11-03-2009, 02:33
Efe Kardeşim,
"TSF'NİN FOR(U)MSUZLUĞU" Başlığı altında şu satırlarım var:
[i]"Bu olayların, Gençlik Ve Spor Genel Müdürlüğünün kuruluşuna esas teşkil eden, 3289 nolu yasanın; çarpık bir şekilde yorumlanması yoluyla yazılan; GSGM ÇERÇEVE STATÜSÜ ile, bu çerçeve statü doğrultusunda hazırlanan TSF ANA SATATÜ içerisindeki çarpıklıklara ve bu çarpıklıklar nedeniyle oluşan boşluklara dayalı olarak geliştiğini düşünüyorum.
TSF Yönetimi bu boşluklar içerisinde ticari faaliyetlere bulaşmış durumdadır. Yaş Gruplarında ortaya çıkan tablonun altında yatan nedenlerin ticari kaygılar olduğunu düşünüyorum. Bu bir sapmadır. Yabancılaşma durumudur." [/i]
Bir süredir satranç kamuoyunun dikkatini 3 konuya çekmeye çalışıyorum:
1- 3289 Nolu Yasaya,
2- Bu yasa doğrultusunda kurulan GSGM(Gençlik Spor Genel Müdürlüğü)'ne ve GSGM tarafından hazırlanan çerçeve statüye,
3- Çerçeve statü doğrultusunda hazırlanan tsf ana statüye
Spor (dolayısıyla satranç) dünyasını yönetmesi gereken yasa 3289 Nolu yasadır. Bu yasa doğrultusunda hazırlanan tüzükler, yönetmelikler, yönergelerdir. Bunları anlamadan yaşadıklarımızı, başımıza gelenleri anlamamız mümkün değildir.
Çerçeve statü ve tsf ana statü, 3289 nolu yasanın çarpık bir şekilde yorumlanması yoluyla oluşmuş tüzüklerdir. Çarpık noktalarda boşluklar oluşmuş, bu boşluklar içerisinde de tsf ticarete bulaşmıştır. Tsf ticaret yapmaktadır. Vergi de ödememektedir. Vergi ödemiyor oluşu bu konudaki davranışların “raydan çıkmasına” neden olmaktadır ve Ateş Beyin endişelendiği gibi daha da olacaktır. Ticaretin doğası gereği, ticari hırsa bulaşanlar da, her şeyden para kazanma yoluna gitmektedir. Dolayısıyla sporcular da para kaynağı olarak görülmeye başlanmıştır.
Oysa başka ülkelerde değil sporculardan para almak, spor yapması için gençlere ve çocuklara para verilir.
Serbest piyasa ekonomisini bizim gibi ülkelere dayatanlar, kendi ülkelerinde merkezi planlamalara dönmektedirler. Yaşanan son krizde, ABD’de yıllık bütçeleri Türkiye’nin bütçesi kadar olan ABD şirketleri devletleştirilmiştir.
Söz ve Karar alma özgürlüğü anlamında ve bürokratik hantallıklardan kurtulmak şeklinde gelişmesi gereken özerkleşmeler, serbest piyasa ekonomisinin bir tezahürü şeklinde gelişmekte ve denetimsiz, başı boş, ve kendini ticari faaliyetlere kaptıran yapılanmalar ortaya çıkmaktadır. Böylesi yapılanmaların kimi tutarsa “soyacağı” günler yakındır. “Soyulacak” bir şeyi olmayanlara da yaşamak her zaman “haram” edilecektir. Bu işleyiş içerisinde de sporcuların para kaynağı olarak görülmesi ve sporculardan para kazanma hırsının artması kaçınılmazdır.
Oysa sporun finanse edilmesi tüm toplumsal yapılanmaların ve sosyal devletin görevleri arasındadır. Sportif faaliyetler para kazanma aracı olarak görülmemelidir.
Bizimkiler kafasını kuma sokadursunlar. Kumdan çıkarınca da emperyalistlerin ağzına bakadursunlar. Sanırım bir gün, aşırı dozdan ölmesin diye, geçlere günlük 5'er gram esrar-eroin dağıtma aşamasına (!) gelecekler ve o zaman anlayacaklar sporcuların para kaynağı olmadığını… Birilerinin varmak istedikleri Avrupa’nın ve olmak istedikleri "küçük Amerka'nın arka sokakları şimdi bu haldedir. Bizimse kentlerimiz onların arka sokakları olmuştur...
Herkes önce kendi beyninin içini süpürmelidir...
1- 3289 Nolu Yasa
2- Bu yasa doğrultusunda kurulan GSGM(Gençlik Spor Genel Müdürlüğü)'ne ve GSGM tarafından hazırlanan çerçeve statü
3- Çerçeve statü doğrultusunda hazırlanan tsf ana statü
Bu üç konu satranççılar tarafından su gibi bilinmelidir. Yoksa gelişmeleri ağzı açık izleyeceğiz ve ağzı açığın malını, gözü açık yer imiş...
"TSF'NİN FOR(U)MSUZLUĞU" Başlığı altında şu satırlarım var:
[i]"Bu olayların, Gençlik Ve Spor Genel Müdürlüğünün kuruluşuna esas teşkil eden, 3289 nolu yasanın; çarpık bir şekilde yorumlanması yoluyla yazılan; GSGM ÇERÇEVE STATÜSÜ ile, bu çerçeve statü doğrultusunda hazırlanan TSF ANA SATATÜ içerisindeki çarpıklıklara ve bu çarpıklıklar nedeniyle oluşan boşluklara dayalı olarak geliştiğini düşünüyorum.
TSF Yönetimi bu boşluklar içerisinde ticari faaliyetlere bulaşmış durumdadır. Yaş Gruplarında ortaya çıkan tablonun altında yatan nedenlerin ticari kaygılar olduğunu düşünüyorum. Bu bir sapmadır. Yabancılaşma durumudur." [/i]
Bir süredir satranç kamuoyunun dikkatini 3 konuya çekmeye çalışıyorum:
1- 3289 Nolu Yasaya,
2- Bu yasa doğrultusunda kurulan GSGM(Gençlik Spor Genel Müdürlüğü)'ne ve GSGM tarafından hazırlanan çerçeve statüye,
3- Çerçeve statü doğrultusunda hazırlanan tsf ana statüye
Spor (dolayısıyla satranç) dünyasını yönetmesi gereken yasa 3289 Nolu yasadır. Bu yasa doğrultusunda hazırlanan tüzükler, yönetmelikler, yönergelerdir. Bunları anlamadan yaşadıklarımızı, başımıza gelenleri anlamamız mümkün değildir.
Çerçeve statü ve tsf ana statü, 3289 nolu yasanın çarpık bir şekilde yorumlanması yoluyla oluşmuş tüzüklerdir. Çarpık noktalarda boşluklar oluşmuş, bu boşluklar içerisinde de tsf ticarete bulaşmıştır. Tsf ticaret yapmaktadır. Vergi de ödememektedir. Vergi ödemiyor oluşu bu konudaki davranışların “raydan çıkmasına” neden olmaktadır ve Ateş Beyin endişelendiği gibi daha da olacaktır. Ticaretin doğası gereği, ticari hırsa bulaşanlar da, her şeyden para kazanma yoluna gitmektedir. Dolayısıyla sporcular da para kaynağı olarak görülmeye başlanmıştır.
Oysa başka ülkelerde değil sporculardan para almak, spor yapması için gençlere ve çocuklara para verilir.
Serbest piyasa ekonomisini bizim gibi ülkelere dayatanlar, kendi ülkelerinde merkezi planlamalara dönmektedirler. Yaşanan son krizde, ABD’de yıllık bütçeleri Türkiye’nin bütçesi kadar olan ABD şirketleri devletleştirilmiştir.
Söz ve Karar alma özgürlüğü anlamında ve bürokratik hantallıklardan kurtulmak şeklinde gelişmesi gereken özerkleşmeler, serbest piyasa ekonomisinin bir tezahürü şeklinde gelişmekte ve denetimsiz, başı boş, ve kendini ticari faaliyetlere kaptıran yapılanmalar ortaya çıkmaktadır. Böylesi yapılanmaların kimi tutarsa “soyacağı” günler yakındır. “Soyulacak” bir şeyi olmayanlara da yaşamak her zaman “haram” edilecektir. Bu işleyiş içerisinde de sporcuların para kaynağı olarak görülmesi ve sporculardan para kazanma hırsının artması kaçınılmazdır.
Oysa sporun finanse edilmesi tüm toplumsal yapılanmaların ve sosyal devletin görevleri arasındadır. Sportif faaliyetler para kazanma aracı olarak görülmemelidir.
Bizimkiler kafasını kuma sokadursunlar. Kumdan çıkarınca da emperyalistlerin ağzına bakadursunlar. Sanırım bir gün, aşırı dozdan ölmesin diye, geçlere günlük 5'er gram esrar-eroin dağıtma aşamasına (!) gelecekler ve o zaman anlayacaklar sporcuların para kaynağı olmadığını… Birilerinin varmak istedikleri Avrupa’nın ve olmak istedikleri "küçük Amerka'nın arka sokakları şimdi bu haldedir. Bizimse kentlerimiz onların arka sokakları olmuştur...
Herkes önce kendi beyninin içini süpürmelidir...
1- 3289 Nolu Yasa
2- Bu yasa doğrultusunda kurulan GSGM(Gençlik Spor Genel Müdürlüğü)'ne ve GSGM tarafından hazırlanan çerçeve statü
3- Çerçeve statü doğrultusunda hazırlanan tsf ana statü
Bu üç konu satranççılar tarafından su gibi bilinmelidir. Yoksa gelişmeleri ağzı açık izleyeceğiz ve ağzı açığın malını, gözü açık yer imiş...