Overlokçu mu Satranç Eğitmeni mi? Başkan mı?
#17
Satranç antrenörü satrancın içinden gelmelidir. Satrançla uğraşmış, yıllarını vermiş olmalıdır. Turnuvalarda oynamış az çok tanınmış ve satranç literatürüne hakim olmalıdır. Beş günlük eğitimle antrenörlük belgesi edinmek elbette kabul edilemez. Günlerle, aylarla antrenör olunmaz. Öte yandan okullarda özellikle devlet okullarında satranç dersi açılması için hiç değilse taşların hareketini ve oyunun amacını anlatabilecek öğretmenlere de ihtiyaç vardır. Aslında bu konu Oktay beyin açmış olduğu konu ile de bağlantılıdır. Oktay bey satranç spor değil diyordu. Bence doğrusu satranç geleneksel spor değil olmalıdır. Satranç spor olarak GSGM çatısı altında olunca ve diğer dallarla aynı mevzuat içinde ele alınınca böyle oluyor.
Antrenör belgeleri kademelendirilmiş. Birinci, ikinci, üçüncü diye gidiyor. Siz beşinci sınıf antrenör olsanız bu iyi bir şey mi kötü bir şey mi pek anlaşılmıyor.
Oysa satrancın kendine özgü değerlendirme yolu var. Örneğin ulaşılan rating, oyanan ulusal ve uluslararası turnuva ya da maç sayısı. Elde edilen dereceler, unvanlar vs. Spor mevzuatı uygularsanız bunlar devre dışı kalıyor.
Okullarda, ana okullarında küçük yaştaki öğrencileri satrançla tanıştırmak istiyorsak öğretmen yetiştirmeye ihtiyaç var. Bu bakımdan hali hazırda sürdürülen birinci kademe antrenör eğitimi etkinlikleri iyileştirilerek sürdürülebilir. Ancak öncelikle bunların adı yardımcı da olsa antrenör olmamalıdır.
Eskiden öğretici belgesi diye bir şey vardı. Bence bu doğruydu.
Satranç oynamamış makul bir ukd elo çıkaramamış birine antrenör denmesinden vazgeçilmelidir.
Ara
Cevapla


Bu Konudaki Yorumlar
RE: Overlokçu mu Satranç Eğitmeni mi? Başkan mı? - Yazar: Sabri Koçak - 25-03-2016, 20:27



Konuyu Okuyanlar: 7 Ziyaretçi