Viktor Lvovich Korchnoi
#1
Bazılarının yüreğine inecek böyle başlık atınca ama...haber o kadar kötü değil. ChessBase'de 2012'nin son günlerinde şu haberin fotoğrafını gördüğümde benim de yüreğime iniyordu: http://www.chessbase.com/newsdetail.asp?newsid=8737

Konusu kısaca Viktor Korchnoi'a bir inme geldiği ve yaşadığı sağlık sorunları sebebiyle bir süredir İsviçre'de bir hastanede kaldığı. Haberi yazan kişinin Korchnoi ile yakınlığını bildiğimden haberdeki şu cümlenin doğru olduğunu varsayıyorum: "...ve bu büyük savaşçının bir daha turnuva satrancına dönmesi düşük ihtimal." orijinali: "... and it is unlikely that this great fighter will return to competitive chess."

Allah uzun ömürler versin, 81 yaşındaki babanın turnuva satrancına dönmemesi de çok kötü bir haber. Gençlerle yaptığı maçlarda 'gençleri bir güzel yenmenin onlar için en iyi eğitim olacağını düşünüyorum' diyecek kadar hırslı ve satrancı seven bir efsaneden bahsediyoruz. Öldükten sonra ben dahil pek çok kişi hakkında yazılar yazacaktır, partileri hatırlanacaktır, ama olsun.

Korchnoi-Spassky Belgrad 1977 (Adaylar Finali Maçı'nın 7.Oyunu)
http://www.chessgames.com/perl/chessgame?gid=1082385

Yıllar sonra bizzat babanın analizlerini de bulabildim. İngilizce bilen şanslı forum üyelerine en iyi oyunları külliyatındaki analizleri incelemelerini tavsiye ederim.
Ara
Cevapla
#2
Yaşlı Kurt Korkunç Korcnoi ye üzüldüm bende. Ancak şunun için sevinçli olabilirim. Satranç ile dopdolu bir hayat yaşayıp (Allah gecinden versin)mutlu bir kişi olarak hayata veda edecek.
Ara
Cevapla
#3
orheen Nickli Kullanıcıdan Alıntı:Yaşlı Kurt Korkunç Korcnoi ye üzüldüm bende. Ancak şunun için sevinçli olabilirim. Satranç ile dopdolu bir hayat yaşayıp (Allah gecinden versin)mutlu bir kişi olarak hayata veda edecek.

Sayın Orheen, yanlış anlamayın, size muhalefet olmak için ya da tartışmak için yazmıyorum..Ancak; anlayamadığım şu; "Satranç ile dopdolu bir hayat yaşayıp mutlu bir kişi olarak hayata veda edilebileceği" sonucuna nasıl varıyorsunuz?
Öyle olsa idi; Fisher kendi vatanı ABD ye küsüp, protesto edip terk etmez..kayıplara karışmaz..inzivaya çekilmezdi...Fisher son dönemlerinde mutlu muydu? Ben sanmıyorum.. Ki Fisher efsaneydi, Karpov, Kasparov..biraz hafif kalırlardı yanında..
saygılarımla..
Ara
Cevapla
#4
Alıntı: Öldükten sonra ben dahil pek çok kişi hakkında yazılar yazacaktır, partileri hatırlanacaktır, ama olsun.

Alıntı yapıp bırakıyorum Özgür; bir şey demiyorum Smile
Ara
Cevapla
#5
Can İnce'yle özel konuşmayı burada da tekrar edeyim: Satranç oynayamamasını ölüm kadar kötü bir haber olarak addediyorum. Yoksa salt o cümleden çıkan anlamla recmedilebilirim. :?

Satranç ölümü gerçekleşti maalesef desem?
Ara
Cevapla
#6
http://www.chess.com/forum/view/general/...l-krochnoi

Victor L. Korchnoi ile söyleşmek hep ilginçtir. Gişe rekorları kıran bir filmi izlemek gibi, birşey yakaladım derken bir bakarsınız yakaladığınız şeyi doğru tahmin edememişsinizdir.

Victor ile bugünkü söyleşimde seçtğim tema şu oldu: "satrançta dahiler ve çocuk yıldızlar".

Siz satranç dehası dendiğine bunu kime atfedersiniz? Birine satranç dehası demek için nasıl bir tanımlama yaparsınız.

Evet öncelikle bu kategoride kendim açısından durum şu, ben hiçbir şekilde (dahi) değilim. Bu tür oyuncuların oyunlarını erken zamanlarımda izledim ve yüksek fikirler edinemedim. Ben satrançta daha genel yaklaşımlara sahibim, eğer işinizi iyi ele alırsanız bu başarıya ulaşmayı sağlar; o yüzden yetenek, daha fazla deha - bence gerekli değil...

Değişik ve hoş geliyor. Kabul edelim ki Tanrı tarafından gönderilmiş oyuncular var, kaderleri büyük olmak üzere çizilmiş.

Bana göre Capablanca parlak bir satranç oyuncusuydu. Yeteneği ise daha çok onun çocukluğundaydı. Aynı zamanda ne Botvinnik, ne Alekhine, Lasker dahi değillerdi. Onların yeteneği daha çok, başkaları arasından en güçlü olmak üzere kendi yollarını çizmek üzere çalışmak için kuvvetli olmalarından ileri geliyordu.

Burada deha bence küçük bir parça. Modern oyunculardan konuşursak da Rus Satranç aleminden özellikle, bana çok yetenekli olan Morozevich gibi geliyor. Hissettiğim kadarıyla çocukluk yeteneklerinden bugüne gelmiş, hala ayaklarının üzerinde durup günlük çalışma programı uygulamıyor.

Batıdaki oyunculara baktığımda Anad'ı seviyorum. Onunla birkaç kere oynadım ve iyiye yönelik olarak nasıl değişebildiğini gördüm. Deha çok sert bir sözcük. Buna rağmen o (Anand) bu tanıma çok yakın.

Carlsen hakkında çok iyi bir izlenimim var. Yani o herşeyiyle satranç değil gibi görünüyor bana, çok kuvvetli bir hafızaya sahip ve satrancı kendi fikri yapısı içinde mental kuvveti ile oynamaktan keyif alıyor (bunun gibi birşey veya).

Turnuvada onu Shirov'la oynarken izledim, oyun sırasında öyle parlak birşeyler yapmadı ve hatta oyun devam ederken beraberliğe yatacak gibi duruyordu, kötüydü.

Ama birden beklenmedik çarpıcı bir kombinasyon çıkardı. Ve şunu düşündüm: Shirov, diğer kuvvetli büyükustalara göre mental olarak daha hassas (çıtkırıldım), Carlsen de böyle hissetti ve burada riski kabul etmeye karar verdi. Eşitliğe oynamak yerine Shirov'a bir görev yükledi ve Shirov bunu kaldıramadı. Ki objektif konuşmak gerekirse Shirov oyunu kazanmayı başarabilirdi. Ama Carlsen, burada Shirov'un riski göze almasına karar verdi.

Artık bir başarının arkasına bir bir başkasını ekliyor, kahraman olma yolunda aşama kaydediyor ve bu biraz da garip aslında, çünkü 1 yıl kadar önce bu kadar parlak değildi (röportajın yayım tarihi Temmuz 2012 ama orijinal röportaj tarihini tespit edemedim MJ).

Onunla Norveç'te bir turnuvada oynadım, özel bir hali yoktu. Ama şimdi Khanty-Mansiysk'de birbiri ardına herkesi çiviliyor, gerçekten muhteşem.

Ama bir kez daha, burada satranç dehalarından konuşmuyoruz, insan fikriyatının gücünden, sadece satranç değil. Ben bir psikolog değilim ve tam uygun terimleri bulamıyorum. Bu tanımlayamadığım kavram (ve kişiler) genç Carlsen'e ait aslında.

Peki Carlsen, başrole yükseldiğinde bu dönüşümün devamını getirebilecek mi sizce?

Bu sorduğunuz soru bağlamında Mikhail Tal'ın yaratıcı yollarını düşünüyorum. Elbette çok parlak bir yetenekti ve çok çalışkan bir oyuncu görünümünü veriyordu; ayrıca parlak fikirleri olan bir adamdı.

Yüksek fikirli, karşısına çıkan bütün büyük oyuncuları hatta modern büyükustaları, bilinmeyen ve istisnai bir güçle alt edebilmiş biriydi. Keres'e bana ve başkalarına kaybetti elbette. Muhtemelen Carlsen de, onun gücüne boyun eğmeyecek bir çok adamla karşılaşacaktır.

Bir Karjakin örneğin, onun geleceği nedir?

Açık görmüyorum. Karjakin'in yeteneği hakkında yüksek fikirlere sahip değilim. Analoji yapmak gerekirse, Kamsky'nin bir tunuvayı sıfırın altında (eksi) bitirerek az yetenekli olduğunu gösterip sonrasında Karpov'la dünya şampiyonluğu maçı yapması gibi; bunu anlamıyorum.

Bu düşüncenizi Carlsen ve devamında artık kimseye bel bağlanamayacağı mı izliyor?

New in Chess'e kısa zaman önce Nakamura, Carlsen ve Harikrishna hakkında bir makale yazdım. Orada Nakamura'nın ikinci hamlede neden Vh5 oynadığını tartıştım (2005'te oynanan Nakamura - Sasikiran 0-1 maçı olmalı, 1. e4 e5 2. Vh5 Ac6... MJ).

Açıkçası her ikisi bir kereliğine oynasa adamın kafası karşışır, başı döner. Ama bunu onuncu kez oynarsan ve karşındaki elbette buna hazır olursa burada artık sürpriz efekti olmaz, bu gerekli değil.

Ve tabii bu satrancın kendi içindeki katı prensiplere de aykırı. Buna rağmen Nakamura devamında iyi oynadı ve kaybetti. Ben şahsen bu hamleyi Japon mitolojilerindeki bazı görüntüler gibi algıladım, ki elbette Nakamura bir Amerikal'ı, Japon değil. Japon disporasından da değil, sadece Japon görünüşlü. Ama hepsinin ötesinde Vh5'i açıklayacak birşey yok o yüzden Japon mitolojisine takılmış gibi geldi bana.

Belki Zvyagintsev'in büyük Rusya finallerinde çok kere kullandığı Aa3'de Japon mitolojisi ile ilişkilendirilebilir?

(Sakaev'le oynadığı maç kastediliyor olabilir. 1.e4 c5 2. Aa3) (2008 Rusya Birinciliği. MJ).

Yok o oldukça farklı orijinal bir oyuncu. Biz satrançtaki dahi, yetenekli oyunculardan konuşuyoruz. Zvyagintsev, dünyaya çok farklı, alışılmadık bir bakış açısıdır ve bunun satranca bir yansımasıdır.

Satranç için yetenek nedir? Bunun aralığı -düzeyi- nedir, ne düşünüyorsunuz ?

Ben kişisel olarak bu tür satranç düzeylerini göreceğimi düşünmüyorum. (Korchnoi halen genç oyuncuları değerlendiriyor MJ).

Görmeye başlarsanız neler yaparsınız?

Karjakin'i oynarken izlediğimde düşündüm, her sene üzerine ekliyor. Ama satranç düzeyi yok.

Saf bir satranç düzeyi. Bir oyuncunun her farklı konumu görebileceği bir düzey. Bu değerlendirme seviyesi ile ilgili birşey kanımca.

Bunda özellikle üstün olan Tal'dı, genel olarak çok çabuk düşünür ama özelde genel ilkelerle giderdi. Pozisyonlarda da karakteristiği buydu. Dahiydi. Satranççı olmasaydı edebiyatta, müzikte veya başka birşeyde dahi olacaktı.

Satranç oynamasa, başka alanlarda hiçbirşey olamayacak insanlar vardır. Ve çok sayıdalar. Satrançta kafayı gömüp, tırnaklarını yiyip sonucunda başarıya ulaşıyorlar. Bunu Botvinnik için söylemeye cüret edebilirim. Spassky için, hatta biraz yetenekli olmasına rağmen Savior için.

Eğer bir kişi sadece satranca adanmışsa ve sadece bu alanda başarı istiyorsa bu onun alelade olduğunu gösterir; tek taraflı olarak bir satranç dehası olsa da.

Bu hissiyat içinde Stefan Zweig'in "The Chess Novella" eseri önemli. Zweig orada 2 tür oyuncu kurgulamış. Biri, en üst seviyeye olağanüstü satranç zekası ile ulaşmış; diğeri ise bu olmadan (bunun eksikliği ile).

Zamanında Avrupa'dan Amerika'ya gemi ile gittiğinde Zweig GM Kostic ile tanışmış ve bu Zweig üzerinde acı dolu bir etki yaratmış. Özetle, dehaları her yerde görebiliriz, satranç içinde de, ama o kadar. Kendilerini her konumda gösterebilirler. Salt satranca özgü deha, genel deha tanımı içinde değildir.

Sizin yaşamınız üzerinden satranç tahtına ulaşma tutkusu ve sonucunda buna ulaşamama ve tacın dışında kalmış oyunculara, dışarıda başka aktivitelerde başarılı olma gibi bir yol önerilebilir mi?

Düşünebildiğim tek şey Kama, gerçek olarak. O da çok yetenekli bir satranç oyuncusu değil. Babam onun çok para kazanmasını istiyordu ve o cerrah oldu. Sonra babam onun avukat olmasını istedi.

Satranç oynayan biri açısından şunu refere etmek isterim: Kendisini dünyaya duyurmak için matematik, fizik, edebiyata yönelsin. Satrançtan çıkıp bu alanlara yönelsin ve buralarda meşhur olsun.

Bana göre bu mümkün. Satranç bir enfeksiyon gibi, ondan kurtulmak mümkün değil. Diğer taraftan şunu hayal edebilirsiniz: Bir adam, satranç yeteneği ona bahşedilmiş ve satrançta en üst seviyeye gelmeye muktedir ve elbette herşeyi kavramaya da yetkin.

Bu bağımlılık açısından sorum, günümüz dünyasına çocuklara satranç öğretmeli miyiz? Ve öğretmek gerekiyorsa hangi yaşta bunu başlatmak gerekir?

Benim tecrübelerime göre çocuklara önce genel eğitim verilmelidir.

Ben de yetenekli çocuktum ve çok kitap okudum. Satranç ne zaman ciddi hale geldi, okumayı bıraktım; özellikle büyükler için olan eserleri, Dostoyevsky eserleri gibi.

Okumadım çünkü ona harcayacak vaktim ve eforum yoktu. O yüzden önce çocuklara eğitim vermelisiniz, sonra satranç öğretmelisiniz.

Diğer konu, söylenen şu, satranç dersleri sabrı geliştirir, beynin başka bilgilenme alanlarını güçlendirir, satranç dışında fayda sağlar. Ne var ki buna ait de çok az delil var.

St. Petersburg'daki satranç hakkında birşeyler sormak istiyorum. Dünyaya birçok üst düzey oyuncu veren şehrimiz 1976 doğumlu Svidler'dan başka -ki bu sene siz veSpassky aynı anda SSCB'yi terketmiştiniz- dünyaya üst düzey oyuncu veremedi. Bunu nasıl açıklarsınız

Bence satranç küçük bir şehirde daha çok gelişir. Daha az ilgi alanı ve baştan çıkartıcı şey var çünkü. Büyük şehirlerde satrançtan başka çok fazla ilgi çekici alan var.

Karpov küçük bir şehirdendi. Kasparov (aklıma gelmişken söyleyeyim, onun hakkında da dahi diyemem) da küçük bir şehir olmasa bile çok büyük bir şehirden çıkmadı.

Svidler ile ilgili bir soru. San Luis'de daha başarılı olur mu?

Bence geleceği var. Psikolojik sorunları olabilir. Ama yaşı ve vücudu ile bu sorunları çözecek ve büyük başarılar elde edecek.

Topalov? Yakın zamandaki beklentiler?

San Luis'e katılanların bu turnuvayı kazanan hakkındaki yorumlarını okuyun.

St. Petersburg'da olmak isteyeceğiniz yerler?

Yazlıkta. Çocukken orada ailemle yürüdüm.

Satrançla ilişkilendirirsek?

Elbette. Zhelyabova Satranç Kulübü (şimdi Great Stables)

Müzik zevkiniz?

Gelişitiremedim. İyi müzik dinlemeyi seviyorum. Pop müziiği hiç sevmiyorum. Gençlerin şu yıkıcı müziği nasıl sevdiklerini anlamyorum.

Resim?

Onu da anlamıyorum.

Bugün Taimanov'la ilgili bir anma törenine gideceksiniz. Bugünün moronlarına (gününü internette geçiren a sosyaller kastedilmekte MJ) dönmek gerekirse, Mark gençlik yıllarında müzik yeteneği gösteren, Beethoven konçertoları çalan biriydi. 80 yaşında hala zihni açık ve iyi görünüyor. Siz Mart'ta 75 olacaksınız. Halen büyük turnuvalarda üst seviyede oynuyorsunuz. Aynı zamanda satranç literatüründe, satranç imajı beyin ve sinir sistemi üzerinde büyük baskı kuran birşeydir. Formunuzu iyi tutmanın yolu nedir ?

Ben oyuncu olarak büyüdüm ve yetiştim, benim yaşamıma ve söylemlerime bu yansıdı. Ancak Mark E. için satranç hep kolay olmuştur ve geçen her 10 yılda hep aynı kalmıştır.

Dünya şampiyonluğu için birkaç söz...

Bence Kramnik Topalov maçı olmayacak. Anlaşamayacaklar ve hangisi hangi titrde oynayacaklarını belirleyemeyecek gibi görünüyor.

Kasparov'un satranca dönme şansı var mı?

Satranç çok insanın ilgisini çeken bir alan değil. Kasparov'un bilinme gücü de deyin ki 1 milyondur. Ama politikada bu daha büyük, bu yüzden politikaya girdi. Yani sonuç olarak bekleyin ve görün. [/list]

-------------------------
Sonrasında bu röportaj hakkında görüşlerimi yazmak isterim.

Sadece iki şey dikkatimi çekti. Korchnoi "deha" kavramını satranç dışında ve çok geniş değerlendiriyor. Ona göre Tal, Taimanov (herhalde Portisch, ve Smyslov da buna dahil edilebilir) gibi çok yönlü oyuncular genel manada deha. Herhalde Fischer'i bu manada deha olarak görmeyecektir. Nitekim Botvinnik için bakış açısı bu.

İkincisi çocuklara satranç eğitimi verilmesi hakkındaki görüşleri önemli.

Çocuklara önce genel eğitim verilmeli, sonra satranç eğitimine geçilmeli düşüncesi çok ciddi...
Ara
Cevapla




Konuyu Okuyanlar: 5 Ziyaretçi