TELEFONUN NE SUÇU VAR DEĞİL Mİ?
#28
(28-01-2016, 22:45)M.Aşkın TAŞAN Nickli Kullanıcıdan Alıntı: Salon (turnuva alanı) dışında bir bölgededuvara asılı, içine bilgisayar ve telefon sığabilecek bir torba... Her birinde numara var ve fiş uygulamalı. Ama her kes kendi araç gerecinden sorumlu. Gerçi tesisin 6-7 görevlisinin yanısıra 2 adet de güvenlik görevlisi var.
Çok kaba olmuş.

Bazı turnuvalara ise sadece telefonsuz alıyorlar artık. Gerisi senin sorunun diyorlar.

Benim söylediğim ofis dolap idi. Kilitli posta kutuları gibi... Anahtarı üzerinde ve sadece sahibine ait. Elektronik kapıdan geçip masanıza oturuyorsunuz. Anahtar sizde... Kutuların bulunduğu alanda görevliler var. Eşyalarınız güvende. Maçınız bitincede aynı kağıda telefonunuzu teslim imzanızı atıp anahtarı görevliye teslim ediyorsunuz. Ücretsiz elbette!

Aşkın Bey,
Yazınızın kalın harflerle belirttiğim ilk kısmı yine sporcu bazlı değil. Sorumluluğu hayatın olağan akışına aykırı bir şekilde sporcuya yüklüyor. Telefonunu torbaya koy, sonra oyunun bittiğinde al. Ama oyun bittiğinde telefonu bulamazsan biz karışmayız! Geçiniz...

Kalın harflerle belirttiğim 2. kısım ise rezillik! FIDE, TSF, Antrenör, Hakem, organizatör vs. aklınıza gelen herkes Satranç Sporcusu için var. Sporcu olmasa FIDE ve TSF kimi yönetecek? Antrenör kimi çalıştıracak, hakem hangi turnuvada görev alacak, organizatör hangi turnuvayı organize edecek? O yüzden hem turnuva yapıp, hem de sporcuya telefonunu naparsa yapmasını söylemek tamamen sporcu düşmanı bir tutum ve son derece saygısızca. Dolayısıyla kabul edilemez bir yöntem.

Sizin öneriniz ise zaten herkesin aklında olan ideal çözümdür. Kilitli ve anahtarının sporcuda olduğu dolaplar, duyarlı kapı, x-ray cihazı, el dedektörü olacak da, (üst aramasına ilişkin hukuki kısmı hariç) ben gelip burada hala telefon yasağını eleştireceğim? Bu kadar mükemmel şartlar karşısında mümkün değil! Tıpkı bu sistemin tüm turnuvalarda uygulanmasının mümkün olmadığı gibi Smile Türkiye'nin en büyük stadlarında, en lüks koltuklara girişlerde dahil kapıdan girince fosforlu yeleğini giymiş bir özel güvenlik görevlisi sizi karşılayıp montunuzun önünü açar mısınız diye soruyor. Niye deyince de üst araması yapacağını söylüyor. Öyle arama olmaz, dedektörün nerede sorusuna cevabı ise kısa ve öz: "YOK". Netice olarak en büyük kulüplerin en lüks stadlarında dahi özel güvenlik görevlisi mevzuatı bilen birisinin üst aramasını yapamıyor. Bakın ellerinde olması gereken küçük dedektörlerden bahsediyorum. Çantaları geçireceğiniz x-ray cihazından yada duyarlı kapıdan bahsetmiyorum bile. Kaldı ki İstanbul'da aynı gün 3-5 turnuva olabiliiyor. Herkesi tek kapıda sıraya dizip salona girişin saatlerce sürmesi de düşünülemez. O yüzden her turnuva salonunda 2-3 x-ray, duyarlı kapı, dedektör olması gerektiği ve aynı anda 3-5 turnuva olabildiği düşünüldüğünde ortalama 10ar adet x-ray cihazı, duyarlı kapı, dedektör ve güvenlik görevlisi gerekiyor. Bu da ortalama 500.000 lira demek. O yüzden ülkemizin en iyi stadlarında, en iyi kapılarında bile olmayan, teoride ideal olan bu uygulamanın satrançta pratiğe dönüştürülmesi halinde bu konuyu çözmüş oluruz.

(01-02-2016, 23:30)Feti Nickli Kullanıcıdan Alıntı: [size=medium]Geçen hafta sonu İstanbul’da bir turnuvaya katıldım.[/size]
[size=medium]Teknik toplantıya yetişemediğim için nelerin bildirildiğini, ne talimatlar verildiğini öğrenemedim. 1. turdan önce bir hakeme telefonumu emanet edebileceğim bir yer olup olmadığını sordum. Yok cevabını aldım. Çantamın olmadığını söyleyip, ne yapabileceğimi sordum. Telefonumu kapalı vaziyette ceketimin cebinde muhafaza edip bulundurabileceğimi bildirdi. Etrafıma baktığımda birçok satranççının telefonlarını ceketlerinin cebine, ceketleri olmayanların pantolonlarının ve gömleklerinin cebine koyduklarını gördüm. Maçlar devam ederken bazı satranççıların telefonlarıyla beraber tuvaletlere gittiklerini, maçı bitenlerden bazılarının diğer maçlar devam ederken telefonlarıyla beraber tuvalete gittiklerini ve tuvaletten çıktıktan sonra devam eden maçların yanına yaklaşarak seyrettiklerini gördüm.[/size]
[size=medium] [/size]
[size=medium]Düşündüm. Ne yapılabilirdi, telefonlar için ? Hakemler ne yapmalılardı ? Hiçbir şey. Hakemler “Cebinize koyun” demekten başka bir şey yapamazlardı. Çünkü organizatör telefonların emanete alınabilmesi için herhangi bir önlem almamış ve herhangi bir kolaylık göstermemişti. Başhakem ve hakemler telefon kuralını uygulasalardı çocukların haricinde diğer satranççıların yarıdan çok fazlası diskalifiye olurdu. Bu da başhakemin ‘satranç oynatmak’ düşüncesine aykırı olurdu. İki arada bir derede kalan başhakemin kuralı uygulatmayıp satranççılara satranç oynatma tercihi bence doğru tercihti. Tahmin ediyorum diğer başka turnuvalarda da buna benzer sıkıntılar, ikilemde kalmalar ve mecburi tercihler sözkonusu olmuştur.[/size]
[size=medium] [/size]
[size=medium]Yaşadım ve gördüm.[/size]
[size=medium]Düşüncelerimi revize ediyorum.[/size]
[size=medium]Organizatör görevini yapmadığı sürece hakemler mazurdur ve kuralı bir kenara alıp satranççıya satranç oynatma tercihini ön plana almalıdırlar.[/size]

Feti Gönen de yaşadığı tecrübe sonrası büyükşehirlerde turnuvalara telefonsuz gelmenin, telefona bir önlem alınmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu anlamış. Bakın kendisi Kocaeli'den İstanbul'a gelip oynadığı büyük bir turnuvada bu durumu tecrübe etmiş. Siz de gelip tecrübe edin Aşkın Bey. Sadece kendi açınızdan değil, diğer sporcuların imkanlarını da gözlemleyin. Hemşehriniz gibi hatanızı er yada geç anlayacaksınız.

(03-02-2016, 01:16)Ateş Ülker Nickli Kullanıcıdan Alıntı: Halen Viyana Emektarlar Birinciliginde oynuyorum.Telefonun kapali olmasini hatirlatiyorlar. Ancak "telefon salona gelmesin"seklinde bir kisitlama yapmiyorlar.Bütün telefonlar kapali olunca bir baska eksiklik ortaya cikiyor.Duvarda ses cikarmayan bir saatin bulunmasi gereklidir.Bu sorunu da "herkes kol saati tasisin" diyerek cözmek mümkündür.Tartismalara katki saglamak icin hemen bilgilendirdim.

Bu duruma dünyanın hiç bir yerinde çözüm bulunamayacağı aşikar. Tüm dünya bu maddenin yerel turnuvalarda sporcuları mağdur etmeden sağlıklı bir şekilde uygulanamayacağını anladı. Eminim ki Aşkın Bey de anlayacak en kısa sürede. Hata FIDE'nin hatasıdır. üst düzey turnuvalarda (turnuva alanı da üst düzey) hileyi önlemek önceliğiyle getirilen bu kuralın yerel turnuvalarda uygulanamayacağını ön göremedi. Durumu sonradan anladı ve kuralı esnetme zorunluluğu hissetti. 

Ben Galatasaray'lıyım. Şike sürecine karışmayan tek büyük kulübe gönül vermiş birisiyim. Şike, hile gibi davranışlar benim kırmızı çizgilerimdendir. Asla ve asla telefonu savunmam. Telefonla hile yapan eşim dostum olsa dahi ilk önce ben şikayet ederim. Ancak, günümüz şartlarında adeta telefonla turnuva alanına girenleri hile yapıyormuş gibi kabul edip, hiç bir makul ve somut çözüm göstermeden turnuvaya telefonsuz gel denilmesini de kabul edemem.
Ara
Cevapla


Bu Konudaki Yorumlar
RE: TELEFONUN NE SUÇU VAR DEĞİL Mİ? - Yazar: Attorney at Law - 03-02-2016, 12:44
RE: TELEFONUN NE SUÇU VAR DEĞİL Mİ? - Yazar: Feti - 29-01-2016, 10:26
RE: TELEFONUN NE SUÇU VAR DEĞİL Mİ? - Yazar: Feti - 30-01-2016, 06:42
RE: TELEFONUN NE SUÇU VAR DEĞİL Mİ? - Yazar: Feti - 01-02-2016, 23:30



Konuyu Okuyanlar: 7 Ziyaretçi