Doğu'da Satranç
#1
2008 Seçimlerinden önce TSF forumda Doğu-Güneydoğu ile ilgili bazı görüş ve önerilerimi paylaşmıştım. Bugüne geldiğimizde Bölgede satrancın kötüye doğru bir gidişin olduğunu görüyorum. O yüzden camiamızı bilgilendirmek ve başkan adaylarının dikkatlerini bölgemize cezbetmek adına bu yazıyı yazma gereği duydum.

Satranç, bölgemizde çokça oynanan bir oyun. Bazı küçük yerleşim yerlerinde kadın-erkek,çoluk-çocuk herkesin bildiği bir oyun. İl –ilçe merkezlerinde adeta bir satranç merkezi gibi, satranç oynayanlarla dolup taşan kahveler… Eskiden medreselerde satranç öğretilirmiş ve her Cuma günü kendi aralarında turnuvalar yaparlarmış. Ben satrancı,ilkokula başlamadan önce bir köye misafirliğe gittiğimizde, tahtası ve taşları elle yapılmış bir satranç tahtasında öğrendim. 2003 yılında Muş’ta bir il birinciliği turnuvası oldu. İl birincisi oldum. O zamanlar TSF özerk olmamıştı. İl birincilerine yolluk ve harcırah veriliyordu. Konya’da Türkiye Birinciliği Seçmelerine katıldım. Turnuvaya katılacağım ama hayatımda ilk defa saat ve notasyon kağıdını görüyorum. Ve daha önemlisi satranç kurallarını bilmiyorum. Şah ile vezirin yerlerini tam bilmiyorum. Biz öğrendiğimizde şahlar devamlı solda olurdu ve ayrı köşelerden kısa rok atardık. Ve kale ile şahın arasında bir kare boşluk olurdu. Buna rağmen yine turnuvayı yüzde ellinin üstünde bitirdim. Turnuvadan sonra Muş’a geldim ve öğrendiğim kuralları insanlara anlatmaya başladım. Hala anlatmaya çalışıyorum…

Bunları niye anlatıyorum? Bölgemizde satranç, bir kültür. Fakat spor olarak kabul edilmiyor. Sadece bir kahve oyunu, dama gibi tavla gibi, ama daha değerli bir oyun…
Bölge, bazı sebeplerden dolayı (coğrafik, iklimsel ve siyasi vs. ) bir çok konuda mahrum kalmış ve bırakılmış bir bölge. Bu mahrumiyet genel olarak diğer konularda giderilmiştir, ama maalesef satrançta bu mahrumiyeti fazlasıyla görüyoruz. Özellikle bu son dört senelik zaman zarfında bölgemizde satranç sporu nerdeyse bitecek duruma gelmiş. Sporcularını, hakemlerini,antrenörlerini,il temsilcilerini yakından tanıdığım bir çok şehirde neredeyse turnuva bile düzenlenmiyor. Mesela dört-beş yıl önce bölgemizden Van , Diyarbakır, Siirt ,Bitlis, Erzurum, Muş, Batman illeri hemen her sene Kulüpler şampiyonası bir, bazen ikişer takımla katılıyorlardı. Son iki sene bakarsak bu saydığım illerin hiç biri yok. Sadece kulüpler bazında değil. Yaş gruplarına ve diğer ulusal turnuvalara katılımda da büyük düşüşler var. Şimdi soruyorum bunun sorumlusu kim? Gelişime bu kadar müsait bir bölge nasıl olur da bu kadar geriler? Milli damatların, Sasha’ların mişel’lerin yerine İbrahim Tofan’ lar,İhsan KILIÇ’LAR, Erdal ARSLAN’ lar olamaz mıydı? Olurdu.Emin olun ki olurdu. Ve 42. Olmazdık. Sayın ANY ‘nin dediği gibi belki ilk 15’te olurduk.

Adını yukarıda zikrettiğim illerin her birinden son 8 yılda ,50.000 TL ila 200.000 TL arası (yaklaşık rakamlardır) Federasyona para gitmiştir. Peki bu illere paranın geri dönüşümü olmuş mudur? Mutlaka olmuştur… Birkaç tane satranç takımı ve saati…

Sayın Başkan Adayları;
Bu yazıdaki düşüncelerim, sadece Kasım DEMİRCİN’in düşüncesi değil, bütün bir bölgenin düşüncesidir. Satrancın Türkiye’de daha ileri gitmesini istiyorsanız, bu sese kulak vermenizi istiyorum.

Umarım bu yazının bir benzerini 2016 seçimlerinden önce de yazmam.
Ara
Cevapla
#2
Forumda okuduğum en güzel ve en net yazı diyebilirim. Elinize sağlık.

Üstüne laf söylemek düşmez ama sadece şunu eklemek isterim: Ağrı, Doğubeyazıt ve Iğdır'a yıllar önce görev için gittiğimde, İran işi satranç takımlarının satıldığını görmüş, kahvehanelerde ve evlerde birçok insanın çok iyi düzeyde satranç oynadığına tanık olmuştum.

Evet, mesela Ankara'da, Bursa'da İzmir'de insanlar okey denilen saçmalıkla vakit kaybederken, Doğu ve Güney Doğu Anadolu'da satranç ve domino ciddi bir kültürdür.

Türk sporunun nüvesi doğudur. Sadece satranç değil, atletizm (orta uzun mesafe), kayak gibi bireysel sporlar için çok ciddi bir insan kaynağı orada beklemektedir.

Türk satrancının iki sorunu varsa biri profesyonel düzeyde üstyapıyı halletmek diğeri de altyapıyı baştan aşağı ele almaktır. Bana göre batıda halen yatırım yapılan yerlere fark edecek kadar çok ciddi bir satranç birikimi kültürü olan ülkemizin doğusu, ciddi bir destekle ve makro bir planla ele alınmalıdır.

(tabii bu işler Alican'dan, Ayşegül Kız'a mektup yazarak olmaz, o bambaşka bir hikaye).
Ara
Cevapla
#3
Batı,doğu,güney,kuzey;

Sizlerden rica ediyorum bulunduğunuz şehirde,satranç adına şu yatırım yapılmıştır diyerek,o yatırımı buraya yazabilecek kaç kişi var?

Günümüzde satrançta para vermeden bir işlem yapabiliyor musunuz?Şehrinizde olan(varsa) turnuvalardan giriş parası toplanıyor,hakem paraları gençlik spor dan veriliyor,özel turnuvalarda toplanan paranın %25'i federasyona veriliyor üstüne üstlük saat veya takım alırsanız federasyon temsilcisinden, onun içinde ayrıca kira parası isteniyor.

İş bankası sponsor,yanlış bilmiyorsam spor toto'dan da maddi destek geliyor.Hal böyle olunca ben bu pozisyonu anlamıyorum.

Ben satranca 1995 yılında gerçek anlamda başladım.Gözlemlediğim kadarıyla,satranç hep fedakarlık yapan insanların sırtında taşındı bugünlere.Şuan federasyonun gücü ve imkanı varken neden hala durum değişmemektedir?

Bu kadar sponsor varken ve amaç satranca hizmet etmekken,Antalya yaş grupları turnuvasında niçin kış ortasında yaz fiyatlarına yakın bir fiyatta kalıyoruz?

Ben İzmir'de yaşıyorum,doğma büyüme de İzmirliyim ben burada TSF'nin bir tane yatırım yaptığını görmedim.Yanlışım varsa ,bu söylediğimi düzeltecek kişiye çok teşekkür ederim.

İzmir Satranç Derneği uzuuuun yıllar önce kapandı,İzmir'de yetişkin satranççılar artık kafeler de satranç oynamaya çalışıyor.
Cevapla
#4
Kasım Demircin'in mesajındaki konular çok önemlidir.İyi ki yazmış ve neyse ki ben de gözden kaçırmadım.Bu konu benim "Piramidin orta ve alt kesimlerine de bakılmalıdır"düşüncesi kapsamında ele alınabilir.Tabii gelişmişlik farkı olduğundan Doğu ile Batıyı bir tutmamız mümkün değildir.Mesafe de önemlidir.Doğuda yaşayan birçok oyuncumuz Ankara'nın batısında turnuva olduğunda bunlara katılamıyor.Ben İzmir'deki arkadaşımın çağrısına uyup 8 saatte İzmir'e gidebiliyorum.Geçmişde bazı turnuvalar düzenlenmiş olan Van'a gidemiyorum.Bu arada aklıma gelmişken sormak istiyorum:Federasyon Genel Kurulundaki delegelerin kaçı Doğu ve Güney Doğu illerinden gelecektir?Bu illerin liglerde kaç takımı vardır?Kulüp varsa delege gönderme şansı vardır.Aksi halde temsil edilmesi mümkün değildir.Satrancın gelişmesi ile ilgili sorunları kısa zamanda çözmek mümkün olmayabilir.1 günde ihtisas kulübü kurulmaz.Ama 1 günde kişilere şans verecek kararlar alınabilir.Bunun geçmişdeki örneği İbrahim Tofan'ın Cumhurbaşkanlığı kupasına çağrılması olmuştur.Bunun için de yönetim kurulunda Satrancı bilen ve satrançcıları tanıyan kimseler olması gerekir.Geçmişdeki o karar ne kadar isabetli imiş ki,Tofan liste dışından çağrılmış,ama gelmiş ve Birinci olmuştu.(Tofan'ın katılmasını destekleyenlerden biri de rahmetli Kahraman Olgaç olmuştu.Ruhu şad olsun!)Piramidin orta kesimlerine bakmak ne demektir?Yaş gruplarını 10 yılda bir Erzurum'da,on yılda bir Diyarıbakır'da yaparsanız Doğu'daki çocuklara bir şans vermiş olursunuz...Bu konular konuşulmaya değer...Lütfen Japon asıllı büyükustayı veya telif haklarını erteleyelim!
Ateş Ülker
Ara
Cevapla
#5
Sayın Demircin;

Doğu illerinde ki satranç sorunlarına dile getirmişsiniz.Bildiğim kadarıyla siz emekli muş il temsilcisiniz.Yani bir dönem ilin en üst satranç yöneticiliğini yaptınız.Size bazı sorular sormak istiyorum;

Sizin döneminizde Muş ta satranç faaliyetleri ne durumdaydı? Sizden sonra ne durumda?
Emekli olmadan önce kulupler şampiyonasına katılan takımınız olduğunu söylüyorsunuz, Neden emekli olduktan sonra kulüpleri organize etmediniz,4 tane takımı organize etmek çok zor mu? Neden ilinizde 1 takımda oynamayıpda bir güney ilinde sıradan bir takımda oynuyorsunuz?

önce iğneyi kendimize çuvaldızı başkasına batırmalıyız.

saygılarımla...
Ara
Cevapla
#6
Gambit Bey,

Mesajınıza acı acı güldüm. En iyi savunma saldırıdır mantığıyla yola çıkıyorsunuz sanırım.

Bir sorunu dile getirmek ve hesap sormak için vatandaş olmak yeterlidir. Vergi ödeyen bir vatandaş bile demiyorum. Bir çocuk bile yönetimden hesap sorabilir.

Üstelik anladığım kadarıyla Kasım Bey daha önce fahri olarak maaş almadan İl Temsilciliği de yapmış. Bu olmasa bile ayrıca lisanslı sporcu ve TSF'nin bütçesine doğrudan katkıda bulunan birisi.
Ara
Cevapla
#7
Öncelikle yorum ve sorularınız için teşekkür ederim. Gambit Bey’e özellikle teşekkür edeceğim. Kendimi ifade edebilmem adına güzel sorular sormuş.

Benim İl Temsilciliğimde neler yapıp yapmadığım, anlatmaya çalıştığım durumu değiştirmez. Ama madem sormuşsunuz cevap vereyim.

3 yıl gibi bir sürede defalarca Sayın Yazıcı, Sayın Tahsin Aktar ve Murak KUL Tarafından örnek gösterilecek ve takdir edilecek kadar iş yaptım. 3 yılın sonunda boşa kürek çektiğimi anladım. Sadece federasyona para kazandıran, bedava işçilik yapan gibi biri olarak düşündüm kendimi. Daha sonraki bir buçuk yıl gibi bir sürede hiçbir faaliyette bulunmadım. Ben il temsilciliğine başladığımda satrançta faaliyet gösteren sadece GSM kulübü vardı, O da pasifti. Daha sonra üç kurulu spor kulübüne rica minnet Satranç branşı eklettirdim. Bu üç kulübün ortak tek şartı vardı benden. ‘’Bizden bir şey isteme de, ne yaparsan yap.’’ Dediler. Tamamen kendi imkanlarım ve Muş’taki yerel yetkililer olan ikili münasebetlerim sayesinde o takımları götürebildim. Tabi bunları anlatırken, Sayın Tahsin AKTAR’ın ilimize olan yardımlarını söylemeden geçmem haksızlık olur. Kendisi birçok konuda yardımcı olmuştur. Mesela, geçtiğimiz sene desem ki: bir organize yapayım da bir kulübümüzü Kulüpler Şampiyonasına götüreyim. Dört tane kulübe en az 48 oyuncu bulmam lazım. Bu 48 oyuncuya lisans ya da vize yaptırmam lazım. 48x20=960 TL ayrıca kulüplerin katılım ücreti ne kadar bilmiyorum. Bunları tamamen kendi cebimden ödemem gerekirdi. Yerel maçları geçtik, organizeyi bitirdik diyelim. Takım nasıl Konya’ya gidecek? Bir araç lazım, bir sene kendi arabamla götürmüştüm Konya’ya. Oradaki masraflar. Buradan bayan sporcu götüremem-gelmez. Mecburen transfer etmem lazım. Valilik yardım eder mi? Polis emeklisi Belediye Başkanımız beni tersler mi? Başka nerelerden dilenebilirim gibi bir sürü soru?

Ben İl Temsilciliği yaptım, 2. kademe antrenör belgem var. Hakem değilim. Hayatımda satrançtan bir kuruş para kazanmış değilim. Hep feda ettim, hep cebimden verdim. Ailemden, işimden, vaktimden feda ettim. Hal böyleyken, çuvaldızı kendime batırıyorum. Ama bizim paralarımızla, kazandırdığımız paralarla bize hava atıp bizi küçük görenlere ne batıralım?
Ara
Cevapla
#8
Satranç yıllarca kendini feda eden satranç severlerle bugünlere gelmiştir.Sayın Kasım Demircin'i çok iyi anlıyorum.
Cevapla




Konuyu Okuyanlar: 2 Ziyaretçi