01-03-2019, 15:17
Hangi spor dalında oyun devam ederken sonuç ilan edilebilir ? Satranç sporunda.
Hangi spor dalında sonuç ilan edildikten sonra oyuna devam edilebilir ? Satranç sporunda.
FIDE halt etmiş. Satranç sporunun kurallarını derhal değiştirmelidir. Yeni kurallar için bizim organizatörü danışman ve bilirkişi olarak istihdam etmelidir.
Masa tenisini düşünün. Ali ve Veli arasında 10 sayı fark var ve Ali 1 sayı daha alsa galip gelecek. Böyle bir durumda, acelesi olan hakem bekleyemez ve Ali’yi galip ilan eder ve panoya yazılı olarak sonucu asar. Ama Veli daha sonra peş peşe 11 sayı alarak oyunu kazanır. Ama bir de bakar ki panoda mağlup ilan edilmiş. Sonra ne olur ?!
Güreşi düşünün. Mehmet Ahmet’e karşı açık ara 5 puan önde. Son saniyeler. Hakem bitiş düdüğünü çaldı çalacak. Bu sırada Ahmet’in yanlış bir hareketine Mehmet kızar ve Ahmet’in yüzüne bir yumruk savurur. Ahmet grogi durumda, yere düştü düşecek. Hakem derhal oyunu sonlandırır ve Mehmet’i diskalifiye ederek Ahmet’i galip ilan eder.
Satrancı düşünün diyeceğim ama kategoriye ayırıyorum : Düşüncesini başkalarına esir edenlerin düşünmesine gerek yok zaten. Satranççıların düşünmesine gerek yok. Satranççılar zaten neyin ne olduğunu bilmektedirler. Satranç adına oldukça az da olsa mürekkep yalamış olanlar düşünsün. İki çocuk oldukça heyecanlı bir ortamda satranç oynamaktadırlar. Heyecandan neredeyse elleri ayakları titremektedir. Çünkü oyunun sonucuna göre sadece birisi dereceye girecektir. Kim en az yarım puan alırsa dereceye girecek diğeri dereceden düşecektir. Stres maksimumdadır ve tepelerinde de hakemler onları seyretmektedirler. 2 veziri ve 4 kalesi olan diğerinin yalnız kalmış şahını mat etmek üzere hamlelerini yapmaktadır. Bu sırada organizatörün biri spor kurallarının dışına çıkarak ve bu kuralları hiçe sayarak, satranç kurallarının dışına çıkarak, masada oynayan satranççıları hiçe sayarak, satranç sporunu hiçe sayarak 2 vezir 4 kale önde olanı galip ilan edip sonucu panoya asarak herkese ilan eder. Daha sonra 2 vezir 4 kale önde olan oyuncu öyle hatalı bir hamle yapar ki ; tepelerinde duran satrançtan bihaber hakemler bile şaşa kalırlar. Oyun pat olmuştur. Alet üstün olan stresini kontrol edemeyerek kendi zayıflığına yenilmiştir. Patı sağlayan diğeri sakinliğinin ve sabrının mükafatını görmüştür.
Dışarı çıkan satranççılar panoya yönelirler. Orada 0 ve 1 rakamlarını görenler neye uğradıklarını şaşırırlar. Geleceğe dönük mobing budur.
Veya :
Üstün olan satranççı hamlelerini devam ettirerek matı sağlamıştır. Derece umuduyla rakibini şaşırtabilmek için hamle bulmaya çalışan ise yenilmiştir. El sıkışarak salondan ayrılırlar. Panoya yönelirler. Yenilen satranççı 10 dakikadan beri mağlup olarak ilan edildiğini öğrendiğinde ne düşünür ? İşte mobing budur. Geleceğe dönük olarak, satranççının gelecek hamlelerine engel olmaya çalışan kişinin uyguladığı mobing budur. Empati geçmiş yüzyıllarda kaldı herhalde. Bencillik ayyuka çıkmış.
Skandala sebep olan bir organizatörü savunacağım diyerek bir satranççının gelecekteki hamlelerini kısıtlamaya çalışanlar empatiden nasibini alamayanlardır.
“Ne alaka ! Kel alaka ! Hiçbir maçta, oyunda böyle olmadı ve olmayacak.” dermiş birileri.
Desinler. Ne derlerse desinler. Ama sporun evrensel ve değişmeyen kuralı karşısında seslerini kessinler.
Oyun bitmeden sonucu kendine göre yorumlayıp ilan ederek evrensel kuralı çiğneyenler satranç sporunun her alanından defedilmelidir.
Velinin olaydaki net düşüncelerini ve davranışlarını bilmiyorum. Ama onun yerinde olsaydım ilk tepkim olmaz olsun sizin hakemliğiniz, organizatörlüğünüz derdim. Çocuğumun oyunu devam ederken mağlup olarak ilan edenlere hakem ve organizatör olamadıklarına dair her türlü cümleyi yüksek sesle söylerdim. Bunu kendimi ve çocuğumu savunmak için yapardım. Çünkü çocuğumun ve dolayısıyla benim kişilik haklarımıza saldırı yapılmıştır. Çocuğumun gelecek zamanlardaki mücadele gücü kırılmaya çalışılmıştır. Karşı tarafı mutlak hatasız güç olarak görüp çocuğum güya bu hatasız güç karşısında küçük görülmüştür. Bu mobing değil de nedir ?
Hangi spor dalında sonuç ilan edildikten sonra oyuna devam edilebilir ? Satranç sporunda.
FIDE halt etmiş. Satranç sporunun kurallarını derhal değiştirmelidir. Yeni kurallar için bizim organizatörü danışman ve bilirkişi olarak istihdam etmelidir.
Masa tenisini düşünün. Ali ve Veli arasında 10 sayı fark var ve Ali 1 sayı daha alsa galip gelecek. Böyle bir durumda, acelesi olan hakem bekleyemez ve Ali’yi galip ilan eder ve panoya yazılı olarak sonucu asar. Ama Veli daha sonra peş peşe 11 sayı alarak oyunu kazanır. Ama bir de bakar ki panoda mağlup ilan edilmiş. Sonra ne olur ?!
Güreşi düşünün. Mehmet Ahmet’e karşı açık ara 5 puan önde. Son saniyeler. Hakem bitiş düdüğünü çaldı çalacak. Bu sırada Ahmet’in yanlış bir hareketine Mehmet kızar ve Ahmet’in yüzüne bir yumruk savurur. Ahmet grogi durumda, yere düştü düşecek. Hakem derhal oyunu sonlandırır ve Mehmet’i diskalifiye ederek Ahmet’i galip ilan eder.
Satrancı düşünün diyeceğim ama kategoriye ayırıyorum : Düşüncesini başkalarına esir edenlerin düşünmesine gerek yok zaten. Satranççıların düşünmesine gerek yok. Satranççılar zaten neyin ne olduğunu bilmektedirler. Satranç adına oldukça az da olsa mürekkep yalamış olanlar düşünsün. İki çocuk oldukça heyecanlı bir ortamda satranç oynamaktadırlar. Heyecandan neredeyse elleri ayakları titremektedir. Çünkü oyunun sonucuna göre sadece birisi dereceye girecektir. Kim en az yarım puan alırsa dereceye girecek diğeri dereceden düşecektir. Stres maksimumdadır ve tepelerinde de hakemler onları seyretmektedirler. 2 veziri ve 4 kalesi olan diğerinin yalnız kalmış şahını mat etmek üzere hamlelerini yapmaktadır. Bu sırada organizatörün biri spor kurallarının dışına çıkarak ve bu kuralları hiçe sayarak, satranç kurallarının dışına çıkarak, masada oynayan satranççıları hiçe sayarak, satranç sporunu hiçe sayarak 2 vezir 4 kale önde olanı galip ilan edip sonucu panoya asarak herkese ilan eder. Daha sonra 2 vezir 4 kale önde olan oyuncu öyle hatalı bir hamle yapar ki ; tepelerinde duran satrançtan bihaber hakemler bile şaşa kalırlar. Oyun pat olmuştur. Alet üstün olan stresini kontrol edemeyerek kendi zayıflığına yenilmiştir. Patı sağlayan diğeri sakinliğinin ve sabrının mükafatını görmüştür.
Dışarı çıkan satranççılar panoya yönelirler. Orada 0 ve 1 rakamlarını görenler neye uğradıklarını şaşırırlar. Geleceğe dönük mobing budur.
Veya :
Üstün olan satranççı hamlelerini devam ettirerek matı sağlamıştır. Derece umuduyla rakibini şaşırtabilmek için hamle bulmaya çalışan ise yenilmiştir. El sıkışarak salondan ayrılırlar. Panoya yönelirler. Yenilen satranççı 10 dakikadan beri mağlup olarak ilan edildiğini öğrendiğinde ne düşünür ? İşte mobing budur. Geleceğe dönük olarak, satranççının gelecek hamlelerine engel olmaya çalışan kişinin uyguladığı mobing budur. Empati geçmiş yüzyıllarda kaldı herhalde. Bencillik ayyuka çıkmış.
Skandala sebep olan bir organizatörü savunacağım diyerek bir satranççının gelecekteki hamlelerini kısıtlamaya çalışanlar empatiden nasibini alamayanlardır.
“Ne alaka ! Kel alaka ! Hiçbir maçta, oyunda böyle olmadı ve olmayacak.” dermiş birileri.
Desinler. Ne derlerse desinler. Ama sporun evrensel ve değişmeyen kuralı karşısında seslerini kessinler.
Oyun bitmeden sonucu kendine göre yorumlayıp ilan ederek evrensel kuralı çiğneyenler satranç sporunun her alanından defedilmelidir.
Velinin olaydaki net düşüncelerini ve davranışlarını bilmiyorum. Ama onun yerinde olsaydım ilk tepkim olmaz olsun sizin hakemliğiniz, organizatörlüğünüz derdim. Çocuğumun oyunu devam ederken mağlup olarak ilan edenlere hakem ve organizatör olamadıklarına dair her türlü cümleyi yüksek sesle söylerdim. Bunu kendimi ve çocuğumu savunmak için yapardım. Çünkü çocuğumun ve dolayısıyla benim kişilik haklarımıza saldırı yapılmıştır. Çocuğumun gelecek zamanlardaki mücadele gücü kırılmaya çalışılmıştır. Karşı tarafı mutlak hatasız güç olarak görüp çocuğum güya bu hatasız güç karşısında küçük görülmüştür. Bu mobing değil de nedir ?