24-11-2015, 17:43
(24-11-2015, 16:58)Attorney at Law Nickli Kullanıcıdan Alıntı: Antrenörlerin, sporcularının ve sporcularının muhtemel rakiplerinin oyunlarını izlemesi gerekli ve bu gereklilikten taviz verilmemesi gereken bir durumdur. Ancak, gerek salonların fiziksel şartları, gerekse o anki diğer şartlara göre gerekli düzenlemeler "antrenörün oyunu izlemesin engellenmeyeceği şekilde" yapılabilir. Örneğin, masanın başından değil de, belli bir şeridin arkasından yada tahtayı net görebiliyorsa tribünden izlettirilebilir.
Tabii burada asıl önemli olan antrenörün nitelikleridir. Ülkemizde beş günlük kurslarda 1. kademe antrenör yapılan ve bir kısmı hayatında turnuva oynamayı bırakın, turnuva ortamı dahi görmemiş ve turnuva kurallarından habersiz kişilerin sayısı hiç de az değildir.
Bu sebeplerle, bu konunun tüm Türkiye'de ortak bir şekilde çözümlenmesi ve bu çözümün TSF tarafından yapılacak bir mevzuat düzenlemesi ile netleştirmesi gerektiğini düşünüyorum. Benim önerim;
- 2. kademe ve üstü antrenörlerin salona girebilmesi ve kuralları ihlal etmediği sürece istediği kadar kalabilmesi,
- 1. kademe antrenörlerin ELO puanına sahip olması yada belli bir UKD barajını aşmış olması
gibi tüm Türkiye'de geçerli olacak kıstaslardır.
ELO'lu demek, belli bir sayıda ELO'lu sporcuyla oynamış, yeterince turnuva tecrübesi yaşamış demektir. UKD barajı için de 1500-1800 arası bir baraj belirlenebilir. Bu baraj da belirli bir satranç turnuvası kültürü olan kişi anlamına gelecektir. Yoksa "Benim öğrenci saate basmayı unutmuş, onu söyleyip gelicem." diye salona girmek isteyen, turnuva kültürü hakkında bilgi sahibi olmayan antrenörlerle bu iş yürümez.
Ek olarak, TSF mevzuatında net olarak belirtilmesi durumunda bu kriterler hakemlerin insiyatif alarak (Bu antrenör arkadaş bizim okulda çalışıyor, onu ben salona sokayım vb.) değiştiremeyeceği şekilde akreditasyon sistemi ile yapılmalı, turnuvadan önce yada turnuvaya geldiğinde kendisinin bu şartları taşıdığını belgeleyen (TSF lisans ve UKD sistemleri ile FIDE rating sayfası) antrenöre kendi ismini taşıyan bir yaka kartı verilmelidir. Bu yaka kartını başkasına kullandıran antrenörün yaka kartı o turnuvada geri alınmalı, başka bir turnuvada tekrarı halinde belli süre salona girişine izin verilmemelidir.
Hatta bir adım daha ileriye gideyim, turnuva salonlarına antrenör girişi antrenör kimliği ile sağlansın, Çok kısa sürede yapılabilecek bu mevzuat düzenlemesi ile bu kimliklere sahip olmayan antrenörlerin turnuva alanına giremeyeceği düzenlemesi yapılsın ve "Akredite Antrenör Kartı" adını alabilecek bu fotoğraflı kimlikler 5 yada 10 liraya satılsın. (Satılsın dememdeki amaç TSF'nin dikkatini çekmek. Yoksa yıllardır 30 lira için 1. Kademe antrenör belgesi dağıtan TSF bu işin ucunda az da olsa bir gelir görmezse aynı tas, aynı hamam gider bence bu iş.) 2016-2017 sezonuna kadar geçiş dönemi olup, yaklaşık 9-10 ay sonra yeni sezon başlangıcında bu kimlikler olmadan hiç bir antrenör salona alınmasın.
[size=large][color=#3333ff]Ben önerilerinizi gayet yerinde buldum. Destekliyorum.[/color][/size]
[size=large][color=#3333ff]Ancak salona giriş yapabilecek antrenörlerin tespiti konusunda hem merkezi hem de yerelde uygulanışı için ön görüşmelerin, fikir bildirimlerinin ve tartışmaların yeterince olgunlaşması ve nitelik kazanması esastır.[/color][/size]
[size=large][color=#3333ff]Verdiğiniz örnek olaylar tasvip edilemez, ancak ülkemizde olan şeylerdir. Doğrudur ve çok yerde de bu olumsuzluklar ne yazık ki yaşanmaktadır.[/color][/size]
[size=large][color=#3333ff]Bu satrancın suçu değil, yetiştirilme tarzımızın içinde bulunduğu sistemden kaynaklan bir olumsuzluktur.[/color][/size]
[size=large][color=#3333ff]Bu sistemler, başka gelişmiş ülkelerle kıyaslanınca daha da gün yüzüne çıkar.[/color][/size]
[size=large][color=#3333ff]İlave edeceğim tek konu 5 günlük kurslar konusudur.[/color][/size]
[size=large][color=#3333ff]Beş günde ve toplam 30 saatte ancak 1. kademe yardımcı antrenör olunmaktadır. Hemen antrenör olamıyorsunuz. Öncelikle bunu hatırlatmalıyım. Onun için 48 saat daha eğitim almanız gereklidir. Burada bu düzenlemenin içinde bulunduğumuz şartlarda her hangi bir olumsuz yanı pek yoktur. Pekala bu gün sayısı ve ders saati süresi yeterlidir.[/color][/size]
[size=large][color=#3333ff]Ancak temel sorun bu kurslara talepte bulunan adayların niteliğindedir![/color][/size]
[size=large][color=#3333ff]1600 UKD ve üstü sporcuların, Başlangıç Düzeyi Satranç Okulu nu takip ederek katılacakları kursu ( ki bu konuda sn. Yakup Bayram'ın geçmişteki önerisine katılıyor ve tamamen destekliyorum) ben yeterli görmekteyim. Sporculuktan gelmiş olması temel ilke olmalıdır.[/color][/size]
[size=large][color=#3333ff]Ama kurslara talep ne yazık ki bu seviye çıtasının çok çok altında gelmektedir. O zaman da hazırlanan program sekteye uğramakta, en temel başlangıç konularına dönüş yapılmaktadır.[/color][/size]
[size=large][color=#3333ff]Tabi 5 günün ve 30 satin nasıl doldurulduğu da önemlidir![/color][/size]
[size=large][color=#3333ff]Halk Eğitim merkezlerinde aynı seviye dersleri 96-156 saat arasında değişmektedir. Tabi bu o etkinliğin öğretilmesi amaçlı bir kurstur.[/color][/size]
[size=large][color=#3333ff]Söz konusu kurslarda ben en öncelikli kaynak olarak verdiğim kaynak dijital materyaldir. Kurslarımın tamamını bu kaynaktan vererek kursiyerlere internetten de indirmelerini öneririm.[/color][/size]
[size=large][color=#3333ff]Bu şartları sağlayan yardımcı antrenörlerin de zaman içinde salonlara girişi düşünülebilir.[/color][/size]
[size=large][color=#3333ff] Ben 2.kademe antrenörlerin bu haktan faydalanması görüşünü kesinlikle destekliyor ve savunuyorum.[/color][/size]
- MATRANÇ -