23-02-2016, 16:57
(Son Düzenleme: 23-02-2016, 17:05, Düzenleyen: Kuvay SANLI2.)
Satranççılar diğer herkesten belki biraz daha fazla “oyuncu”durlar.
Homo sapiens bilen insan, Homo ethicus etik insan, Homo ludens oynayan insan…
Oyun, kültür oluşumunda özsel önemdedir ve oyun kurgusu içinde olmayan bir kültürel etkinlikten bahsedebilir miyiz? Ancak gerçek oyuncu oyunu kuralına göre oynar. Oyunbozanlık etmez.
Yaşadığımız toplumda memnun olmadığımız olayların aslında çoğu zaman yaratıcısı olduğumuzu, yani aslında bir yandan şikâyet ederken bir yandan da oyunbozan olduğumuzu görebiliyor muyuz?
Zihnimizdeki her algıyı, her çağrışımı, sezgiyi, duyguyu bilgi düzeyine yükselten ve bunu eylemlerinde belirleyici düzeye taşıyan kişiler oyunbozandır. İnsan bu yanılgıya düşer; ama içindeki erk talebini dizginleyemediği için, ama bir duygusunu tatmin edebilmek için. Ve bunu yaparken elindekinin “bilgi” olduğunu düşünür, objektif olduğunu düşünür, “doğruluk” iddiasında bu eylemde bulunduğunu dillendirir. Bunun gerçek olduğuna kendisini dahi inandırabilir, yani kandırabilir. Oysa satranççı bilgiyi arayandır ve keyfi çıkarımlarını bilgi düzeyine yükseltmeyendir.
Bu yanılgı durumunu aşabilmek gerekir. Önce biz satranççılar yaptığımız her hamlenin tahtadaki en doğru hamle olduğu heyecanına kapılmamayı başarabilmeliyiz. Hamle doğru olansa eğer, bu zaten bir heyecanın nesnesi olmayacaktır. Dingin bir değerlendirmenin, daha da ileri bakmanın konusu olacaktır.
İfadelerim soyut gelebilir. Ancak tüm söylemeye çalıştığım, eleştiri ve değerlendirmelerimizde dikkatli olmamızın, kelime ve niteleme tercihlerimize, dilimize özen göstermemizin gerekliliğidir.
Çocuklarımızı satranç adına eğiten kişiler, kendi etkinliklerinde satrancın kabul edemeyeceği özensizlikte olduklarını görebilmelidirler. Özgür Satranç Forum, yazı yazmaktan çekinilecek ölçüde, ölçüsüz bir saldırı ve hakaret diline zaman zaman zemin olabilmektedir. Bundan kaçınmaya özen göstermeli, oyunu özenli oynamalıyız: Bizzat kendimiz, yaşadığımız toplum ve satrançla yetiştirmeye çalıştığımız çocuklarımız için.
Takma isimle yazmak konusuna gelince: Edebiyatta hemen her dönem olagelmiş. Bazen gizlenebilmek amacıyla; bazen de ismin oluşturacağı önyargıyı, algıyı kırabilmek adına… Forum’da takma ad kullananların neden böyle yaptıklarını ve onları belirleyen nedenleri bilemeyiz. Tüm belirlenimleri bilmek mümkün olmasa da; sanki ideali takma isme gereksinim duyulmayacağı bir bireysel ve toplumsal iklimin hâkim olması…
İsmimin ve başka isimlerin geçtiği özensiz ancak özensizliğin devamında bir o kadar da kaba ve hakaret içeren ve aklınca tehdit de içeren son mesaja ilişkin yazdığımı okurlar sanırım anlamışlardır. Yazarın kendisi de bir tekrar okumada nasıl bir yanlışın içinde olduğunu görünen o ki, anlamıştır. Düzeyi düşürdüğümüzde tartışmanın galibi olmadığın artık görebiliyor olmamız gerekir. Sözde tehditkâr bir efelenmede bulunurken, efelendiğiniz kişinin size gülüyor olduğu yaygın bir gerçektir. Çünkü gerçek eylem, öncesinde borazanlığa gereksinim duymaz. Yanlış içerikli bu mesajları Forum’un yöneticileri silmişler. Kendilerine teşekkür ederim. Yanlışlığın öznesi olan arkadaşımız da, onca saldırgan ve yanlış ifadeleri burada yer almışken, umarım bu kadarcık sitemi göğüsleyebilir.
Böylelikle ve mümkün olabildiğince geçmiş kötü örnekleri adı üzerinde geçmişte bırakalım ve daha temiz ve gerçek bir düşünce paylaşım platformu olarak burayı, yani yaşadığımız ortamı güçlendirelim. Bu mesajımla kendimi Forum’da bir beyaz sayfa açma çağrısı yapacak düzeye yükseltmek amacında değilim; yapmaya çalıştığım düşüncelerimi açık ve samimiyetle paylaşmaktan ibarettir. "İyi" bir forum ortamı herkes için "iyi" olandır. Mesajımda isimleri özellikle anmadım, çünkü gerekli değil. İsimler üzerinden bir tartışma zeminine çekilmemesi üyelerden ricamdır. Amacımız kişileri incitmek değil; anlamı, maksadı açığa çıkarmak. Maksat hâsıl oldu sanırım.
Saygı ve Sevgilerimle
Homo sapiens bilen insan, Homo ethicus etik insan, Homo ludens oynayan insan…
Oyun, kültür oluşumunda özsel önemdedir ve oyun kurgusu içinde olmayan bir kültürel etkinlikten bahsedebilir miyiz? Ancak gerçek oyuncu oyunu kuralına göre oynar. Oyunbozanlık etmez.
Yaşadığımız toplumda memnun olmadığımız olayların aslında çoğu zaman yaratıcısı olduğumuzu, yani aslında bir yandan şikâyet ederken bir yandan da oyunbozan olduğumuzu görebiliyor muyuz?
Zihnimizdeki her algıyı, her çağrışımı, sezgiyi, duyguyu bilgi düzeyine yükselten ve bunu eylemlerinde belirleyici düzeye taşıyan kişiler oyunbozandır. İnsan bu yanılgıya düşer; ama içindeki erk talebini dizginleyemediği için, ama bir duygusunu tatmin edebilmek için. Ve bunu yaparken elindekinin “bilgi” olduğunu düşünür, objektif olduğunu düşünür, “doğruluk” iddiasında bu eylemde bulunduğunu dillendirir. Bunun gerçek olduğuna kendisini dahi inandırabilir, yani kandırabilir. Oysa satranççı bilgiyi arayandır ve keyfi çıkarımlarını bilgi düzeyine yükseltmeyendir.
Bu yanılgı durumunu aşabilmek gerekir. Önce biz satranççılar yaptığımız her hamlenin tahtadaki en doğru hamle olduğu heyecanına kapılmamayı başarabilmeliyiz. Hamle doğru olansa eğer, bu zaten bir heyecanın nesnesi olmayacaktır. Dingin bir değerlendirmenin, daha da ileri bakmanın konusu olacaktır.
İfadelerim soyut gelebilir. Ancak tüm söylemeye çalıştığım, eleştiri ve değerlendirmelerimizde dikkatli olmamızın, kelime ve niteleme tercihlerimize, dilimize özen göstermemizin gerekliliğidir.
Çocuklarımızı satranç adına eğiten kişiler, kendi etkinliklerinde satrancın kabul edemeyeceği özensizlikte olduklarını görebilmelidirler. Özgür Satranç Forum, yazı yazmaktan çekinilecek ölçüde, ölçüsüz bir saldırı ve hakaret diline zaman zaman zemin olabilmektedir. Bundan kaçınmaya özen göstermeli, oyunu özenli oynamalıyız: Bizzat kendimiz, yaşadığımız toplum ve satrançla yetiştirmeye çalıştığımız çocuklarımız için.
Takma isimle yazmak konusuna gelince: Edebiyatta hemen her dönem olagelmiş. Bazen gizlenebilmek amacıyla; bazen de ismin oluşturacağı önyargıyı, algıyı kırabilmek adına… Forum’da takma ad kullananların neden böyle yaptıklarını ve onları belirleyen nedenleri bilemeyiz. Tüm belirlenimleri bilmek mümkün olmasa da; sanki ideali takma isme gereksinim duyulmayacağı bir bireysel ve toplumsal iklimin hâkim olması…
İsmimin ve başka isimlerin geçtiği özensiz ancak özensizliğin devamında bir o kadar da kaba ve hakaret içeren ve aklınca tehdit de içeren son mesaja ilişkin yazdığımı okurlar sanırım anlamışlardır. Yazarın kendisi de bir tekrar okumada nasıl bir yanlışın içinde olduğunu görünen o ki, anlamıştır. Düzeyi düşürdüğümüzde tartışmanın galibi olmadığın artık görebiliyor olmamız gerekir. Sözde tehditkâr bir efelenmede bulunurken, efelendiğiniz kişinin size gülüyor olduğu yaygın bir gerçektir. Çünkü gerçek eylem, öncesinde borazanlığa gereksinim duymaz. Yanlış içerikli bu mesajları Forum’un yöneticileri silmişler. Kendilerine teşekkür ederim. Yanlışlığın öznesi olan arkadaşımız da, onca saldırgan ve yanlış ifadeleri burada yer almışken, umarım bu kadarcık sitemi göğüsleyebilir.
Böylelikle ve mümkün olabildiğince geçmiş kötü örnekleri adı üzerinde geçmişte bırakalım ve daha temiz ve gerçek bir düşünce paylaşım platformu olarak burayı, yani yaşadığımız ortamı güçlendirelim. Bu mesajımla kendimi Forum’da bir beyaz sayfa açma çağrısı yapacak düzeye yükseltmek amacında değilim; yapmaya çalıştığım düşüncelerimi açık ve samimiyetle paylaşmaktan ibarettir. "İyi" bir forum ortamı herkes için "iyi" olandır. Mesajımda isimleri özellikle anmadım, çünkü gerekli değil. İsimler üzerinden bir tartışma zeminine çekilmemesi üyelerden ricamdır. Amacımız kişileri incitmek değil; anlamı, maksadı açığa çıkarmak. Maksat hâsıl oldu sanırım.
Saygı ve Sevgilerimle