Satranç'ın Atası Olan Türk Zekâ Oyunu; Mangala
#5
http://www.9eylulsatranc.biz/index.php?o...Itemid=104



ak04.jpg

Türk Mangala Oyunlarının Özellikleri

Tespitlerimize göre, Türk Mangalası’nın dünyadaki Mankala oyunlarından başlıca farkı, oyunda özel taşların, renkli taş veya kemiklerin kullanılması, bazı oyunlarda sıradan bir taşın özel bir taş konumuna geçmesi, kuyu kapamaları, oyuncu, taş ve kuyu sayılarının değişmesi, dağıtılırken her yönün kullanılabilmesi, oyun sırasında oyunun yönünün değiştirilebilmesi, taş dağıtmaya, taşların alındığı kuyudan sonraki kuyudan başlanabildiği gibi, taşların alındığı kuyudan da başlanabilmesidir. Diğer Mankala türlerinde taşlar genelde “tohum” adını almakta, taşları hareket ettirme ise “tohum saçma” olarak ifade edilmektedir. Bu da o kültürlerin ziraatçı bir toplum olduklarını göstermektedir. Oysa Türk Mangalası’nda taşlar “asker” olarak görülmektedir; bu da oyunun bir çiftçilik oyunu değil, savaş oyunu olduğunu ortaya koymaktadır. Türk Mangalası’nın bir diğer farkı ise alınan taşların bir tanesinin kendi otağına, yani çukuruna bırakılmasıdır. Diğer Mankala oyunlarında kendi çukuruna taş bırakma olayı yoktur. Mangala'da kendi çukuruna bir taş bırakma kuralı, Türk sosyal hayatındaki baba ocağına sahip çıkma geleneğinin bir tezahürüdür. Taş kazanmak için rakibin taşlarını çift yapma kuralı ise Türk inanç ve devlet sistemi tarihindeki ikili anlayışı sembolize etmekte ve Türklerin geleneksel dünya görüşüne uygun düşmektedir. Eski Türklerin göğü baba, yeri ana olarak kabul etmesini; Türk devlet sistemindeki töles-sol ve tardus-sağ ile idare yapıdaki yabgu ve şad sistemi gibi çiftleri bu duruma örnek gösterebiliriz.[1]

Dünyadaki Mankala oyunlarının çeşitli oynanış biçimlerinin büyük bir kısmı[2] Türkiye’de oynanmaktadır. Yine Türk Dünyasında oynanan Mangala Oyunlarının da tamamına yakınının Türkiye’de oynandığı söylenebilir. Türkistan’da oynanan Mangala Oyunları ile Türkiye’de oynanan Mangala Oyunları birbirine çok benzer. Mesela, Moğolistan’da oynanan Esen Korgol Oyunu 6 kuyu ile ve boş kuyu karşısındaki taşları alma esasına göre oynanır. Türkiye’deki oyunlar da genellikle 6 kuyu ile ve aynı esasta oynanmaktadır. Türk Mangala Oyunları her bakımdan çok zengin çeşittedir. Bir kural zinciri etrafında sınırlandırma, tektipleştirme -Sovyet dönemi hariç- yoktur. Çok değişkenli Mangala Oyunlarımız her yaş ve seviyeye hitap edebilmekte, zaman, zemin, seviye, oyuncu sayısı gibi konularda değişiklik yapmaya imkân sağlamaktadır. Kabına sığmayan bir millette de bu durum doğaldır. İncelediğimiz kaynaklarda tespit edebildiğimiz oyunlarla, bulabildiğimiz yüzden fazla Mangala oyunlarının özelliklerine baktığımızda ulaştığımız sonuç budur. Türk Mangala Oyunlarının genel özellikleri şunlardır;

1. Oyunlar, her yaş ve zekâ seviyesine göre, basitten karmaşığa doğru derecelendirilebilmektedir. Hatta karmaşıklık seviyesi yeterli gelmiyorsa, oyuncular kendi aralarında bu seviyeyi, oyuna değişik özellikler ekleyerek yükseltebilmektedir. Oyunu derlediğimiz kişilerden Fatma Dursun, oyunu annesiyle oynadığını, oyunu daha karışık ve zevkli hale getirmek için, taş dağıtma sırasında bir kuyu atlayarak veya bir rakibin kuyusuna, bir kendi kuyusuna çapraz olarak dağıttıklarını hatırlamıştır. Bu durum oyunların nasıl geliştiğini göstermesi açısından önemlidir. Bazı bölgelerde bir oyunun kendi içinde de türleri vardır. Meselâ Kazakistan’da Dokuz Kumalak’ın Bestemse ve Kozdatu(Kuzlatma) adlı çeşitleri vardır. Türkiye’deki Guycuk Taşı veya Kuyucuk Taşı oyununda da Dengine Yatmaç, Kuzlatmaç, Dolu Besleme gibi çeşitleri vardır. Yine Çakıldak, Bızıt, Kuyu, Mangala(Gaziantep) gibi oyunlar da kendi içinde çeşitlenmektedir.[3] Mangala oyununun –çelik saydırmada gelen sayılara göre- tersinden de oynandığı görülmektedir(Gömdüm). Bu da Türk Mangalası’nın zenginliğine bir işarettir.

2. Oyuna başlarken “Sen Başla” denilebildiği gibi, aşık atarak (Pıç) sayışmaca (Altı Eme), yaş-kuru yapılarak, kısa-uzun çöp çekilerek, çizilen çizgiye taş atarak (Çukur Eksiltme) avuçta saklanan taşı bilmeyle vb. oyuna başlayacak kişi tayin edilebilir. (Mangala/Gaziantep) Oyuna başlamada, başka bir Türk Çocuk(veya yetişkin) Oyunu oynanarak, o oyunu kazananın oyuna başlaması da sıkça görülmektedir. Beştaş veya Kibrit Atma veya Bey Paşa oyunu (Ev Göçmeni), Kös (Emen), Çelik Saydırma (Çukur Eksiltme), Kürre Atma (Mereköçdü) oyunları, başlama oyunu olarak görülmüştür. Çukur Eksiltme oyununda oyun çelik saydırmadaki sayıya göre sürmektedir. Bazı Mangala çeşitlerinde “Gailem Kaçtan?” diye sorulur ve alınan cevaba göre, meselâ “Sağ baştan on beşten” denilerek, söylenen kuyudan başlanır(Geviş, Karar Kaçtan). Türk Mangalası’nı dünyadaki emsallerinden ayıran hususlardan biri de budur. Bazı Mangala oyunlarımızda, oyuna başlarken, taş dağıtılırken, dörtlükler (Cutke Pıriç), tekerlemeler (Kuy Taşı Oyunu, Sülük), sayışmacalar (Mereköçdü) söylenebilmektedir. Genellikle ilk oyuna birinci oyuncu başlamışsa ikinci oyuna diğeri başlar.

3. Türk Mangala Oyunlarında, kuyu sayıları, bölgelere göre, bazen aynı bölge içinde dahi değişebilmektedir. Hatta oyunu karmaşık hale getirebilmek için kuyu sayısı 3, 4, 5’den başlayıp (Han) 25-30’a kadar çıkarılabilmektedir (Çukur Eksiltme). Bazı bölgelerimizde kuyu sayıları, oyuncu sayısına bağlı olarak artabilmektedir (Pıç, Kuyu, Emen, Göçün…). Bazı oyunlarımızdan örneklendirdiğimiz kuyu sayıları şöyledir:


1x4 Kuyu (Huyne Gütmece Oyunu)

1x6 Kuyu (Çal)

3x2 Kuyu (Fotuk…)

4x2 Kuyu (Sülük, Sekiz Yalaklı Taş…)

5x2 Kuyu (Hane, Bestemse…)

6x2 Kuyu (Kuytak, Esen Korgol…)

7x2 Kuyu (Mangala, Kozdatu…)

9x2 Kuyu (Göçtüm Göç, Çukurcuk, Dokuz Korgol, Dokuz Kumalak)


4. Türk Mangala Oyunlarında taş sayıları değişebilmektedir. Genellikle taş sayıları kuyu sayısıncadır (Çukur Eksiltme). Hatta oyuncular, taş sayılarını oyunun başında istedikleri kadar düşürüp arttırabilir. (Emen) Kuyularda 3, 4, 5, 6, 7, 9, 10, 12…sayılarında taş olabilmektedir. (Fotuk, Sekiz Yalaklı Taş, Kuyu, Emen, Mele, Kuyular, Mangala, Göçtüm Göç, Dokuz Kumalak, Dokuz Korgol, Cutke Pıriç, Pıç, Han, Evcik) Çukur Eksiltme Oyununda görüldüğü gibi taş sayısı daha da yükselmektedir. Bazı oyunlarda rakibe kaç taş ödünç verdiğini hesaplamak için yedek taş bulundurulur (Ev Göçmeni). Ayrıca oyuna gerektiğinde sürülmek üzere Ebe Taşları denilen yedek taşların bulundurulduğu oyunlar da vardır (Çukur Eksiltme).

5. Oyunun yönünde değişiklikler görülebilmektedir. Oyunun yönü genellikle oyunun başında kararlaştırılır(Kümelek). Oyunlar, sağa (Emen), sola (Hane) doğru oynanabildiği gibi, isteğe bağlı olarak da yön seçilebilmektedir (Eme). Ayrıca dünyadaki Mankala oyunlarında rastlanmayan bir şekilde, oyun sırasında, oynama sırası bir diğer oyuncuya geçtiğinde de oyunun yönü değiştirilebilmektedir (Han, Böcük). Kuyular’da, haneler aynı tarafta olduğu için oyuncunun biri sağa, diğeri sola doğru oynamaktadır. Oyuncuların her birinin farklı iki yönü kullanması Türk Mangalası’nın zenginliğidir.

6. Türkiye’de oyuncu sayıları değişebilmektedir. Oyunun 2 oyuncu ile oynanan çeşitleri (Mangala/Osmanlı) olduğu gibi 3, 4, 5…oyuncu ile de oynanabilen çeşitleri vardır. (Mereköçdü, Göçün, Pıç) 7, 8 kişi de oynayabilmektedir (Huyne Gütmece). Bu durum oyunu daha zevkli hale getirmektedir.

7. Taş dağıtımında farklılıklar vardır. Oyuncular taşları aldıkları kuyudan dağıtmaya başlayabildikleri gibi (Kuy Taşı Oyunu, Osmanlı Mangalası, Pıç, Dokuz Kumalak…) hemen yanındaki kuyudan da taş dağıtımına başlayabilmektedir. Taşları aldığı ilk kuyudan başlayarak dağıtmanın Türk felsefesi açısından anlamı konusunda Prof. Dr. Abdülvahap Kara’nın yaptığı tespitler çok önemlidir.[4] Oyuncuların dağıttıkları taşların bitmesiyle oyun sırası rakibe geçebildiği gibi, dağıtan oyuncunun son taşını koyduğu kuyuda taş bulunduğu sürece dağıtmaya devam edebilir. Bazı oyunlarda kendi tarafında taş bitiyorsa dağıtmaya devam eder, karşı tarafta bitiyorsa oyun el değiştirir. Kendi boş hanesine son taşını koyduğunda karşısındaki kuyudaki taşları alır ve dağıtmaya devam eder. (Pıç Taş bu şekilde el değiştirir) (Hane Oyunu) Yuf Yuf oyununda taşların bittiği kuyunun yanındaki kuyudaki taşlar dağıtılmaya devam edilir.

8. Türk Mangalası’nda taş almada, sayı kazanmada farklılıklar görülmektedir. Taşların konduğu son kuyudaki taşları alma, boş kuyuya taş bırakıldığında karşısındaki kuyuda bulunan taşları alma, boş kuyuya taş bırakıldığında sonraki kuyudaki taşları alma, son taşla çift yaparak alma, çift yaptığında önceki kuyudaki taşları alma, veya sonraki kuyudaki çiftleri alma, önceki ve sonraki kuyulardaki taşları alma, çift yaptığı kuyuların karşısındaki kuyudaki taşları alma, taşları belli bir sayıya kavuşturunca taş alma ve hanelere taş bırakılmasıyla taş alma yoluyla oyun sürdürülür. Bazı oyunlarda, oyuna rakip devam ederken, kendi tarafındaki taşlar belli bir sayıya kavuşunca taş alma vardır(Ev Göçmeni). Oyunlarda bazen bir şekilde, bazen birkaç şekilde taş alınabilmektedir. Meselâ Mangala(Osmanlı) taş alma kurallarının önemli bir bölümü birlikte uygulanmaktadır. Taş (sayı) almadaki bu şaşırtıcı farklılıklar, Türk Mangalası’nın dünyadaki değerini yükseltmektedir:

a. Boş kuyuya son taş düştüğünde bu kuyunun karşısında olan kuyudaki taşları alma (Bazı oyunlarda hem kendi taşını, hem karşısındaki taşı alır) (Emen, Mangala/Osmanlı/Dokuz Kumalak..)

b. Çift yaptığında (2, 4, 6, 8…) taş alma (Mangala/Osmanlı)

c. Çift yapınca, hem çift yapılan kuyudaki, hem de önceki (ve bazı oyunlarda-Fotuk- sonraki) kuyuda çift olmuşsa o kuyudaki taşları alma. Bazı oyunlarda karşısında bulunan kuyudaki taşları da alma. (Mangala/Hatay)Yine bazı oyunlarda çift yapmada, karşı kuyu alındığı gibi, önceki çift olmuş kuyuların karşısındaki kuyulardaki taşları da alma (Kuyu)

ç. Son taşın konulduğu kuyuda belirli sayıda taş olunca (3, 4, 5 ) taş alma (Mangala/Osmanlı, Ev Göçmeni vd.)

d. Son taş öncesinde de, dağıtım sırasında taşlar belli bir sayıya (3, 4) ulaşınca (son kuyudan önceki kuyulardaki) hangi oyuncuya aitse onun alması (Ev Göçmeni)

e. Taş dağıtmada Hane’ye taş bırakılmasıyla (Mangala/Osmanlı, Hane, Kuyular)

f. Boş kuyuya taş bırakmışsa sonraki kuyudaki taşları alma

g. Taşın bittiği kuyudan sonraki kuyu boş olursa, onu takip eden kuyudaki taşların alınmasıyla (Meneli Taş)

ğ. Kuyu kapamalarda, kuyuya düşen her taşın sahibinin olmasıyla (Mangala/Osmanlı)

h. Rakip ilk çıktığı kuyuya taş bırakmayı unuttuğunda 1 taş alınmasıyla (Göçmecik)

ı. Yine rakip hanesine yanlışlıkla taş bırakıldığında taşın rakibin olmasıyla (Kuy Taşı)

i. Son taş boş kuyuya düşmüşse (3 Oyunculu oyunda) her iki yandaki kuyuların taşlarının alınmasıyla (Han)

j. Ödünçleri geri alma yoluyla (Kuyu, Cutke Pıriç vd.) (Cutke Pıriç oyununda ödünç verilen taşların iki katı geri alınır.)

k. Oyunda çelikle saydırmadaki rakamlara denk gelen kuyudan bir taş alınması veya oyunun tersi oynandığında bir taş konulmasıyla (Çukur Eksiltme)

l. Bütün taşların bir kuyuya toplanmasıyla (Ev Göçmeni’nin bir çeşidinde)
taş alınır yahut sayı kazanılır.

9. Oyunun hızında farklılıklar görülür. Bazı yörelerde beklemeye, düşünmeye, taşları saymaya izin verilir, bazılarında verilmez, oyuncu ancak göz ucuyla sayabilir (Pıç). Mangala(Osmanlı)da ise oyunu hızlandırmak için son kalan tek taşların rakibe verilmesi söz konusudur.

10. Türk Mangalası’nda özel taşlar görülür. Yine bazı taşlar, sıradan bir taş iken oyundaki durumu ile özel taş konumuna geçer. Bu durum Dama ve Satranç oyunlarında sıradan taşların önemli taşlar haline gelişini hatırlatmaktadır. Mesela Mangala(Osmanlı) oyununda rakibin kuyusundaki 2 taşının yanına 3. taşınızı koyarsanız, bu kuyudaki taşları aldığınız gibi, bu kuyuya renkli taşınızı, kalenizi de koyarsınız ve bundan sonra bu kuyuya bırakılan her taş sizin olur. Mangala(Osmanlı)da bu özel, renkli taşın adı Kale, Ev Göçmeni oyununda Dede, Dokuz Kumalak’ta Tuzdık(tuzluk)tır. Dede’nin konduğu kuyudaki taşlara (Çocuk’lara) kimse dokunamaz. Hane oyununda da bu özel taş iki tanedir. Biri Renkli Taş, diğeri Pıç Taş veya kemiktir. Pıç Taş olumsuz, Renkli Taş makbul taş olarak görülmektedir. Bu da Aşık, Aksüyek ve benzeri oyunlardaki kemik hatırasının Mangala’da yaşatıldığının işaretidir. Bazı oyunlarda özel taşların sayısı sınırsızdır (Çoc).

11. Türk Mangalası’nda bazı oyunlarda rakip oyuncuların taşları farklı renkte olabilmektedir. (Güme) Bu da Satrancı hatırlatan bir durumdur.

12. Türkiye’deki Mangala oyunlarının büyük bir kısmında kuyu kapama, kuyu körleme, ev körlenmesi (Geviş) vb. vardır. Buna göre, belirli bir sayıya (genellikle 3 veya 4) ulaştırdığınız kuyu kapanır, sizin olur veya oyun sonunda aldığınız fazla taşlar, bir kuyudaki taş sayısı kadar ise rakibinizin bir kuyusunu kapatır, köreltirsiniz. Fazla ise kuyu açabilmesi için ödünç taş verebilirsiniz (Güme, Mele, Kuyu…). Kuyusu kapanan, rakibine Ev vermiş olur (Ev Göçmeni). Bazen kapanan bir yalağın karşısı da kapanır. (Çakıldak) Körlenmiş kuyunun üstü yaprak, taş, çöp vs. ile örtülür (Fotuk). Bazı oyunlarda kapanan kuyuların etrafının çizilmesi de söz konusudur (Pıç, Meneli Taş). Yine bazı oyunlarda birden fazla kuyuyu kapatabilirsiniz (Pıç). Bazı türlerinde kuyu kapamanın sınırı yoktur (Çoc). Birden fazla kuyunun kapanması, dolayısıyla özel taşın bulunması satrancı düşündürmektedir.

13. Türk Mangalası’nda oyun sırasında rakibin uyarılması söz konusudur. “Evin Gocadı” (Ev Göçmeni’nde rakibinin dört sayısına ulaşan kuyudaki taşları almayı unuttuğu zaman), “Çu” (Kuy Taşı Oyunu), “Cıst” (Guycuk Taşı), “Pıs” (Göçmecik’te rakip, ilk çıktığı kuyuya taş bırakmayı unuttuğunda) 3. taşı boş kuyuya koyduğunda Tunç diye bağırarak (Kuyu) ve benzeri sözcüklerle rakip uyarılır, ikaz edilir. Bu durum, Satrançtaki “Şah” ikazını hatırlattığı gibi, Türk insanının rakibini, düşmanını dahi uyaracak kadar mert olmasının temellerini düşündürmektedir.

14. İkiden fazla kişinin katıldığı oyunlarda, meselâ Han ve Bızıt oyunlarında, kuyuların yan yana konulmasıyla oyun tahtası veya yeri, satranç tahtasını andırır bir görüntü oluşturmaktadır:


0 0 0 0 0 0
0 0 0 0 0 0
0 0 0 0 0 0
0 0 0 0 0 0
0 0 0 0 0 0
0 0 0 0 0 0


15. Oyunun bitişi ve setlerinde farklılıklar görülmektedir. Bazı yörelerde oyuncular kaç oyun oynayacaklarını baştan kararlaştırırlar. Bazı oyunlarda 100-150 sayı olarak kararlaştırılır (Onbeş Taş). Setlerde yarıdan fazla taşı alan oyunu kazanır. Bazı oyunlarda yarıdan fazla taş alınınca oyun bitmez, sürdürülür. Bazı oyunlarda da rakibin bütün kuyuları kapanana kadar oyun devam eder. Bazı oyunlarda oyuncu son taşıyla çift yapmışsa, önceki 2 kuyuyu da çift yapabilmişse oyun biter ve oyuna yeniden başlanır (Göçün). Oyuna dışarıdan müdahaleye izin verilmez (Pıç…). Berabere kalma durumu da olabilir, Pat olur (Ev Kayası). Beraberliğe verilen bu ad da satrançla benzerlik taşımaktadır.

16. Oyun malzemelerinde farklılıklar görülür. Oyun, önceleri koyun, keçi pisliğinin kurumuş hali olan “Kık” ile oynanırken, daha sonra taşlarla ve çekirdek, fasulye benzeri malzemelerle oynanmaya başlanmıştır. Keçi kıkına Kırgızistan’da Korgol, Kazakistan’da Kumalak denilmektedir ve Mangala, halen Kırgızistan’da Dokuz Korgol, Moğolistan’da Esen Korgol, Kazakistan’da Dokuz Kumalak adıyla oynanmaktadır. Türkiye’de Mangala oyunları genellikle taşla oynanmakla birlikte, Kumalak, Korgol, Kık veya Kak(Bızıt) da denilen kurumuş keçi gübresi, kurumuş deve pisliği (Göçün), nohut, fasulye, mısır (Pıç), fındık, pelit, küçük salyangoz kabuğu, it boncuğu (Mangala/Kilis), kurt dişi (Mangala/Gaziantep), Çakıldak çekirdeği (Çakıldak) ve benzeri malzemeler de kullanılmaktadır. Oyun taşları arasında belirttiğimiz gibi renkli taşlar, kemik gibi malzemeler de kullanılmaktadır. Eskiden oyunun taşları kemiktenmiş. Kazak aydını Abay’ın Semey Müzesi’ndeki Dokuz Kumalağının taşları kemiktendir.[5] Yazın kırda yere açılan çukurlarda oynanabildiği gibi, kışın evlerde çay tabaklarıyla, kâğıt üzerinde de kolaylıkla her yerde oynanabilmektedir.

17. Türk Mangala Oyunlarında Türk Sosyal Hayatının, düşüncesinin izleri açıkça görülür. Bunlara örnek vermek gerekirse; Bu oyunun bir adı da Kale ve Altı Kale’dir. Bazı çeşitlerinde Hane’lere yakın olan kuyuların Kale veya Kapı, Kale Evi (Çüş) olarak nitelenmesi, buraların daha önemli görülmesi (Mangala/Hatay), taşların asker, adam olarak görülmesi, rakipten alınan ilk taşlara “Mertlik” denilmesi (Mereköçdü) Türk Zekâ Oyunlarının önemli bir oyunu olan Mangala’nın da bir savaş oyunu olarak oynandığını göstermektedir. Oyundaki bütün kuyuların kale olarak tanımlandığı da olur. Yine bazı oyunlarda kuyular Hane, Ev, Oda (On Beş Taş) olarak görülmektedir. Oyunların adlarına Hane, Hane Hane, Altı Ev… denilmesi, kuyuların da Hane veya Ev olarak görülmesi (Evcik, Ev Göçmeni…) taşların Dede, Çocuk (Ev Göçmeni) ve Sülale (Çukur Eksiltme) olarak görülmesi Türklerde aileye verilen değeri göstermesi açısından önemlidir. Çakıldak oyununda, oyun yeri “Yurt’un (avlunun)” ortasına, yere, çamurla sıvanarak hazırlanır. Ayrıca Kuzlatma düşüncesine de rastlanmaktadır (Kozdatu, Kuzlatma).

18. Oyunda şansa yer yoktur. Tamamen hesaplamaya yöneliktir. Oyuncuların taşları sayarak, hangi kuyudan dağıtmaya başlarsa hangi kuyudaki taşları alabileceğini, bir kaç oyun sonrasında hangi taşları alabileceğini hesaplayarak oynamaları gerekir. Bunu pekiştirmek için genellikle ele alınan taş, geri bıraktırılmaz (Çakıldak).

19. Genellikle oyun sonlarında kalan tek taşlar hangi oyuncu tarafındaysa onun olur. Mangala(Osmanlı) oyununda oyunu hızlandırmak amacıyla oynanamayan veya sona kalan taşlar rakibe verilmekte, böylece oyun sonuna kadar aynı heyecanın sürmesi sağlanmaktadır.

20. Oyun adlarından da anlaşılacağı üzere genellikle kullanılan taş veya kuyu adları oyunlara ad olmuştur. Oyunda rakipten alınan taşların konduğu, diğerlerinden biraz farklı kuyulara Ev, Hane, Çukur, Kuyu, Guyu, Yalak, Hazine, Ana Hazine gibi adlar veriliyor. Taşların konduğu çukurlara ise Amen, Emen, Eme, Kale, Ev, Hane, Çukur, Guyu, Kuyu, Mele, Mene, Mere, Yalak (Çakıldak) vb. adlar verilmektedir. Taşlara genellikle Taş, Adam, Asker, Çocuk, Dede (Ev Göçmeni), Piç Taş, Kemik (Hane) gibi adlar verilmektedir. Rakip kuyunun taşları 3’e tamamlanınca Kuluçka (Fotuk) Tuç veya Tunç (Kuyu) Curs (Altı kale) olur. Dağıttığı taşı bitince oyunun karşıya geçmesi, Yattın (Fotuk), Com (Emen) vb. şekilde ifade edilmektedir. Çok taş biriken çukurlara Ev Gocadı (Ev Göçmeni) denilmektedir. Yenme durumunda Yandın (Fotuk), Gömdüm, Soktum (Çukur Eksiltme), Çul Yaptım (Kuyu), Süzdüm (Pıç) denilmektedir.

21. Türk Mangala Oyunlarında bizim soruşturduğumuz bazı oyunlarda nadiren hileye başvurulabilmektedir. Belki de bu durum kültürel yozlaşma sebebiyledir. Türlerin oyunu asla kumar olarak oynamadıklarına dair Avrupalı seyyahların verdiği bilgiler[6] maalesef günümüzde, en azından bazı oyunlarda geçerli değildir. Tespitlerimize göre bazı bölgelerimizde oyun sırasında hile yapılmaktadır. Hatta fark ettirmeden hile yapılabilmesi bir yetenek olarak görülmektedir. (Kuyular, Bızıt, Çukurcuk) Tabii hilenin yakalanması da bir başka kabiliyettir. Zekâ ve uyanıklık gerektirir. Taşlar sürekli dolanıp duruyorsa hile yapılmış demektir (Böcük). Yine oyunun zekâya dayanmasına rağmen kumar gibi oynandığı, tarla, ev vb. karşılığı oynandığı da vakidir (Çukur Eksiltme). Oyunda hile yapmanın ve kumar olarak oynanmasının olumsuz sonuçları da olmuştur; Gaziantep Mangalası’nda oyunun tedavülden kalkmasının sebebi, oyunların hileli ve kumar olarak oynanması sonucu tatsız olayların olmasıdır.[7]

22. Oyunun ödülü veya cezası oyunun başında belirlenir (Pıç). Mangala oyunlarında genellikle yenilene tatlı cezalar verilir (Mele…).(Resim 10)[8] Bazı oyunlarda kazanan oyuncu, kaybedenin ellerini elleri arasına alır ve yumuşakça aldığı oyun kadar vurur (Damalı Taş, Ev Gayası). Kafasına elle tık tık yapılır (Göçün).

image.jpg

Ayrıca oyunların dikkatimizi çeken bir başka özelliği de bir yandan unutulmaya başlamışken diğer yandan çok genç insanlar tarafından bu oyunun oynanması olmuştur. Aynı şekilde, oyunları oynayan kişilerden zeki insanların oyunları çok net olarak hatırlamaları, orta halli insanların ise oyunu hatırlamakta oldukça güçlük çekmeleri olmuştur.

Türkiye ve Türk Dünyasındaki Mangala Oyunları (Adlar)[9]

Altemen
Altı Eme
Altı Ev
Altı Kale
Altı Kuyu
Ambar
Ambarcık
Amen
Bestemse
Beştaş
Bızıt
Boş Kuyulu
Böcük
Cin Kuyusu
Cinler Kuyusu
Çoc
Cutke Piriç
Çakıldak
Çal
Çalık
Çiğil Emeni
Çiğlemen
Çoban Taşı
Çukur Eksiltme
Çukurlu Taş
Çukurcuk
Çüş
Damalı Taş
Dokurcun
Dokuz Korgol
Dokuz Kumalak
Dokuz Kuyu
El Kayası
El Taşı
Emen
Ementi
Emmen
Emme Göçtü
Esen Korgol
Ev Göçmeni
Ev Göçtü
Ev Kayası
Evcik
Evcilik
Fodik
Foduk
Folluk
Fotuk
Geviş
Göcek
Göçme
Göçmecik
Göçtüm Göç
Göçün
Gömdüm
Guycuk
Guylama
Guyu Daşı
Güme
Han
Hane
Hane Hane
Hane Taşı
Huyne Gütmece
İnekbuzağılatan
İnek Buzağılatmaca
Kale
Kale Taşı
Karar Kaçtan
Karnef
Karşıda Yatma
Kozdatu
Kubane
Kuy
Kuy Taşı
Kuyi
Kuyucuk Taşı
Kuytak
Kuytu
Kuyu
Kuyu Daşı
Kuyu Emeni
Kuyu Kayası
Kuyu Taşı
Kuyucuk
Kuyular
Kuzu
Kuzu Emesi
Kuzu Kalesi
Kümbet
Küme
Kümelek, Kumalak
Malak
Malak Bağlama
Mangal
Mangala
Mangalan
Mede Gayası
Mele
Melle
Melle Gayası
Mene
Meneli Taş
Menkli
Mereköçdü
Mıngıla
Minkale
Miş
On Sekiz Taş
Onbeş Taş
Onbeş Taşlı
Pıç
Poluculuk
Sekiz Kuyulu Taş
Sekiz Yalaklı Taş
Sülük
Taş Göçürme
Topa Karan
Tuç
Üç Üçmeç
Üllük
Ütük Kütük
Yalak
Yalak Yalak
Yedi Eme
Yuf Yuf


__________________________________________________________
[1] Kara. Agm.

[2] Makalemizin Dünya Mankala Oyunları bölümünde adı geçen oyun türleri.

[3] Verilen oyun örnekleri, makalenin hacmi açısından birkaç örnekle sınırlı tutulmuştur.

[4] Bkz: Kara. Agm.

[5] Kazakistan Dokuz Kumalak Federasyonu Başkanı Maksat Sotayev’le görüşmemizden.

[6] Ülkemize gelen yabancı seyyahlar Türklerin bu oyunu parayla oynamadığından, saatlerce hiç tartışmadan zevkle bu oyunu oynadıklarından seyahatnamelerinde bahsetmişlerdir. 1610 yılında İngiliz Seyyah George Sandys “Mangala ne zenginler ne de fakirler tarafından parayla oynanması tercih edilen oyunlardan değildi. Bu sebeple aralarında tartışma da çıkmazdı” demektedir. Bkz: Gülgün ÜÇEL'in, Avrupalı seyyahların gözünden Osmanlı Dünyası ve insanları (1530-1699) adlı eseri.

[7] Abdülkadir EVİŞEN’in bir sohbetimizde verdiği bilgiye göre, bu şekilde bir nevi kumar olarak oynanması sonucu Mangala(Gaziantep) oyununa iyi gözle bakılmaz olmuştur.

http://www.facebook.com/group.php?gid=28...8797720097

[9] Yayına hazırladığımız "Mangala, Türk Zekâ Oyunu" kitabında oyunlar hakkında ayrıntılı bilgiler verilecektir.
Ara
Cevapla


Bu Konudaki Yorumlar
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: İskender Altındiş - 20-02-2011, 22:25
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: İskender Altındiş - 19-03-2011, 04:51
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: İskender Altındiş - 30-04-2011, 11:01
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: İskender Altındiş - 18-05-2011, 23:11



Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi