22-12-2010, 13:33
[size=18]Spor Yöneticiliği ve İzmir.[/size]
İzmir nüfus olarak ülkemizin üç büyük şehrinden biri.
Bir liman şehri olması, İl merkezi ve ilçelerinin turizm potansiyeli, sanayi kuruluşlarının çokluğu, köklü üniversiteler ve komşu illerin merkezlerinin İzmir İl merkezine yakınlığı ve bu iller de yaşayanların İzmir de yaşayanlar ile yakın bağlarının olması yıllardır satrancın bir spor olarak gelişimini hızlandıran önemli bir faktör. ( Satranç sporcusu yönünden çok önemli bir potansiyeli olan Manisa otobüsle 35 dakika. Aydın 1,5 saat uzaklıkta ve otogardan yarım saatte bir dört- beş otobüs bu yöne gider.)
Doğal olarak bu var olan sosyal potansiyel ve büyükşehir olmanın avantajları, sporcu ve antrenör yönünden de kendiliğinden gelişen bir zenginliğe yol açıyor.
İşte tam bu nokta da önemli pek çok detay var bence. İzmir de ikamet eden bazı antrenörler çevre illere ders vermeye gidip gelirken, çevre illerden bazı antrenörlerin de İzmir'de özel okullarda ders verdiklerini, ayrıca benzer durumun sporcular yönünden de gayet hareketli olduğunu gözlemledim.
''Spor Yöneticiliği ve İzmir.'' başlığını taşıyan, 1980 den günümüze İzmir'de ki satrancın gelişimini, başarılı değişimini ve son beş yıldaki büyük gerileyiş ve çöküşü anlatacağım bir araştırma yazısı hazırlıyorum.
''Son beş yılda ne gerileyişi? Ne çöküşü? Şaka mı yapıyorsun? Son beş yılın bayanlar Türkiye şampiyonu sizin ilinizden; bu yılın Açık kategori Türkiye şampiyonu genç sporcu Oğulcan Kanmazalp doğma büyüme İzmirli bir genç değil mi? Ayrıca milli takım havuzunda da bir çok genç sporcunuz var.'' derseniz, bende tam da bu sorulara ve önemli konulara cevap verip irdelemeye çalışacağım zaten diyebilirim.
2011 yılının ilk haftalarında İzmir satrancının 2010 yılı değerlendirmesi ile birlikte, Sayın Atilla Alpaslan'ın tanıklığı ve anlatımları ile birlikte ''Spor Yöneticiliği ve İzmir '' yazımı da sizlerin yorum ve eleştirilerinizi heyecanla bekleyerek yayımlayacağım. Eğer bu yazıma katkıda bulunmak isteyen İzmir'li satranç severler var ise, yetişkinlerin bir araya gelip satranç oynayabildikleri tek mekan olan ( ne yazık ki böyle!) hatay semtinde nokta durağı yakının da ki satranç oynanan kahve de görüşebileceğimizi iletmek isterim.
Ve daha önce kendisine ulaşıp izin almadığımız için sadece link'ini verdiğimiz Sayın Aydın Sevinç'in yazısını kendisinin olurunu alarak sizlerin bilgisine sunuyorum.
-----------------
[size=24]Izmir'in Satranç İşkencesi[/size]
Satranç Federasyonu İzmir İl Temsilciliğinin genel turnuvaları
Halkapınar Spor Salonunda gerçekleştiriliyor. Ve bu turnuvalar,
öğrenci velileri için resmen bir işkence halini alıyor.
Neden mi?
Bilenler, satranç sporu ile ilgili olanlar bilir. Dünya çapında genel
kabul gören turnuva şekli İsviçre Sistemi olarak bilinen müsabaka
uygulamasıdır. Genel olarak yedi ya da sekiz tur üzerinden ve iki gün
süre ile sporcular maçlar yaparlar. Tabi küçük yaş gruplarında,
çocuklar müsabakalarını yaparlarken anne-babalar da iki tam gün
boyunca bir bekleyiş içinde olurlar.
İşte bu bekleyiş İzmirdeki federasyon turnuvalarında resmen bir
işkence halini alıyor. Salon oldukça yetersiz Mesela bu sene ki 9 ve
10 yaş İzmir İl Birinciliği 11-12/Aralık/2010 hafta sonunda
gerçekleştirilmekte. Bendeniz de bu yazıyı turnuvanın ikinci gününde
ve halen müsabakalar devam etmekte iken yazmaktayım. Dışarıda dün ve bugün iç sızlatan bir soğuk var. Hatta dün İzmir için hiç de
alışılmadık bir durum olan- kar atıştırdı bir süre.
Ve çocuklarını bekleyen velilerin durumu içler acısı.
Koridor kenarlarında, buz gibi soğuk ve gerçekten buradaki insan topluluğuna göre çok ama çok küçük bekleme salonunda sersefil durumdalar.
İkinci günün başında bazı veliler ile buradaki federasyon görevlileri
arasında tartışmalar yaşandı. Federasyon görevlileri belediyenin
kendilerine yer tahsis etmemesinden yakınmaktalar. Bir veli satranç
salonumuz olsun amacıyla imza toplamakta.
Burası ülkenin gözbebeği ve üçüncü büyük kenti İzmir Burada dünyanın,
insanlık tarihinin en eski, en kült oyunlarından biri ve aynı zamanda
bir olimpiyat sporu gerçekleştirilmekte. Akıl, mantık, stratejik
düşünme ve spor disiplinin zirve yaptığı yer.
Ama organizasyon, ama veliler, ama satrancın ve satranççının imajı
yerle bir, sersefil
Umuyor ve diliyorum ki bu işin sahipleri bu konuya gereken önem ve
özeni en azından bundan sonra, bir nebze olsun gösterirler. Kim bilir,
belki o toplanan 10ar liralık vize ücreti, insanca ve medenice spor
yapılabilecek bir ortamın yaratılmasında kullanılabilir.
12-12-2010 Aydın Sevinç
Orjinal metin Sayın Aydın Sevinç'in blog sayfasında:
http://blog.milliyet.com.tr/Izmir_in_Sat...gNo=278948
İzmir nüfus olarak ülkemizin üç büyük şehrinden biri.
Bir liman şehri olması, İl merkezi ve ilçelerinin turizm potansiyeli, sanayi kuruluşlarının çokluğu, köklü üniversiteler ve komşu illerin merkezlerinin İzmir İl merkezine yakınlığı ve bu iller de yaşayanların İzmir de yaşayanlar ile yakın bağlarının olması yıllardır satrancın bir spor olarak gelişimini hızlandıran önemli bir faktör. ( Satranç sporcusu yönünden çok önemli bir potansiyeli olan Manisa otobüsle 35 dakika. Aydın 1,5 saat uzaklıkta ve otogardan yarım saatte bir dört- beş otobüs bu yöne gider.)
Doğal olarak bu var olan sosyal potansiyel ve büyükşehir olmanın avantajları, sporcu ve antrenör yönünden de kendiliğinden gelişen bir zenginliğe yol açıyor.
İşte tam bu nokta da önemli pek çok detay var bence. İzmir de ikamet eden bazı antrenörler çevre illere ders vermeye gidip gelirken, çevre illerden bazı antrenörlerin de İzmir'de özel okullarda ders verdiklerini, ayrıca benzer durumun sporcular yönünden de gayet hareketli olduğunu gözlemledim.
''Spor Yöneticiliği ve İzmir.'' başlığını taşıyan, 1980 den günümüze İzmir'de ki satrancın gelişimini, başarılı değişimini ve son beş yıldaki büyük gerileyiş ve çöküşü anlatacağım bir araştırma yazısı hazırlıyorum.
''Son beş yılda ne gerileyişi? Ne çöküşü? Şaka mı yapıyorsun? Son beş yılın bayanlar Türkiye şampiyonu sizin ilinizden; bu yılın Açık kategori Türkiye şampiyonu genç sporcu Oğulcan Kanmazalp doğma büyüme İzmirli bir genç değil mi? Ayrıca milli takım havuzunda da bir çok genç sporcunuz var.'' derseniz, bende tam da bu sorulara ve önemli konulara cevap verip irdelemeye çalışacağım zaten diyebilirim.
2011 yılının ilk haftalarında İzmir satrancının 2010 yılı değerlendirmesi ile birlikte, Sayın Atilla Alpaslan'ın tanıklığı ve anlatımları ile birlikte ''Spor Yöneticiliği ve İzmir '' yazımı da sizlerin yorum ve eleştirilerinizi heyecanla bekleyerek yayımlayacağım. Eğer bu yazıma katkıda bulunmak isteyen İzmir'li satranç severler var ise, yetişkinlerin bir araya gelip satranç oynayabildikleri tek mekan olan ( ne yazık ki böyle!) hatay semtinde nokta durağı yakının da ki satranç oynanan kahve de görüşebileceğimizi iletmek isterim.
Ve daha önce kendisine ulaşıp izin almadığımız için sadece link'ini verdiğimiz Sayın Aydın Sevinç'in yazısını kendisinin olurunu alarak sizlerin bilgisine sunuyorum.
-----------------
[size=24]Izmir'in Satranç İşkencesi[/size]
Satranç Federasyonu İzmir İl Temsilciliğinin genel turnuvaları
Halkapınar Spor Salonunda gerçekleştiriliyor. Ve bu turnuvalar,
öğrenci velileri için resmen bir işkence halini alıyor.
Neden mi?
Bilenler, satranç sporu ile ilgili olanlar bilir. Dünya çapında genel
kabul gören turnuva şekli İsviçre Sistemi olarak bilinen müsabaka
uygulamasıdır. Genel olarak yedi ya da sekiz tur üzerinden ve iki gün
süre ile sporcular maçlar yaparlar. Tabi küçük yaş gruplarında,
çocuklar müsabakalarını yaparlarken anne-babalar da iki tam gün
boyunca bir bekleyiş içinde olurlar.
İşte bu bekleyiş İzmirdeki federasyon turnuvalarında resmen bir
işkence halini alıyor. Salon oldukça yetersiz Mesela bu sene ki 9 ve
10 yaş İzmir İl Birinciliği 11-12/Aralık/2010 hafta sonunda
gerçekleştirilmekte. Bendeniz de bu yazıyı turnuvanın ikinci gününde
ve halen müsabakalar devam etmekte iken yazmaktayım. Dışarıda dün ve bugün iç sızlatan bir soğuk var. Hatta dün İzmir için hiç de
alışılmadık bir durum olan- kar atıştırdı bir süre.
Ve çocuklarını bekleyen velilerin durumu içler acısı.
Koridor kenarlarında, buz gibi soğuk ve gerçekten buradaki insan topluluğuna göre çok ama çok küçük bekleme salonunda sersefil durumdalar.
İkinci günün başında bazı veliler ile buradaki federasyon görevlileri
arasında tartışmalar yaşandı. Federasyon görevlileri belediyenin
kendilerine yer tahsis etmemesinden yakınmaktalar. Bir veli satranç
salonumuz olsun amacıyla imza toplamakta.
Burası ülkenin gözbebeği ve üçüncü büyük kenti İzmir Burada dünyanın,
insanlık tarihinin en eski, en kült oyunlarından biri ve aynı zamanda
bir olimpiyat sporu gerçekleştirilmekte. Akıl, mantık, stratejik
düşünme ve spor disiplinin zirve yaptığı yer.
Ama organizasyon, ama veliler, ama satrancın ve satranççının imajı
yerle bir, sersefil
Umuyor ve diliyorum ki bu işin sahipleri bu konuya gereken önem ve
özeni en azından bundan sonra, bir nebze olsun gösterirler. Kim bilir,
belki o toplanan 10ar liralık vize ücreti, insanca ve medenice spor
yapılabilecek bir ortamın yaratılmasında kullanılabilir.
12-12-2010 Aydın Sevinç
Orjinal metin Sayın Aydın Sevinç'in blog sayfasında:
http://blog.milliyet.com.tr/Izmir_in_Sat...gNo=278948