16-10-2015, 16:43
Memleketimin lokal turnuvalarında az buçuk tecrübe edindikten sonra üniversite için geldiğim İstanbul'da, 2008 yılında UKD'mi çıkartmış ve 2009 yılında büyük umutlarla ilk kez Türkiye Şampiyonası Seçmeleri'ne katılmıştım. Gelgelelim, turnuva pek de hayallerimdeki gibi parlak geçmemişti. Katılanlar hatırlayacaktır o yıl turnuva Rose Residence'ta yapılmıştı ve iki salon vardı. Ben de genellikle, alt salonda kazanıyor ancak mutlulukla, hevesle, heyecanla gittiğim üst salondan boynu bükük ayrılıyor ve yeniden alt salona dönüyordum. Turnuvanın sonlarına doğru, oyuncuların daha çok üst salondan olduğu, bana göre rating ortalaması oldukça yüksek bir halı saha maçı organize edilmişti. Neyse ki o halısaha maçında birkaç şık hareketim ve golümle iyi bir imaj çizmiştim de 64 karede edinemediğim itibarı o maçla kazanmıştım (ya da kendimi öyle avutmuştum). O gün bu gündür, turnuvalar kötü gittiğinde "beyler bir maç mı yapsak ya?" sorusunu hep gündeme getiririm
Bu uzun girizgahtan sonra, geçen yıllar ve iş hayatımın beni spordan uzaklaştırmasını da göz önünde bulundurarak kendi ratingimi (biraz torpille de olsa) 1900-2100 arası belirledim. İki salonlu türkiye şampiyonası seçmesi olsa daha çok üst salonda kalacağıma inanıyorum
Bu uzun girizgahtan sonra, geçen yıllar ve iş hayatımın beni spordan uzaklaştırmasını da göz önünde bulundurarak kendi ratingimi (biraz torpille de olsa) 1900-2100 arası belirledim. İki salonlu türkiye şampiyonası seçmesi olsa daha çok üst salonda kalacağıma inanıyorum