27-03-2009, 02:00
Küçük İllya her antrenmandan önce Çerçeve statüyü ve Ana statüyü okumuyor.Çünkü onun ülkesinde bu işi yapan başkaları var.Onun ülkesinde mevcut statü ihtiyaçları karşılayabilecek durumdadır.Onun ülkesinde bizim içinde bulunduğumuz Satranç sorunları yoktur.Turnuvaya girme,turnuvada oynama imkanları çok daha fazladır.Satranç oynamanın maliyeti bizimki ile kıyaslanamaz.Bizim oyuncularımız kendilerini geliştirebilecekleri oyuncularla oynama imkanını bulamıyorlar.Kendilerini geliştirebilme imkanı bulan oyuncu sayımız sadece Federasyonun havuz kavramı içine girebilenlerle sınırlıdır.Yine bunların arasında tek başına Büyükustadan ders alan az sayıda yetenek vardır.Yakın gelecekde sizin çocuğunuzun da Satrançda ilerleyip ilerlememesi özel Büyükusta tutup tutmamanıza bağlı olarak ortaya çıkacaktır.Öncelikle çocuğunuz Satrancı sevmiş ve devam etmeye karar vermiş ise,bundan sonra iş maddi gücünüze dayanacaktır.Maddi gücünüzün iyi olduğunu varsayalım ve bir Büyükusta ile anlaştığınızı farzedelim, bu defa da Federasyonun zaman zaman yapacağı "izinsiz menecerler,ruhsatsız Büyükustalar ortalıkta dolaşıyor"açıklaması sizi ürkütecektir.
Ne yazık ki aynı düşünceleri söylemek zorunda kalıyorum.
Türk oyuncularının dikey gelişmesinde bugünkü imkanlarla ters orantılı bir yavaşlama vardır.Bu yavaşlamanın nedeni Zeka ve Yetenek değildir.Türk çocukları Satrancını geliştirebilecek yeteneğe sahiptir.Zekası normal olan ve çok çalışan Satrancını geliştirebilir.
Siz bugün dışardaki yeteneklerle bizimkileri kıyaslarken henüz bizim yaşadığımız sıkıntıları yaşamadan görüşlerinizi yazdınız.Birgün çocuğunuz Milli Eğitim turnuvasına girmek istediğinde Milli Eğitim lisansının nasıl çıkarıldığını yaşadığınız zaman bizim içinde bulunduğumuz koşulları daha iyi anlamanız mümkün olacaktır.Biz çok sıkıntı çektik.Ben sonunda sıkıntılardan kaçmaya başladım.Henüz Kızılay çadırında tek ayak üstünde beklememiş,üşümemiş ve saatlerce lavaboya gitmeden durmak zorunda kalmamış isem,nedeni sıkıntıları tanımaya başlamam ve sıkıntılardan kaçmam sayesindedir.
Bu toplum Ana statüyü okumaktan kaçtığı sürece parlak bir Geleceğe kavuşamıyacaktır.Ana statüyü okumayanlar ve okutmayanlar var oldukça hep dışardaki yetenekleri konuşarak zaman geçireceğiz.
Gerçekten önemli midir bu Ana statü?Şimdilik bir örnek vereceğim:
Seçimlerin kaderini tayin eden en önemli etken 1 nci lig kulüplerinin delegeleridir.Çünkü 1 nci ligde oynayan her kulüp 5 delege ile temsil edilir.Bu sayı da genelde tüm kulüp delegelerinin % 60 ıdır.Hal böyle olunca 1 nci ligde kaç kulüp takım bulunduracaktır?Ana statünün bunu belirtmesi gerekmez mi?Peki seçimden önce 1 nci ligdeki kulüp sayısı (x) iken seçimden sonra (x-4)olabilir mi?Neden olur?Olmalı mıdır?Bunu sabitleştiren bir yönetmelik yazılmalı mıdır?Sayı 2010 yılında (x-4)iken 2012 yılında (x+4)olabilir mi?Ne fark eder?
Ve yerli yetenekleri için tek satır yazmayan gazeteciler var oldukça bir arpa boyu yol katetmemiz mümkün olmayacaktır.
2008 yılı içinde en az bir turnuvaya katılmış oyuncu sayımızı,2008 yılı içinde lisansı olan oyuncu sayısına böldüğümüz zaman ortaya çıkan oranı Satranç toplumuna açıklayamıyorsak ömrümüz yabancıların başarılarını anmak ile son bulacaktır.
Kimi konforlu otel odasında,kimi bir cephesi açık ve rüzgarı alan çadırda olmak üzere eşit olmayan koşullarda yarışan sporcu ve refakatçıları varsa,ömrümüz sansasyonel başlıklara yanıt vermekle son bulacaktır.
Türkiye'nin 3 ncü büyük ilinde yapılan turnuvaya Türkiye'nin en kalabalık ilinden katılan oyuncu sayısı 3-5 kişi ise,dikey gelişmeyi ancak torunlarımız görecek,bizim ömrümüz boş tartışmalar yapmakla son bulacaktır.
Dünyanın zirvesindeki bayan oyunculara hitap eden bir turnuvayı neden düzenlediğimizi sorgulayan yoksa ve bu turnuvaya hiç kimse ilgi göstermemişse,ömrümüz İllya gibi yetenekleri aramakla son bulacaktır.
Ilgaz Gümüştaş'a,İstanbul'da düzenlenen FİDE Bayanlar turnuvasını neden yazmadığını soran yoksa,ömrümüz verimsiz çekişmelerle son bulacaktır.
Ne yazık ki aynı düşünceleri söylemek zorunda kalıyorum.
Türk oyuncularının dikey gelişmesinde bugünkü imkanlarla ters orantılı bir yavaşlama vardır.Bu yavaşlamanın nedeni Zeka ve Yetenek değildir.Türk çocukları Satrancını geliştirebilecek yeteneğe sahiptir.Zekası normal olan ve çok çalışan Satrancını geliştirebilir.
Siz bugün dışardaki yeteneklerle bizimkileri kıyaslarken henüz bizim yaşadığımız sıkıntıları yaşamadan görüşlerinizi yazdınız.Birgün çocuğunuz Milli Eğitim turnuvasına girmek istediğinde Milli Eğitim lisansının nasıl çıkarıldığını yaşadığınız zaman bizim içinde bulunduğumuz koşulları daha iyi anlamanız mümkün olacaktır.Biz çok sıkıntı çektik.Ben sonunda sıkıntılardan kaçmaya başladım.Henüz Kızılay çadırında tek ayak üstünde beklememiş,üşümemiş ve saatlerce lavaboya gitmeden durmak zorunda kalmamış isem,nedeni sıkıntıları tanımaya başlamam ve sıkıntılardan kaçmam sayesindedir.
Bu toplum Ana statüyü okumaktan kaçtığı sürece parlak bir Geleceğe kavuşamıyacaktır.Ana statüyü okumayanlar ve okutmayanlar var oldukça hep dışardaki yetenekleri konuşarak zaman geçireceğiz.
Gerçekten önemli midir bu Ana statü?Şimdilik bir örnek vereceğim:
Seçimlerin kaderini tayin eden en önemli etken 1 nci lig kulüplerinin delegeleridir.Çünkü 1 nci ligde oynayan her kulüp 5 delege ile temsil edilir.Bu sayı da genelde tüm kulüp delegelerinin % 60 ıdır.Hal böyle olunca 1 nci ligde kaç kulüp takım bulunduracaktır?Ana statünün bunu belirtmesi gerekmez mi?Peki seçimden önce 1 nci ligdeki kulüp sayısı (x) iken seçimden sonra (x-4)olabilir mi?Neden olur?Olmalı mıdır?Bunu sabitleştiren bir yönetmelik yazılmalı mıdır?Sayı 2010 yılında (x-4)iken 2012 yılında (x+4)olabilir mi?Ne fark eder?
Ve yerli yetenekleri için tek satır yazmayan gazeteciler var oldukça bir arpa boyu yol katetmemiz mümkün olmayacaktır.
2008 yılı içinde en az bir turnuvaya katılmış oyuncu sayımızı,2008 yılı içinde lisansı olan oyuncu sayısına böldüğümüz zaman ortaya çıkan oranı Satranç toplumuna açıklayamıyorsak ömrümüz yabancıların başarılarını anmak ile son bulacaktır.
Kimi konforlu otel odasında,kimi bir cephesi açık ve rüzgarı alan çadırda olmak üzere eşit olmayan koşullarda yarışan sporcu ve refakatçıları varsa,ömrümüz sansasyonel başlıklara yanıt vermekle son bulacaktır.
Türkiye'nin 3 ncü büyük ilinde yapılan turnuvaya Türkiye'nin en kalabalık ilinden katılan oyuncu sayısı 3-5 kişi ise,dikey gelişmeyi ancak torunlarımız görecek,bizim ömrümüz boş tartışmalar yapmakla son bulacaktır.
Dünyanın zirvesindeki bayan oyunculara hitap eden bir turnuvayı neden düzenlediğimizi sorgulayan yoksa ve bu turnuvaya hiç kimse ilgi göstermemişse,ömrümüz İllya gibi yetenekleri aramakla son bulacaktır.
Ilgaz Gümüştaş'a,İstanbul'da düzenlenen FİDE Bayanlar turnuvasını neden yazmadığını soran yoksa,ömrümüz verimsiz çekişmelerle son bulacaktır.
Ateş Ülker