(03-01-2016, 01:02)abdulkadirbener Nickli Kullanıcıdan Alıntı: (1) Kayıt yaptırıp turnuvaya gelmeyen oyuncuya ceza veremezsiniz.
(2) Turnuvaya kaydolup, sonra yoklamasını da yaptırıp arada bir tura gelemeyen kişiye de aynı şekilde ceza veremezsiniz. Daha doğrusu vermemelisiniz.
Zira insanlık halidir insan bir tura gelemeyebilir. Dünyanın bin bir türlü hali var. Örnek yazıp zamanınızı çalmayayım.
Kısmen doğru kısmen yanlış.
Burada şuna dikkat edelim, mağduriyet turnuvaya gelmemekten doğmuyor, eşlendirme öncesi basit bir dilekçe vermemekten doğuyor. Yoksa aslında tura gelmemek serbest. Ama eşlendirmeye alınmadan bunu hakeme bildirmek lazım.
Bu çerçevede sizin gibi ikiye ayıralım.
1) Kayıt yaptırıp turnuvaya gelmeyen oyuncu için ilk planda turnuvaların ücretli olması başlı başına çözüm, zira ücret yatırmak zaten turnuvaya gelme iradesini ölçer. Ciddi adam ücret yatırır veya ücret yatıran en azından ilk tura gelir.
Keza ilk tur eşlendirmeleri için tur başlamadan turnuva sahasında kayıt kesinleştirme var. Yani ilk turda -bir başka deyişle kişi turnuvaya hiç gelmezse- mağduriyet doğmuyor, ilk tura gelmeyenin kaydı kesinleştirilmediğinden 1.tur eşlendirilmesine alınmıyor.
2) Ara turda hakeme mazeret vermeyenler için ceza uygulanmalı. Tekrar söylüyorum, sistem bize tura gelmeme hakkı veriyor. Ama bunu centilmence tur öncesinde hakeme bildirmek kaydıyla. Bu konuyu da ikiye açalım:
2.1. Trafik veya özel sorun çıkmıştır. Oyuncu ya turnuva sahasına gelir (trafikten geç kalmıştır) veya turdan sonraki makul sürede (30 gün) TSF'ye dilekçe vererek mücbir sebebini bildirir ve bu sebebi belgeler. Doktor raporu gibi.
Kısacası salona tur başladıktan sonra nefes nefese gelen oyuncu zaten iradesini göstermiştir, ona ek yaptırım uygulanmaması hakkaniyetli olur.
2.2. Ama otel turnuvasında, 210 nolu odadaki oyuncu geliyorsa, 304 nolu odadaki oyuncu gelmiyorsa ve Bachana olayındaki gibi birinin hükmen yenilmesi diğerine 1.liği getiriyorsa, 304 nolu odadaki oyuncu tur bitiminde sırıtarak ödül törenine katılıyorsa, burada bu 2 şarlatana vermediğiniz ceza, topluma kesiliyor demektir.
Ben de ters yönde bir hikayemi anlatayım. İstanbul dışında bir turnuvaya gittim. Cuma-Pazar aralığında 6 tur, uçakla gidip döndüm ve 2 gece konaklama yaptım.
İlk tur rakibim gelmedi, turnuva eşlendirmesi tur başlangıcında fiziken yapılırken turnuva sahasında yokmuş, o şehirde herkes birbirinin tanıdığı için gsm telefonundan aramışlar "10 dakika geç kalabilirim, tur başlarsa saatimi çalıştırın, yetişirim" demiş.
Gelmedi. Böylece ikinci tura 1 hükmenle çıktım ve ilk turda sürpriz bir şekilde kaybeden en kuvvetli oyuncu ile eşlendirildim.
Ne var ki bu oyuncu da eşlendirmeye alındığı halde, 2.tura gelmedi.
Böylece 2 uçak parası, 2 gece konaklama ücret, ve işimden 1 tam gün ailemden de bir hafta sonu çalarak gittiğim turnuvada, ilki hakemlerin laubaliliği, ikincisi oyuncu şımarıklığı yüzünden 5 turun ikisinde kıçıma bakarak döndüm, yani % 40 benden çalındı.
Bizim temel sorunlarımızdan biri, satrancın kaliteli spor olduğunu kendimize yediremiyoruz. Biz, satranççılar hala satrancı tavla, mangala, scrabble gibi görüyoruz.
Voleybol turnuvasına bir takım kafasına göre gitmezse ne olur? Kulüp hükmen yer, para cezası yer, puanı silinir. Birkaç tekrarda lisansı gider.
Cep telefonlarının kapatılmamasından veya saklanmasından bahsediliyor. Çünkü satrancı tavladan daha az önemsiyoruz, sanıyoruz ki bu bir oyun. Bunun diğer sporlar gibi bir disiplin olduğuna karar verebilsek, zamanında da geliriz, tur öncesi el de sıkışırız, gecikirsek mazeret de veririz, telefonları koyacak yer de buluruz.
İlk turlarda eşlendirme hakemin sorumluluğunda olmalı. Ara turlarda gelmeyen ve mücbir sebep bidirmeyen oyuncu cezalandırılmalı. Satranç o kadar de değersiz değil.