01-03-2010, 14:36
Selçuk bey,"Ateş Ülker'e bile yetenek konusunda ulaşamadım",sözünü
açmanız gerekir.
Esas konuya gelince,10 yaşındaki çocukların isimlerinin açıklanmaması
konusunda bazı arkadaşlarla aynı düşünceyi paylaşıyorum.
Buna karşılık 10 yaşındaki çocuklara ceza vermeyelim düşüncesine
katılmıyorum.Madem ki bu yaştaki çocukları hatta değiştirilmiş yasalar
gereği 4 yaşını doldurmuş çocukları "sporcu"ünvanı ile yarıştırıyoruz,o zaman onlar da tüm sporcuların tabi olduğu kurallar çercevesinde hareket
etmek zorundadır.Suçu sabit olana moral değerleri gözönüne alarak
ceza vermemezlik edemeyiz!Aksi halde suçlar artmaya başlar.Eğer 10 yaşındaki çocukların moralinin bozulmasından bu kadar korkuyorsak o zaman Satranç oynatmayız.Sizce hükmen yenilmek çok ağır bir ceza
mıdır?Hileyi farkeden diğer oyuncu bu magduriyetini kanıtlamanın verdiği
şaşkınlık içinde konsantrasyonu bozulmuş ve devam ettirilen oyunu
kaybetmişse ona büyük haksızlık yapılmıştır.Şu halde ortada kanıtlanmış
bir suç varsa cezası da hiç değilse oyunun hükmen kaybedilmesi olmalıdır.
Bu olayda muhtemelen suç kesin olarak kanıtlanmamış olmalı ki oyun
devam ettirilmiştir.Aksi halde 10 yaşındaki suçluyu affedersiniz yavaş yavaş suç işleme yaşı da yukarı doğru yükselir.Önce 12 yaşındakiler,
sonra 14 yaşındakiler değişik hileler geliştirmeye başlarlar.Suç kesinleşmişken oyun devam etmişse yine benim her zamanki iddiam gerçekleşmiştir: Suçlu kazanmış,mazlum kaybetmiştir.
Tabii şimdi herkesin huzurunda Selçuk beye zor bir soru soracağım.Kendisi cevap vermek zorunda değildir. Adıgeçen olaydaki suçu işleyen Ateş Ülker'in 10 yaşındaki oğlu olsaydı oyun devam eder miydi?
açmanız gerekir.
Esas konuya gelince,10 yaşındaki çocukların isimlerinin açıklanmaması
konusunda bazı arkadaşlarla aynı düşünceyi paylaşıyorum.
Buna karşılık 10 yaşındaki çocuklara ceza vermeyelim düşüncesine
katılmıyorum.Madem ki bu yaştaki çocukları hatta değiştirilmiş yasalar
gereği 4 yaşını doldurmuş çocukları "sporcu"ünvanı ile yarıştırıyoruz,o zaman onlar da tüm sporcuların tabi olduğu kurallar çercevesinde hareket
etmek zorundadır.Suçu sabit olana moral değerleri gözönüne alarak
ceza vermemezlik edemeyiz!Aksi halde suçlar artmaya başlar.Eğer 10 yaşındaki çocukların moralinin bozulmasından bu kadar korkuyorsak o zaman Satranç oynatmayız.Sizce hükmen yenilmek çok ağır bir ceza
mıdır?Hileyi farkeden diğer oyuncu bu magduriyetini kanıtlamanın verdiği
şaşkınlık içinde konsantrasyonu bozulmuş ve devam ettirilen oyunu
kaybetmişse ona büyük haksızlık yapılmıştır.Şu halde ortada kanıtlanmış
bir suç varsa cezası da hiç değilse oyunun hükmen kaybedilmesi olmalıdır.
Bu olayda muhtemelen suç kesin olarak kanıtlanmamış olmalı ki oyun
devam ettirilmiştir.Aksi halde 10 yaşındaki suçluyu affedersiniz yavaş yavaş suç işleme yaşı da yukarı doğru yükselir.Önce 12 yaşındakiler,
sonra 14 yaşındakiler değişik hileler geliştirmeye başlarlar.Suç kesinleşmişken oyun devam etmişse yine benim her zamanki iddiam gerçekleşmiştir: Suçlu kazanmış,mazlum kaybetmiştir.
Tabii şimdi herkesin huzurunda Selçuk beye zor bir soru soracağım.Kendisi cevap vermek zorunda değildir. Adıgeçen olaydaki suçu işleyen Ateş Ülker'in 10 yaşındaki oğlu olsaydı oyun devam eder miydi?
Ateş Ülker