06-05-2012, 10:22
Öldürelim de başka ne yapalım? Mezarına kireç mi dökelim?
Suat Atalık'ın aldığı 15 ay “hak mahrumiyeti” cezasını hepimiz duyduk.
2008 yılında TSF yönetimi sözleşmesini fesh etmiş, hakkını da vermemişti. Adalet yolu tutuldu, çünkü “adalet ne güzel şey”di. Adalet sonunda Suat Atalık'ı haklı buldu. Şimdi tıkır tıkır tazminatını alıyor. Adalet güzel şeymiş gerçekten!
25 yıldır üzerine oyuncu çıkamamış bu topraklarda. Olmamış, ithalat yoluna gidilmiş. Tomarla para sayılmış hazır yetişmiş koçlara. Yine de 50 yaşına yaklaşmış Büyükustanın üzerine adam çıkaramamışlar.
Şimdi de 15 ay ceza almış ki, gerekçesi ne kadar vicdana sığar? Ne yapmış 15 ay için, hakem mi dövmüş, TSF parasını mı çalmış, şike mi yapmış, hamle mi söylemiş, bilerek milli maç mı kaybetmiş, ..? Vura öldüre bıkılmadı, bari bir kerecik hakkını teslim edin.
Erşan Gökerman ne güzel yazmış “taahhütname” meselesini. http://forum.satranc.biz/viewtopic.php?t=2938
Peki Suat Atalık veya bir başkası, yurtdışına çıksa da turnuvada oynamasa, ama turnuvayı ziyaret etse, arkadaşlarıyla görüşse, konuşsa.. Ya onlarla konuşurken TSF ve yöneticileri aleyhine laf söylerse? Hadi oynayacağı turnuvalar için çıkarken “taahhütname” aldık, aklına, diline mukayyit olduk. Oynamadan gittiği turnuvalar ne olacak, yurtiçi turnuvalar ne olacak? Satranç kulübünde, derneğinde otururken ne olacak? Bu adama ve diline nasıl hakim olacağız? Ya diğer oyuncular..?
En iyisi Ana Statüye yazalım, bütün satranççılar yeni yönetime bağlılıklarını bildiren ve sürekli, her yerde geçerli olan bir “taahhütname” imzalasınlar. Daha kolayı, imzalamış sayılsınlar. Böylece herkesin dilini bağlayalım, en önemli sorunumuz olan “disiplin” çözüme kavuşmuş olsun.
Erşan Gökerman'ın yazısının altına tek bir yorum dahi gelmedi. Neden?
1. Bu ceza sözün bittiği yerdir, ne söylenebilir ki?
2. Oh olmuş, zaten Suat Atalık'ı sevmezdik. Sevdiğimiz birisi ceza alırsa tepki gösteririz.
3. Aslında tepkiliyiz ama öne çıkmaya çekiniyoruz.
4. Aslında çekinmeyiz ama yöneticilerimizle muhatap olmak istemiyoruz..
5. Hiçbir hesabımız, korkumuz yok ama tepki için uygun zamanı bekliyoruz.
6. .......................
7. .......................
Bunlardan hangisi acaba?
Suat Atalık'ın aldığı 15 ay “hak mahrumiyeti” cezasını hepimiz duyduk.
2008 yılında TSF yönetimi sözleşmesini fesh etmiş, hakkını da vermemişti. Adalet yolu tutuldu, çünkü “adalet ne güzel şey”di. Adalet sonunda Suat Atalık'ı haklı buldu. Şimdi tıkır tıkır tazminatını alıyor. Adalet güzel şeymiş gerçekten!
25 yıldır üzerine oyuncu çıkamamış bu topraklarda. Olmamış, ithalat yoluna gidilmiş. Tomarla para sayılmış hazır yetişmiş koçlara. Yine de 50 yaşına yaklaşmış Büyükustanın üzerine adam çıkaramamışlar.
Şimdi de 15 ay ceza almış ki, gerekçesi ne kadar vicdana sığar? Ne yapmış 15 ay için, hakem mi dövmüş, TSF parasını mı çalmış, şike mi yapmış, hamle mi söylemiş, bilerek milli maç mı kaybetmiş, ..? Vura öldüre bıkılmadı, bari bir kerecik hakkını teslim edin.
Erşan Gökerman ne güzel yazmış “taahhütname” meselesini. http://forum.satranc.biz/viewtopic.php?t=2938
Peki Suat Atalık veya bir başkası, yurtdışına çıksa da turnuvada oynamasa, ama turnuvayı ziyaret etse, arkadaşlarıyla görüşse, konuşsa.. Ya onlarla konuşurken TSF ve yöneticileri aleyhine laf söylerse? Hadi oynayacağı turnuvalar için çıkarken “taahhütname” aldık, aklına, diline mukayyit olduk. Oynamadan gittiği turnuvalar ne olacak, yurtiçi turnuvalar ne olacak? Satranç kulübünde, derneğinde otururken ne olacak? Bu adama ve diline nasıl hakim olacağız? Ya diğer oyuncular..?
En iyisi Ana Statüye yazalım, bütün satranççılar yeni yönetime bağlılıklarını bildiren ve sürekli, her yerde geçerli olan bir “taahhütname” imzalasınlar. Daha kolayı, imzalamış sayılsınlar. Böylece herkesin dilini bağlayalım, en önemli sorunumuz olan “disiplin” çözüme kavuşmuş olsun.
Erşan Gökerman'ın yazısının altına tek bir yorum dahi gelmedi. Neden?
1. Bu ceza sözün bittiği yerdir, ne söylenebilir ki?
2. Oh olmuş, zaten Suat Atalık'ı sevmezdik. Sevdiğimiz birisi ceza alırsa tepki gösteririz.
3. Aslında tepkiliyiz ama öne çıkmaya çekiniyoruz.
4. Aslında çekinmeyiz ama yöneticilerimizle muhatap olmak istemiyoruz..
5. Hiçbir hesabımız, korkumuz yok ama tepki için uygun zamanı bekliyoruz.
6. .......................
7. .......................
Bunlardan hangisi acaba?