03-12-2010, 09:22
Hak kaybedildi, onur değil!
Haksızlığın önünde eğilmeyiniz. Çünkü hakkınızla birlikte onurunuzu da kaybedersiniz. *
Geçtiğimiz Cumartesi günü yapılan mali genel kurulda, ellerini aleyhte kaldıran arkadaşlar! Başınız dik olsun!
Neyi kaybettiniz? Bir seçimi mi? Bir davayı veya bir yarışı mı?
Hayır, sizler yalnızca hakkımızı (hakkınızı değil hakkımızı, çünkü geri alma savaşı verdiğiniz o gaspedilmiş haklar tüm satrançseverlere aittir) kaybettiniz. Haksızlığa karşı çıkmakla ise onurumuzu kurtardınız.
İnternetten yapılan yayından izleyebildiklerimiz çok sınırlı olmakla birlikte, bir şey vardı ki göze apaçık göründü: lehte el kaldıranların çoğunluğu satranç ile ilgisi hiç olmayan (ya da çok sınırlı olan, diyelim) kişilerdi. Yıllardır camiamızın içinde bulunan, tanıdık kişilerin ise çoğunluğunun aleyhte el kaldırdıklarını gördük. Bu bile tek başına çok şey anlatmaya yeter. Bir ülkede satrancın, hayatında notasyon tutmamış kişilerden sorulması ne acıdır!
Bizler delege değildik, sizinkilere eklenecek bir oyumuz yoktu. Sizinle birlikte el kaldıramadık, haklı mücadelenize omuz veremedik. Varsın olmasın - destek kimi zaman fazladan bir oydur, kimi zaman ise bir çift söz. Yerine göre ikisinin de değeri vardır.
Güçlü olana Haklıdır demeyenler! Sizleri ancak kutlayabilirim, söyleyecek başkaca bir sözüm yok.
Peki ya hak yiyenler ve yenmesine destek verenler? Onlara ise, zaten söylenecek bir söz yok.
Son olarak: bu satırların yazarı, 20 yıldan uzun bir süredir aktif olarak satranç oynamakla birlikte, bugüne dek hiçbir foruma ya da mail grubuna yazı yazmamıştı. Bu kez ne oldu da sessizliğini bozdu diye soracak olursanız bu ülkede satranççı olmak daha önce hiç bu kadar zoruna gitmemişti, işte olan budur.
* : Hz.Ali
Haksızlığın önünde eğilmeyiniz. Çünkü hakkınızla birlikte onurunuzu da kaybedersiniz. *
Geçtiğimiz Cumartesi günü yapılan mali genel kurulda, ellerini aleyhte kaldıran arkadaşlar! Başınız dik olsun!
Neyi kaybettiniz? Bir seçimi mi? Bir davayı veya bir yarışı mı?
Hayır, sizler yalnızca hakkımızı (hakkınızı değil hakkımızı, çünkü geri alma savaşı verdiğiniz o gaspedilmiş haklar tüm satrançseverlere aittir) kaybettiniz. Haksızlığa karşı çıkmakla ise onurumuzu kurtardınız.
İnternetten yapılan yayından izleyebildiklerimiz çok sınırlı olmakla birlikte, bir şey vardı ki göze apaçık göründü: lehte el kaldıranların çoğunluğu satranç ile ilgisi hiç olmayan (ya da çok sınırlı olan, diyelim) kişilerdi. Yıllardır camiamızın içinde bulunan, tanıdık kişilerin ise çoğunluğunun aleyhte el kaldırdıklarını gördük. Bu bile tek başına çok şey anlatmaya yeter. Bir ülkede satrancın, hayatında notasyon tutmamış kişilerden sorulması ne acıdır!
Bizler delege değildik, sizinkilere eklenecek bir oyumuz yoktu. Sizinle birlikte el kaldıramadık, haklı mücadelenize omuz veremedik. Varsın olmasın - destek kimi zaman fazladan bir oydur, kimi zaman ise bir çift söz. Yerine göre ikisinin de değeri vardır.
Güçlü olana Haklıdır demeyenler! Sizleri ancak kutlayabilirim, söyleyecek başkaca bir sözüm yok.
Peki ya hak yiyenler ve yenmesine destek verenler? Onlara ise, zaten söylenecek bir söz yok.
Son olarak: bu satırların yazarı, 20 yıldan uzun bir süredir aktif olarak satranç oynamakla birlikte, bugüne dek hiçbir foruma ya da mail grubuna yazı yazmamıştı. Bu kez ne oldu da sessizliğini bozdu diye soracak olursanız bu ülkede satranççı olmak daha önce hiç bu kadar zoruna gitmemişti, işte olan budur.
* : Hz.Ali