06-04-2012, 23:21
"Bu yol Pasin'e gider
Döner tersine gider..."
[size=18]Değerli Satranç Topluluğu,[/size]
27 Kasım 2010 tarihinde, TSF Mali Genel Kurul'unda "Yönetimin aklanması" (ibra edilmesi) oylaması, sayın Kuvay SANLI tarafından, kararın iptali yönünde dava edilmişti.
Mahkeme sayın SANLI'nın itirazını yerinde bularak, kararı iptal etti.
27 Kasım 2010 Mali Genel Kurulu sırasında, yönetimin aklanması (ibra edimesi) için yapılan oylamada, 67 eveet eline karşı, 52 hayır'et eli kalkmıştı.
Hazırun cetvelini imzalayan 140 delegeye göre, salt çoğunluk 71 iken, el kaldırmayan 21 delegeyi göz ardı ederek, "67 saf çoğunluk" ile "yönetim ibra edilmiştir" kararı veren Mali Genel Kurul Divanı, sanırım satranç kamuoyuna bir özür borçlandı.
Hukuki süreç "teknik anlamda" henüz bitmemiş olsa da, bilirkişiye de dayanan mahkeme kararı çok büyük bir olasılıkla, yargıtay tarafından da onanacaktır. Yine de mevcut TSF yönetimi, yargıtaya yapacağı itiraz doğrultusunda, yargıtay kararı gelene değin, 67 arkadaşını teselli etmeye devam edebilir. Ancak kendilerine "bir amorti bile" çıkmayacağı neredeyse kesindir!
Şimdi tüm satranç topluluğunun önünde yanıtlanması gereken bir dizi soru var:
- Mevcut yönetim yargıtaya itiraz etmeyip, usulen etse de, sonucu beklemeyip istifa edecek mi?
"Burası Japonya mı Hüseyin Bey?" diye bir ses duyar gibi olsam da, muhalefetin 25 oy bile alamayacağını söyleyenlerin, esasen 67'ye 52 oylama sonucundan sonra istifa etmesi gerekirken, bu aşamadan sonra kalmaya çalışmaları bence çok anlamsız. Ancak;
Önümüzde Dünya Satranç Olimpiyatı var. 27 Ağustos-10 Eylül 2012 tarihlerinde İstanbul'da gerçekleşecek olan bu etkinliğin layıkıyla yerine getirilebilmesi ve ülkemizin bu işten yüz akıyla çıkabilmesi için muhalefet de yönetim de "kılıçları bir tarafa bırakarak" neler yapabilir? Dikkate alınması gereken konulardan biri budur. Yönetim ve muhalefet bu konuda neler düşündüğünü açıklamalıdır.
Daha bir çok soru var.
Yargıtayın da yerel mahkeme kararını onaylaması durumunda mevcut yönetim, yapılacak olan seçimlerde yeniden aday olacak mıdır?
Mali Genel Kurul'dan sonra mevcut yönetim, hukuken "yok" hükmündedir!
Yok hükmünde olan bu yönetimin aldığı kararlar ne olacak?
Yok hükmünde olan bu yönetimin verdiği cezalar ne olacak?
Bu cezalar yüzünden seçimde aday olamayacak arkadaşların seçime katılma hakkı ne olacak?
Yönetimin bu cezaları verirken kendisine rakip gördüğü bir çok arkadaşı hukuk ile "duşaklamak" niyetinde olduğu herkesçe aşikardır. Diyebilirler ki "cezaları disiplin kurulu vermiştir". Buna "hiç güleceğimiz yok" demek gerekir. Çünkü Mali Genel Kurul'dan sonra oluşan ya da devam eden tüm TSF organları geçersizdir. Belki bu konuda da mahkemelerden bir derse ihtiyacı olanlar olabilir...
En önemlisi; satranç topluluğunun "saf çoğunluğu" hak etmese bile, bu ülkenin çocukları daha iyi bir TSF yönetimini hak eder!
Daha iyi bir TSF yönetimi için kim ne öneriyor?
Yeni bir çehreye, yeni bir anlayışa, yeni bir yönetime şiddetle gereksinmemiz vardır. Sözlerimi şimdilik Spartacus'un bir sözüyle noktalıyorum:
"Özgürlüğün en büyük düşmanı, halinden hoşnut olan kölelerdir!"
Döner tersine gider..."
[size=18]Değerli Satranç Topluluğu,[/size]
27 Kasım 2010 tarihinde, TSF Mali Genel Kurul'unda "Yönetimin aklanması" (ibra edilmesi) oylaması, sayın Kuvay SANLI tarafından, kararın iptali yönünde dava edilmişti.
Mahkeme sayın SANLI'nın itirazını yerinde bularak, kararı iptal etti.
27 Kasım 2010 Mali Genel Kurulu sırasında, yönetimin aklanması (ibra edimesi) için yapılan oylamada, 67 eveet eline karşı, 52 hayır'et eli kalkmıştı.
Hazırun cetvelini imzalayan 140 delegeye göre, salt çoğunluk 71 iken, el kaldırmayan 21 delegeyi göz ardı ederek, "67 saf çoğunluk" ile "yönetim ibra edilmiştir" kararı veren Mali Genel Kurul Divanı, sanırım satranç kamuoyuna bir özür borçlandı.
Hukuki süreç "teknik anlamda" henüz bitmemiş olsa da, bilirkişiye de dayanan mahkeme kararı çok büyük bir olasılıkla, yargıtay tarafından da onanacaktır. Yine de mevcut TSF yönetimi, yargıtaya yapacağı itiraz doğrultusunda, yargıtay kararı gelene değin, 67 arkadaşını teselli etmeye devam edebilir. Ancak kendilerine "bir amorti bile" çıkmayacağı neredeyse kesindir!
Şimdi tüm satranç topluluğunun önünde yanıtlanması gereken bir dizi soru var:
- Mevcut yönetim yargıtaya itiraz etmeyip, usulen etse de, sonucu beklemeyip istifa edecek mi?
"Burası Japonya mı Hüseyin Bey?" diye bir ses duyar gibi olsam da, muhalefetin 25 oy bile alamayacağını söyleyenlerin, esasen 67'ye 52 oylama sonucundan sonra istifa etmesi gerekirken, bu aşamadan sonra kalmaya çalışmaları bence çok anlamsız. Ancak;
Önümüzde Dünya Satranç Olimpiyatı var. 27 Ağustos-10 Eylül 2012 tarihlerinde İstanbul'da gerçekleşecek olan bu etkinliğin layıkıyla yerine getirilebilmesi ve ülkemizin bu işten yüz akıyla çıkabilmesi için muhalefet de yönetim de "kılıçları bir tarafa bırakarak" neler yapabilir? Dikkate alınması gereken konulardan biri budur. Yönetim ve muhalefet bu konuda neler düşündüğünü açıklamalıdır.
Daha bir çok soru var.
Yargıtayın da yerel mahkeme kararını onaylaması durumunda mevcut yönetim, yapılacak olan seçimlerde yeniden aday olacak mıdır?
Mali Genel Kurul'dan sonra mevcut yönetim, hukuken "yok" hükmündedir!
Yok hükmünde olan bu yönetimin aldığı kararlar ne olacak?
Yok hükmünde olan bu yönetimin verdiği cezalar ne olacak?
Bu cezalar yüzünden seçimde aday olamayacak arkadaşların seçime katılma hakkı ne olacak?
Yönetimin bu cezaları verirken kendisine rakip gördüğü bir çok arkadaşı hukuk ile "duşaklamak" niyetinde olduğu herkesçe aşikardır. Diyebilirler ki "cezaları disiplin kurulu vermiştir". Buna "hiç güleceğimiz yok" demek gerekir. Çünkü Mali Genel Kurul'dan sonra oluşan ya da devam eden tüm TSF organları geçersizdir. Belki bu konuda da mahkemelerden bir derse ihtiyacı olanlar olabilir...
En önemlisi; satranç topluluğunun "saf çoğunluğu" hak etmese bile, bu ülkenin çocukları daha iyi bir TSF yönetimini hak eder!
Daha iyi bir TSF yönetimi için kim ne öneriyor?
Yeni bir çehreye, yeni bir anlayışa, yeni bir yönetime şiddetle gereksinmemiz vardır. Sözlerimi şimdilik Spartacus'un bir sözüyle noktalıyorum:
"Özgürlüğün en büyük düşmanı, halinden hoşnut olan kölelerdir!"