02-12-2008, 01:24
"Böylece mesaj kilitleme uygulamasına da gerek kalmamıştır."
Yasalar anayasaya dayanarak ve anayasa çerçevesi içerisinde toplumsal hayatı düzenlemek için çıkarılan kararlardır. Toplumsal hayatı düzenleyen her türlü kural, son tahlilde anayasal hukukla örtüşmek zorundadır.
Herhangi bir suçtan hüküm giyerek "kilit altına alınan bir hükümlü" kendisine verilen ceza yasasını kaldıran bir yasa çıktığı zaman, "sen hüküm giydiğinde bu yasa yoktu" denmez ve yeni yasaya göre salınıvermek zorundadır. Yani yeni yasanın geçmişe dönük işlemesi anayasal olarak güvence altındadır. Ortadan kaldırılan yasanın mağdur ettiği kişi ve kurumların mağduriyeti giderilmek zorundadır.
"Böylece mesaj kilitleme uygulamasına da gerek kalmamıştır." diyorsanız; kilitlediğiniz yazımın üzerindeki kilidi bu doğrultuda kaldırmak zorundasınız. Ya da kararınızı gözden geçirmek zorundasınız.
Yasalar çifte standartlı olamaz. Yazım üzerinde hala kilit vardır.
Bu arada yazılan bir yazıya 1 saatlik bir düzenleme hakkı verilmelidir. Yazı yazmanın zorluğunu bilmeyenlerin bunu anlaması zordur ama, şöyle anlatmaya çalışayım: Bir yazıyı yazıp yayına koyma aşamasında gözden geçirmenize rağmen, yapılan yanlışların, yapılma modundan o an çıkılamadığı için, gözden geçirmeye rağmen, yanlışlar gözden kaçmaya devam eder. Çoğu zaman ertesi gün farkına varılır. Hatta bazı kurgusal yanlışlar taki bir eleştiriye değin "uyunabilir" de.
Yanlışını düzeltmek Einstein'a göre "insanlık ölçütlerinden" sayılmaktadır. Bu durumda doğru olan Forum yönetimi "sakınca gördüğü" yazıyı hapsetmek yerine bir başka mekanda kayıt altına almalıdır. Kişiye hatasını düzeltme hakkı verilmelidir. Kişinin yazısını geri çekme hakkı bile olmalıdır. Yanlış yaptı diye insanın ensesine binip inmemek çok demokratik bulduğum bir davranış değil. Adamın "doğrulmasına" izin vermek gerek!...
Ama hiç olmazsa, yazım (imla) yanlışları için bir kaç saatlik bir düzeltme hakkı olmalıdır.
Tüm güvensizliklere karşı, insana güveni önermek zorundayız. Güvenmeliyiz de insana. Kendine güvenmeyenlerin yoludur, insanlara güvenmemek. Yarın bir gün bir kurtuluş savaşı doğarsa, en çok gereksinim duyulacak olan şey, kendine ve insanlara güvenmektir.
Sövüp de kaçanlar ne olacak?
Sorun bu mu?
Kaçmış zaten.
Kaç zamana değin güvenilirliklerini koruyabilir bu tip insanlar?
Bu tip insanlara karşı tek yaptırım, onların utandırılmasıdır. Eleştiri ile, kınama ile, ayıplama ile, muhatap almama ve tecrit ile...
Hala "eşeğimi hallederim özeleştirimi de veririm" diyorsa, "uzaklaştırma cezaları" / daha da devamında "süresiz uzaklaştırma" cezaları uygulanabilir.
Evet; "insanlık hatalarını kabul ve düzeltmekle ölçülür"... (Einstein)
Forumun bu kararı gözden geçirilmeli... Düzeltilmeli...
Saygılarımla.
Not Aşağıda daha önce Antalya Forum dergisinde yayınlanmış bir yazımı, yazı yazmanın zorluğu açısından aktarıyorum.
Yasalar anayasaya dayanarak ve anayasa çerçevesi içerisinde toplumsal hayatı düzenlemek için çıkarılan kararlardır. Toplumsal hayatı düzenleyen her türlü kural, son tahlilde anayasal hukukla örtüşmek zorundadır.
Herhangi bir suçtan hüküm giyerek "kilit altına alınan bir hükümlü" kendisine verilen ceza yasasını kaldıran bir yasa çıktığı zaman, "sen hüküm giydiğinde bu yasa yoktu" denmez ve yeni yasaya göre salınıvermek zorundadır. Yani yeni yasanın geçmişe dönük işlemesi anayasal olarak güvence altındadır. Ortadan kaldırılan yasanın mağdur ettiği kişi ve kurumların mağduriyeti giderilmek zorundadır.
"Böylece mesaj kilitleme uygulamasına da gerek kalmamıştır." diyorsanız; kilitlediğiniz yazımın üzerindeki kilidi bu doğrultuda kaldırmak zorundasınız. Ya da kararınızı gözden geçirmek zorundasınız.
Yasalar çifte standartlı olamaz. Yazım üzerinde hala kilit vardır.
Bu arada yazılan bir yazıya 1 saatlik bir düzenleme hakkı verilmelidir. Yazı yazmanın zorluğunu bilmeyenlerin bunu anlaması zordur ama, şöyle anlatmaya çalışayım: Bir yazıyı yazıp yayına koyma aşamasında gözden geçirmenize rağmen, yapılan yanlışların, yapılma modundan o an çıkılamadığı için, gözden geçirmeye rağmen, yanlışlar gözden kaçmaya devam eder. Çoğu zaman ertesi gün farkına varılır. Hatta bazı kurgusal yanlışlar taki bir eleştiriye değin "uyunabilir" de.
Yanlışını düzeltmek Einstein'a göre "insanlık ölçütlerinden" sayılmaktadır. Bu durumda doğru olan Forum yönetimi "sakınca gördüğü" yazıyı hapsetmek yerine bir başka mekanda kayıt altına almalıdır. Kişiye hatasını düzeltme hakkı verilmelidir. Kişinin yazısını geri çekme hakkı bile olmalıdır. Yanlış yaptı diye insanın ensesine binip inmemek çok demokratik bulduğum bir davranış değil. Adamın "doğrulmasına" izin vermek gerek!...
Ama hiç olmazsa, yazım (imla) yanlışları için bir kaç saatlik bir düzeltme hakkı olmalıdır.
Tüm güvensizliklere karşı, insana güveni önermek zorundayız. Güvenmeliyiz de insana. Kendine güvenmeyenlerin yoludur, insanlara güvenmemek. Yarın bir gün bir kurtuluş savaşı doğarsa, en çok gereksinim duyulacak olan şey, kendine ve insanlara güvenmektir.
Sövüp de kaçanlar ne olacak?
Sorun bu mu?
Kaçmış zaten.
Kaç zamana değin güvenilirliklerini koruyabilir bu tip insanlar?
Bu tip insanlara karşı tek yaptırım, onların utandırılmasıdır. Eleştiri ile, kınama ile, ayıplama ile, muhatap almama ve tecrit ile...
Hala "eşeğimi hallederim özeleştirimi de veririm" diyorsa, "uzaklaştırma cezaları" / daha da devamında "süresiz uzaklaştırma" cezaları uygulanabilir.
Evet; "insanlık hatalarını kabul ve düzeltmekle ölçülür"... (Einstein)
Forumun bu kararı gözden geçirilmeli... Düzeltilmeli...
Saygılarımla.
Not Aşağıda daha önce Antalya Forum dergisinde yayınlanmış bir yazımı, yazı yazmanın zorluğu açısından aktarıyorum.