22-06-2017, 22:59
Devlet yönetiminde mevzuatın öncelik sırası vardır.
Önde anayasa vardır. Sonra kanunlar. Kanunların dayanağı anayasadır. Kanunlar anayasaya uymak zorundadır. Anayasadan sorumlu kurum kanunların anayasaya uygunluğunu denetler. Önem ve öncelik sırasına göre sonra tüzükler gelir. Daha sonra yönetmelikler. Yönetmeliklerin dayanağı kanunlardır. Yönetmelikler kanunlara uygun olmak zorundadır. Sonra genelgeler, vb. den sonra en küçük devlet memurunun görev odasında kendi el yazısıyla yazıp duvara yapıştırdığı “sessiz olun” vb. yazıları içeren ıvır zıvırlarla sonlanır.
Şirket ve kurum yönetiminde de benzer sıralamalar vardır.
Mesela TSF’de Ana Statü vardır. Belirli kanun ve yönetmeliklere dayanılarak, onlara uygun olarak hazırlanan ve Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren Ana Statü. Ana Statü TSF nin anayasası hükmündedir.
Ana Statü’nün altında talimatlar, prosedürler, yönergeler, belgeler, ıvır zıvırlar…
Prosedür ve talimat kavramları aslında anlaşılır kavramlardır. Ama bazı şirket ve kurumlar bunların ne anlama geldiklerini ve kapsamlarını yeterince özümseyememişlerdir.
Bunların ne anlama geldiğini bilmeyen kurumlardan birisi de TSF dir.
İşi bilenler, kanun-yönetmelik ilişkisi gibi, TSF mevzuatındaki talimatların prosedürden önce geldiğini, yani ; talimatın prosedürün üst kümesi olduğunu ve prosedürün alt küme olduğunu, yani ; talimatın prosedürü kapsadığını fakat prosedürün talimatı kapsamadığını bilirler. İşi bilmeyenler ise bu iki kavramı karıştırarak altı üst ve üstü alt yaptıklarından işin içinden çıkamazlar. TSF gibi.
İşin içinden çıkamayınca da birkaç cümle ile cevaplanacak sorum için yüzlerce cümlelik prosedürü öne sürerler. Yani cevabı bilemedikleri için kendi sorduğum soruya cevabın yine benim tarafımdan aranıp bulunmasını isterler.
Benim cevabım gelecek...
Önde anayasa vardır. Sonra kanunlar. Kanunların dayanağı anayasadır. Kanunlar anayasaya uymak zorundadır. Anayasadan sorumlu kurum kanunların anayasaya uygunluğunu denetler. Önem ve öncelik sırasına göre sonra tüzükler gelir. Daha sonra yönetmelikler. Yönetmeliklerin dayanağı kanunlardır. Yönetmelikler kanunlara uygun olmak zorundadır. Sonra genelgeler, vb. den sonra en küçük devlet memurunun görev odasında kendi el yazısıyla yazıp duvara yapıştırdığı “sessiz olun” vb. yazıları içeren ıvır zıvırlarla sonlanır.
Şirket ve kurum yönetiminde de benzer sıralamalar vardır.
Mesela TSF’de Ana Statü vardır. Belirli kanun ve yönetmeliklere dayanılarak, onlara uygun olarak hazırlanan ve Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren Ana Statü. Ana Statü TSF nin anayasası hükmündedir.
Ana Statü’nün altında talimatlar, prosedürler, yönergeler, belgeler, ıvır zıvırlar…
Prosedür ve talimat kavramları aslında anlaşılır kavramlardır. Ama bazı şirket ve kurumlar bunların ne anlama geldiklerini ve kapsamlarını yeterince özümseyememişlerdir.
Bunların ne anlama geldiğini bilmeyen kurumlardan birisi de TSF dir.
İşi bilenler, kanun-yönetmelik ilişkisi gibi, TSF mevzuatındaki talimatların prosedürden önce geldiğini, yani ; talimatın prosedürün üst kümesi olduğunu ve prosedürün alt küme olduğunu, yani ; talimatın prosedürü kapsadığını fakat prosedürün talimatı kapsamadığını bilirler. İşi bilmeyenler ise bu iki kavramı karıştırarak altı üst ve üstü alt yaptıklarından işin içinden çıkamazlar. TSF gibi.
İşin içinden çıkamayınca da birkaç cümle ile cevaplanacak sorum için yüzlerce cümlelik prosedürü öne sürerler. Yani cevabı bilemedikleri için kendi sorduğum soruya cevabın yine benim tarafımdan aranıp bulunmasını isterler.
Benim cevabım gelecek...