02-12-2015, 13:45
Aşağıdaki yorumum yanlışlıkla taafımdan "Ustalarımıza Öneri" konu başlığında yer almıştır.
[color=#ff3333]ÖSF YÖNETİMİ BU YAZIMI ORADAN SİLEBİLİR.[/color]
...
[color=#17375e][size=medium][font=Segoe Print]Öncelikle belirtmeliyim ki benim bu konudaki önerim şu an mevcut olan işleyiş için değil, bu konuda makul düzenlemeler yapıldıktan sonrası içindir. Makul düzenlemeler yapılmadıkça da bu önerilerimin gerçekleşebilir olduğunu düşünmüyorum.[/font][/size][/color][size=medium][font=Segoe Print]
[color=#17375e]…[/color]
[color=#17375e]Küçük yaş gruplarında özel önlemler alınabilir. Çalıştırıcıların hakemlerin işini zorlaştıracağını sanmıyorum. [/color]
[color=#17375e]Örneğin aynı kulübe mensup çalıştırıcılardan en kıdemli olanı sahada yer alabilir. Çalıştırıcı yaka kartını belli kurallara uyduğu sürece takmalıdır. Sporcusuna müdahaleyi hiçbir zaman söz konusu yapmadım. Kurallar izin verdiği ölçüde, örneğin takım maçlarında sporcu beraberlik önerisinde çalıştırıcısına danışmasına kurallar izin veriyorsa sadece bu durumda belli yanıtlardan birini verebilir. Onun dışında oyuna teknik bir müdahalesi söz konusu değildir.
[/color]
[color=#17375e]Sporcusunun çalıştırıcısını görmesine gelince, bu durum değişkenlik gösterir. Şu anki sporcu eğitimlerimizin psikolojik yönü tam anlamıyla yeterli değildir. Antrenörler için de aynı şeyi söyleyebilirim. Bu konuda biçimlenme açısından yeterliliğe sahip çalıştırıcıları tenzih ediyorum. Özellikle sn. Yakup BAYRAM’IN değindiği konu yerinde ve doğrudur. Çünkü yaşanmıştır ve yaşanmaktadır. Aynı konuda ben de birçok örnek verebilirim. Zaten bu olumsuzlukların bir kısmı da bu konunun düzenlenmemesinden kaynaklıdır.
[/color]
[color=#17375e]Ama satrancın gelişmesine yönelik olarak çalıştırıcıların ( en az 2. Kademe) yarışma alanından dışarıda kalmasını sportif açıdan da etik açıdan da kabul edemem. Antrenör her konuda sporcusuyla sportif süreci ortak yaşamalıdır.
[/color]
[color=#17375e]Verilen olumsuz örnekler, olumlu ve gerekli düzenlemelerin önüne geçmemelidir! Aksi takdirde bu olumsuzluklara, çalıştırıcıların saha dışında kalma sebeplerinden kaynaklı yenileri eklenmektedir.[/color]
[color=#17375e] Çalıştırıcı sporcusunun nasıl bir psikolojik etkileşim içinde olduğuna tanıklık yapamayacağı süre içinde bu sporcuya teknik desteği kim verecektir? Anne veya babası mı, yoksa psikolog mu? Her sporcunun psikoloğu var mıdır?
[/color]
[color=#17375e]Sporcu saha içindeki tüm etkenlere karşı da dirençli olmalıdır. Özellikle küçük yaşlarda bu sorun en devasa boyutlarda karşımıza çıkmaktadır. Tam bu yaşlarda yapılacak düzenlemelerin gerekliliği de ortadadır. Sporcunun geleceği ve karşılaştığı sorunlara karşı yerinde tespitlere dayalı doğru eğitimi söz konusudur. Bu sürece tanıklık yapamayan çalıştırıcılardan bu sorunların çözümünü beklemek hayaldir.
[/color]
[color=#17375e]Sn. BAYRAM diyor ki:
“Esas hassas nokta antrenörün sahada bulunması değildir, hakemlerin yeterli satranç ve pedagojik donanıma sahip olabilmeleridir.”
[/color]
[color=#17375e]Bu konu esastan doğru olmakla birlikte çalıştırıcıların yapılacak düzenlemeler sonrası saha içinde olmasıyla ilgili bir konu değildir. Çalıştırıcısı tarafından doğru bir satranç eğitimi alan sporcular için bu bir durum testi niteliğindedir. Kurallara uymak, yapılan teknik çalışmaların maç esnasında sahaya yansımasına tanıklık yapmak, çalıştırıcısının gözetiminde olmak çocuklar için yeni bir şey değildir. Tüm bunları okul eğitim sürecinde çocuklarımız zaten öğretmenlerinden almaktalar. Öğretmenlerinin ve arkadaşlarının tanıklığında her bir çocuk zaten bu süreci yaşıyor. Yetenek ve sportif çalışmalarını sergileyen her alandaki sınıf içi, okul içi ve okullar arası yarışmalarda buna alışıklar. Her türlü testi, sınavı yine öğretmenlerinin gözetiminde olmuyorlar mı? Çocuk okul sürecinde ve doğal rekabet ortamında kendisini bir şekilde ortaya koymaktadır. Buna doğal olarak alışıktır.
[/color]
[color=#17375e]Tek yapılması gereken bunların çalıştırıcı tarafından satranç sporuna doğru bir şekilde adapte edilerek uygulanmasıdır. Ama tabi şunu kabul edemeyiz: Eşlendirmesine çalıştırıcısı baksın, masaya o oturtsun, suyunu kalemini o taşısın… Bunlar belki ilk amanlar için evet ama belli zaman sonra kazandırılması gereken alışkanlıklardır.
[/color]
[color=#17375e]Ben sonuç olarak çalıştırıcıyla aynı ortamı belli düzenlemeler sonrasında paylaşan sporcuların kazanım açısından daha çok şeylere sahip olabileceklerini düşünmekteyim. Bu zaten sportif açıdan da gereken bir durumdur[/color][/font][/size].
Selam ve saygılarımla.
[color=#ff3333]ÖSF YÖNETİMİ BU YAZIMI ORADAN SİLEBİLİR.[/color]
...
[color=#17375e][size=medium][font=Segoe Print]Öncelikle belirtmeliyim ki benim bu konudaki önerim şu an mevcut olan işleyiş için değil, bu konuda makul düzenlemeler yapıldıktan sonrası içindir. Makul düzenlemeler yapılmadıkça da bu önerilerimin gerçekleşebilir olduğunu düşünmüyorum.[/font][/size][/color][size=medium][font=Segoe Print]
[color=#17375e]…[/color]
[color=#17375e]Küçük yaş gruplarında özel önlemler alınabilir. Çalıştırıcıların hakemlerin işini zorlaştıracağını sanmıyorum. [/color]
[color=#17375e]Örneğin aynı kulübe mensup çalıştırıcılardan en kıdemli olanı sahada yer alabilir. Çalıştırıcı yaka kartını belli kurallara uyduğu sürece takmalıdır. Sporcusuna müdahaleyi hiçbir zaman söz konusu yapmadım. Kurallar izin verdiği ölçüde, örneğin takım maçlarında sporcu beraberlik önerisinde çalıştırıcısına danışmasına kurallar izin veriyorsa sadece bu durumda belli yanıtlardan birini verebilir. Onun dışında oyuna teknik bir müdahalesi söz konusu değildir.
[/color]
[color=#17375e]Sporcusunun çalıştırıcısını görmesine gelince, bu durum değişkenlik gösterir. Şu anki sporcu eğitimlerimizin psikolojik yönü tam anlamıyla yeterli değildir. Antrenörler için de aynı şeyi söyleyebilirim. Bu konuda biçimlenme açısından yeterliliğe sahip çalıştırıcıları tenzih ediyorum. Özellikle sn. Yakup BAYRAM’IN değindiği konu yerinde ve doğrudur. Çünkü yaşanmıştır ve yaşanmaktadır. Aynı konuda ben de birçok örnek verebilirim. Zaten bu olumsuzlukların bir kısmı da bu konunun düzenlenmemesinden kaynaklıdır.
[/color]
[color=#17375e]Ama satrancın gelişmesine yönelik olarak çalıştırıcıların ( en az 2. Kademe) yarışma alanından dışarıda kalmasını sportif açıdan da etik açıdan da kabul edemem. Antrenör her konuda sporcusuyla sportif süreci ortak yaşamalıdır.
[/color]
[color=#17375e]Verilen olumsuz örnekler, olumlu ve gerekli düzenlemelerin önüne geçmemelidir! Aksi takdirde bu olumsuzluklara, çalıştırıcıların saha dışında kalma sebeplerinden kaynaklı yenileri eklenmektedir.[/color]
[color=#17375e] Çalıştırıcı sporcusunun nasıl bir psikolojik etkileşim içinde olduğuna tanıklık yapamayacağı süre içinde bu sporcuya teknik desteği kim verecektir? Anne veya babası mı, yoksa psikolog mu? Her sporcunun psikoloğu var mıdır?
[/color]
[color=#17375e]Sporcu saha içindeki tüm etkenlere karşı da dirençli olmalıdır. Özellikle küçük yaşlarda bu sorun en devasa boyutlarda karşımıza çıkmaktadır. Tam bu yaşlarda yapılacak düzenlemelerin gerekliliği de ortadadır. Sporcunun geleceği ve karşılaştığı sorunlara karşı yerinde tespitlere dayalı doğru eğitimi söz konusudur. Bu sürece tanıklık yapamayan çalıştırıcılardan bu sorunların çözümünü beklemek hayaldir.
[/color]
[color=#17375e]Sn. BAYRAM diyor ki:
“Esas hassas nokta antrenörün sahada bulunması değildir, hakemlerin yeterli satranç ve pedagojik donanıma sahip olabilmeleridir.”
[/color]
[color=#17375e]Bu konu esastan doğru olmakla birlikte çalıştırıcıların yapılacak düzenlemeler sonrası saha içinde olmasıyla ilgili bir konu değildir. Çalıştırıcısı tarafından doğru bir satranç eğitimi alan sporcular için bu bir durum testi niteliğindedir. Kurallara uymak, yapılan teknik çalışmaların maç esnasında sahaya yansımasına tanıklık yapmak, çalıştırıcısının gözetiminde olmak çocuklar için yeni bir şey değildir. Tüm bunları okul eğitim sürecinde çocuklarımız zaten öğretmenlerinden almaktalar. Öğretmenlerinin ve arkadaşlarının tanıklığında her bir çocuk zaten bu süreci yaşıyor. Yetenek ve sportif çalışmalarını sergileyen her alandaki sınıf içi, okul içi ve okullar arası yarışmalarda buna alışıklar. Her türlü testi, sınavı yine öğretmenlerinin gözetiminde olmuyorlar mı? Çocuk okul sürecinde ve doğal rekabet ortamında kendisini bir şekilde ortaya koymaktadır. Buna doğal olarak alışıktır.
[/color]
[color=#17375e]Tek yapılması gereken bunların çalıştırıcı tarafından satranç sporuna doğru bir şekilde adapte edilerek uygulanmasıdır. Ama tabi şunu kabul edemeyiz: Eşlendirmesine çalıştırıcısı baksın, masaya o oturtsun, suyunu kalemini o taşısın… Bunlar belki ilk amanlar için evet ama belli zaman sonra kazandırılması gereken alışkanlıklardır.
[/color]
[color=#17375e]Ben sonuç olarak çalıştırıcıyla aynı ortamı belli düzenlemeler sonrasında paylaşan sporcuların kazanım açısından daha çok şeylere sahip olabileceklerini düşünmekteyim. Bu zaten sportif açıdan da gereken bir durumdur[/color][/font][/size].
Selam ve saygılarımla.
- MATRANÇ -