02-09-2015, 12:46
(Son Düzenleme: 02-09-2015, 12:59, Düzenleyen: Kayseri Satranç.)
Konu başlığı olay 24 Kasım 2014 yılında gerçekleşti.
Olay hemen akabinde Federasyona iletildi.
Federasyon’un talebimizi reddetmesi üzerine olay Tahkim’ e taşındı.
Tahkim Kurulu’ndan sonuç çok gecikmeli de olsa 14.07.2015 Tarihinde lehimizde yani bizim aylardır Federasyona anlatmak istediğimiz şekilde Oy Birliği ile çıktı.
Tahkim Kurulu Mahkeme niteliğinde olup Anayasa gereği kararlarının en geç 30 gün içerisinde uygulanmaya konması gerekirken bu güne kadar olayın tarafı olarak hiç kimse bizimle irtibata geçmediği gibi, mahkeme kararını uygulamaya yönelik tek bir girişim de olmadı.
Olayın başladığı 24 Kasım 2014 tarihinden beri her atacağım adım öncesi ilgili makam ve kişilerle irtibata geçerek uyardım. Lütfen düzeltin yoksa şu girişimde bulunacağım dedim. Ancak özellikle Federasyondan hangi taş büyükse başını oraya vur tutum ve davranışını gördüm. Şimdi de adeta Tahkim Kuruluna meydan okuyarak KARARINI HİÇE SAYMAKTADIRLAR.
Tahkim Kurulu kararından sonra da; Tahkim Kurulu, Kayseri Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürü ve Satranç İl Temsilcisi ile bizzat görüşerek konu hakkında girişimde bulunmalarını talep ettim.
Herhangi bir sonuç alınamayınca da dün itibariyle Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunmak zorunda kaldım.
Amacımın madalya veya ödülden ziyade yapılan yanlışların düzeltilmesine yönelik olduğunu sürekli dillendirdim.
Olayın başlangıcı olan 24 Kasım 2014 Tarihinden beri 14 yaşındaki bayan bir sporcunun çok sevdiği spordan uzaklaşması bu olayı oluşturanların hiç umurunda olmadığından olsa gerek, Tahkim Kararı ile hataları tescillenen kişilerin bırakın özür dilemelerini, içlerinden o gündür bu gündür “Kızım sen ne yapıyorsun? diyen tek bir kişi dahi çıkmadı.
Suç duyurusundaki amaç ne madalya ne tören. İlgili kişilere RESMİ BİR KURUM olduklarını hatırlatmaktan ibarettir.
Türkiye Cumhuriyeti bir Hukuk Devleti olup Satranç Federasyonu da bu devletin bir parçası ise Tahkim Kurulu’nun kararlarını yerine getirmek zorunda olduğunu öğrenecektir.
Saygılarımla.
Olay hemen akabinde Federasyona iletildi.
Federasyon’un talebimizi reddetmesi üzerine olay Tahkim’ e taşındı.
Tahkim Kurulu’ndan sonuç çok gecikmeli de olsa 14.07.2015 Tarihinde lehimizde yani bizim aylardır Federasyona anlatmak istediğimiz şekilde Oy Birliği ile çıktı.
Tahkim Kurulu Mahkeme niteliğinde olup Anayasa gereği kararlarının en geç 30 gün içerisinde uygulanmaya konması gerekirken bu güne kadar olayın tarafı olarak hiç kimse bizimle irtibata geçmediği gibi, mahkeme kararını uygulamaya yönelik tek bir girişim de olmadı.
Olayın başladığı 24 Kasım 2014 tarihinden beri her atacağım adım öncesi ilgili makam ve kişilerle irtibata geçerek uyardım. Lütfen düzeltin yoksa şu girişimde bulunacağım dedim. Ancak özellikle Federasyondan hangi taş büyükse başını oraya vur tutum ve davranışını gördüm. Şimdi de adeta Tahkim Kuruluna meydan okuyarak KARARINI HİÇE SAYMAKTADIRLAR.
Tahkim Kurulu kararından sonra da; Tahkim Kurulu, Kayseri Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürü ve Satranç İl Temsilcisi ile bizzat görüşerek konu hakkında girişimde bulunmalarını talep ettim.
Herhangi bir sonuç alınamayınca da dün itibariyle Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunmak zorunda kaldım.
Amacımın madalya veya ödülden ziyade yapılan yanlışların düzeltilmesine yönelik olduğunu sürekli dillendirdim.
Olayın başlangıcı olan 24 Kasım 2014 Tarihinden beri 14 yaşındaki bayan bir sporcunun çok sevdiği spordan uzaklaşması bu olayı oluşturanların hiç umurunda olmadığından olsa gerek, Tahkim Kararı ile hataları tescillenen kişilerin bırakın özür dilemelerini, içlerinden o gündür bu gündür “Kızım sen ne yapıyorsun? diyen tek bir kişi dahi çıkmadı.
Suç duyurusundaki amaç ne madalya ne tören. İlgili kişilere RESMİ BİR KURUM olduklarını hatırlatmaktan ibarettir.
Türkiye Cumhuriyeti bir Hukuk Devleti olup Satranç Federasyonu da bu devletin bir parçası ise Tahkim Kurulu’nun kararlarını yerine getirmek zorunda olduğunu öğrenecektir.
Saygılarımla.