13-09-2012, 01:27
Tarık Günaydın illa satrançla ne alakası var demesin diye, "Nerede Dedemin Karpuzları" yazımı Dedemin Çiçekleri" adıyla şiir formatına dönüştürmek zorunda kaldım. Kuzulu kapılar, her daim boyalı çizmeler, güzelim ocaklar, gemici fenerleri, cırcır böcekleri, Muğla'nın tuğlası, bacası bölümleri kırpıldı gitti. İçinde biraz mizah, biraz da (dilim dönmeyen) akrobirşey olunca kendisinden aldığım terbiye, öğüt, ilham, itham, yüksek tavsiyelerle "hayata dair"'e ekleyeyim.
DEDEMİN ÇİÇEKLERİ
Satrançtan çok damada ustaydı dedem, Orman İdaresinden emekli
Adı İsmail soyadı Harmandalı namı yürümüştü keyifoturağı kahvesinde
Tarlasında suni gübresiz, ilaçsız, sebzenin, meyvenin hası
Radyolu pikabı vardı Pilli Philips, hep cızırtılı, Özay Gönlüm’e bayılırdı
Artık tohumun sahtesi kabak köküne aşılı, iri tatsız karpuzlar
Nerde eski besiciler, ziraatçiler, nerde o dedemin karpuzları
Çiçekten, insandan, hayvandan anlardı dedem.
Ne bir ayrık otu bostanında ne hastalık hayvanında
Ergeç derlerdi keçiye, kargeç yapraklarıyla semirir,
Yayla mevsimi sonunda kavurmalık, tarhanaya turşuyla
İlk orda öğrendim akşam sefasının ismini pek çok şey gibi
Nergisler, leylaklar, güller, hanımelleri içinde,
Evin çiçekli bahçesine hayat denirdi, cennetten parça
Manavda karnabahar, enginar etiket koymuş çiçek diye
Çiçek yerine sayılır, yakışır mı hiç onlar, yarin eline
İlla ki beslenirdi birkaç tavuk, horoz, kedi, köpek
Çiçekten, insandan, hayvandan anlardı dedem
Eskilerde kaldı o duygulu, asil, efe ruhlu insanlar
Keyifoturağı kahvesinde, atların yerine süs köpekleri bağladılar…
Bir de not ekleyeyim : Sınırlarımı aşıp İbrahim'e İletmek istedikleriniz bölümünde iki satır övgü dışında uzun zamandır okuyucu ve "Hayata Dair"de, Forum Tevzi Kalemi, yazıcı kadrosunda takılmamda yüksek tavsiyesi olan Tarık Günaydın'a ve farklı mekandaki takipçisine, 657 sayılı kanunun bana vermediği yetki sınırlarını zorlayarak en içten duygularımı övgülerimi sunarım, kabul buyursunlar. Bu uyaksız, manasız, berbat ve serbest şiir için Aşık Hüseyin ve Üstat İbrahim, tüm forumdaşlar beni mazur görsünler, istirham ederim.
DEDEMİN ÇİÇEKLERİ
Satrançtan çok damada ustaydı dedem, Orman İdaresinden emekli
Adı İsmail soyadı Harmandalı namı yürümüştü keyifoturağı kahvesinde
Tarlasında suni gübresiz, ilaçsız, sebzenin, meyvenin hası
Radyolu pikabı vardı Pilli Philips, hep cızırtılı, Özay Gönlüm’e bayılırdı
Artık tohumun sahtesi kabak köküne aşılı, iri tatsız karpuzlar
Nerde eski besiciler, ziraatçiler, nerde o dedemin karpuzları
Çiçekten, insandan, hayvandan anlardı dedem.
Ne bir ayrık otu bostanında ne hastalık hayvanında
Ergeç derlerdi keçiye, kargeç yapraklarıyla semirir,
Yayla mevsimi sonunda kavurmalık, tarhanaya turşuyla
İlk orda öğrendim akşam sefasının ismini pek çok şey gibi
Nergisler, leylaklar, güller, hanımelleri içinde,
Evin çiçekli bahçesine hayat denirdi, cennetten parça
Manavda karnabahar, enginar etiket koymuş çiçek diye
Çiçek yerine sayılır, yakışır mı hiç onlar, yarin eline
İlla ki beslenirdi birkaç tavuk, horoz, kedi, köpek
Çiçekten, insandan, hayvandan anlardı dedem
Eskilerde kaldı o duygulu, asil, efe ruhlu insanlar
Keyifoturağı kahvesinde, atların yerine süs köpekleri bağladılar…
Bir de not ekleyeyim : Sınırlarımı aşıp İbrahim'e İletmek istedikleriniz bölümünde iki satır övgü dışında uzun zamandır okuyucu ve "Hayata Dair"de, Forum Tevzi Kalemi, yazıcı kadrosunda takılmamda yüksek tavsiyesi olan Tarık Günaydın'a ve farklı mekandaki takipçisine, 657 sayılı kanunun bana vermediği yetki sınırlarını zorlayarak en içten duygularımı övgülerimi sunarım, kabul buyursunlar. Bu uyaksız, manasız, berbat ve serbest şiir için Aşık Hüseyin ve Üstat İbrahim, tüm forumdaşlar beni mazur görsünler, istirham ederim.