Hüseyin Aktaş'ın Forumdan Uzaklaştırılması üzerine
#1
Değerli satrançseverler,

Hüseyin Aktaş Bey'in forumdan üç ay süreyle uzaklaştırıldığına dair iletiyi okudum.
Bir süre önce biz de kendiyle çeşitli yanlış anlaşılmalar dolayıyla ufak bir "kırgınlık" yaşamış ve tatlıya bağlamıştık. Bu süreç boyunca forum yönetiminden benden de özel mesaj yoluyla "bu konuda herhangi bir isteğim olup olmadığı" sorulmuştu ve ben de bu tür bir isteğim olmadığını iletmiştim. Umarım bu uzaklaştırmanın bu konuyla bir ilgisi yoktur.

Bunun dışında da, bir kişinin "özgür satranç forumu"ndan sınırlı bir süre için dahi olsa, normal şartlarda dışlanmasını, susturulmasını uygun bulmuyorum ve bu durum bende böyle uygulamaların devamının geleceği endişesini de ortaya çıkarıyor. Ayrıca, forumdan uzaklaştırılma sebebi net değil.

Bu forumun kuralları bellidir ve üye olurken bu kuralları kabul ettiğimizi belirtiyoruz. Mutlaka bu tür bir uygulama gerekliyse, uzaklaştırma nedeninin bu kuralların hangi maddesine hangi gerekçeyle dayandırıldığının daha sarih şekilde açıklanması gerekir. Aksi durumda bu tür bir uygulama "keyfi" addedilecek ve bir çok başka ciddi kişiyi de forumunuzdan uzaklaştıracaktır.
Ara
Cevapla
#2
Önceki iletimde gözden kaçırdığım bir iki hususu da eklemek isterim ve bunların genel olduğunu, Hüseyin Bey'i tenzih ettiğimi de belirtirim, zira forumdan neden uzaklaştırıldığını hala bilmiyorum.
"Özgür satranç forumu", diğer forumlara göre önemli bir farklılık taşıyor: Burada fikirlerimizi paylaşan bizler, çoğunlukla gündelik yaşamda da birbirimizi görüyoruz, tanıyoruz, aynı sofralara oturuyoruz. Dolayıyla, burada yalnız "kişilerin birbirlerini tanımadan 'klavye kabadayılığı' yaptığı bir durum yok. Aksine, "günlük yaşamımızda karşılaştıklarımızın bir özeti ve muhasebesi" olarak tanımlayabileceğimiz şartlar var ortada.
Zaten camia içinden herhangi birinin "dur şuna şöyle yükleneyim!" diye forumda yazı yazdığını düşünmek bile istemem ve arada oluşan tatsız durumlar da çoğunlukla birimizden birimizin tartışılan konuların heyecanına kendini kaptırarak "kantarın topuzunu kaçırması" sonucunda oluyor ve süratle tatlıya da bağlanıyor.
Bunlara bağlı olarak benim görüşüm, forum yönetiminin ve takipçilerinin biraz daha toleranslı olabilecekleri yönünde zira "Gens una sumus" diye etrafa caka satmak hoşumuza gidebilir ama bu mottonun gerçek yaşamdaki uygulaması biraz da böyle günler ve durumlarda görülür.

Günün birinde, birine mutlaka bir ceza verilmesi gerekirse, fikrime göre bu ceza "3 ay kapatma" şeklinde kaba bir ceza değil, "ilgili yerde uygun bir özür yazısı yayınlayana kadar kapatma" şeklinde olmalıdır ve bundan önce de, bu cezanın gerekçesi satranç kamuoyu nezdinde sarih ve tartışmaya yer bırakmayacak denli kesin olmalıdır. Örneğin iki kişi "yasaklayalım" derken, diğer ikisi "yasaklamayalım" diyorsa, yasaklanmamalıdır.
Ara
Cevapla
#3
Düşüncelerini açık açık söyleyen, sözleri ve davranışları açık kimselerden önemli bir zarar gelmez. Hele o kişi temiz bir yüreğe sahipse, dili ne kadar sivri olsa da ortalıkta dolaşması gereken bir kişidir.

Bu kişilere bu hakkı vermemek; sinsi ve içtenpazarlıklı ama tatlıdilli kişilere anahtarı teslim etmek demektir. Ondan sonra da kimse ağlamasın.
Ara
Cevapla
#4
"Forum Kurallarını çiğnediği için 3 ay uzaklaştırdım." tarzını yanlış buluyorum.
Gerekçenin açıklanması gerekir.
Ara
Cevapla
#5
"Özgür Satranç Forumu" kavramını yanlış anlamışım demek ki.
Umarım forum yöneticilerinden tatmin edici bir açıklama yapılır.
Yoksa benim gibi birçok kişi aynı şeyi düşünecek ve forumdan soğuyacaktır.
Ara
Cevapla
#6
Hüseyin Aktaş'ı tanımam etmem, ne yüz yüze konuşmuşluğum, ne de birkaç özel mesaj haricinde yazışmışlığım vardır.Ara sıra "bu mesajlara nasıl izin veriliyor" diye içimden geçirdiğim mesajları yok değildir.Halen hangi mesajından dolayı uzaklaştırıldığını bilmediğim(iz) için bu konuda bir yorum yapamayacağım.
Asıl yazmak istediklerim ise bu aralar çoğu kişinin değindiği üzere forumun adı ve işleyişi arasındaki tezat hakkındadır. Daha 2008 yılı Nisan yada Mayıs ayında Satranç Okulu Forumunda "Özgür satrancı bir ara sıkı şekilde takip ediyordum, hatta beğenip yazı yazmaya da başlamıştım ama daha sonra gerçekten "özgür" olmadığı yönünde duyumlar aldım." şeklinde bir yazı yazmıştım.Bunun üzerine yöneticilerden gelen mesajlarda forumumuz hakkında böyle düşünmenize üzüldük, forumumuzun amacı özgür olmaktır, hakaret vb. davranışlar olmadan kimseye yasaklama getirilemez, bu forum için amatörce çaba harcayan insanları tanımanıza ramen bizi özgür olmamakla eleştirmenize üzüldük gibi mesajlar aldım.
Aradan o kadar zaman geçti, forumun adı şu sıralarda halen az olsa bile hızla artan bir şekilde tartışılmaya başlandı.Mesajı değiştirme, silme hakkı verilsin diye başlık açıldı ve forumun en çok yazan üyeleri bu yönde görüş bildirdi ama buna karşılık ne bir açıklama oldu, ne bir değişiklik.Özgürlük bu mudur?Hüseyin Aktaş forumdan uzaklaştırıldı ama buna sebep olan mesajı kendisinin de bilmediğini duydum.Yine mesaj değiştirme-silme konsundaki gibi bu konuda da bilgilendirici, gerekçeli bir açıklama yok.Ağaoğlu'nun reklamı gibi "Biz uzaklaştırdık, oldu" şeklinde bir yaklaşım görüyoruz.Bir üye "böyle forum mu olur, üyeliğimi sileceğim" dedi ama kendi üyeliğini silme özgürlüğünün bile olmadığını fark etti.
Özgür Satranç Forumu Yönetimi, çoğunuzun tamamen iyi niyetle birşeyler yapmak için çabaladığınıza inanıyorum.Eğer gerçekten iyi niyetle hareket ediyorsanız forum yönetiminin özgürlükçü değil, tam aksine dediğim dedik bir yönetim sergilediği yönünde gittikçe artan eleştirileri dikkate alıp ona göre bazı değişiklikler yaparsınız.Eğer yapmazsanız üyelerin foruma olan inancı kaybolacaktır ve zaten seçim döneminden seçim dönemine olan yoğunluk bundan sonra belki de hiç olmayacaktır.
Ara
Cevapla
#7
Açıkcası ben özgür forumun pek o kadar özgür olmadığını düşünüyorum. Tahsin Aktar ısmarlama söyleşisi, ardıncan C. Keleş söyleşisi temelde Kuvay Sanlı'ya yönelik soruları içeriyordu. Kuvay Sanlı ile söyleşiye yer verilmedi bile. Neden? Sanlı Yazıcı'yı açıkça onaylamadığı, desteklemediği için. Kuvay Sanlı ile söyleşi yapmaktan çekindiler.

Peki neden özgür forum böylesi bir yanlı hal almaya çalıştı. Abidin Ünal'ın Sarhan Guliev'in yollmasının ardından gıkının çıkmaması çarpıcı değilmi? Bir cümle dahi eleştiri yöneltmedi ve mali genel kurulda federasyon ibra edilsin diye el kaldırdı. Nasıl bir uzlaşı sağladıda, Sarhan Guliev'in yollanmasına gıkını çıkartamadı bilemiyoruz tabii.

Satranççılar artık yeni bir forum ortamı arayışında olmalıdırlar. Bu o kadar da zor değil. Bir günlük bir iş. Özgür forumcular, bu tutumlarını devam ettirsinler, bizler yazmadıkmı burası biter.

Saygılarımla
Ara
Cevapla
#8
Tutku Dinçer'in söylediklerine dikkat çekmek istiyorum, yerinde noktalara değinmiş.

Yazı düzenlemeyle ilgili neredeyse oy birliği ile herkes aynı yönde görüş belirtmişken yöneticilerin duyarsızlığı bende rahatsızlık yarattı.
Değişiklik olmayacaksa bile "şu sebepten dolayıdır" gibi bir açıklama bence çok yerinde olurdu, ama maalesef bu gerçekleşmedi.
Bu duyarsızlık eminim ki birçok üyede kaale alınmama duygusu yaratmıştır.

Şimdi ise Hüseyin Aktaş'ın yasaklanması kafalarda soru işaretleri yaratmıştır.
İnanıyorum ki yöneticiler bununla ilgili bir başlık açarlar ve Aktaş'ın yasaklanmasına neden olan cümleleri yayınlarlar, ki hepimiz haklıyı-haksızı görürüz.
Aksi halde forum yönetimi "fikirsel uyuşmazlıktan dolayı yasaklama" kabahatini işlemiş olurlar. Bu kabahatin dönüşü yoktur.

Yönetim duyarsızlığına Can İnce'nin açtığı bu anlamlı başlıkta devam etmektedir.
İlgili hususlarda tatmin edici açıklama ya da bilgilendirme yapılana kadar forumda başka herhangi bir mesaj yazmayacağımı saygıyla belirtirim.
Ara
Cevapla
#9
Özgür Satranç Forum neredeyse ilk kurulduğundan beri burada yazıyorum..

Abidin Hocam beni foruma davet etmiş, daha sonra da moderatörlük önermişti.. Bir süre beraber çalışmış, daha sonra da çalıştığımız başka bir arkadaşla tatsız bir olay yaşamış ve ekibin dışında bırakılmıştım...

Yani Özgür Satranç Forum'un nasıl işlediğini, yönetimin nasıl düşündüğünü iyi bilirim...

Başta şunu söylemeliyim, burası özgürlük açısından hiç de fena değildir.. Eleştirenleri anlayabiliyorum; ama takma isimle "burası hiç de özgür değil yahu" diyenleri, öncelikle gerçek isimleriyle yazmaya davet ediyorum..

Zira bir forum, kendisine "burası özgür değil" diyen birisinin, üstelik takma isimle yazı yazmasına izin veriyorsa özgürlük standardı açısından durumu fena değildir..


Sizlere yöneltmek istediğim birkaç soru var:

Abidin Ünal ve ekibi bu forumu açık tutmak zorunda mıdır?
Bu işten para yada başka bir maddi-manevi kazançları var mıdır?
Şu anda kapatsalar ne olur? Bu işi hakkıyla yapacak başkaları var mıdır?

Daha açık konuşayım, forum işi "pis" iştir. Ve camia adına birinin bunu yapması gerekir.. Ve çok şükür ki Antalya'da Abidin Ünal gibi adamlar var ve pis(!) işleri birileri yapıyor!

Mesela kendisinin en pis işlerinden biri, bakınız:

http://www.satranc07.com/

Adamlar bu sitede senelerdir yerel turnuvaların, hatta üniversiteler arası turnuvaların PGN'lerini yayınlıyor efendiler! Soruyorum ne çıkarları var?

Tamam, eleştirmek iyidir, biz de ağzımıza geleni yazıyoruz.. Ama haksızlık etmeyin..

Özgür Satranç Forum'u dışardan takip edip "ben olsam şöyle yapardım, şöyle ederdim" demek kolay.. Ancak bu forumun, bu günlere nasıl geldiğini, işlerin nasıl döndüğünü biliyor musunuz?

...

Şimdi gelelim asıl konuya..

Hüseyin Abi üç ay ceza almış.. Bu karar, nasıl bir yargılama sonucu yapıldı, yöneticiler buna ne gerekçeyle karar verdi bilmiyorum..

Burada hukuku bilenler (mesela Tutku) daha çok konuşmalıdır..

Bildiğim kadarıyla hukukta gerekçesiz bir karar kabul edilemez.. Yöneticiler gerekçeli kararı açıktan yayınlamasalar bile, Hüseyin Abi'ye tebliğ etmelidirler.. İsterse Hüseyin Abi de o kararı yayınlayabilmelidir..

...

Gerekçeli kararı görelim.. Sonra daha çok konuşuruz..

Not: Gerekçeli karar, bir anda hazırlanmaz; bir araştırın bakalım Anayasa Mahkemesi kaç günde hazırlıyor.. Hemen bir karar beklemek doğru değildir.. Umuyoruz forum yönetimi de cevap verir..

Not2: Özgür Satranç Forum'un işleyişiyle ilgili ciddi kaygılarım var, ancak konuyu daha fazla dağıtmak istemiyorum, onları özelden Abidin Hoca'ya veya direkt buradan sizlere yazacağım.. Şimdi işlerim bir hayli yoğun, selamlar..

Not3: Eğer ki Hüseyin Abi'yi susturmak için böyle bir şey yapıldıysa, bilinsin ki Kerbela'dan bu yana Hüseyinler hiç bitmemiştir..
Ara
Cevapla
#10
BİRİNCİ GÜN : KINIYORUM

Kutlama, taziye başlıklarına tamamına yetişemeyeceğim ve birini bile atlarsam o arkadaşlara, yakınlarına ayıp olur diye yazmamayı prensip edindim. Elbette hepsinde camianın duygularını paylaşıyor gerekirse özel mesajla bunu paylaşıyorum. Bu prensibimi birkaç zorunlu durumda esnettim. Biri sevgili Hüseyin'in anasının mevlididir. Özel mesaj dışında buradan da yazmalıydım, yazdım. Diğerini her yıl üşenmeden yapıyorum. Başka bir başlıkta az sonra yazacağım.

Bir prensibimde meydanı boş bulmuş, top sahibi çocuklar gibi oyun kuran, oyun bitiren, hem santrafor, hem hakem yetkilerine haiz, her şeyi çok bildiğini sanan forum moderatörü ve administrator sıfatlı bazı "en kahraman" "0/35=00-0 james bondlar" gibi sık sık yazmamak, özel mesajla yada salına salına araya girip su katmamak ve başkalarına da okuma, düşünme, yazma fırsatı tanımaktır.

Bundan böyle hergün yazacağım. Hüseyin Aktaş'dan bir alıntı ya da Hüseyin Aktaş ne söylemek ister ve bana yayınlanmak kaydıyla bana gönderirse aynen ve onun adıyla yayınlayacağım. Hergün birer birer gün de sayacağım ki"doksan gün" boyunca forum yönetimi biraz daha özgürlüğün anlamını sayı ve zaman kavramını yaşayarak, hissederek bellesin.

90 kırbaç ceza veren bir kadıya derler ya sen ya hiç dayak yememişsin ya da saymayı bilmiyorsun.

Sorulacak çok soru ve düzeltielecek yanlış hesap var. Şimdilik "forum yönetimi" kararına imza atan arkadaşlara GIYABLARINDA HAMİLİNE (isimleri nedense gizli) birer KINA-MA gönderiyorum. (şerh koyanlar hariç)

Forum hesabım bundan böyle Hüseyin Aktaş'ın ifade özgürlüğü için bir dayanışma alanıdır.

ÜÇ AY SÜRE İLE 90 gün boyunca her gün FORUM YÖNETİMİNİ KINAYACAĞIM.
Ara
Cevapla
#11
2. GÜN : 2 KINAMA - Gerekçeli şaşkınlık !
Gülmenin, düşünmenin, üretmenin, üretirken ola ki hatalarda yapabilmenin yasaklandığı "öz-seyrek forum" olmaya aday forumumuz TSF nin izinden gidiyor. Yazarak üreten üye sayısını elleriyle seyrekleştiren, kendisine ve üyelerinin sağduyusuna güvenmeyen, aralarında uzlaşamayacaklarını, hatta kendi kendilerine özeleştiri yapamayacaklarını, üyelerin birbirlerinden ve yöneticilerden tecrit edilmeleriyle "varsa" sorunların çözülebileceğini varsayan, öz güvenini yitirmiş, düşün kalitesini beyin ihracıyla seyreltilen forum'umuz.

Hüseyin Aktaş'ı değil, kendini üç ay ayıpla yaşamaya mahkum eden for um'uz Forumu yönetenlerin, delilleri titizlikle not alıp "şikayetiniz var " diyerek ihbar kabul hattı oluşturmaya çalışmaları ve gönüllü savcılık yaptıkları gerçeğini gözden kaçırmadık. Not alınan "kural dışı !" durumların şu anda kişiler arasında çoktan aşılmış olmasına karşın Sevgili Hüseyin Aktaş'ın 2008-2009-2010 yılları forum GBT kayıtlarına göre fişlenerek ve şartlı alıkoyma uygulamasına muhalefetten tahliye edildiği gerçeğini yansıttığınız, adeta müşteki sıfatıyla Aktaş lehine gerekçeler sunmaktaki güldüren şaşkın avukatlığınız için İKİ-KINA-MA birden hakettiğinizi düşünüyorum.

Bu gerekçelerle Hüseyin Aktaş'ın cezasını 3 ay sınırdışı yerine 3 ay bir şarkıyı başka makamdan söyleme cezası verseniz. Komik olan yine bu kararı alanlar olur. Hem o üç ay hava değişimi alacak siz-biz forumda kader mahkumu olarak "dolu" işlerle uğraşacağız. Satrançta vizyon 2050 stratejik planını yapıp. Dünyanın sırrını keşfedeceğiz değil mi? Bugün kim atılsın anketi veya piyangosuna sitede yer vermeye ne dersiniz?

Taş yerinde ağırdır. Ak-taş adalet terazisinde bu gerekçelerle sabit ya da seferi iken hep ağır basar. Karşı tarafın dengeyi sağlamak için epey taş yığması lazım. Öyle 3-5 kişiyle bu iş olmaz. Bu forumda da bazı yöneticiler dışında yüreği taş basılı görünen kimse yok.

Gürsoy Erdoğan'ın "fc" sayfasındaki destek notuna Hüseyin Aktaş bir

şiir eklemiş. diyor ki :

Alıntı:[quote]Beni ömür boyu mizaha mahkum ettiler.
Yaşamım boyunca nasıl gülerim ben?
Ağıt yakacağım günlerim olacak o zaman neylerim?
Öz(gü)rü kabahatinden büyük Özgür Forumun.
Abdülhamit bunlardan daha anlayışlıydı.
Ayağına sıkmak diye buna denir işte.
Bu forum ya ölür ya yarılır gülmekten ikiye ve yarılan taraflardan biri özgür foruma devam eder. Ancak bu kararları alanlar yok olur!

Ara
Cevapla
#12
Voltaire''in bir sözüyle başlamak istiyorum söze “Fikirlerinize katılmıyorum ama fikirlerinizi özgürce söylemek özgürlüğünüzü sonuna dek savunacağım” Bu forum Tsf forumuna karşı daha özgür olduğu için rağbet gördü ama bakıyorum,Hüseyin Bey gibi satrancı canı gönülden seven bir kişinin fikirlerine tahammül edilemiyor.Hakkari'de satranç merkezi açtığımızda laf üretmeyerek bize yardımcı olan tek insan olan Hüseyin bey'in bu forumdaki herkese gerek sözleri gerek davranışlarıyla örnek bir insan olduğunu düşünüyorum ve onu forumdan uzaklaştıranların uzaklaştırılanların ne maksatla yaptıklarını gerçekten merak ediyorum .
Empati
Ara
Cevapla
#13
huseyin_aktas.jpg

Alıntı:"Kaleden kaleye şahin uçurdum
Ah ile vah ile ömür geçirdim
Yare şeker ezdim şerbet içirdim
Öyle olur böyle olur" Benim yaş bu gün 50 olurSmile))

huseyin_aktas.jpg
Ara
Cevapla
#14
Yazısı engellenince, biri insanın us'u, sızısı, sazı-sı, sözü, sesi, nefesi de engellenebilir mi?

Akıllı TV de bu konuyu "tartışmıyoruz". Türküsünü oraya koyduk biz alkışlıyoruz. Siz ne yapıyorsunuz kaç gündür ÖSF? Bu türkü burada biter mi sizce?

"Kaleden kaleye" Hüseyin'in sazı, sesi, yüreği, önsözüyle.

http://www.akilli.tv/video/517876/50Yil-Marsi.aspx


Alıntı:E hep yazacak değiliz
Bundan sonra biraz da söyleyeceğiz.
Günü gelince eylemek üzere!...
Ara
Cevapla
#15
Hüseyin Aktaş'ın "fc" sayfasında profil resimlerinden biri idi yukarıdaki 50.yıl kutlaması resmi. Keyifle gülen bir yüz. "aslan sütü" de keyfin biraz destekçisi olmuşa benziyor Smile Manzara da güzel bir arka fonu tamamlıyor. Hüseyin fotoğrafçılık yapmış. İyi resimden anlar. Bu resim çok güzel dedik. Bu resmi 50 yıl kutlaması için kullanalım. Sonra düşündük arka fondaki elektrik direğini kimse farketmez de öndeki bardakları farketmemek imkansız. Yok mu etsek yine kulp takmasınlar dedik. Her gün içilip promil destekli neşe saçılıyor zannetmesinler sonra.

ÖSF logosu resimde tutsak satranç figürlerine dönüştürülmüştü farketmişsinizdir. Forumun amacını anlatan uygulamaya tezat beylik lafta yer alıyordu resimde. Yönetim de farketmemiş ve alınmamış olmalı ki bir uyarı ya da ceza tebliğ edilmedi.

İçkiden, sigaradan, çocuklara kötü örnek olmamaktan falan konuştuk. İçki ile aramızda hiç iyi değildir aslında. Karar bana kaldı. Biz düğün, kutlama, yılbaşı gibi özel günlerde, askere uğurlama gecelerinde, hiç değilse felekten birgün çaldığımız zamanlarda "balığa eşlik" etsin diye aile, dost ortamında alkol alırken gizlenmeyiz ki. Keyifle, adabıyla içene de "yarasın" dan başka ne denir.

Bazı TSF köşe yazarlarının yazıları çocuklara kesinlikle daha zararlı ve kötü örnek. Sonuçta resmi kullandım çünkü o resmin ve o ortamın hikayesini de öğrenmiştim. O resim Yalavoda "toprak kardeşliği" toplantısında çekilmiş. Bir zamanlar "asmayıp ta besleyelim mi demişti hani Netekim Paşa. O günlerde astığı astık kestiği kestik di hani. Şimdilerde "bir büyüğümüz" çocuklara yetkilerini anlatırken ister asar, ister kesersin diyen hani. O zamanında iyi yapmış dediği paşayı şimdi kötü paşa ilan etmişti. Hoş o günlerde bir bölüm insanda sessizlik, bir bölüm insanda da sallandıracaksın birkaç kişiyi Taksimde bak bakalım memleket nasıl düzelecek anlayışı hakimdi. İşte o günlerde insan onuruna karşı işlenmiş suçlardan, işkencelerden, kurbanlık kuzu gibi beklemektense Eskişehir'de tünel kazanlar'ın eski tüfeklerin toplantısının adıdır "toprak kardeşliği". Uğruna kitap yazılan, "değerli büyüğümüzü" daha çok genç için ağlamak zorunda bırakmayanların hatırasına o gün de kutlanmaz mı?

O günlerde "bir ordan bir burdan astık çok adaletliydik" diyenlerin adaleti-adaletsizliği bugünün "büyük yetkilisini" ağlatmadı mı? Ölçüsüz cezanın telafisi, olumlu değişiklikler kazanmaya, ıslah etmeye etkisi var mı?

O günlerde sloganlar şöyleydi. "Yine kazacağız yine kaçacağız. Zindan, zindanlarınız, vız gelir bize vız."

http://www.kitaphaber.net/yine-kazacagiz...m-erhan-2/

Alıntı:"Kaçmak için müthiş bir azimleri ve kararlılıkları vardır ama ellerinde kalemtraştan başka bir şey yoktur. Evet bir kalemtraş, onun küçücük bıçağı! İnsanın ne muhteşem bir varlık olduğunu bundan daha iyi ne kanıtlayabilir! Elinizde bir kalemtraştan başka hiçbir şey yok ve siz betonlara, demirlere, kayalara karşı uzunluğu 100 metreyi aşacak bir tüneli kazmayı göze alabiliyor ve işe başlıyorsunuz."

"Kelebek" filmini ya da "son kale" filmini anımsattı yaşananların gerçek öyküsü. Eğer otorite adaletsiz ise, yönetim kötü, baskıcı, cezalar keyfi, haksız ve ölçüsüz ise isyan, kaçış ya da karşı koymak insanın onurudur.

Yine o günleri hatırlayanlar bilir. Yetkililerin duyarsızlığı veya uzlaşmaz tavırları, tahrikleriyle her taraftan insanlar ayrıştı, bölündü. Özellikle genç kuşak kaybedildi. Tepedekilere bir şey olmadı. Aslında istedikleri de buydu. Özgürlükler budandı. Eğitimli bir yetişkin kuşak, toplumun en dinamik kesimi genç kuşak ve çalışanların örgütlenmesi, ekonomik hakları yok edildi. Demokrasi, uzlaşma kültürü, özgür düşünce, insanların hala o günkü bilinç seviyesine ulaşamadı.

Öfkesini bir gün bile kısık sesle olsun haykırmamış, ezilenin, insanlık onurunun yanında duramamış birileri utanmadan 68 kuşağının memlekete dert olduğunu söyler durur. şimdi ben Atatürk'üm diyene Atatürk öldü diyenler gibi. Bir yandan da 80 dönemin Amerikan taşeronu, cuntacı askerlerini cezalandırmaktan söz ederler. eğer o kuşak idealleriyle, çalışkanlığıyla, üretkenliği, yaratıcılığı, yurtseverliğiyle birbirleriyle kavgaya düşürülmeden ülkeye hizmet edebilseydi; şimdi Türkiye çok daha özgür, refah içinde ve en önemlisi dünyada başı dik olacaktı. Dışardan, içerden bunu asla istemediler. Başardılar.

Bu kadar kısa değil bu konular eksik parçalar, çok değerli hikayeler de var ama; Hüseyin'i anlamak demek : satrancı ve satranca gönülden emek verenleri, sadece ve haksız bir şekilde yaşamdan, değerlerinden soyutlamak, 64 kareye, hakem kuralları gibi forum kurallarına hapsetmek kendisine sunulan seçenekler içinde düşünmeye zorlamak demektir ve imkansızdır. Siz sadece forumu yönetir, logoyu değiştirirsiniz. Hüseyin'lerin kuşağı egemenlere karşı ülkeyi, dünyayı iyiye doğru değiştirmeyi göze almış ve çabalamış, kaybetse, yorulsa, üzülse bile hala da çabalamakta olan değerli bir kuşaktır. Fikir versin diye kısaca özetledim.

Bu forumda Hüseyin Aktaş'ın içerdeyken de dışardayken de zaptedilmesi, sansürlenmesi, "forma" sokulmasını akleden çıkmaz da. Yazmasının yasaklanmasını, hele temelli yazmamasını düşünmek için özgür değil tam aksine "bağımlı" olmamaktan başka bir neden düşünmek akla aykırıdır. Herhangi birinin, yada hüseyin Aktaş'ın isterse yeni bir üyelikte yazamayacağını düşünmekte akla aykırıdır. öyleyse bu ceza öncelikle kişileri yıpratmaya ve yazmaktan bezdirip susturmaya yöneliktir.

12 Eylül cuntasının MGK'sının hukuksuz kararlarında bile o kararı alanların imzaları vardır. "Forum Yönetimi" diye imzasız bir kararla üyeleri yargılayanlar. Takma adlarla yazanların, Ip numaralarından, log kayıtlarından bulmaca çözüp, ya da duyumlardan yola çıkıp kişilerin birbirleriyle bağlantılarını, kim olduklarını, üslup ve amaç tartışması yapanların gün gün aymazlıklarını saymaktayız. Bu forum için ve bu kararı alan kişiler için ileride övünülecek bir karar değildir. Hatalarını çok geçmeden ! farketmelerini ve düzeltmelerini umuyorum.

Durum tesbiti yapalım.
1- Yazılar silinmesi gereken içerikler değildir ve silinmemiştir.
2- Sipariş üzerine dahi şikayet olmamış taraflar uzlaşmışlardır.
3- Savunma hakkı en kutsal haktır. Aktaş, bu haktan yoksun bırakılmıştır.
4- Diğer üyelerin görüşleri önemsenmemektedir.
5- "Özgür" bir düşünce platformunda kararlara itiraz ve yeniden değerlendirilmesi talebi ve hakkı diye bir kavram yoktur.
6- Yöneticiler forum üyelerinin gerisinde kaldıysa ya istifa etmelidirler ya da forumlarını kendilerine özel tutmaktansa kapatmalıdırlar.Bunu talep etmekte üyelerin hakkı olmalıdır.

Bir süre daha ölçüsüzlüğü mizahla, türkü, kliple dengeleyip, boncuk işi maşallah, nazarlık, dizer gibi beklemekteyiz. Mesajlar genellikle geç saatlerde yazma fırsatım olduğu için arada bir gün kaynamış görünüyor onun da farkındayım. KINA-MA da ki açığı elbette kapatacağız.

90 gün boyunca kınanmanın da madalya gibi kabul edileceğinin anlaşıldığı noktada bu forumun asıl sahipleri, müşteri, misafir sanılan üyelerden bazıları "dükkanı" boşaltır. Kendilerini MGK gibi, mal sahibi gibi düşünen bazı yöneticilerde malıyla baş başa kalır.

Şayet bu forum Özgür sıfatına layık olamayacaksa, unutulmasın ki özgür insanları tutmak zordur, atmak değil...

Ve inanın eğer isterlerse o eski tüfekler toplanır ve öyle bir ekip olurlar ki. sizin yapamadığınız işi, sizi bile hayran bırakacak kadar iyi yaparlar.

Kimsenin işinizde gözü yok. Tam tersi, bu bir samimi uyarı ve destek yazısıdır. Buyrun bu kez kendi hakkınızdaki kararınızı kendiniz verin.

Satranç gelişsin, yaşamla daha çok bütünleşsin mi istiyorsunuz. Hazırdan yemeye, Güce sığınmaya, günü kurtarmaya devam mı edeceksiniz?
Ara
Cevapla
#16
13 gündür forumda bu konu kaderine terkedilmiş. Bu konuda yetkili, sorumlu olan federasyon olmadığı için muhalefetin de gündeminde öncelikli işlerinden yer bulamamış. İki satır yazmamışlar.

Oysa konu kişisel değil, olumlu ya da olumsuz yönleriyle tartışılması ve çözüme ulaştırılabilecek bir konudur. Örtülü kararlar ve açık hesaplar başa her zaman derttir. Aktaş'in "yazma" hesabı kapalıyken forumun "saygınlık" hesabı açık vermektedir.

Yönetimden, muhalefetten her kim, yarın bir gün çoğulcu demokrasiden, satrancı geniş kitlelere yaygınlaştırmaktan, kişilerin söz hakkından, özgürlükten, emekten, katılımdan daha iyi yönetmekten söz açacak olursa bu günlerde buralardayken, başka konularda yazabiliyorken bu konuda neden yazmadığını önüne soru olarak korlar.

Ben içeride şunu dedim, şurda böyle savundum. Kol kırıldı yen içinde kaldı falan yetmez. Neden 90 gün? Daha fazlası da istendi mi? Kimler hangi gerekçeyle itiraz ettiler sonunda bu kararda uzlaştılar. İçlerine "sinmiyorsa" neden açıklamıyor ya da istifa etmiyorlar?

6,7,8,9,10,11,12,13. gün sorumsuzluğu ve duyarsızlığı kına-malarınız.
Ara
Cevapla
#17
Görülen o ki uzun yazılara fazla rağbet olmuyor; kısa tutmaya çalışacağım.

- Konu kaderine terkedilmiş değil Sayın "Hoca". Hüseyin Bey, konuyla ilgili sizin ya da benim aracılığımla bir yazı göndereceğini söylemişti; ben onu bekliyordum.

- Benim hal-i hazırdaki durumdan özetle çıkarabildiğim şu:
Forum yönetimi diyor ki: "Biz bu adamı 2008'den beri uyarıyoruz. Bir değişiklik olmadı. Böyle yapmaya mecbur kaldık." Elbette ben yanlış anlamışsam düzeltebilirler.

Hüseyin Bey de diyor ki: "Bu iş yapılırken benim savunmam alınmadı.". Hüseyin Bey, ben yanlış anladı isem, en azından bu forumda şu an itibarıyla düzeltemez.

Cezanın haklı ya da haksızlığını tartışmak yerine, Hüseyin Bey'e gönderdiğim ilgili e-postadan bir bölüm alıntılamak isterim. Bugün için Hüseyin Bey'in karşısında görünen bu durum, yarın hepimiz için geçerli hale gelebilir. Özgür Satranç Forumu yöneticileri de sonuçta siz ve ben gibi etten-kemiktendirler, bu işi fahren yapmaktadırlar ve sinirleri hepimiz gibi zaman zaman gerilebilir.
Kanımca, satranç camiası olarak biz bu işi becereceksek, bunu bundan böyle hepimiz yapmalıyız; yalnız forum yöneticilerinin üstüne yıkmamalıyız. E-postadaki önerim aşağıda:

Alıntı:Forumun genel işleyişi:
Seni uzaklaştırma biçimlerinin ve yöntemlerinin, en hafif ifadesiyle "usa aykırı" olduğunu görmek için hukuk bilmeye gerek yok.
Yine de, bu senin uzaklaştırılma olayını müstesna tutarsak, şimdiye kadar gördüğüm en özgür satranç forumu olduğunu söyleyebilirim. Satranç camiası gibi bir topluluk için forum işletmek, takdir edersin ki hiç kolay olmasa gerek. Buradan başka bir foruma göçülse (Benim işim bu. Yeni bir forum açmak beş dakikalık bir iş) de buna benzer sorunlar mutlaka tekrarlanacaktır.
Önemli olan bu tür şeyler oluştuğunda ne şekilde müdahale edileceğine dair, mümkün olan en fazla katılımla bir konsensus oluşturmak ve en önemlisi, bu konsensusu bu tür olaylar patlamadan saptamak. Buna dair yöntem önerimi aşağıda yazacağım. Bence bunu bir süre ÖSF'de tartışalım ve bir çözüm üretmeye bakalım. Baktık olmuyor; dediğim gibi, yeni forum işi beş dakika.

Yöntem önerim:
- Foruma herkes kendi adı ve soyadıyla kayıt olur. Örneğin ben "hoca" kim, bilmiyor olabilirim. Tabii burada TC kimlik no soracak değiliz. Beyan yeterli olmalı.
Bir "akil adamlar" (ya da hangi tanım uygun ise) kurulu oluşturulur. Bu kurula, kendilerine de sorularak, herkesin üstünde mutabık olacağı kişiler aday gösterilir. Daha sonra forumda bir anket açılır, bu anket örneğin bir hafta kadar açık kalır ve daha sonra da sonuçlar bir-iki gün askıda kaldıktan sonra kesinleşir. Aslında bana göre ideali bu şekilde "temsili" değil "doğrudan" demokrasi ama suyunun çıkması kesin gibi.
Daha sonra, herhangi bir itilafta, bu akil adamlar devreye girer ve yapılması gerekeni en az 2/3 oy çokluğuyla karara bağlar. Biri ihraç edilecekse önce gerekçesini sonra kararı açıklar.
Elbet bu yöntem önerisini "böyle olsun" diye değil, üstünde düşünebilmek için bir başlangıç oluşturabilmesi için yazıyorum.
Ara
Cevapla
#18
Sayın Canince,

Sorun gerçek adla üyelik değil. Bunu Hüseyin Aktaş’ın sorununda ampul gibi görüyoruz. Sorun, gerçek kişilerin gerçekleri özgürce yazabilmelerine konan keyfi engellerdir.

Şu sizce mantıklı mıdır?

- Aktaş hakkında şikayetiniz olup olmadığının sorulması.

Kullanıcıların adlarını "boşverinnn" Peki ÖSF Yönetimi adıyla alınan karara imza atanlar neden adlarını gizlemektedirler. Sadece gizili operasyon timleri veya cellatlar maske takarlar. Kimlikleri gizli tutulur. Forum yönetimi sıfatlı kararı alanlar, gerine gerine niye kararı nasıl aldıklarını kimlikleriyle açıklamıyorlar.

Kimliği, kararı gizli ve tartışılmaz olan, temyiz edilemeyen ağır ceza reisi savunmasız mahkeme var mıdır?

14 gündür muhataplarınca yanıtlanmasını beklediğim temel soru budur? Sizin duyarlı olduğunuz bu başlığı açmanızla ve yazdıklarınızla tescillenmiştir.

Bu forumdaki en büyük emektarlardan biri ve pek çok konuda özgün yazılar üreten Aktaş’ın muhalefetii muhalefet adına liderliğe soyunan kişilerden daha yoğun ve niteliklidir. Bu konuda sessizliklerine vurgu yapılan diğer muhataplar da onlardır.

Teknik anlamda forum açmanın kolaylığını bildiğinize göre bu işlerden anlıyorsunuz. Doğrudur. Forum açmak kolay olduğu için "bilgisayarcı çocuklar" bile açabilir.

Forum yönetmek, hakkıyla, saygın, samimi ve üyelerle iyi diyalog halinde yönetmek ise oldukça iyi bir kültürel birikim, önemli başka nitelikler de gerektirir. Bu forumda en büyük handikap yöneticilerin bir kısmının TSF yönetiminde yer almaları ve desteklemeleri, bir kısmının da sadece iyi mevzuat hakemi olmayı ve bilgisayar bilgisini “hakim” takdir hakkıyla eşdeğer görüyor olmalarıdır.

Yöntem olarak juri gibi düşünebileceğimiz. "Akil adamlardan" bahsetmişsiniz. Eminim bu 90 günlük kararda imzaları olmasa bile, kuralları kağıda bakarak düz mantıkla yorumlayan, empatiden yoksun, mizah yeteneğinden yoksun, duygusuz pek çok yönetici, hakem, öğretmen, hakim, doktor her meslekten hasbelkader makam mevki yetki sahibi olmuş kişiler, kararları ve davranışlarıyla insanları, özellikle çocukları, bayanları uğraşlarından, hobilerinden, hatta satrançtan soğutmuştur.

Bana kalsa; askerlik yapmamış, aşık olup şiir yazmamış, evlenmemiş, çoluk çocuğa karışmamış, gün saymamış, hasret çekmemiş, kuş, kedi, köpek, hayvan beslememiş, çiçek yetiştirmemiş bir adamı hakem olarak da hakim olarak da görevlendirmeden önce uzun ve özel bir hayat bilgisi ve pedagojik formasyon eğitimine alır öyle göreve başlatırım.

1. Bölüm.
Ara
Cevapla
#19
Sayın Canince,

Bu tür konulara kafa yormasıyla tanıdığım Harun Taner'i yad ederek rakamların gerçeğine bakalım şimdi.

İSTATİSTİKLERLE ÖSF

Üye Sayısı : 1094

Hiç Mesaj Göndermeyen Üye Sayısı : 715

En az 1 Mesaj Yazmış Üye Sayısı : 379

1 Mesaj gönderen Üye Sayısı : 124

10 ve daha fazla mesaj gönderen üye sayısı : 95

20 ve daha fazla mesaj gönderen üye sayısı : 55

50 ve daha fazla mesaj gönderen üye sayısı : 24

100 ve daha fazla mesaj gönderen üye sayısı : 13

44 mesaj gönderen Hoca forumda kaçıncı sırada : 28-29 (İKİ KİŞİ 44 MESAJ GÖNDERMİŞ)

Meydanı boş bulup 1000 mesaj yazmadan da44 mesajla ilk 29 a girdiğime göre meydan gerçekten boş.

Bu foruma destek olan şaka falan değil rakamlarla biziz. Ciddiye almadıkları biz, onları gereğinden fazla ciddiye alan biziz. “Bu zemin gevşek dikilen beyaz bayraktır”. Beyaz bayrak değilse bu kararla diktikleri tüydür.

2. Bölüm
Ara
Cevapla
#20
Sayın Canince,

ÖSF KURULUŞUNDAKİ İLK ÜYELER (İLK ON)
1 Özgür Satranç Forum 01 Ksm 2006 37
2 AbidinUNAL Antalya 02 Ksm 2006 727
3 Hüseyin AKTAŞ ANTALYA 02 Ksm 2006 520
4 IhsanKILIC Siirt 02 Ksm 2006 1769
5 Mustafa Şahin Antalya 02 Ksm 2006 4
6 Mehmet Kahraman Bursa 03 Ksm 2006 1
7 Mustafa_imamogluAntalya 03 Ksm 2006 13
8 Akif Bayrak 03 Ksm 2006 0
9 Gürel Kulleş Antalya 03 Ksm 2006 6
10 Kuvay Sanlı 03 Ksm 2006 23

Forum kurucusundan hemen sonra gelen üye Hüseyin Aktaş’dır ilginç değil mi? İlk günden bu yana forumdan atılmadığı zamanlar 4 yıldır fikir üretmiş. Üşenmeyip 520 kez yazmış. Şimdi yazamıyor.

EN ÇOK MESAJ YAZAN ÜYELER (İLK ON)
1 IhsanKILIC Siirt 02 Ksm 2006 1769
2 HarunTaner Muratpaşa, Antalya 28.Şub.08 1524
3 AbidinUNAL Antalya 02 Ksm 2006 727
4 abdullaharik İzmir 27.Mar.2008 524
5 Hüseyin AKTAŞ ANTALYA 02 Ksm 2006 520
6 ibrahimethemAy Antalya 18.Şub.2008 460
7 drtuncaysen 02.Nis.2008 351
8 SadullahEken Kumluca 06 Ksm 2006 350
9 OnurAlacaba Antalya – Denizli 24.Şub.08 332
10 CagatayBURCU Antalya 05.Ağu.2008 197

Bu tür istatisitik çalışmalarına ve çok yönlü, esprili kişiliğini sevdiğim Harun Taner ancak forum yöneticilerinden sonra rekortmen. lk 10 da yer alanların çoğu ya forum yöneticisi ya da bir zamanlar yönetici idi. Yöneticiler genellikle duyuru yaparlar, tarafsız kısa yazılar yazarlar. Mikrofonu eline en çok forum yöneticileri almış. Hemen ardında kim var? İ En üretken olan, bu forumu aslında güncel, diri, aktif tutan “muhalif” kim? Hüseyin Aktaş. Şimdi yazamıyor.

Ben yani "Hoca" 44 yazıyla 29. en aktif üyeydi değil mi?

Peki yönetmeye aday olanların herkesten çok diyeceği olması gerekir değil mi? Eleştiri, önderlik, öneriler, projeler, karşı tezler, üyelerle diyaloglar, ortak akıl yürütmeler, etkinlik, toplnatı duyuruları, kararlar, çözümler vs.

Kuvay Sanlı : 24, Cengiz Keleş :10, Erşan Gökerman : 16

Ya başka bir yerde yazıyorlar bu "forum köşelerini" ve bizi ciddiye almıyorlar. Ya da siteleri var orada yazıyorlar diyeceğim o site Kasım 2008 deki haliyle el değmeden "zaman" müzesine dönüşmüştü.

Hüseyin Aktaş şimdi yazamıyor "boşverrr"

3. Bölüm
Ara
Cevapla




Konuyu Okuyanlar: 4 Ziyaretçi