22-11-2010, 13:01
Bir kişi çıkıp, ya da doğru doğru değil demiyor...
Sizlere kısa ama gerçek bir öykü anlatmak istiyorum:
Antalya Satranç ailesi Bolkar'ı çok iyi tanır.
Bolkar henüz 4 yaşında iken ASEM'in kuruluşunda kum taşıyan, harç karan bir çocuktur. Ömrümü kendisinden ödünç aldığım çocuklarımızdan biri...
Bolkar 8 yaşındayken bir köpek yavrusu bulduk, beraber büyütüyorduk, bahçeye kulübe falan yaptık. Çünkü hayvanları sevmeyen, insanları da sevmez. Çocukların ruhsal gelişimleri için gerekli bir sevgi hayvan sevgisi.
Aşıları, tasması, kimliği falan hepsi tamam.
Adını da "Badi" koymuştu.
Derken bir gün, oyun oynarken bir kedinin arkasına düşer Badi, kedi yoldan geçen bir arabanın altından geçerken, arkasından koşan Badi çarpılır ve ölür.
Çarpan adam da tesadüf bu ya, aynı mahallede otruduğumuz bir arkadaşın; yine ASEM yönetim kurulu Üyesi Ramazan Kartal abimizin elemanıdır.
Laf arasında geçince Bolkar, "baba beni oraya götür" dedi.
"Ne yapacaksın" dediğimde; "adamı dövücem" dedi.
Güldüm geçtim. Ben güldükçe o sinirleniyordu.
Aradan günler geçmesine rağmen o adama gitme ısrarından vazgeçmedi. Neredeyse travmaya dönüşecek hale geldi durum.
Gitmeden önce de Ramazan Abi ile konuştum...
Tuttum elinden götürdüm.
Bolkar'ın iki eli iki yumruk, atılmaya hazır kurt gibi, burnundan soluyor, dişlerini sıkıyor bir yandan. Konuşmaya başladık. Ramazan Abi gülerek, özür dileyerek Bolkar'ı kucaklamaya çalıştı. Bolkar ise onu azarladı, itti, reddetti. Ramazan abi alttan almaya devam etti. Yok oralı değil Bolkar. Çarpan adamı istiyor. Çarpan adamı getirin bana diyor.
Ramazan Abi en sonunda "Sana para vereyim, anlaşalım" dediğinde 8 yaşındaki oğlumun yanıtı çok ilginçti:
"Benim köpeğimin kanı satılık değil!"
İsteyenler Ramazan abiye anlattırabilirler.
Şimdi bu öykü soyut mudur somut mudur?
Yüzeysel midir, derin midir?
Fevri midir, toplumsal mıdır?
Bireysel bir atışma mıdır, toplumsal bir atışma mıdır?
Son soru: TSF delegeleri Bolkar'dan büyük müdür küçük müdür?!...
Sizlere kısa ama gerçek bir öykü anlatmak istiyorum:
Antalya Satranç ailesi Bolkar'ı çok iyi tanır.
Bolkar henüz 4 yaşında iken ASEM'in kuruluşunda kum taşıyan, harç karan bir çocuktur. Ömrümü kendisinden ödünç aldığım çocuklarımızdan biri...
Bolkar 8 yaşındayken bir köpek yavrusu bulduk, beraber büyütüyorduk, bahçeye kulübe falan yaptık. Çünkü hayvanları sevmeyen, insanları da sevmez. Çocukların ruhsal gelişimleri için gerekli bir sevgi hayvan sevgisi.
Aşıları, tasması, kimliği falan hepsi tamam.
Adını da "Badi" koymuştu.
Derken bir gün, oyun oynarken bir kedinin arkasına düşer Badi, kedi yoldan geçen bir arabanın altından geçerken, arkasından koşan Badi çarpılır ve ölür.
Çarpan adam da tesadüf bu ya, aynı mahallede otruduğumuz bir arkadaşın; yine ASEM yönetim kurulu Üyesi Ramazan Kartal abimizin elemanıdır.
Laf arasında geçince Bolkar, "baba beni oraya götür" dedi.
"Ne yapacaksın" dediğimde; "adamı dövücem" dedi.
Güldüm geçtim. Ben güldükçe o sinirleniyordu.
Aradan günler geçmesine rağmen o adama gitme ısrarından vazgeçmedi. Neredeyse travmaya dönüşecek hale geldi durum.
Gitmeden önce de Ramazan Abi ile konuştum...
Tuttum elinden götürdüm.
Bolkar'ın iki eli iki yumruk, atılmaya hazır kurt gibi, burnundan soluyor, dişlerini sıkıyor bir yandan. Konuşmaya başladık. Ramazan Abi gülerek, özür dileyerek Bolkar'ı kucaklamaya çalıştı. Bolkar ise onu azarladı, itti, reddetti. Ramazan abi alttan almaya devam etti. Yok oralı değil Bolkar. Çarpan adamı istiyor. Çarpan adamı getirin bana diyor.
Ramazan Abi en sonunda "Sana para vereyim, anlaşalım" dediğinde 8 yaşındaki oğlumun yanıtı çok ilginçti:
"Benim köpeğimin kanı satılık değil!"
İsteyenler Ramazan abiye anlattırabilirler.
Şimdi bu öykü soyut mudur somut mudur?
Yüzeysel midir, derin midir?
Fevri midir, toplumsal mıdır?
Bireysel bir atışma mıdır, toplumsal bir atışma mıdır?
Son soru: TSF delegeleri Bolkar'dan büyük müdür küçük müdür?!...