta ve hatta ölmüş insanların ağzından kötülemelere varıncaya kadar seviyeyi düşürerek kapatmaya çalıştığınızda önce kendiniz tutarlı olmalısınız.
Tutarlılık ve siz ??
Erşan bey, kusura bakmayın ama söyledikleriniz gerçekten çok saçma.
Çünkü aynı ve benzer olayların çok daha katmerlisini başkaları yaparken suskun kalmanızı önce kendinize izah edin.
Sonra da tutarlılıktan bahsedin.
Kimsenin 10 yıl önceki mesajıyla bir işim yok. O zamanlar ne forumda yazdım ne de birbirleriyle saçma sapan didişen yazıları okudum.
İnsanların kolaydan yana olmalarını burada gördüm.
Kolayı yazmak çok kolaydır. Kolayı yapmak da öyle…
Oturduğu yerden sadece yazarak ve eleştirerek aydın ve entelektüel pozlara bürünmüyorum.
Adımı mesleğimi ve yaptıklarımı saklamıyorum.
İnsanların adını ve mesleğini aşağılamıyor, bireylerin isimlerini anarak buradan utanç duyduğumu haykırmıyorum.
Hiç kimsenin şahsını adını soyadını ve baş harflerini kullanarak, onların kişiliklerine saldırarak, bel altı fıkralarla uğraşmıyorum.
Sizin gibi bilerek suskun ve tepkisiz kalıp yerimden seyretmiyorum.
Kimseye iftira atmıyorum.
Kimsenin mesleğini ve nasıl icra ettiğini afişe etmeye kalkmıyorum.
Çalmıyorum.
Yazdıklarımın arkasında mutlaka şahitleriyle yaşanmış bir olay ya da belge vardır.
Bana ne olur tutarlılıktan SİZ bahsetmeyin.
...
Benim mali genel kuruldan sonra bırakacağımı söylememe rağmen geri dönmemi yadırgadınız.
Sebebini de çok iyi biliyorum.
Ben bırakmıştım.
Ancak arkamızdan hem özelden hem de bu sütunlardan olmadık iftiralar ve gıyabi suçlamalar yer aldı. Elbette cevaplamak gereği doğdu. Bunu neden yadırgadığınızı anlamak isterim.
Benzer şekilde 2-3 üye daha aynı tavrı takındı değil mi? Onlara da aynı şekilde yaklaşım gösterdiniz mi Erşan Bey?
Tabi her zamanki gibi yine;
Görmediniz,
Duymadınız,
Bilmiyordunuz değil mi?
Yoksa yazdınız da biz mi göremedik?
Tutarlılıktan bahsederken biraz da bunları görelim değil mi?
(25-08-2015, 23:03)Erşan Gökerman Nickli Kullanıcıdan Alıntı: Satranççıların iyi yönetici olamayacağı tezi kadar büyük bir hakareti ve kusura bakmayın zırvalığı da daha önce görmemiştik. Burak Akgüç (2120) Türkiye'nin önemli bankalarından birinin genel müdür yardımcılığını yapıyor. Çetin Sel (2265) neredeyse 20 yıldır Türkiye ve dünyanın en büyük otellerinde müdürlük yapmakta, yüzlerce kişiyi yönetmekte. Orkun Dizdar (1910) daha geçtiğimiz yıl, saygın bir şirketin genel müdürlüğüne getirildi. Doktor, hukukçu, akademisyen, kendi şirketlerini yöneten daha bir çok örnek, hatta Türkiye Şampiyonları var. Hem şu anki mevcut yönetim kuruluna körleme simultane atacak, hem de mezun oldukları okul, eğitim, deneyim ve beceri olarak mevcut başkandan çok daha fazla özelliğe sahip, yönetim bilimleri konusunda eğitim almış, bir veya birden fazla yabancı dili olan bir çok satranççı var. Lütfen 'satrancı, satranççılar için, satranççılara rağmen' yönetme masalını burada değil, seçim zamanı geldiğinde Ankara bürokratlarına anlatın...
[color=#0000CD]Tabi yazdıklarıma nereden ve nasıl baktığınız, nasıl anlamak istediğinizle ilgili bir durum.
Yorumunuzu çok çocukça buluyorum.
Bir kere;
Benim sizin söylediğiniz gibi;
"Satranççıların iyi yönetici olamayacağı tezi kadar büyük bir hakareti ve kusura bakmayın zırvalığı da daha önce görmemiştik."
...
Hoppala.
Bunu nasıl böyle anlar, çarpıtır ve istediğiniz gibi yorumlarsınız?
Bu yöneticilik konusunda asla görüşüm değişmedi.
Ama sizin yazdığınız ve hayatttan verdiğiniz örnek bambaşkadır.
İsimlerini verdiğiniz kişiler elbette iyi, çok iyi yönetici olabilirler.
Ben bunlar için bir şey söylemedim ki...
Onlardan hangisi satranç yöneticisi olmuş ve hayatlarını satranç yöneticiliğinden kazanmaktalar?
Bana yanlış ve ÇARPITILMIŞ örnekler vererek toplumda yanlış algı oluşturmaya çalışıyorsunuz, bu çok açık!
Ben yöneticiliği genel anlamda değil, satranç yöneticiliği olarak gördüm ve bu kapsamda yazdım.
Aşağıdaki fikirlerimin yanındayım.
Satranç yöneticiliği için elbette satrancın en içinden gelmek ideal olanıdır.
Kıvanç HAZNEDAROĞLU bu özelliği ile tam uygundur. Bunu yeni yazmıyorum.
Bunda bir sorun yok ki.
Benim bu anlamda bir satır yazım da yok.
Ben satranç yöneticiliği yapmak için sadece satrancın içinden gelinmesini yeterli görmüyorum.
Bu ikisi ayrı şeyler.
Siz ya bunu karıştırıyor ya da her ikisini bilinçli bir şekilde kavuruyorsunuz.
Bir kere hayatını satranç dışındaki mesleğiyleile kazanmak zorunda olan bir insan satranç yöneticiliğine ne kadar zaman ayırabilir ki?
Satranç turnuvalarına bile sadece hafta sonlarını ayırabilen, sadece liglerde gördüğümüz sn. Suat SOYLU bu konumda mesleğini bırakabilir mi?
Elbette aksi yönde özel kararı beni mutlu eder. Ancak şu aşamada bekleyebilir misiniz böyle bir gelişmeyi?
Ha, konumu uygunlaşır aday olur, zaman ayırır. Bu olabilir.
Siz, özel okulunuzdan haftada 2-3 gün izin alıp sorunlar ile belki de yerinde uğraşmak için zaman ayırabilir misiniz?
Hayatında sadece özel satranç eğitim merkezi olan birisi, örneğin sn Umut ATAKİŞİ bu zamanı ayırabilecek midir? Ama Umut'un yerine konuşmuş olmak istemiyorum. Fikirlerine ve kararlarına saygı duyarım. Ben örnek verdim.
Sevgili Kıvanç HAZNEDAROĞLU şu anda hangi mesleği icra ediyor bilmiyorum. Ama kendisini bu konuda yeterli görüyor, zaman ayırabilecek durumda demek ki.
Eğer öyle ise, yine de kendisine nacizane önerilerim geçerli olmak üzere, kararına saygı duyup yolunun açık olamsını dilemekten başka ne düşünebilirim ki? Kendisine bir güvensizlik mi belirttim?
Var mı öyle bir yazım. ÇARPITMAYIN!
Ben hayatını satrançtan ya da başka asli meslekten kazanmak zorunda olan insanların bu konuda yeterli ekonomik önlem almadıkça, GELECEKLERİNİ MADDİ-MANEVİ ANLAMDA GARANTİYE ALMADIKÇA satranç yöneticiliğine soyunmalarını, gelecekleri açısından uygun görmediğimi belirttim.
Kimsenin adaylığına karıştım mı?
Engel mi oldum?
Ne haddime ?
...
Bunların tarafımdan yapılmış gibi gösterilmesi olayı çarpıtmadır.
Bunu yadırgarım işte, gerekli cevabı da yazarım.
...
[b]Ununu elemiş eleğini asmış deyimi vardır.
Bu anlamda maddi manevi gelecek kaygısı olamayan, hatta ailevi sorumluluklarının bilincinde olarak bir özverili planlama yapan insanların içinden, çağdaş yönetim eğitimi almış ve bunu uygulama alanına koyabilecek özellikte insanların yöneticiliğine olumlu bakıyorum.,
Bu konuda ister satranççı ister satrancın dışından ama illede satranç temel buluşma noktasında adayların profilini çizdim.
Aksini çok yaşadım.
Kendimden ve çevremden çok örnek gördüm bu yönde. Okulunu, mesleğini riske eden insanları bilmez misiniz?
Hatta yuva kuramayıp, yuvasının dağılanlarını...
İsim mi verelim illaki?
Ben bu konuda inandığım gerçekleri yazdım. Ülke satrancının zaman kaybına tahammülü yoktur.
Seçildiğinin 3. ayında koşullara yenik düşen bir adayın sorumluluğu sadece kendisinde değil, onu seçenlerde de olur.
Bunu hemen bir tehtid olarak algılayacak kişiler de olabilir.
Beni rencide edecekler de...
Bu anlamda sn.Ali Nihat YAZICI nın 3 dönem başkanlık yapmış olmasını, kendisinin bir devlet kuruluşunda görev yapması ve maddi-ekonomik anlamda eksiklik yaşamaması sayesinde, onun rahatlıkla kendisini aday görmesini sağladığını düşünürüm.
Bu söylediklerim yanlış mıdır?[/b]
[color=#0000CD][/color]
[/color]
- MATRANÇ -