18-05-2010, 19:36
[size=18]Bence bu yazı bir-iki gün içerisinde ortadan kaldırılabilir. Yazı TSF sitesinden silinmeden evvel bir tam kopyasını buraya aktarıyorum:[/size]
Yenildik mi?
Dün ve bugün FIDE Genel Kurulunda seçimler vardı. Tam 2 yıldır süren emeklerimizin meyvelerini toplamak için bir tarih oldu.
Çok açık farkla seçimi kaybettik grup olarak. 96-54
Açıkçası, hazırladığımız program, grubumuzun kalitesiyle seçim sonucu örtüşmüyor.
Bessel Kok'un sunumu harikaydı. Dünyada görüşmediğimiz ülke temas kurmadığımız federasyon kalmadı. Ben aldığımız oyların en az 45'inin TSF sayesinde olduğunu tahmin ediyorum.
Seçimin sonucunda kaybettik, benim için ilk kez kaybettiğim bir seçim olmasından buruk bir deneyim oldu.
Ama FIDE tarihinde ilk kez demokratik bir seçim yaşandı. Her ne kadar seçimde kullanılan oyların, kullanılma nedenleri demokrasiyle örtüşmese de.
Programla, deneyimle ve başarıyla FIDE seçimlerini kazanmak gerçekten zor.
Rakiplerimiz, tuvalette, kafeteryada deste deste para dağıttılar.
Biz kimseye ne bir kuruş ne de bir cent verdik.
Biraz Don Kişot'un yel değirmenleriyle yaptığı mücadele gibi oldu.
Sanırım en büyük hatamız yola çıkarken yanımıza aldığımız ve güvendiğimiz Boris Kutin gibi bir kaç kişiye çok güvenmek oldu.
Avrupa'da beklediğimizin çok altında oy aldık.
İkinci hatamız, Açık Mektupla destek toplamak oldu. Bu silah bize geri döndü.
Bir de tercihlerimiz vardı. Sonucun böyle olmasına neden olan ama bunların hata olduğunu düşünmüyorum.
İlk tercihimiz rüşvet vermektense kaybetmeyi seçmemiz oldu. Bundan dolayı asla pişman değiliz.
İkinci tercihimiz bize Kirsan tarafından, grubumuza gelen 3 teklifi de reddetmek oldu.
Bundan dolayı da üzüntülü değiliz. İlki FIDE Statüsüne aykırı olarak 3 bizden 3 onlardan bir grup oluşturmak oldu.
İkincisi doğrudan bana gelen kimden olduğunu kantılayamayacağım bir teklifti. Rusça aksanla konuşan birisi çekilmem karşılığında Gurevich'in Türkiye için oynayabileceğini ve 50.000 Euro para verileceğini söyleyen bir telefon aldı bu Kasım ayı sonundaydı. Dünya Kupası sırasında.
Bana gelen ikinci teklif 3 ay önceydi. Yine aynı kişi tarafından telşefonla yapılan teklifte bu kez 3 katı para önerildi ve pozisyon olarak daha da iyi bir pozisyon önerildi.
Tekliflere yanıtımı sanırım tahmin ediyorsunuzdur.
Grubumuza gelen son teklifse 1 haziran günü oldu. Yine birleşmeydi.
Tümünü reddettik. Bundan onur duyuyorum. Çünkü;....
1. Başından beri, Dışişleri Bakanlığı Dünyadaki tüm misyonlarıyla beni ve grubumuzu destekledi. Gerçekten, Yüce Önderin, 'Ne Mutlu Türküm Diyene!' özdeyişinin anlamını onurla yaşadım. Arkasında böyle bir ülkenin desteğini yaşayan bir adayın sonuna kadar yarışta olması ve gayri ahlaki hiç bir ilişkiye girmemesi, bu özdeyişin bana verdiği sorumluluk açısından doğal bir tutumdu.
2. FIDE tarihinde ilk kez bir seçim doğru dürüst yapıldı. Açıkçası, hiç bir pozisyon benim için Dünyanın bir numaralı Federasyonunun Başkanı olmak kadar büyük onur taşıyamaz. Bu pozisyonların tümü, ülkemizde başardığımız zor süreçlerin, Dünyada da başarılması içindi sadece. Ben bu güzel ülkede yaptıklarımızı Dünyada da yapmak istiyorum. Yapacağız da, ama ahlak anlayışımızdan, dürüstlüğümüzden, onurumuzdan bir zerre ödün vermeden.
3. Bu bir karşı çıkış. Ahlaksızlığa, çaresizliğe, zavallığa mahkum olmamanın karşı çıkışı. Asla da bitmeyecek. Right Move ruhu 8 ay önce başladı ve devam edecek.
Bugün 3 Haziran günü FIDE Başkan Yardımcılığı seçimleri vardı. Kirsan grubu blok oy kullandı ama buna rağmen ben ve Geoffrey Borg listelerini dağıttık. Bireysel seçimlerde altı adayın arasında Geoffrey listeyi deldi ve ben de 3 oy farkla dördüncü sırada kaldı. Ben 79 oy aldım. 140 delegenin oy kullandığı seçimlerde, ülke olarak %50'den fazla oy aldığımız için mutluyum.
Bu seçimi de akybedeğimi biliyordum. Ama ikimizden birinin seçilmesi için ikimizin de aday olması gerekiyordu. Sonuçta başardık. Right Move iki beyin elemanından birisini FIDE Başkanlık Kuruluna soktu.
Bu mücadele devam edecek. Ömrümüz olduğu sürece. Tabi bu arada aldığımzı dersleri de unutmayacağız. Şimdi daha iyi biliyoruz ne yapmamız gerektiğini.
2010'da Budva'da yapılmasını umduğum Olimpiyatlarda bu kez ben başkan adayı olacağım.
Aynı ilkelerle aynı yaklaiımla yine mücadele edeceğiz.
Başta özverisiyle ve sabrıyla arkamda olan eşim ve çocuklarıma, Yönetim Kuruluma yüzlerce mesajla beni destekyelen Türk Satranç Ailesine teşekkürlerimi sunuyorum. En büyüğü de Dışişleri Bakanlığımıza, inanılmaz çalıştılar. Üzüntüm onların desteği karşısında başarılı olamamak.
Ülkemizi tanıttık. Onurumuzla kaybettik. İlkelerimizden taviz vermedik.
Tıpkı, bir satranç sporcusu gibi.
Hayırlı olsun!
Yenildik mi?
Dün ve bugün FIDE Genel Kurulunda seçimler vardı. Tam 2 yıldır süren emeklerimizin meyvelerini toplamak için bir tarih oldu.
Çok açık farkla seçimi kaybettik grup olarak. 96-54
Açıkçası, hazırladığımız program, grubumuzun kalitesiyle seçim sonucu örtüşmüyor.
Bessel Kok'un sunumu harikaydı. Dünyada görüşmediğimiz ülke temas kurmadığımız federasyon kalmadı. Ben aldığımız oyların en az 45'inin TSF sayesinde olduğunu tahmin ediyorum.
Seçimin sonucunda kaybettik, benim için ilk kez kaybettiğim bir seçim olmasından buruk bir deneyim oldu.
Ama FIDE tarihinde ilk kez demokratik bir seçim yaşandı. Her ne kadar seçimde kullanılan oyların, kullanılma nedenleri demokrasiyle örtüşmese de.
Programla, deneyimle ve başarıyla FIDE seçimlerini kazanmak gerçekten zor.
Rakiplerimiz, tuvalette, kafeteryada deste deste para dağıttılar.
Biz kimseye ne bir kuruş ne de bir cent verdik.
Biraz Don Kişot'un yel değirmenleriyle yaptığı mücadele gibi oldu.
Sanırım en büyük hatamız yola çıkarken yanımıza aldığımız ve güvendiğimiz Boris Kutin gibi bir kaç kişiye çok güvenmek oldu.
Avrupa'da beklediğimizin çok altında oy aldık.
İkinci hatamız, Açık Mektupla destek toplamak oldu. Bu silah bize geri döndü.
Bir de tercihlerimiz vardı. Sonucun böyle olmasına neden olan ama bunların hata olduğunu düşünmüyorum.
İlk tercihimiz rüşvet vermektense kaybetmeyi seçmemiz oldu. Bundan dolayı asla pişman değiliz.
İkinci tercihimiz bize Kirsan tarafından, grubumuza gelen 3 teklifi de reddetmek oldu.
Bundan dolayı da üzüntülü değiliz. İlki FIDE Statüsüne aykırı olarak 3 bizden 3 onlardan bir grup oluşturmak oldu.
İkincisi doğrudan bana gelen kimden olduğunu kantılayamayacağım bir teklifti. Rusça aksanla konuşan birisi çekilmem karşılığında Gurevich'in Türkiye için oynayabileceğini ve 50.000 Euro para verileceğini söyleyen bir telefon aldı bu Kasım ayı sonundaydı. Dünya Kupası sırasında.
Bana gelen ikinci teklif 3 ay önceydi. Yine aynı kişi tarafından telşefonla yapılan teklifte bu kez 3 katı para önerildi ve pozisyon olarak daha da iyi bir pozisyon önerildi.
Tekliflere yanıtımı sanırım tahmin ediyorsunuzdur.
Grubumuza gelen son teklifse 1 haziran günü oldu. Yine birleşmeydi.
Tümünü reddettik. Bundan onur duyuyorum. Çünkü;....
1. Başından beri, Dışişleri Bakanlığı Dünyadaki tüm misyonlarıyla beni ve grubumuzu destekledi. Gerçekten, Yüce Önderin, 'Ne Mutlu Türküm Diyene!' özdeyişinin anlamını onurla yaşadım. Arkasında böyle bir ülkenin desteğini yaşayan bir adayın sonuna kadar yarışta olması ve gayri ahlaki hiç bir ilişkiye girmemesi, bu özdeyişin bana verdiği sorumluluk açısından doğal bir tutumdu.
2. FIDE tarihinde ilk kez bir seçim doğru dürüst yapıldı. Açıkçası, hiç bir pozisyon benim için Dünyanın bir numaralı Federasyonunun Başkanı olmak kadar büyük onur taşıyamaz. Bu pozisyonların tümü, ülkemizde başardığımız zor süreçlerin, Dünyada da başarılması içindi sadece. Ben bu güzel ülkede yaptıklarımızı Dünyada da yapmak istiyorum. Yapacağız da, ama ahlak anlayışımızdan, dürüstlüğümüzden, onurumuzdan bir zerre ödün vermeden.
3. Bu bir karşı çıkış. Ahlaksızlığa, çaresizliğe, zavallığa mahkum olmamanın karşı çıkışı. Asla da bitmeyecek. Right Move ruhu 8 ay önce başladı ve devam edecek.
Bugün 3 Haziran günü FIDE Başkan Yardımcılığı seçimleri vardı. Kirsan grubu blok oy kullandı ama buna rağmen ben ve Geoffrey Borg listelerini dağıttık. Bireysel seçimlerde altı adayın arasında Geoffrey listeyi deldi ve ben de 3 oy farkla dördüncü sırada kaldı. Ben 79 oy aldım. 140 delegenin oy kullandığı seçimlerde, ülke olarak %50'den fazla oy aldığımız için mutluyum.
Bu seçimi de akybedeğimi biliyordum. Ama ikimizden birinin seçilmesi için ikimizin de aday olması gerekiyordu. Sonuçta başardık. Right Move iki beyin elemanından birisini FIDE Başkanlık Kuruluna soktu.
Bu mücadele devam edecek. Ömrümüz olduğu sürece. Tabi bu arada aldığımzı dersleri de unutmayacağız. Şimdi daha iyi biliyoruz ne yapmamız gerektiğini.
2010'da Budva'da yapılmasını umduğum Olimpiyatlarda bu kez ben başkan adayı olacağım.
Aynı ilkelerle aynı yaklaiımla yine mücadele edeceğiz.
Başta özverisiyle ve sabrıyla arkamda olan eşim ve çocuklarıma, Yönetim Kuruluma yüzlerce mesajla beni destekyelen Türk Satranç Ailesine teşekkürlerimi sunuyorum. En büyüğü de Dışişleri Bakanlığımıza, inanılmaz çalıştılar. Üzüntüm onların desteği karşısında başarılı olamamak.
Ülkemizi tanıttık. Onurumuzla kaybettik. İlkelerimizden taviz vermedik.
Tıpkı, bir satranç sporcusu gibi.
Hayırlı olsun!