14-04-2009, 17:19
Yahu hiç bu kadar duygusal bir cevap verilir mi? İnanın gözyaşlarımı zor tuttum. Sanırım sizde cevap yazarken gözyaşlarınızı zor tuttunuz veya ağlayarak yazdınız. Sakın bu duruma üzülmeyiniz. Nedenine gelince.
Bir yaz günü balkondaydım. Balkondaydım derken kastettiğim yerde sürünerek evin içinde dolaşmamı kastediyordum. Beni tanıyanlar bilir. 9 buçuk yaşında yakalandığım Romatoit Artrit (Eklem Romatizması) hastalığı sonucu ayaklarımın hareket kabiliyetini kaybetmiş ve bedensel engelli olmuştum. Bende güç vardı ve satranç turnuvasına katılabilirdim, ama Annemle yaşadığım daire 4’üncü katta ve asansör olmayınca yıllarım 4 duvar arasında geçti. Anlayacağınız efendim, kışın yataktan yere inemiyor ve ancak yaz gelince sokağa daha doğrusu balkona çıkabiliyordum. Tam hatırlamıyorum, sanırım 2005 yılının Ağustos ayında internet evimize bağlanmadan önceydi. Evimizin içinde devamlı dolaşan bir örümcek vardı. Bir baktım benim odanın penceresinden balkona çıkmıştı. Bu duruma çok şaşırmıştım. Çünkü hep odamın penceresinde dolaşan sinekleri yiyordu. Ne işi vardı balkonda? Bu düşünce içindeyken, ayağımın önünden başka bir canlı geçti. O canlı sol tarafımdan balkona giriş yapan karıncaydı. Sokaktan geliyordu ve hedefi sağ tarafımda durun evimizin çöpüydü. Bence biliyordu örümceğin bizim evde olduğunu. Çünkü çok önceden de örümceğin saldırısına uğramışlardır! Buna rağmen niye bizim eve geliyordu? Başka bir yere gitse olmaz mıydı? İşte kendisine görev verilmişti. Bir an önce yiyeceği alacak ve yuvasına götürecekti, kışı karnı tok geçirmek için. Bu durum beni çok etkiledi. Ancak yine de Anneme sözümü geçiremedim ve en güzel yıllarım 4 duvar arasında geçti.
İşte sizde o karınca gibi yuvanızdan çıktınız ve bana anlattıklarınızın başınıza geleceğini çok iyi biliyordunuz! Tabii bende biliyordum ve istersem şu andan itibaren bir daha internete giriş yapmam. Tüm dünya ile bağlantımı keserim. Sanki evimizde internet yokmuş gibi yaşarım ki, bunu kabul etmem mümkün değil. Yine anlayacağınız efendim, karıncanın niyeti kışı karnı tok geçirmekti. Benim niyetimse yıllar önce madalya aldığım 19 Mayıs Satranç Turnuvasına tekrar katılmak. Evet, Hollanda’dan akülü araba geldi. Yaptığım başvuru kabul edildi. Artık Annem inadı bıraksın. Maalesef bırakmıyor. Düşünebiliyor musunuz, dün tam Tutku Dinçer beye Hotmail aracığıyla haber verecektim ve bir an önce cevap yazarak beni bilgilendirmesini isteyecektim, yengem bilgisayar prizi çekmez mi? Meğer Annemin başı ağrımışta haberim yokmuş. İşte görüyorsunuz, dün olduğu gibi bugünde geleceğim hakkında bir planı yok. Evet, yaşı 63 ve kan şekeri hastası. Bunun için Hollanda’dan akülü araba gelmesi benim için çok büyük bir sürpriz oldu. İşte bunun için sakın üzülmeyiniz. Ben her şeye rağmen satranç çalışmaktan vazgeçmedim, siz niye geçmişi karıştırıp hem kendinizi hem de beni üzüyorsunuz? Bakınız, Annem yine bilgisayarın prizini çekiyordu ve zor ikna ettim onu.
Bir yaz günü balkondaydım. Balkondaydım derken kastettiğim yerde sürünerek evin içinde dolaşmamı kastediyordum. Beni tanıyanlar bilir. 9 buçuk yaşında yakalandığım Romatoit Artrit (Eklem Romatizması) hastalığı sonucu ayaklarımın hareket kabiliyetini kaybetmiş ve bedensel engelli olmuştum. Bende güç vardı ve satranç turnuvasına katılabilirdim, ama Annemle yaşadığım daire 4’üncü katta ve asansör olmayınca yıllarım 4 duvar arasında geçti. Anlayacağınız efendim, kışın yataktan yere inemiyor ve ancak yaz gelince sokağa daha doğrusu balkona çıkabiliyordum. Tam hatırlamıyorum, sanırım 2005 yılının Ağustos ayında internet evimize bağlanmadan önceydi. Evimizin içinde devamlı dolaşan bir örümcek vardı. Bir baktım benim odanın penceresinden balkona çıkmıştı. Bu duruma çok şaşırmıştım. Çünkü hep odamın penceresinde dolaşan sinekleri yiyordu. Ne işi vardı balkonda? Bu düşünce içindeyken, ayağımın önünden başka bir canlı geçti. O canlı sol tarafımdan balkona giriş yapan karıncaydı. Sokaktan geliyordu ve hedefi sağ tarafımda durun evimizin çöpüydü. Bence biliyordu örümceğin bizim evde olduğunu. Çünkü çok önceden de örümceğin saldırısına uğramışlardır! Buna rağmen niye bizim eve geliyordu? Başka bir yere gitse olmaz mıydı? İşte kendisine görev verilmişti. Bir an önce yiyeceği alacak ve yuvasına götürecekti, kışı karnı tok geçirmek için. Bu durum beni çok etkiledi. Ancak yine de Anneme sözümü geçiremedim ve en güzel yıllarım 4 duvar arasında geçti.
İşte sizde o karınca gibi yuvanızdan çıktınız ve bana anlattıklarınızın başınıza geleceğini çok iyi biliyordunuz! Tabii bende biliyordum ve istersem şu andan itibaren bir daha internete giriş yapmam. Tüm dünya ile bağlantımı keserim. Sanki evimizde internet yokmuş gibi yaşarım ki, bunu kabul etmem mümkün değil. Yine anlayacağınız efendim, karıncanın niyeti kışı karnı tok geçirmekti. Benim niyetimse yıllar önce madalya aldığım 19 Mayıs Satranç Turnuvasına tekrar katılmak. Evet, Hollanda’dan akülü araba geldi. Yaptığım başvuru kabul edildi. Artık Annem inadı bıraksın. Maalesef bırakmıyor. Düşünebiliyor musunuz, dün tam Tutku Dinçer beye Hotmail aracığıyla haber verecektim ve bir an önce cevap yazarak beni bilgilendirmesini isteyecektim, yengem bilgisayar prizi çekmez mi? Meğer Annemin başı ağrımışta haberim yokmuş. İşte görüyorsunuz, dün olduğu gibi bugünde geleceğim hakkında bir planı yok. Evet, yaşı 63 ve kan şekeri hastası. Bunun için Hollanda’dan akülü araba gelmesi benim için çok büyük bir sürpriz oldu. İşte bunun için sakın üzülmeyiniz. Ben her şeye rağmen satranç çalışmaktan vazgeçmedim, siz niye geçmişi karıştırıp hem kendinizi hem de beni üzüyorsunuz? Bakınız, Annem yine bilgisayarın prizini çekiyordu ve zor ikna ettim onu.