16-02-2017, 16:28
Kupadan küçüklere ve yıldızlara bir pencere açalım.
Çocuk satrancında yatay gelişme gerçek bir gelişme değil, suni gelişmedir. Oyuncular ve veliler bugün varlar, yarın yoklar.
Turnuvaya katılıyor veli ve çocuk. Sonuç başarısız olunca çocukta ve velide devam etmek için motivasyon sıfıra iniyor ve turnuva biter bitmez satranç unutuluyor.
Küçüklerin sayılarını biliyormusunuz ?
7, 8, 9 yaş genel katılımcı sayısı müthiş. Rekor mekor dinlemiyoruz kırıp geçiriyoruz. 205 ile başlayıp 264 ile tavanı deliyoruz.
Sonra ? Ya sonra ?
Sonra sayı hızla düşüyor.
10, 11, 12 yaş genel katılımcı sayıları hızla yokuş aşağıya doğru gidiyor ve 178 de soluklanıyor.
Küçük kızlarımızı ise hiç sormayın.
Yıldızların listelerine baktınız mı ?
Ben şöyle bir göz ucuyla baktım. Bakmaz olaydım.
Hikaye şöyle.
13 yaş genelde katılımcı 125 kişi, rating ortalaması 1451 : “Güzeel !”
14 yaş genelde katılımcı 61 kişi, rating 1524 : “Sayı azalmış ama olsun, ratingimiz yükselmiş. Eh, fena değil.”
15 yaş genelde katılımcı 65 kişi, rating 1592 : “Sayımız da, ratingimiz de yükseliyor. Uçuyoruuz !”
16 yaş genelde katılımcı 53 kişi, rating 1659 : “Sayı önemli değil canım ! Sen ratingimize bak ! Yükseliyoruz !”
17 yaş genelde katılımcı 43 kişi, rating 1608 : “Hey ! N’oluyor orda ! Eyvah ! Düşüyormuyuz ne ?”
18 yaş genelde katılımcı 34 kişi, rating 1559 : “Şeyy ! Katılımcı sayısını göremiyom. Başıma bişeyler çarptı heral ! Rating ne o öyle ?? Uçurumdan aşşamı düştük yoğsa ?? Bana rüyamda kabus gördüğümü söyleyin n’lur.”
İşte böyle…
Yıldız kızlarımızın sayılarını ise hiç merak etmeyin. Birilerinin “Onlar zaten B takımımızın kaynakları. Kayda girmelerine değmez.” dediğini duyar gibiyim.
Fakat yine de merak edecek olursanız bir yerlere isyan duygunuz harekete geçebilir. Sadece şunu söyleyeyim. 18 yaş kızlarımızdan sadece 12 kişi turnuvaya katılmış. Rating ortalaması maalesef 1333.
Bu durumda, birilerinin söz etme cüreti gösterdiği rekor mekor nerede mi kaldı dediniz ? Ne yalan söyleyeyim, ben de arayıp bulamadım rekorun nerede kaldığını.
Satrancı sadece çocuk satrancı olarak görürsek onu yukarılara taşıyamayız. Toplumun geneline yayamayız. Çocuğun satranca sevgisini, heyecanını devam ettiremezseniz o ergenlikle beraber farklı alanlarda kaybolup gider. Yerimizde saymaya devam ederiz.
Çocuk satrancını liselere, üniversitelere yayabiliyormusunuz ?! İşte o zaman sizi alnınızdan öperim.
Piramidin ortası. Ateş Ülker Beyin yıllarca dilinden düşürmediği kavram. Kim ne derse desin Ateş Bey haklı. Piramidin ortası kavramıyla ilgili Ateş Beyin aleyhinde ne söylenirse söylensin. Rakamlar haklı olduğunu ispat ediyor.
Piramidin ortasına destek verilmezse sayı da azalacak, rating de düşecek.
Piramidin ortası dile gelir :
“Ben çocuk değilim artık. Liseliyim, üniversiteliyim. Ben piramidin ortasıyım. Beni aldatmaya çalışma, aldatamazsın.”
“Beni kendi kampında görmek istiyorsan bana benim dilimle konuş. Benim anlayacağım argümanlar, projeler üret. Piramidin tabanı yayıldıkça yayılıyor yere. Tavan tabana değmek üzere. Birbirlerine bir kulaç mesafesindeler. Tavan beni ezip geçerek tabanda yayılanlara ulaşıyor. Ben arada eziliyor ve yok oluyorum. Beni de gör. Varlığımı hisset. Tavan bana el atsın, ben de tavana. Ben tabanla tavanın bağlayıcısıyım. Bağlayıcı görevinden uzaklaşırsam tavan belki kaf dağlarını da aşar ama yakın ve uzak vadede geriye dönüp baktığında arkasında kimseyi görmezse o da gerisin geriye döner. Tavanı arkasından destekleyecek olan benim. Benim dilimi öğren ve bana öyle yaklaş. Çocuk değilim artık. Çocukların kampından kafanı çıkart biraz da beni gör. Turnuvana niçin gelmediğimi anla artık. Benim dilimle konuş. Beni gördüğün andan itibaren benim sana yaklaşımım da olumlu olacak ve getirisi ikimiz için de çok olacak. Yeter ki çocukların (ve velilerin) kampından bir pencere aç ve bana bak.”
“Yok, seni görmek istemiyorum, senin dilini öğrenmem gerekmiyor, çocuklar bana yetiyor diyorsan, sen bilirsin. Sen yoluna, çocukların ve velilerin kampına, ben yoluma.”
Çocuk satrancında yatay gelişme gerçek bir gelişme değil, suni gelişmedir. Oyuncular ve veliler bugün varlar, yarın yoklar.
Turnuvaya katılıyor veli ve çocuk. Sonuç başarısız olunca çocukta ve velide devam etmek için motivasyon sıfıra iniyor ve turnuva biter bitmez satranç unutuluyor.
Küçüklerin sayılarını biliyormusunuz ?
7, 8, 9 yaş genel katılımcı sayısı müthiş. Rekor mekor dinlemiyoruz kırıp geçiriyoruz. 205 ile başlayıp 264 ile tavanı deliyoruz.
Sonra ? Ya sonra ?
Sonra sayı hızla düşüyor.
10, 11, 12 yaş genel katılımcı sayıları hızla yokuş aşağıya doğru gidiyor ve 178 de soluklanıyor.
Küçük kızlarımızı ise hiç sormayın.
Yıldızların listelerine baktınız mı ?
Ben şöyle bir göz ucuyla baktım. Bakmaz olaydım.
Hikaye şöyle.
13 yaş genelde katılımcı 125 kişi, rating ortalaması 1451 : “Güzeel !”
14 yaş genelde katılımcı 61 kişi, rating 1524 : “Sayı azalmış ama olsun, ratingimiz yükselmiş. Eh, fena değil.”
15 yaş genelde katılımcı 65 kişi, rating 1592 : “Sayımız da, ratingimiz de yükseliyor. Uçuyoruuz !”
16 yaş genelde katılımcı 53 kişi, rating 1659 : “Sayı önemli değil canım ! Sen ratingimize bak ! Yükseliyoruz !”
17 yaş genelde katılımcı 43 kişi, rating 1608 : “Hey ! N’oluyor orda ! Eyvah ! Düşüyormuyuz ne ?”
18 yaş genelde katılımcı 34 kişi, rating 1559 : “Şeyy ! Katılımcı sayısını göremiyom. Başıma bişeyler çarptı heral ! Rating ne o öyle ?? Uçurumdan aşşamı düştük yoğsa ?? Bana rüyamda kabus gördüğümü söyleyin n’lur.”
İşte böyle…
Yıldız kızlarımızın sayılarını ise hiç merak etmeyin. Birilerinin “Onlar zaten B takımımızın kaynakları. Kayda girmelerine değmez.” dediğini duyar gibiyim.
Fakat yine de merak edecek olursanız bir yerlere isyan duygunuz harekete geçebilir. Sadece şunu söyleyeyim. 18 yaş kızlarımızdan sadece 12 kişi turnuvaya katılmış. Rating ortalaması maalesef 1333.
Bu durumda, birilerinin söz etme cüreti gösterdiği rekor mekor nerede mi kaldı dediniz ? Ne yalan söyleyeyim, ben de arayıp bulamadım rekorun nerede kaldığını.
Satrancı sadece çocuk satrancı olarak görürsek onu yukarılara taşıyamayız. Toplumun geneline yayamayız. Çocuğun satranca sevgisini, heyecanını devam ettiremezseniz o ergenlikle beraber farklı alanlarda kaybolup gider. Yerimizde saymaya devam ederiz.
Çocuk satrancını liselere, üniversitelere yayabiliyormusunuz ?! İşte o zaman sizi alnınızdan öperim.
Piramidin ortası. Ateş Ülker Beyin yıllarca dilinden düşürmediği kavram. Kim ne derse desin Ateş Bey haklı. Piramidin ortası kavramıyla ilgili Ateş Beyin aleyhinde ne söylenirse söylensin. Rakamlar haklı olduğunu ispat ediyor.
Piramidin ortasına destek verilmezse sayı da azalacak, rating de düşecek.
Piramidin ortası dile gelir :
“Ben çocuk değilim artık. Liseliyim, üniversiteliyim. Ben piramidin ortasıyım. Beni aldatmaya çalışma, aldatamazsın.”
“Beni kendi kampında görmek istiyorsan bana benim dilimle konuş. Benim anlayacağım argümanlar, projeler üret. Piramidin tabanı yayıldıkça yayılıyor yere. Tavan tabana değmek üzere. Birbirlerine bir kulaç mesafesindeler. Tavan beni ezip geçerek tabanda yayılanlara ulaşıyor. Ben arada eziliyor ve yok oluyorum. Beni de gör. Varlığımı hisset. Tavan bana el atsın, ben de tavana. Ben tabanla tavanın bağlayıcısıyım. Bağlayıcı görevinden uzaklaşırsam tavan belki kaf dağlarını da aşar ama yakın ve uzak vadede geriye dönüp baktığında arkasında kimseyi görmezse o da gerisin geriye döner. Tavanı arkasından destekleyecek olan benim. Benim dilimi öğren ve bana öyle yaklaş. Çocuk değilim artık. Çocukların kampından kafanı çıkart biraz da beni gör. Turnuvana niçin gelmediğimi anla artık. Benim dilimle konuş. Beni gördüğün andan itibaren benim sana yaklaşımım da olumlu olacak ve getirisi ikimiz için de çok olacak. Yeter ki çocukların (ve velilerin) kampından bir pencere aç ve bana bak.”
“Yok, seni görmek istemiyorum, senin dilini öğrenmem gerekmiyor, çocuklar bana yetiyor diyorsan, sen bilirsin. Sen yoluna, çocukların ve velilerin kampına, ben yoluma.”