Satranç Kamuoyuna Bir Duyuru da Bizden!
#1
H. Sertaç Dalkıran’ın Kadıköy 6. Asliye Hukuk’ta 2007 yılından itibaren devam eden mahkemesi bugünkü duruşmayla sonuçlanmış; zanlı yeniden tutuklanarak, her bir çocuk için 15 yıl mahkumiyet talebiyle 'Ağır Ceza Mahkemesi’ne sevk edilmiştir.

Artık bu konudaki gerçekleri paylaşma sırası bize gelmiştir...

Küçücük çocuklarını satranç gibi anlamlı bir uğraşıya yönlendirmekten başka hiç bir amacı olmayan iki aile ve onların mağdur çocukları adına 4 yıla yaklaşan bir süredir çektiğimiz sıkıntılara ilaveten, bizlere hiç hak etmediğimiz bu sıkıntıları yaşatan bu şahsın ve O’nun –bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olan- bir kaç fahri savunucusunun forumlardaki mesnetsiz duyurularına yönelik yanıtlarımız toplu olarak aşağıdadır:

1. Maddi bedel karşılığı gönderdiğimiz satranç kulübünde eğitmenleri tarafından taciz ve tehdit edilen çocuklarımız 2007 yazında 10 ve 11 yaşlarındaydı.

2. Çocuklar olayın fark edilmesini takiben derhal pedagog ve psikaytr desteği almaya başlamış olup, bu desteğe yıllarca devam edilmek zorunda kalınmıştır.

3. Savcılığa yapılan suç duyurusu ve olayın gazetelerde yer almasını müteakip, aynı şahsın, geçmişte çeşitli zamanlarda başka kız çocuklara da (yaşları olay sırasında 11 ile 16 arasında değişen) benzeri acı deneyimler yaşattığını dolaylı ve dolaysız olarak duyduk, bunlardan biriyle de duruşmalar sırasında tanışma imkanımız oldu.

4. Savcının tutuklama talebiyle mahkemeye sevk ettiği ‘usulen zanlı’, hakimin mağdurların delillerini yeterli görmesi sonrası tutuklanarak yaklaşık üç ay hapis yatmış, bu süreçte zanlı avukatının tutukluluğa yaptığı itiraz bir başka hakimler tarafından da uygun görülmemiştir.

5. Ancak, kamuoyunun daha çok Hüseyin Üzmez davasıyla adını duyduğu meşhur Adli Tıp 6. İhtisas Kurulu’nun raporunun gecikmesi nedeniyle tutuksuz yargılanmaya devam edilmiş; gene aynı kurulun 10 dakikalık bir görüşme sonrası “tacize uğrayan çocuklarda kalıcı herhangi bir hasara rastlanmadığı” şeklindeki komik raporu nedeniyle süreç uzamaya mahkum kalmıştır.

6. Adli Tıp raporuna yaptığımız itiraz hakim tarafından kabul görünce yeniden aynı sürece girilmiş; önce yeniden yapılandırılan Adli Tıp, sonra onların sevkiyle İstanbul Üniversitesi uzman heyeti görüşmeleri (her iki çocuk için ayrı ayrı ve 3’er farklı uzman tarafından ve batıdaki örneklerine uygun ciddiyetle) aylarca devam eden tetkikler neticesinde çocukların hasar gördüğü raporlanmış ve tedavilerinin sürdürülmesi önerilmiştir. Adli Tıp’ın bu tetkikleri de onaylaması gene yılı aşan bir süre almıştır.

7. ‘Usulen zanlı’nın mahkemeye sunduğu “sübut deliller” şöyle:
[size=9]7.1)[/size] Sahibi olduğu satranç kulubünde muhtelif zamanlarda çekilen veliler ve çocukları gösteren ‘mutlu insan’ fotografları,
[size=9]7.2)[/size] Kendisini hiç tanımadığımız yıllarda TSF ile olagelen kavgalarını ve hukuki tartışmalarını içeren öyküler ve belgeler,
[size=9]7.3)[/size] ‘Ne kadar değerli bir insan’ olduğunu kanıtlayan(!) ilişkiler zincirine ait yazışmalar.

8. ‘Usulen zanlı’nın üç adet şahitinin de kimlikleri aşağıdadır:
[size=9]8.1)[/size] O dönem kulübe düzenli giden çocuk ve ailelerin 2 - 3 yıl içinde, orada bir iki kez rastlamış olduğu eski bir arkadaşı (olayın vuku bulduğu haftalarda mekana uğradığı görülmemiş olan),
[size=9]8.2)[/size] Kulübün maaşla çalışan bir elemanı (duruşmada “iyi adamdır”, “daha önce böyle bir vakasını duymadım” şeklinde bir şahitlik),
[size=9]8.3) [/size] Evinde, evet evinde çalışan bir yardımcı hanım. (Gene çocuklar ve veliler tarafından hiç bir gün kulüpte rast gelinmemiş olan bir “iyi adamdır, yapmamıştır öyle şey, ben yapmadığını gördüm!” şahidi).

Süreç, çocuklarımız ve bizler için manen ve madden kurşun gibi ağır olmuştur.

Tesellimiz; türünü tanımlamakta güçlük çektiğim bu şahsın, bizlere ve diğerlerine geçmişte yaptıklarının hesabının sorulabilmiş olması, ileride vuku bulabilecek benzeri mağduriyetlerin engellenebilmesi ve nihayet bu vakanın tüm velilere örnek oluşturmasıdır.

Gerisini de bekleyip göreceğiz.

Arz ederim.

Saygılarımla,
Ahmet Fırat
Ara
Cevapla
#2
Öncelikle Geçmiş olsun dilerim. Malesef kanunlarımız veya mahkemelerimiz bu tür olayları çabucak karara bağlayamamaktadır.

tüm satranç ailesi bu konuyu bilmekte ve yakından takip etmektedir. Elbet adalet yerini bulacaktır.

Beni bu olayla ilgili üzen bir başka bir şeyde; TSF nin bu konuya seyirci kalması ve sessiz kalması. TSF disiplin kurulu olup olmadık her şeye 6 ay ila 18 ay arasında cezaları yağdırırken bu olayda mahkeme kararını beklemek istemeleridir. Kendilerini tanımıyorum ama her halde birirnin kız çocuğu vardır. Böyle olaylara nasıl sessiz ve seyirci kalırlar anlayamıyorum. Disiplin Kurulu anında ceza verir tahkim bozar veya bozmaz. Bunu bile yapamadılar

Tekrar geçmiş olsun diler. Bu olayın peşini bırakmadığınız için yürekten kutlarım.
Ara
Cevapla
#3
Yaklaşık 5 yıldır yargılaması devam etmekte olan H. Sertaç DALKIRAN, Kadıköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 27 Mart 2012 günü, toplam 26 yıl 10 ay hapse mahkum edilmiştir.

Bu da; sözün bittiği yerdir.

Saygılarımla.
Ara
Cevapla
#4
[size=18]"Kalpten kalbe bir yol vardır görülmez"[/size]

Sevgili Ahmet Abi,
Yeniden geçmiş olsun. Bu uğurda verdiğin savaşım nedeniyle seni, eşini, kızını kutlarım...
Baştan beri gösterdiğin tavır, herkese, her bakımdan örnek olacak niteliktedir. Saldırgandan başlayarak, nerede, ne zaman, kime karşı nasıl konuşulacağı ve sözün nerede bitmesi gerektiği konusunda hepimize ders verdin...

Bu konuyla ilgili olarak yazdıklarımı, bir tek senin anlamış olman bile, benim için onur vericiydi. Varsın hiç kimseler duymasın, "akarken içime, sel gizli gizli"...

Sevgiler, saygılar sana...
Cevapla
#5
İlgili davayla ilgili Hüseyin Abi de, ben de insanlara hep aynı şeyi söyledik.. Olay henüz yargıdayken, hiç kimseyi suçlu ilan edemezsiniz dedik.. Kim neyle suçlanırsa suçlansın yargılanması bitene kadar masumdur dedik.. Ve bunları, beni ve Hüseyin Abi'yi tanıyanlar iyi bilirler, hiçbir menfaat veya hesap kitap yapmaksızın, yalnızca vicdanımızın sesini dinleyerek söyledik..

Elbette gönül isterdi ki; böyle bir olay yaşanmamış olsun, camiamızdan birisi böyle bir iddiadan dolayı hüküm giymesin.. Hele ki Sertaç Dalkıran gibi senelerdir satrancın hep bir şekilde içinde olan, Türkiye'de satrancın gelişmesi konusunda elinden geldiğince bir şeyler yapmış, camianın "o bizden değil ki" diyemeyeceği kadar içinde olan birinin böylesi bir olaydan hüküm giymesi herkes için üzücüdür..

Sözüm şu ki, sonuçta dava neticelendi..
Aslında böyle tatsız bir konuda yazı yazmaktan da hoşnut değilim; ancak nasıl ki geçmişte masumiyet karinesine vurgu yaptıysam, şimdi de söz konusu talihsiz süreci yaşayan kızlarımıza ve onların değerli aileleri başta olmak üzere tüm satranç camiasına geçmiş olsun demeliyim..

Geçmiş olsun Ahmet Bey..
Ben de sizi ilk günden beri koruduğunuz üslubunudan dolayı tebrik ediyor, en kısa zamanda tanışıp, elinizi sıkmak istiyorum efendim..

Saygılarımla..
Ara
Cevapla
#6
Sayın Hüseyin AKTAŞ'a

Değerli dostum,
Her zaman köşe yazısı keyfiyle okuduğum nitelikli yorumlarını (hatta kısa yazacak vaktin olmadığı zamanlarda yazdıkların dahil Smile) yanlış anlamayı başarabilmek için bir hayli ön yargılı olmak gerekir.
Senin muhtemelen çokça yaşamış olduğun gibi, en tatsız olayların bile kazanımları oluyor. Bu süreçte, seni tanımış olmak ta benim için çok önemli bir kazanım.
Umarım dostluğumuzu sanal ortamdan geleneksel sohbetlere taşıma fırsatı bulurum.
O zamana kadar yazılarınla idare edeceğim.
Benden de sana saygılar ve kucak dolusu sevgiler.
Ara
Cevapla
#7
Sayın İbrahim Etem AY,

İbrahim Bey,
Öncelikle içtenlikli, nazik dilekleriniz için çok teşekkür ederim.
Daha önce de belirttiğim gibi, baştan beri sizlerin iyi niyetinden hiç bir zaman şüphe duymadım ve adalet anlayışınızla ilgili herhangi bir sorun yaşamadım.
Hedeflediğinizi sandığım mesleğin, –sanırım- olmaz sa olmazları arasında, sorgulayıcılığı korumak ve somut verilere odaklanmak gelmekte. İlgilendiğiniz sporda da ‘oyun sonu’ diye önemli bir aşama var.
Demek ki formasyonunuz ilgi alanlarınızın hakkını vermeye gerçekten uygunmuş.
Tanışmaktan ben de onur duyarım ve umarım gerçekleşir.
Sevgiler, saygılar...
Ara
Cevapla




Konuyu Okuyanlar: 4 Ziyaretçi