06-11-2008, 08:37
SİLİNEN MESAJ
"Bu arada hukukçular ve hukuk müşavirliği ile yapılan görüşmede adaylık başvuru bedeli konusunda da sorular yöneltişlmiş bunun çok gerekli olmadığını belirtmişlerdir. Yönetimimiz ve yönetime aday kadromuz adaylık bedeli ile ilgili bir spekülasyon ve gereksiz eleştiri gibi bir durumun seçimlere az bir zaman kala anlamsız bir tartışma yaratacağı anlayışı ile yeni bir 4.000.-YTL Federasyon hesabına yatırarak böylesi tartışmaların önüne geçilmesini kararlaştırmıştır. "
Sayın Aktar,
Yukarıdaki satırlar sizin.
8.000.000 Yeni Türk Lirası
Belgeleriniz eksik olduğu ve normal sürede yetişemediğiniz için mi ödenmiştir
yoksa sizin "hüsn-ü kuruntularınız" için ayrıca bir ödeme hesabı var mıdır?
Böyle bir hesap var ise eğer, 1 lira da ben yatırayım. bakalım kabul edecekler mi? Kabul ederlerse siz benim adıma verin ben Ankara'ya gelince öderim. Sizin ile benim aramda bu kadarcık "hukuk" vardır. Ama Yasaların uyguladığı hukukta, bir parayı hak etmeden alamazsınız, gönlünüze göre de fazla ödeme yapamazsınız. Hayır kurumları haricinde!...
Siz daha önceki açıklamalarınız nedeniyle, Erşan Gökerman'dan dürüstçe özür dilemeniz gerekirken, böyle davranmanızı Sizin "Çukurova Yiğtliğinize" yakıştıramadım. Ağlattınız İnce Memed'i. Oysa o ne gürlerdi ne gürlerdi!...
"Vurulsam kaybolsam derim
çırılçıplak bir kavgada
erkekçe olsun isterim
dostluk da düşmanlık da"
Tüm hoyratlığınıza rağmen bunun bir Anadolu hoyratlığı olduğunu biliyor ve sizi, yani Tahsin Aktar olarak sizi, size saldıran herkese karşı, "yırtık postallı Memedleri" savunurcasına savunuyordum. Ve benim Muhalefetim yalnızca sayın Yazıcı'ya karşıydı. Ve kendi kendime soruyordum, Tahsin Bey orada nasıl duruyor?... Bu iletinizde buna yanıt bulur gibiyim! Dilerim yanıltırsınız beni. Şu an, orada, tam bu anda, "eğreti" durduğunuzu söylemeliyim!
Yok sizin duruşunuz sağlam ise, siz kendi içerinizde tutarlı iseniz, bana göre tutarsız olursunuz! siz hep böyle miydiniz?!...
Eğer böyleyse durum, Kuvay Sanlı orada eğreti duruyor örneğin. Ekibinizin diğer üyelerini tanımıyorum. Diğerlerini dışında tutarak söylüyorum!
Şimdi eğer
Siz
Sayın Yazıcı,
Sayın Aktar,
Sayın Sanlı,
Bu üç arkadaş, "bizim duruşumuz kendi içinde "eğreti" değildir" diyorsa, daha önceki bir tartışmaya dönmemiz gerekecek; sonucu 1-1=2 olarak yazdığım tartışma.
Orada sizi daha fazla eleştirmemiş, ayrı düştüğümüzü ifade ederek, çekilmiştim. Ancak şimdi sormak gerek;
Kuvay Sanlı Arkadaşımız ile, 2004 seçimlerinde tanıştım.
Size muhalif idi.
Yani siz bu arkadaşa, " Ya Kuvay ozamanlar çocuktu, aklı ermiyordu, sonra biz kazandığımız halde aldık onu yanımıza, yetiştirdik, pırpır ederken canlandı" demiyorsanız;
-Siz Kuvay'a hangi tavizi verdiniz? Kuvay Size hangi tavizi verdi? Kim kimin elini öptü?
Kuvay Sanlı duruşu olan bir "delikanlıdır" ve bilim insanıdır; tanıdığım kadarıyla. Eğer Ali Bey ve devamla Siz, (hala ruhumda size yakıştıramasam da ) Kuvay'ın "elini öptüyse" sorun yok! Ekibiniz desteklenebilir.
Yok Kuvay Ali beyin "elini öptüyse" Kuvaya geçmiş olsun. Hep beraber ağlayalım bu "delikanlı" için...
Hiç kimse birbirinin elini öpmemişse o halde, Aranızdaki birbirinize verdiğiniz ödünler nelerdir? Ben Sizlerin ortak noktanızın SATRANÇ olduğunu kabullenmekte zorlanıyorum, bana yardımcı olunuz, aydınlatınız!
Saygılarımla.
"Bu arada hukukçular ve hukuk müşavirliği ile yapılan görüşmede adaylık başvuru bedeli konusunda da sorular yöneltişlmiş bunun çok gerekli olmadığını belirtmişlerdir. Yönetimimiz ve yönetime aday kadromuz adaylık bedeli ile ilgili bir spekülasyon ve gereksiz eleştiri gibi bir durumun seçimlere az bir zaman kala anlamsız bir tartışma yaratacağı anlayışı ile yeni bir 4.000.-YTL Federasyon hesabına yatırarak böylesi tartışmaların önüne geçilmesini kararlaştırmıştır. "
Sayın Aktar,
Yukarıdaki satırlar sizin.
8.000.000 Yeni Türk Lirası
Belgeleriniz eksik olduğu ve normal sürede yetişemediğiniz için mi ödenmiştir
yoksa sizin "hüsn-ü kuruntularınız" için ayrıca bir ödeme hesabı var mıdır?
Böyle bir hesap var ise eğer, 1 lira da ben yatırayım. bakalım kabul edecekler mi? Kabul ederlerse siz benim adıma verin ben Ankara'ya gelince öderim. Sizin ile benim aramda bu kadarcık "hukuk" vardır. Ama Yasaların uyguladığı hukukta, bir parayı hak etmeden alamazsınız, gönlünüze göre de fazla ödeme yapamazsınız. Hayır kurumları haricinde!...
Siz daha önceki açıklamalarınız nedeniyle, Erşan Gökerman'dan dürüstçe özür dilemeniz gerekirken, böyle davranmanızı Sizin "Çukurova Yiğtliğinize" yakıştıramadım. Ağlattınız İnce Memed'i. Oysa o ne gürlerdi ne gürlerdi!...
"Vurulsam kaybolsam derim
çırılçıplak bir kavgada
erkekçe olsun isterim
dostluk da düşmanlık da"
Tüm hoyratlığınıza rağmen bunun bir Anadolu hoyratlığı olduğunu biliyor ve sizi, yani Tahsin Aktar olarak sizi, size saldıran herkese karşı, "yırtık postallı Memedleri" savunurcasına savunuyordum. Ve benim Muhalefetim yalnızca sayın Yazıcı'ya karşıydı. Ve kendi kendime soruyordum, Tahsin Bey orada nasıl duruyor?... Bu iletinizde buna yanıt bulur gibiyim! Dilerim yanıltırsınız beni. Şu an, orada, tam bu anda, "eğreti" durduğunuzu söylemeliyim!
Yok sizin duruşunuz sağlam ise, siz kendi içerinizde tutarlı iseniz, bana göre tutarsız olursunuz! siz hep böyle miydiniz?!...
Eğer böyleyse durum, Kuvay Sanlı orada eğreti duruyor örneğin. Ekibinizin diğer üyelerini tanımıyorum. Diğerlerini dışında tutarak söylüyorum!
Şimdi eğer
Siz
Sayın Yazıcı,
Sayın Aktar,
Sayın Sanlı,
Bu üç arkadaş, "bizim duruşumuz kendi içinde "eğreti" değildir" diyorsa, daha önceki bir tartışmaya dönmemiz gerekecek; sonucu 1-1=2 olarak yazdığım tartışma.
Orada sizi daha fazla eleştirmemiş, ayrı düştüğümüzü ifade ederek, çekilmiştim. Ancak şimdi sormak gerek;
Kuvay Sanlı Arkadaşımız ile, 2004 seçimlerinde tanıştım.
Size muhalif idi.
Yani siz bu arkadaşa, " Ya Kuvay ozamanlar çocuktu, aklı ermiyordu, sonra biz kazandığımız halde aldık onu yanımıza, yetiştirdik, pırpır ederken canlandı" demiyorsanız;
-Siz Kuvay'a hangi tavizi verdiniz? Kuvay Size hangi tavizi verdi? Kim kimin elini öptü?
Kuvay Sanlı duruşu olan bir "delikanlıdır" ve bilim insanıdır; tanıdığım kadarıyla. Eğer Ali Bey ve devamla Siz, (hala ruhumda size yakıştıramasam da ) Kuvay'ın "elini öptüyse" sorun yok! Ekibiniz desteklenebilir.
Yok Kuvay Ali beyin "elini öptüyse" Kuvaya geçmiş olsun. Hep beraber ağlayalım bu "delikanlı" için...
Hiç kimse birbirinin elini öpmemişse o halde, Aranızdaki birbirinize verdiğiniz ödünler nelerdir? Ben Sizlerin ortak noktanızın SATRANÇ olduğunu kabullenmekte zorlanıyorum, bana yardımcı olunuz, aydınlatınız!
Saygılarımla.