28-06-2017, 16:19
-Gelişme nasıl olur ?
Sorgulayarak.
-Neyi sorgulayacağız ?
Mevcudu, şu an yaşadıklarımızı, uyguladıklarımızı, yapıp ettiklerimizi.
-Şu an çok güzel yapıp ediyoruz. Sorgulamak ne işe yarar ki ?
Farklılıkları görmemize, daha iyiyi bulmamıza.
-Ben sorgulamadan mevcudu kabullensem gelişemezmiyim ?
Monoton bir şekilde yaşarsın. Dışarıdaki gelişmelerden haberdar olmazsan ve gelişemezsen bir süre sonra yaşayamaz hale gelirsin.
-Gelişme nasıl olur ?
Cesaretle sorumluluk alarak.
-Ben tüm vazifelerimi bihakkın yapıyorum. Sorumsuz değilim.
Mevcudu yapıyorsun. Mevcudun dışına çıkabilmek için sorumluluk alamıyorsun.
-Ama mevcudun dışına çıkarsam ne olur sonra ya başıma türlü dertler açılırsa.
Mevcudun dışına çıkabilmen için risk alman gerekmiyor.
-Yaa, peki nasıl çıkılır dışarıya ?
Düşünerek, alışılmışın dışında olan farklılıkları bulup ortaya çıkartarak, farklılıklardan faydalanarak.
-Ama farklılık demek benim toplumdan dışlanmam demektir.
Tam tersi. Farklılığı ortaya çıkartıp ondan kendin ve diğerleri için faydalanma yolunu bulursan toplum seni kucaklar.
-Gelişme nasıl olur ?
Düşünerek.
-Ya düşüncem yanlış çıkarsa.
Yanlışı silip doğruyu düşünmeye devam ederek.
-Hayatım boyunca hep yanlışı silip doğruyu mu düşüneceğim ? Bana ne derler sonra, tefe koyup çalarlar.
-Bir gün doğruyu bulduğunda diğerlerinin senden çok gerilerde kaldığını göreceksin. Ama hiç düşünmeyip monoton yaşarsan başkalarının seni gerilerde bıraktığını görürsün.
-Gelişme nasıl olur.
Düşündüğünü uygulayarak.
-Ben aslında hep düşünürüm ama baktığımda hep yerimde sayıyorum, gelişemiyorum.
Düşünmek şarttır ama bin kere düşüneceğine bir kere teşebbüs et. Sonuç seni şaşırtacaktır.
-Gelişme nasıl olur ?
Mevzuat hazretlerine dokunmadan, onu yok saymadan ama engel olanlara toslamadan, onların yanından geçerek (sahtekarlık yaparak değil), mevzuata ihtiyaç duymadan.
Ama karşıma hep mevzuat engelleri çıkıyor. Ne yapmalıyım ?
Mevzuat engelleri kalkana kadar doğru bildiklerinden şaşmadan diğer doğru yöntemleri uygulayarak gelişmeye devam etmelisin.
-Doğruları, doğru yöntemleri nasıl bulurum ?
Sorgulayarak, cesaretle sorumluluk alarak, düşünerek, düşündüğünü uygulayarak.
Hikaye değil, yakın zamanda çevremde tanık olduğum yaşanmakta olan bir örnek :
Bir Türkiye vatandaşı Türkiye’deki bir üniversiteyi başarıyla bitirmiş, hem de kalburüstü bir üniversiteyi. Daha sonra yüksek lisansa devam etmiş. Fakat yüksek lisansı bir türlü bitirememiş. Nedeni ise değişen hocalar, değişmeyen mevzuat, nemelazımcılık, hazırlanan projeyi değerlendirmek için savsaklamalar, idari engeller, mevzuat engelleri…
Vatandaş bir türlü yüksek lisans belgesini alamamış. Bu arada Kanada’da önemli bir burs kazanarak orada doktorasına devam etmek istemiş. Durumunu anlatmış Kanada’ya. Doktoradan sorumlu üniversite “olsun” demiş. “Sen yüksek lisans belgeni sonra getirsen de olur.” Şaşırmış vatandaş ve doktorasına başlamış. Aradan bir yıl geçmiş. İdari engeller, mevzuat engelleri yüzünden yüksek lisans belgesini bir türlü alamamış. Kanada “olsun” demiş, “biz bekleriz, sen eğitimine, araştırmalarına devam et.” Vatandaş daha fazla şaşırmış ama pür memnuniyet çalışmalarına, araştırmalarına daha fazla ağırlık vermiş. Ve Kanada vatandaşı olabilmek için müracaatını yapmış.
Orası Kanada, burası Türkiye. Birisi gelişmeye kendini adamış, çözüm odaklı olarak tüm mevzuat engellerini değiştirerek veya engelleri aşmanın yollarını bularak ilerlemeye devam ediyor. Diğeri kendi öz vatandaşının önüne çağlar gerisinden kalan, gerici mevzuatı engel olarak koyuyor. Mevzuat diyor başka bir şey demiyor. Neden mevzuat diyor ? Çünkü bilgisi yok, genel olarak yaşadıklarından, ürettiklerinden, üretemediklerinden. Haliyle cesareti yok mevzuatı aşabilmek için. Kendi cahilliğinin farkına varamadan, sorun çıkar diyerek topu mevzuata atıp sorumsuz hale geldiğini sanıyor.
Sonuç olarak sorumluluk ileriye, sorumsuzluk geriye.
Sorgulayarak.
-Neyi sorgulayacağız ?
Mevcudu, şu an yaşadıklarımızı, uyguladıklarımızı, yapıp ettiklerimizi.
-Şu an çok güzel yapıp ediyoruz. Sorgulamak ne işe yarar ki ?
Farklılıkları görmemize, daha iyiyi bulmamıza.
-Ben sorgulamadan mevcudu kabullensem gelişemezmiyim ?
Monoton bir şekilde yaşarsın. Dışarıdaki gelişmelerden haberdar olmazsan ve gelişemezsen bir süre sonra yaşayamaz hale gelirsin.
-Gelişme nasıl olur ?
Cesaretle sorumluluk alarak.
-Ben tüm vazifelerimi bihakkın yapıyorum. Sorumsuz değilim.
Mevcudu yapıyorsun. Mevcudun dışına çıkabilmek için sorumluluk alamıyorsun.
-Ama mevcudun dışına çıkarsam ne olur sonra ya başıma türlü dertler açılırsa.
Mevcudun dışına çıkabilmen için risk alman gerekmiyor.
-Yaa, peki nasıl çıkılır dışarıya ?
Düşünerek, alışılmışın dışında olan farklılıkları bulup ortaya çıkartarak, farklılıklardan faydalanarak.
-Ama farklılık demek benim toplumdan dışlanmam demektir.
Tam tersi. Farklılığı ortaya çıkartıp ondan kendin ve diğerleri için faydalanma yolunu bulursan toplum seni kucaklar.
-Gelişme nasıl olur ?
Düşünerek.
-Ya düşüncem yanlış çıkarsa.
Yanlışı silip doğruyu düşünmeye devam ederek.
-Hayatım boyunca hep yanlışı silip doğruyu mu düşüneceğim ? Bana ne derler sonra, tefe koyup çalarlar.
-Bir gün doğruyu bulduğunda diğerlerinin senden çok gerilerde kaldığını göreceksin. Ama hiç düşünmeyip monoton yaşarsan başkalarının seni gerilerde bıraktığını görürsün.
-Gelişme nasıl olur.
Düşündüğünü uygulayarak.
-Ben aslında hep düşünürüm ama baktığımda hep yerimde sayıyorum, gelişemiyorum.
Düşünmek şarttır ama bin kere düşüneceğine bir kere teşebbüs et. Sonuç seni şaşırtacaktır.
-Gelişme nasıl olur ?
Mevzuat hazretlerine dokunmadan, onu yok saymadan ama engel olanlara toslamadan, onların yanından geçerek (sahtekarlık yaparak değil), mevzuata ihtiyaç duymadan.
Ama karşıma hep mevzuat engelleri çıkıyor. Ne yapmalıyım ?
Mevzuat engelleri kalkana kadar doğru bildiklerinden şaşmadan diğer doğru yöntemleri uygulayarak gelişmeye devam etmelisin.
-Doğruları, doğru yöntemleri nasıl bulurum ?
Sorgulayarak, cesaretle sorumluluk alarak, düşünerek, düşündüğünü uygulayarak.
Hikaye değil, yakın zamanda çevremde tanık olduğum yaşanmakta olan bir örnek :
Bir Türkiye vatandaşı Türkiye’deki bir üniversiteyi başarıyla bitirmiş, hem de kalburüstü bir üniversiteyi. Daha sonra yüksek lisansa devam etmiş. Fakat yüksek lisansı bir türlü bitirememiş. Nedeni ise değişen hocalar, değişmeyen mevzuat, nemelazımcılık, hazırlanan projeyi değerlendirmek için savsaklamalar, idari engeller, mevzuat engelleri…
Vatandaş bir türlü yüksek lisans belgesini alamamış. Bu arada Kanada’da önemli bir burs kazanarak orada doktorasına devam etmek istemiş. Durumunu anlatmış Kanada’ya. Doktoradan sorumlu üniversite “olsun” demiş. “Sen yüksek lisans belgeni sonra getirsen de olur.” Şaşırmış vatandaş ve doktorasına başlamış. Aradan bir yıl geçmiş. İdari engeller, mevzuat engelleri yüzünden yüksek lisans belgesini bir türlü alamamış. Kanada “olsun” demiş, “biz bekleriz, sen eğitimine, araştırmalarına devam et.” Vatandaş daha fazla şaşırmış ama pür memnuniyet çalışmalarına, araştırmalarına daha fazla ağırlık vermiş. Ve Kanada vatandaşı olabilmek için müracaatını yapmış.
Orası Kanada, burası Türkiye. Birisi gelişmeye kendini adamış, çözüm odaklı olarak tüm mevzuat engellerini değiştirerek veya engelleri aşmanın yollarını bularak ilerlemeye devam ediyor. Diğeri kendi öz vatandaşının önüne çağlar gerisinden kalan, gerici mevzuatı engel olarak koyuyor. Mevzuat diyor başka bir şey demiyor. Neden mevzuat diyor ? Çünkü bilgisi yok, genel olarak yaşadıklarından, ürettiklerinden, üretemediklerinden. Haliyle cesareti yok mevzuatı aşabilmek için. Kendi cahilliğinin farkına varamadan, sorun çıkar diyerek topu mevzuata atıp sorumsuz hale geldiğini sanıyor.
Sonuç olarak sorumluluk ileriye, sorumsuzluk geriye.