İtiraz Kurulları
#29
Değerli Sabri Ağabey,

1- Sanırım yeterince açık ifade edememişim: Jurinin yalnız oyunculardan mürekkep olması fikrimin oluşmasındaki nedenlerden biri de, oyuncuların da en az hakemler kadar, belki de daha fazla kaybedecek şeylerinin olmasıdır. Hakemler geçmişte nasıl cezalar aldılar bilmiyorum ama oyuncu isen GM de olsan gözünün yaşına bakılmadığı durumu ortadadır.

Ben peşinen herhangi bir grubu toptan zan altında bırakacak bir ifadede bulunmadım. Yalnızca olabilecekleri örnekliyorum.
Hakemin saygı duyduğu kişiler olması, padişahın kafasına göre seçtiği danışmanları olmasından farklı değil. "Ama Başhakem Filanca Bey'in çok saygı duyduğu bir zat var; o böyle münasip gördüğü ve başhakem de onayladığı için bunlar oldu." durumunu kusura bakmazsan fazla ciddiye almayacağım. Tekrarlamak isterim: Benim niyetim "hakem astığı astık, kestiği kestik kişidir" yolunda bir çıkarımda bulunmak değil ancak pratikte böyle durumlar oluşabileceğini söylüyorum.

2.
a) Varsayıyoruz. Zaten tüm olay, haklı bir şikayetin hakem tarafından değerlendirilmemesi ya da haksız bir şikayetin hakem tarafından haklı bulunması durumlarına dayalı değil mi? Aksi durumlar zaten tartışmamız dışında.

b) Hakemlik formasyonu gerekli bir şey elbette. Ancak bundan önce her hakemin satranççı formasyonuna da sahip olması genel olarak bir çok işi kolaylaştıracaktır ve bu da aslında apayrı bir tartışma konusu.
Teker teker kişilere peşinen güven ya da güvensizlik duymayı çok sağduyulu bulmuyorum. Ayrıca, hakem formasyonunun kişiyi eskiden olduğundan daha ahlaklı biri yapabileceği konusunda çekincem var. Aynı şey oyuncular için de geçerli tabii. Benim genel görüşüm, satranççı formasyonunun kişide yıllar içinde oluşturduğu sağduyu ve etik anlayışın, bir kaç günlük hakemlik eğitiminde oluşturulmasının pek mümkün olmadığı yönünde. Elbette buradan "tüm satranççılar iyi ahlak sahibidir" gibi bir genelleme de yapmıyorum ancak aynı değerlerin üstünde kısa bir süre durulması ile yıllar boyunca durulması arasında bir fark bulunacağını da öngörürüm. Bunların fevkinde, örneğin on kişilik bir juriden onunun da destekledikleri bir oyuncu lehine bilerek yanlış karar alması ihtimali, tek kişinin bilerek yanlış karar alması ihtimalinden çok daha düşüktür. Kasıt olmadan alınmış bir yanlış karardan söz ediyorsak da aynı durum geçerlidir.

c) Birinci maddede de açıkladığım gibi, juri üyelerinin de bir daha herhangi bir satranç turnuvası görememe olasılığı da vardır.

d) Kesinlikle katılıyorum. Sanırım en hızlı karar mekanizması, tüm yetkiyi başhakem ya da hakem kurulunda topladığımızda görülüyor.

e) Pekiyi sen, oyunculardan oluşacak bir jurinin, satrançla ilgisi hakemlikle sınırlı birinin ya da bir kaç kişinin vereceği karardan daha adaletsiz karar vereceğini nereden çıkartıyorsun? Juri olarak "manav koyalım" demiyoruz ki, "satranççı koyalım" diyoruz.

3. "Olduğu kadar oluversin" demedim. Demokrasinin de kusurları olduğunu, ancak Churchill alıntısıyla tek kişi yönetimindeki saz heyetinin olası kusurlarıyla karşılaştırıldığında daha az olduğunu belirttim.

Apel komitesi yeni bir fikir değildir. Aksine, büyük ihtimalle "başhakem kararı kesindir!" yönteminden en az yüz yıl daha eskidir. Asıl bu mezkur ifade biraz "icat çıkartmak" oluyor zira gördüğün gibi eskisine göre üstün olup olmadığını hala tartışıyoruz.

4. Çocuklara turnuva kurallarını anlatırken itiraz kurulundan söz etmek ve hatta örneğin derste temsili bir itiraz tiyatrosu oynatmak herkes için çok zevkli olacaktır. Senin en fazla yumuşatabildiğin haliyle "tek kişinin aldığı kararın daha sonra belki temyiz edilebildiği" bir sistem öğretmek yerine, eskiden beri var olan katılımcı sistemi öğretirseniz demokrasi kimseye bol gelmez. Böyle, ya da buna benze bir eğitimden sonra, öncelikle o gençlerin gidip kimlerin aday olduğunu merak edeceğinden, inceleyeceğinden ve juri üyeliğine aday olacağından en ufak şüphem yoktur.

5. (yok)

6. Sanırım juri üyesi oyuncuların hesap verirliği üstüne yaptığım açıklama buraya da yanıt yerine geçmiş oluyor.

Ek olarak: Görebildiğim kadarıyla buradaki tartışma doğrudan sisteme yönelik. Bir yerde kuralları uygulamak konusunda geniş yetkiye sahip
tek kişi ve o kişinin "saygı duyduğu" kişilerin verdiği kararlar var; diğer yanda demokratik yöntemlerle seçilmiş, oyunculardan mürekkep bir juri.

Totaliter eğilimleriniz varsa ilk seçenekle devam edersiniz, demokratik eğilimleriniz varsa ikincisiyle... Dünya tarihinde her iki modelle de ilerlemeyi başaran örnekler var. Sonuç olarak, bu daha çok kendimize hangi sistemi layık gördüğümüzle ilgili bir tartışma.
Ara
Cevapla


Bu Konudaki Yorumlar
İtiraz Kurulları - Yazar: Cengiz Keleş - 02-03-2013, 15:50
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Hakan Aktaş - 02-03-2013, 20:26
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Feti - 02-03-2013, 23:00
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Gambit - 02-03-2013, 23:17
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Mojo Jojo - 03-03-2013, 11:04
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Ateş Ülker - 03-03-2013, 12:21
İtiraz Kurulları Yok Muydu? - Yazar: Cengiz Keleş - 03-03-2013, 15:51
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Sabri Koçak - 03-03-2013, 21:09
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Gambit - 03-03-2013, 22:23
gereksiz mi? - Yazar: Cengiz Keleş - 04-03-2013, 09:23
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Sabri Koçak - 05-03-2013, 01:04
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Ateş Ülker - 05-03-2013, 02:21
İtiraz Kurulu Şarttır - Yazar: Cengiz Keleş - 05-03-2013, 11:56
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Erşan Gökerman - 05-03-2013, 13:11
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: MuzafferŞekerli - 05-03-2013, 18:32
Kurullar kısmen var - Yazar: Cengiz Keleş - 06-03-2013, 08:50
İTİRAZ KURULLARI... - Yazar: M.Aşkın TAŞAN - 06-03-2013, 23:01
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Sabri Koçak - 07-03-2013, 14:04
Neden anlaşılmıyor - Yazar: Cengiz Keleş - 08-03-2013, 09:36
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Ateş Ülker - 08-03-2013, 13:02
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Sabri Koçak - 08-03-2013, 19:04
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Sabri Koçak - 08-03-2013, 19:16
FIDE Tournament Rules - Yazar: Cengiz Keleş - 09-03-2013, 11:28
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: canince - 09-03-2013, 19:36
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Sabri Koçak - 11-03-2013, 18:21
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: canince - 12-03-2013, 01:50
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Sabri Koçak - 13-03-2013, 18:49
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: canince - 14-03-2013, 00:38
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Ateş Ülker - 14-03-2013, 02:03



Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi