29-11-2010, 12:42
Bahtiyar bey,
En yüce makamlardan biri olan Divana karşı makam olarak sözüm olmasa da, o makama geçenlerin divaneliği karşısında bizler de deli-divane olmak durumunda kaldık zaman zaman.
Divana bu eleştirim en basitiyle:
1- Yönetim ve denetleme kurulunun oylamasının kapalı olması yönünde verilen önergeyi oylatmaması.
2- Yönetim Kurulu raporu hakkında söz alan 15 kişinin konuşması sırasında, Ali Nihat Yazıcı tarafından verilen yeterlilik önergesinin derhal kabul edilmesi. Çünkü;
a) Konuşma sürelerinin 6 dakika olması onların önerisiydi.
b) 15 kişinin konuşmasına divan karar vermişti.
c) Yeterlilik önergesi verilse bile kalan 11 kişinin konuşma hakkı saklıdır şeklindeki ana statüde geçen ilke doğrultusunda, konuşmak isteyenlerin konuşma hakkının verilmesi gerekirken, bu hakkımız açıkça gaspedildi. Hukuk katledildi. Sürenin yetmeyeceği kaygsında olan kendileri feragat edebilirdi konuşma haklarından. Ancak bizler ilkeler doğrultusunda hakkımız olan konuşma hakkımızı kullanmak istiyorduk.
Bu ayıplı durum, divanın taraflı olduğunun açıkça kanıtıdır.
Öfkemize zor hakim olduk. Divanın uygulamaları karşısında bize kalan tek yol, üstüne oturduğumuz sandalyeleri, omuzlarımız üstünde taşıdığımız değerler doğrultusunda, divanın kafasında patlatmak olacaktı. Elbette bunu da yapamayacağımız için, yapabileceğimiz bu kadar oldu. Bu konuyu adım adım daha sonra anlatacağım. Hala "öfke yönetimi" ile uğraşıyorum... Bu yüzden kimi bilgileri yazılı kaydetmediğimden yanılgım olabilir...
Ben divan oylaması ile ibra oylamasındaki rakamları karıştırmış olmalıyım. 67-52 sizin de dediğiniz gibi Yönetim Faaliyetinin oylanma sonucu olması gerek. Bu konuda kayıt tutan arkadaşlar bu forumu bilgilendirirse sevinirim...
Umarım divan kayıtları doğru tutmuştur!!...
Bu arada kaç kez "Sayın Divan" dedik ama onlar hep yanlış saydılar. Örneğin oylamanın birinde de ben dayanamayıp kalktım ve rakiplerimizin ellerini 58 saydım. Cengiz 58 saydı. Erşan 58 saydı. Ancak onlar 67, 71, 66 olarak değişik sonuçlar çıkardılar ve en son "götürü" bir rakam yazıldı oraya. Bu hangi oylama idi şu an anımsamıyorum.
Eğer divan kayıtları yanlış tutulmadıysa, ana tüzüğe göre yönetim ibra edilmemiş olabilir. Ama ben işin burasında değil de, "neden onlardan daha çok olamadık?" bu soruya yanıt arıyorum... Onlar da kazansalar bile, "neden bu kadar karşı çıkan insan var", bunun yanıtını aramalılar!...
Görüşmek üzere...
En yüce makamlardan biri olan Divana karşı makam olarak sözüm olmasa da, o makama geçenlerin divaneliği karşısında bizler de deli-divane olmak durumunda kaldık zaman zaman.
Divana bu eleştirim en basitiyle:
1- Yönetim ve denetleme kurulunun oylamasının kapalı olması yönünde verilen önergeyi oylatmaması.
2- Yönetim Kurulu raporu hakkında söz alan 15 kişinin konuşması sırasında, Ali Nihat Yazıcı tarafından verilen yeterlilik önergesinin derhal kabul edilmesi. Çünkü;
a) Konuşma sürelerinin 6 dakika olması onların önerisiydi.
b) 15 kişinin konuşmasına divan karar vermişti.
c) Yeterlilik önergesi verilse bile kalan 11 kişinin konuşma hakkı saklıdır şeklindeki ana statüde geçen ilke doğrultusunda, konuşmak isteyenlerin konuşma hakkının verilmesi gerekirken, bu hakkımız açıkça gaspedildi. Hukuk katledildi. Sürenin yetmeyeceği kaygsında olan kendileri feragat edebilirdi konuşma haklarından. Ancak bizler ilkeler doğrultusunda hakkımız olan konuşma hakkımızı kullanmak istiyorduk.
Bu ayıplı durum, divanın taraflı olduğunun açıkça kanıtıdır.
Öfkemize zor hakim olduk. Divanın uygulamaları karşısında bize kalan tek yol, üstüne oturduğumuz sandalyeleri, omuzlarımız üstünde taşıdığımız değerler doğrultusunda, divanın kafasında patlatmak olacaktı. Elbette bunu da yapamayacağımız için, yapabileceğimiz bu kadar oldu. Bu konuyu adım adım daha sonra anlatacağım. Hala "öfke yönetimi" ile uğraşıyorum... Bu yüzden kimi bilgileri yazılı kaydetmediğimden yanılgım olabilir...
Ben divan oylaması ile ibra oylamasındaki rakamları karıştırmış olmalıyım. 67-52 sizin de dediğiniz gibi Yönetim Faaliyetinin oylanma sonucu olması gerek. Bu konuda kayıt tutan arkadaşlar bu forumu bilgilendirirse sevinirim...
Umarım divan kayıtları doğru tutmuştur!!...
Bu arada kaç kez "Sayın Divan" dedik ama onlar hep yanlış saydılar. Örneğin oylamanın birinde de ben dayanamayıp kalktım ve rakiplerimizin ellerini 58 saydım. Cengiz 58 saydı. Erşan 58 saydı. Ancak onlar 67, 71, 66 olarak değişik sonuçlar çıkardılar ve en son "götürü" bir rakam yazıldı oraya. Bu hangi oylama idi şu an anımsamıyorum.
Eğer divan kayıtları yanlış tutulmadıysa, ana tüzüğe göre yönetim ibra edilmemiş olabilir. Ama ben işin burasında değil de, "neden onlardan daha çok olamadık?" bu soruya yanıt arıyorum... Onlar da kazansalar bile, "neden bu kadar karşı çıkan insan var", bunun yanıtını aramalılar!...
Görüşmek üzere...