19-12-2010, 06:52
Aşağıdaki değerlendirmelere katılıyor ve iletiyorum.
Alıntı:Başkanın köşesini ve federasyonun tüm olanaklarını, hatta kişisel dizüstü bilgisayarındaki özel e-postaları dahi camianın daha saygın, yüksek ahlaki değerlere ulaşması için kullandığını, üslup ve yöntem konusundaki yaratıcılığını ibretle izlemekteyiz.
Sayın Suat Atalıkta kendi gazete köşesinden özellikle kendisine ve eşine yapılan haksızlıklarla ilgili yazabilmekte, delege olarak bunu genel kurulda yönetime şahsen dile getirebilmektedir. Haksızlığın giderilmesi için uluslar arası kurumlara başvurabilmektedir. Kendisine yapılan haksızlığın giderilmemesi durumunda (yanlış anladıysam düzeltin lütfen) Türkiyenin FIDEden ihracını da istemiştir.
Kendisiyle aynı kulüp adına genel kurulda bulunan delegelerden Sayın Gökerman aynı zamanda 2008 seçimleri tam zamanı ekibi sözcüsüdür. Tüm muhalefet adına yaptığı konuşmasında teşekkürlerle bitirmeyi seçtiği maddelendirilmiş eleştirilerinde ilk maddeleri Atalık ailesinin uğradığı haksızlıklara ayırmıştır.
Biz de İstanbul, İzmir, Antalya, Adana, Hakkari ayırt etmeden yönetimin haksız ve yanlış uygulamalarını eleştiriyoruz ancak en temel sorunun Atalıkların sorununu çözmek olduğu gibi bir izlenim uyandıracak kadar diğer sorunları hafife alıyoruz gibi geliyor.
Oysa ülkede yazacak bir köşesi olmayan, çeşitli nedenlerle sorununu ilgililere, forum ortamlarında bile anlatamadan satrançtan uzaklaşan çok sayıda çocuk, genç, kadın var.
Bu ortamlarda yazabilen insanların kendilerini bu kadar savunan ve sevip baş tacı eden insanlar varken bu sorunlara değinmemeleri, onlarında sevgisini, takdirini kazanacak şekilde çözümler üretmemeleri bence ötekilerin aksine seviye korunuyor bile olsa muhalefet adına bir üslup ve yöntem yanlışlığıdır.
Sadece İzmir satranç ailesinin sorunu mu? Başlığında yazanlar ve yazılanlardan görülmüştür ki. İstanbula davulun sesi az yazılanlar boş gelmektedir. Keza 5 yıldızlı otellerde misafir olmak- olamamak konularında yazılanlar ulusal değil yöresel bir sorun gibi algılanmıştır ki. Parayı denkleştirip o otellere gittiği halde mağdur edilenler ve oraya adım bile atamayanların uğradığı haksızlıklar konusunda ne Sayın Keleşin, ne de Sayın Atalıkın bu sesin önemini fark ettiğine dair bir değerlendirme yazısı yoktur. O dönemde tam zamanı ekibinin programında bu konu belirtilmiş ama bu yazıları yazan hanımların kim oldukları konusunda kimse de bir merak uyanmamıştır. Bir kez bile kutlamak ya da görüşlerini almak için aranmadıklarından eminim. Bu konuda muhalefet liderleri ve ekibi de de yönetimle aynı duyarsızlığın temsilcileri olmuşlardır. İlk kez anneler sorunlara el atmıştır. Bu bir milattır.
Avrupaya, dünyaya liderlik etmeye aday bir federasyonun sitesinde sağduyu ve zerafet örneği yazıların eksikliği apaçık görünürken bir tek bayan köşe yazarı yoktur. Bu eksikliğin farkına yönetim varamamışken muhalefet varabilmiş midir?
Sorunlara duyarlı gençler ve kadınlar haklarını aramak için resmi makamlara başvurmuşlar, dernekler kurmuşlar, kendi illerinde ve ülke çapında satranç ailesi yararına bazı kazanımlar elde etmişlerdir.
İzmirde il temsilcisi adına açılmış şahıs hesabına yatan il yaş gurupları seçmeleri ve il birincilikleri katkı payları tümüyle kaldırılmış. Türkiye yaş guruplarında turnuva otelinde zorunlu konaklamadan geri adım attırılmış, otel ücretleri ve her şey dahil konseptindeki ticket karşılığı bira dahil portakal suyu hariç saçmalıkları düzelme yoluna girmiştir. Ocak 2011 de Limrada yapılacak Türkiye Küçükler Şampiyonası yönergesine baktığımızda kazanımları fark edebiliriz. Bu konularda ilk kez sesini yükselten İzmirli hanımlara bir teşekkür borcumuz olduğunu da asla unutmamalıyız.
Sayın Atalıkın son yazısında oyunlarını analiz ettiği Sayın Betül Cemre Yıldızda ülkemizin ve İzmirin gururu genç bir kızımızdır. Başarılarını elbette Türkiyeye armağan edecektir. Onun başarısını ya da başarısızlığını haber yapanların niyeti ya da art niyeti ayrı bir konudur. Ailesinin görüşleri ve kullandığı oy apayrı bir konudur. Yönetime ve ailesinin fikirlerine karşı olunabilir. Bu konuda eleştiri yazıları elbette yazılabilir. Bunların hiçbiri Yıldızın bu ülkenin incitilmemesi ve özenle korunması gereken bize umut ve ilham veren nadide bir değeri olduğu gerçeğini değiştiremez.
Sayın Yıldızın bir zamanlar yanılmıyorsam Yunanistanda havaalanında bırakılması ! gibi anılarında iz bırakacak şekilde yıpratılması kim tarafından yapılırsa yapılsın başta İzmir satranç gönüllülerini üzer.
Babalarının görüşlerine katılmasak bile çocuklarına yapılan haksızlıklar bizi üzer, başarıları ise bizi sevindirir.
Umarım bazı baylar, özellikle bayanların, gençler ve çocukların da TSF web sitesini ve bu forumu izlediklerini, asıl mağdur edilenler olmalarına rağmen sorunların çözümü ve ülkenin gururu için erkeklerden daha zor koşullarda çaba harcadıklarını fark ederek biraz daha dikkatli olacaklardır.
Geçmişten bugüne kadar süren haksızlıkların ve birikmiş hesapların çocuklar üzerinden ödetilmesi meşrulaştırılırsa bundan önce o çocuklar ve ülke satrancının geleceği yara alır.
Suat Atalık gibi bayanlarda Ekaterina Atalık, Kübra Öztürk, Zehra Topel, Betül Cemre Yıldız Türkiyenin satrançta yüz aklarıdır. Ünvanları ve dünya sıralamasındaki yerleri ne olursa olsun, her biri ayrı ayrı ve bir ailenin sevgi ve saygıda eşit davranmamız gereken değerleridir.