09-03-2016, 12:03
Ben Ali İpek'i tanımadım ama adı geçtiği için yazmak istedim, İsmail Ağbi insani vasıflarına paralel olarak, olağanüstü bir mizah anlayışına sahip bir insandı.
3 anekdot ile kendisini rahmetle anayım:
1) Uzun yıllar önce İzmir'de dernekte İsmail ağbi bir oyuncu ile yıldırım parti oynuyor. Karşıdaki oyuncu çok konuşup çok hareket eden bir mizaca sahip oyun sırasında sürekli ayağa kalkıyor, espri yapıyor kısacası ortamı gürültüye boğuyor. İsmail ağbi ise çok sakin. Derken kısa partinin bir anında İsmail ağbi çok ince bir feda yapıyor.
Rakip oyuncunun önce hareketleri yavaşlıyor, sonra masaya oturuyor ve sessizce düşünmeye başlıyor. Rakip masaya oturur oturmaz, İsmail Ağbi'nin yorumu tek kelimelik: Oturttuk
2) İsmail ağbinin müthiş bir entellektüel olduğunu söylemeye gerek yok. 1980'li yıllarda Woody Allen modası varken, sanatçının Savaş ve Barış Romanı üzerine yaptığı kısa yorum efsane olmuştu. Şöyleydi: Woody Allen'a Savaş ve Barış romanını okuyup okumadığını ve özetini soruyorlar. Allen "Okudum. Olay Rusya'da geçiyor" diyor.
Yine dernekte eski ağır ağbilerin huzurunda 1985 Kasparov - Karpov dünya şampiyonluğu partilerinden biri analiz ediliyor. Parti çok uzun, ciddi manevralar ve pozisyonel fedalar içeriyor, oldukça komplike. Dernekteki çok uzun tartışmalar sonrasında İsmail ağbi parti hakkındaki analizini açıklıyor: "Olay Şah kanadında geçiyor".
3) İsmail ağbi rahmetli İlhan Onat'a çok saygı duyar ama onun mat atağı yapmamasını eleştirirdi. İlhan bey çok açık bir hücum kazancı olmadıkça konumunu bozmayan bir anlayışa sahipti. Telif hakkı kendisine ait bir de mottosu vardı: Stilime aykırı!
İsmail ağbinin bana anlatımı (mealen):
"Birgün İlhan Onat'ın bir partisini analiz ediyoruz, oyunun sonunda 3 hamlede mat gördük, tahta üzerinde gösterdik. Rahmetli biraz inatçıydı, mat ataklarını da sevmezdi. Yine de pozisyona baktı baktı. Sonra: 'Mat edemem İsmail'ciğim, Mat etmek stilime aykırı' dedi.
Orada bittim"
Tekrar bu vesile ile Türk satrancına gerçekten renk vermiş bu insanları ve o güzel günleri saygıyla yad ediyorum. İsmail ağbinin adı çok ciddi şekilde yaşatılmalı, büyük insan, büyük satranç dostu ve büyük bir entellektüeldi.
3 anekdot ile kendisini rahmetle anayım:
1) Uzun yıllar önce İzmir'de dernekte İsmail ağbi bir oyuncu ile yıldırım parti oynuyor. Karşıdaki oyuncu çok konuşup çok hareket eden bir mizaca sahip oyun sırasında sürekli ayağa kalkıyor, espri yapıyor kısacası ortamı gürültüye boğuyor. İsmail ağbi ise çok sakin. Derken kısa partinin bir anında İsmail ağbi çok ince bir feda yapıyor.
Rakip oyuncunun önce hareketleri yavaşlıyor, sonra masaya oturuyor ve sessizce düşünmeye başlıyor. Rakip masaya oturur oturmaz, İsmail Ağbi'nin yorumu tek kelimelik: Oturttuk
2) İsmail ağbinin müthiş bir entellektüel olduğunu söylemeye gerek yok. 1980'li yıllarda Woody Allen modası varken, sanatçının Savaş ve Barış Romanı üzerine yaptığı kısa yorum efsane olmuştu. Şöyleydi: Woody Allen'a Savaş ve Barış romanını okuyup okumadığını ve özetini soruyorlar. Allen "Okudum. Olay Rusya'da geçiyor" diyor.
Yine dernekte eski ağır ağbilerin huzurunda 1985 Kasparov - Karpov dünya şampiyonluğu partilerinden biri analiz ediliyor. Parti çok uzun, ciddi manevralar ve pozisyonel fedalar içeriyor, oldukça komplike. Dernekteki çok uzun tartışmalar sonrasında İsmail ağbi parti hakkındaki analizini açıklıyor: "Olay Şah kanadında geçiyor".
3) İsmail ağbi rahmetli İlhan Onat'a çok saygı duyar ama onun mat atağı yapmamasını eleştirirdi. İlhan bey çok açık bir hücum kazancı olmadıkça konumunu bozmayan bir anlayışa sahipti. Telif hakkı kendisine ait bir de mottosu vardı: Stilime aykırı!
İsmail ağbinin bana anlatımı (mealen):
"Birgün İlhan Onat'ın bir partisini analiz ediyoruz, oyunun sonunda 3 hamlede mat gördük, tahta üzerinde gösterdik. Rahmetli biraz inatçıydı, mat ataklarını da sevmezdi. Yine de pozisyona baktı baktı. Sonra: 'Mat edemem İsmail'ciğim, Mat etmek stilime aykırı' dedi.
Orada bittim"
Tekrar bu vesile ile Türk satrancına gerçekten renk vermiş bu insanları ve o güzel günleri saygıyla yad ediyorum. İsmail ağbinin adı çok ciddi şekilde yaşatılmalı, büyük insan, büyük satranç dostu ve büyük bir entellektüeldi.