26-09-2008, 08:47
Merhaba
"duruşu olmamak" ve "ilkesiz olmak" kavramlarını "omurgasız ve ilkesiz" nitelik tamlamasıyla ifade etmek, tartışmanın küfür aşamasıdır.
Savaşımda küfür de vardır!...Şiddet de!... Nitekim "savaş" politikanın en sert, en üst biçimi olarak tanımlanır. Egeli efelerin çatışmalarında sövüşme bölümleri vardır. Yaşar Kemal'in "Çakırcalı Efe" adlı yapıtında çok güzel anlatılmıştır bu sövüşme bölümü... Amaç hasmını tahrik ederek meydana çıkarmaktır. Meydana çıkan rakibine de kurşun atmak...
Ben birden bire küfür boyutundaki bir tartışma ile ilişkilendirilmemden dolayı rahatsız oldum. Dahası ben söylediklerinize katılmıyorum da. Ali Nihat Yazıcı ve ekibinin bu işi şu an götürebilecek TEK yapı olduğunu düşünüyorum.
Siz aksini ve ötesini söylüyorsunuz. Söyleme ifade etme hakkınızın sonuna değin arkasındayım. Söyleyebilmeniz için mevcut yönetim dahil herkesle gerektiğinde "mavzer mavzere" çatışmaya da varım. Ama öncelikle hakaret etmeden bir anlatın bakalım. Askeri bir eylemin öncelikle hakka dayanan sosyal-siyasal gerekçeleri olmalıdır. Siz de küfürden önce "hakka dayanan sosyal-siyasal gerekçelerinizi" yoldaşına yol diliyle / yurttaşına yurt diliyle anlatın hele. Bizi ikna eder de sonuç alamazsak birlikte sövelim seninle. Dövelim! Vuralım! Asalım! Keselim!
Mevcut Yönetimin bildiğiniz "tutarsız ve ilkesiz" her türlü davranışını anlatmanız aynı zamanda yurttaş olmanızın sorumluluğudur. Anlatın. Ancak bunları daha henüz anlatma aşamasında siz küfre sarılırsanız, sizi dinleyen olmaz. Hata olur! Sıralama hatası!... Belki de bu yüzden siz kendi başına muhalif, karşı olduklarınız ise iktidardır?!...
Kazak Abdal dedemin sövgüsü ile ilgili sorunuzu anlayamadım. Netleştirebilir misiniz?
Saygılarımla...
"duruşu olmamak" ve "ilkesiz olmak" kavramlarını "omurgasız ve ilkesiz" nitelik tamlamasıyla ifade etmek, tartışmanın küfür aşamasıdır.
Savaşımda küfür de vardır!...Şiddet de!... Nitekim "savaş" politikanın en sert, en üst biçimi olarak tanımlanır. Egeli efelerin çatışmalarında sövüşme bölümleri vardır. Yaşar Kemal'in "Çakırcalı Efe" adlı yapıtında çok güzel anlatılmıştır bu sövüşme bölümü... Amaç hasmını tahrik ederek meydana çıkarmaktır. Meydana çıkan rakibine de kurşun atmak...
Ben birden bire küfür boyutundaki bir tartışma ile ilişkilendirilmemden dolayı rahatsız oldum. Dahası ben söylediklerinize katılmıyorum da. Ali Nihat Yazıcı ve ekibinin bu işi şu an götürebilecek TEK yapı olduğunu düşünüyorum.
Siz aksini ve ötesini söylüyorsunuz. Söyleme ifade etme hakkınızın sonuna değin arkasındayım. Söyleyebilmeniz için mevcut yönetim dahil herkesle gerektiğinde "mavzer mavzere" çatışmaya da varım. Ama öncelikle hakaret etmeden bir anlatın bakalım. Askeri bir eylemin öncelikle hakka dayanan sosyal-siyasal gerekçeleri olmalıdır. Siz de küfürden önce "hakka dayanan sosyal-siyasal gerekçelerinizi" yoldaşına yol diliyle / yurttaşına yurt diliyle anlatın hele. Bizi ikna eder de sonuç alamazsak birlikte sövelim seninle. Dövelim! Vuralım! Asalım! Keselim!
Mevcut Yönetimin bildiğiniz "tutarsız ve ilkesiz" her türlü davranışını anlatmanız aynı zamanda yurttaş olmanızın sorumluluğudur. Anlatın. Ancak bunları daha henüz anlatma aşamasında siz küfre sarılırsanız, sizi dinleyen olmaz. Hata olur! Sıralama hatası!... Belki de bu yüzden siz kendi başına muhalif, karşı olduklarınız ise iktidardır?!...
Kazak Abdal dedemin sövgüsü ile ilgili sorunuzu anlayamadım. Netleştirebilir misiniz?
Saygılarımla...