Rüşvet = Sosyal girişimcilikmiş.
#3
SATRANÇ TOPLUMUNA VE DELEGELERE SON YAZIM

Linki verilmiş yabancı dildeki ikinci yazıyı da ben TÜRKÇE'ye çevireyim.

Sayın Delegeler,

Duyanlar anlatırken siz kulaklarınızla duymadınız diye inanmadınız. Görenler anlatılırken siz gözlerinizle görmediniz diye inanmadınız. Emin olmadığınız konularda duygularınızın sesine kulak vermektense kurumsal ve bireysel olarak hayatta kalabilmek adına, uzun vadeli yararları gözeterek, zalimin zulmünden çekinerek konuşmamış olabilirsiniz.

Muhalifler, seçilmiş olmanın, “her ne şekilde olursa olsun” yönetmek hakkı olmadığını söylediler. İstifa etmek, hem istifa edenleri, hem toplumu, hem de ülkenin saygınlığını uluorta etrafa saçılacak rezaletlerden, birlikte çalışırken sadece görevini yapmış ama rezaletlere ortak olmamış kişileri zan altında kalmaktan, satrancı kötü gidişten kurtarır dediler. Onların demokrasiyi iyi anlamadıklarını düşündünüz. Olabilir.

Gazetelere düştük. Bütün ülke duydu. Eloğlu Amerika’dan duydu. Dünya duydu. Siz hala duymamış olabilirsiniz.

Rakamlarla gerçekler gün gibi ortaya serildi. Rakamların dilinden anlamadınız. Fark etmediniz diyelim.

Denetim raporlarından üstüne en ağır taşı koysanız bile yine de taşan “burada işler karışık, daha fazla konuşturmayın-satrancı acele kurtarın“ mesajını algılayamadınız bir ihtimal.

Bunları yapanlar, başkanın gazetelere verdiği demeçteki “Git bu organizasyonu al. Almadan gelme’ dediği için “Evet biz yaptık. Bize ne yap ne et kazan dediler. Kazanmak için elimizden gelen her şeyi yaptık. Biz başta oldukça yaptık, yine yapacağız” dediler pişkince. Nutkunuz tutuldu. “Vay be” diyebildiniz sadece.

Artık satrançta mizah akımını başlatmış, alay konusu olmuş beşi bir yerde şirketin ortağı Masaj Hamam Kese reisinin gözünüze sokmaya çalıştığı puro ve viski şişelerinin resimlerine gülüp geçtiniz. Bu değirmenin suyu nereden diye merak etmediniz ola ki.

Başkanın cümleleriyle sorun onlara. Ne demişti Başkan harcanan paraların dökümünü yaptıktan sonra kavun satın almaktan söz eder gibi. “Kalan 3-5 bin lirayla kaç kişiyi satın alabilirsiniz”.

Neden kalan 3-5 bin lirayla İzmir’de, Konya’da uluslararası açık turnuvalarından birini olsun yaşatabilmek için harcamadınız..Konya’da yaşatılması gereken açık turnuvanın adı bile bin ayıbı örterdi. Bu ülkenin yüce değerlerini, engin hoşgörüsünü dünyaya tek kelimeyle hatırlatır. Dünyanın gündemine, satrançla birlikte anılacak “Türk gecesi -Türk lokumu” yerine gönül güzelliklerinin tatlarını getirirdi. Neden ”MEVLANA” turnuvasını yaşatmadınız?

Bunları yapabilmek için yurtdışı gezilere, delege satın almaya, tanıtım, promosyona da ihtiyaç yoktu..Satrançseverler, gönüllüler, duyarlı insanlar “Turnuvamızı istiyoruz, açıklama bekliyoruz” diye yazdılar. Neden duymazlıktan geldiniz? Diye sorun isterseniz.

Eğer satrancın gerçekten içinde iseniz, bu ülkeyi, insanını, siz de satrancı seviyorsanız bunların hiçbirinden haberiniz olmadı varsayalım.

İsterseniz Mali Genel Kurulda yine görmeyin, duymayın ağzınızı açmayın.

Unutmayın Ankara’dasınız. Değerlerinizi, ülkenizi, iyi işlerle anılmanın, gönüllerde yaşatılmanın kutsal mabedini düşünün. Anıtkabir’i düşünün.

Bütün bunları TÜRKÇE söylediler size anlamamış, farketmemiş, abartılı bulmuş, dış güçlerin oyunu, çıkar savaşı sanmış olabilirsiniz.

Şimdi; Sırpça, Rusça, Çince, İngilizce, Almanca, Fransızca, Danca, Urduca, Zuluca herhangi bir dünya diliyle söyleyip yazsalar bile işlerinizden, artık karar anına saatler kaldığından okumaya zamanınız olmayacak.

Ben gönlümden geçeni, inandığım yüce değerlerin sorumluluğuyla, çıkarsız, şaibesiz, kötüye minnet etmeden yazdım.

Son yazım olarak, sözler gibi uçup gitmesin diye yine de yazdım. Öncekilerden sonra geldiği için değil. Vicdanlar aklanmadıkça, onurlu başarıların paylaşıldıkça artan gururu, içe sığmaz coşkular, ulusal sevinçlerim olmadıkça, bu yönetim başta kaldıkça bu artık son yazım.

Belki ve umarım siz de anladınız gerçekleri. Dile getirmek üzüyor diye konuşmuyorsunuz. Benim bir oyum var ve elbette o bir oyun temsil ettiği yüzlerce kişinin hakkı için gereğini yapacağım diyorsunuz.

Ya ülkenin onuru, veya bize bu kederi yaşatanların aklanması adına tarihe geçecek oylarınız.

“Yaptık ama sorun bakalım neden yaptık” bölümünde anlatılacak kazançlar, kazanımlar, hedefler içinize siniyorsa sabırla dinleyin. Bize bunları reva görenlerin, bizim paralarımızla “Türk geceleri” ısmarlayanların kazandığı başarılar içinizi acıtsa da dinleyin. Öfkelenmeden, vakur bir şekilde dinleyin. Yasalar en ağır cezalık insanlara bile son sözünü söyleme hakkı verdiğini unutmadan. Taşkınlık yapması olası olan amigolardan sinmeden. Onlara uymadan. Bu kez gerçekten sessizce dinleyin izleyin. Bıçak kemiğe dayansa da satranç toplumuna yakışır nezaket ve kibarlığınızı yitirip, üslubunuzu asla bozmadan bekleyin.

Bu defa gözlerinizi gerçekten kapayın. Tüm çocuklar, anneleri, satranca gönüllerini, emeklerini, hayatlarını adayanlar için, yitirdiklerimizin anılarına saygı için kapayın gözlerinizi bu kez...

ve sadece vicdanınızın sesini dinleyin. Sizin eliniz, oyunuzu kullanırken hepimizin vicdanı, gözü kulağı sesi olsun bu kez.

Onurumuzu AKLAYIN ! ...

Deniz ESEN
Ara
Cevapla


Bu Konudaki Yorumlar
Rüşvet = Sosyal girişimcilikmiş. - Yazar: delege - 25-11-2010, 20:48
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Hüseyin AKTAŞ - 25-11-2010, 21:23
SATRANÇ TOPLUMUNA VE DELEGELERE SON YAZIM - Yazar: Deniz Esen - 26-11-2010, 13:48



Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi