13-01-2016, 09:49
(12-01-2016, 15:00)haliltaş Nickli Kullanıcıdan Alıntı: Zaman hız çağı, insanlar turnuvalara vakit ayıramıyorlar, turnuva organizatorleri uzun süreli turnuvlar için kaynak ayıramıyor, turnuvalar çok uzun sürüyor v.b. nedenlerle son yıllarda bir günde bitirilebilecek turnuva yapılarına yöneldiler. 20, 25 dakikalık Hızlı satranç çıkardılar.
Ki insanlar bir hafta sonundan turnuva bitirebilsinler diye.
Meselenin trajedik tarafını yakalamışsınız.
Alzheimer olana kadar bunu ısrarla yazmaya devam edeceğim. Konu satrancın iklimidir. Satrancı derneklerden ve kulüplerden çıkartıp, şipşak turnuva yapıp organizasyon parası almak isteyen insanlara devrederseniz bu olur.
Türkiye'de herşey deforme oldu da en büyük yıkım galiba satranç üzerinde yaşandı. Satrancı 20 yıl kadar önce ele geçiren "satrançta başarısız kalmış hakemler zümresi" sistemi öyle bir darmadağın ettiler ki şu anda sorunun ne olduğunu göremeyecek hale geldik.
Dünyada, her ülkede, 1880'lerden bu yana satranç sadece derneklerde ve lokallerde oynandı, gelişti. En zor zamanlarında yani dünya savaşı yıllarında bile bu dernekler Avrupa'da, ABD'de insanların satranca sığındığı bir sanctuary oldu. Hollanda'da Timman, İngiltere'de Nunn, Saint Petersburg'da Kramnik ve Türkiye'de Suat Atalık hafta sonu AVM turnuvalarından veya "We are Growing With Chess, hey come on kids" saçmalıklarından çıkmadı. Derneklerden çıktı.
Bobby Fischer bile Manhattan Satranç kulübünden çıktı yahu. Çünkü adı Manhattan veya İzmir veya Uşak olsun, bu iş ancak bir dernek çatısı altında yapılırsa her hafta turnuva olur. Satrancı asıl toprağından söküp, mekansız konumsuz hale getirdiğinizde bu konuyu daha çok tartışırsınız.
İzmir'in temel sorunu da kalıcı 2-3 derneğinin olmamasıdır. Olsa ne olurdu?
Her hafta gidilecek yer belli olurdu. Sık turnuva olurdu. 20 kişiye 15 hakem tayin edilmezdi. Yer / zaman sıkıntısı olmayacağı için her şey 2 güne sıkıştırılmaya çalışılmaz, bir turnuva gerekirse 4 haftaya yayılırdı. Bu da günde 4 parti değil, hafta sonu 3 parti yapılmasını sağlardı.
Bu başlığa örnek verilen organizasyon sahibi sizi bir an önce kovalamak isterken, dernek tersine sizin sürekli orada kalmanızı, her hafta sonu gelmenizi, sürekli turnuva oynamanızı ister (çünkü yaşamak için buna muhtaçtır).
Ha bu arada, FIDE 10 saat veya 15 saat demiş bunun önemi yok.
Birçok farklı hukuk dalı FIDE kuralı ile zaten çelişir. Örneğin bir çocuğa aralıksız eğitim veremezsiniz. Çocuk işçi çalıştıramazsınız. Çıraklık kanununa göre bile iş saatlerinde sınır vardır. Uzun süre dinlendirmeden sınav sistemi kuramazsınız. Kaldı ki FIDE 24 saat dese ne olacak, çocuk sizin çocuğunuz, günahtır. 08.30'da başlayan kayıt için pratikte 07.30'da kalkıp, akşam 20.30'da eve döndüğümüzde, çok hoplayıp zıplayarak eğlendiğini sandığınız çocuğun satrançtan aldığı kocaman bir sıfırdır.
Facaebook'a iki resim sıkıştıracaksınız diye bu kadar zorlamayın. Bu çocukların hiçbiri dahi olmayacak, o resimleri de kimse sevmiyor zaten, like aldığınıza çok bakmayın.
Hadi şimdi kınamalar gelsin