08-03-2017, 20:36
satranç oyununun kalitesini, oyuncuların maç esnasında enerjilerinin zirvede oldukları an mı belirliyor? yoksa tükendikleri an mı? genel kanı; hep yıldırım satrancın uzun süreli satranca göre ikinci planda ve doğru olmadığı yönündedir. Peki, uzun süreli satranç maçlarında maçın sonlarına doğru sıkça gördüğümüz veya yaptığımız gaflar, alınan maçı vermeler nerden kaynaklıdır? uzun maç süresinin sonlarına doğru yaşanan yorgunluktandır bu. Bir maç sabah 10:00 da başlayıp öğlen yemeğini de geçerek 14:00 a kadar sürer mi? (örneğin; bugünkü Türkiye Kadınlar Şampiyonası maçlarının bir kısmı.. ) Bunun neresi satranç? Usta oyuncularımızın bile uzun süren bir maçın sonlarına doğru hatalar ve çift soruluk hamleler yaptıklarını görüyoruz.. varmak istediğim nokta şu; satrançta kayıp durum, sürenin uzunluğundan dolayı fiziksel bitkinlikten kaynaklı ise, bu satranç mıdır? yoksa fiziksel ve sonucu olarak psikolojik dayanıklılık yarışması mıdır ortada yaşanan? Bir halterci misal; gelir o ağırlığın altına girer, kaldırdı kaldırdı..yoksa kaybeder..ona şu denmez; "250 kg. ı kaldıracak ve 5 dk. öylece havada tutacaksın.." o halde bu satrançtaki uzun süren kördövüşü misali durum niyedir? enerjisi, şarjı biten kaybedecekse, satranç nerede? maçlar en fazla 60+0 olmalıdır / hatta 45+0.. maç analizli kitaplarda hep şöyle yorumlara rastlarız; "Tayyarov burada sanırım zaman sıkışmasından ciddi hata yapıyor..." veya "....burada zeitnot yüzünden beraberlikten fazlasını göremedim..halbuki şu devam yolu kazançmış"
yani aslında zeitnot bahanedir. Ana neden; oyuncunun uzun maç süresinin sonunda yaşadığı bitkinliktir.
Satrancı satranç yapan ana malzeme; bana göre oyuncunun enerjisi ve dinçliğidir.. Onu elinden aldığınız anda satrancın kalitesi düşer ve olay başka bir mücadele olur artık...
yani aslında zeitnot bahanedir. Ana neden; oyuncunun uzun maç süresinin sonunda yaşadığı bitkinliktir.
Satrancı satranç yapan ana malzeme; bana göre oyuncunun enerjisi ve dinçliğidir.. Onu elinden aldığınız anda satrancın kalitesi düşer ve olay başka bir mücadele olur artık...