İtiraz Kurulları
#1
Artık neredeyse tüm turnuva duyurularında standard hale geldi:
"İtiraz kurulu oluşturulmayacaktır. Başhakemin kararı kesindir."

Başhakem kararı kesindir, ne demektir?

1- Başhakemlerimiz hata yapmaz, onlar mükemmeldir
2- Hata da olsa, geçmiş olsun idare ediverin
3- ...?

FIDE diyor ki: (FIDE Turnuva Kuralları Madde 10.b)
"(b) In all events there shall be an Appeals Committee. The CO shall ensure that the Appeals Committee is elected or appointed before the start of the first round, usually at the drawing of lots. It is recommended that the Appeals Committee (AC) consist of a Chairman, at least two members and two reserve members. The Chairman, the members and reserve members shall, if possible, be from different federations. No member of the AC involved in the dispute shall rule in that dispute. Such a committee should have an odd number of voting members. Members of the Appeals Committee should not be younger than 21 years old."
(İngilizce bilenler bilmeyenlere anlatabilir. Tercüme ile yer harcamayalım)

Ama TSF diyor ki: (TSF-TK-PRS/02 TÜRKİYE SATRANÇ FEDERASYONU SATRANÇ YARIŞMALARI İTİRAZ KURULLARI PROSEDÜRÜ Madde 1)
1. Türkiye Satranç Federasyonu, İl Temsilciliği ve Özel Kuruluşlar tarafından düzenlenen A,B,C kategorisi yarışma ve turnuvalarda, satranç yarışmaları talimatı ilgili maddesi kapsamında itirazlar yapılabilir. Yarışmanın özel yönergesinde belirtilerek “İtiraz Kurulları” oluşturulabilir. İtirazlar, yazılı olarak Başhakeme yapılır.

Altı çizili FIDE maddesi, İtiraz Kurulu illa olacak diyor, sanki ilgili TSF maddesi olmasa da olur gibi bir hava veriyor. Ne dersiniz?

Hani yazıp duruyordum ya, İl Temsilcileri seçime dayanarak belirlensin. Vazgeçtim, bu kadar demokrasi bize gerçekten çokmuş. Daha turnuvada oluşabilecek itirazları bile bir kurula havale etmeyi, başhakem otoritesini denetime açmayı düşünmeyen yöneticiler ve yönetilenler oldukça bu iş olmaz, olamaz. Denetimsiz çalışmanın dayanılmaz hafifliği herkesi sarmış.

Satrancın gelişimi için şimdi ilk temel adımın İtiraz Kurulları olacağını düşünmeye başladım. Oyuncuya, veliye güvenelim. Başhakem de kendisine güvensin. Ve hepimiz denetime, otokontrole güvenelim.

Saygılar
Ara
Cevapla
#2
Onca zamandır bu kuralı anlamış değilim. Niye itiraz 1 kişiye bağlı ?
Birtakım turnuvada sorunlarımız oldu ancak başhakem bunları 'tek başına' çözemedi. Ufak gibi görünse de önemli bir konu bence..
Her başarının altında sistemli bir çalışma yatar...
Ara
Cevapla
#3
“Güvenmek iyidir fakat kontrol etmek daha iyidir.” Bu atasözünün doğruluğu milyonlarca kere ispat edilmiştir. Bilen bilir. Bilmeyen sadece güvenmeye devam eder. Fakat gün gelir kontrol etmesinin şart olduğunu mecburen kavrar. O zaman atasözünü uygulamaya başlar. Evet, başhakeme güvenelim. Ancak, ne kadar iyi niyetli, ne kadar bilgili ve tecrübeli olsa da başhakem olağanüstü özelliklere sahip olmayan bir insandır. Hataları elbette olacaktır.
Birgün zeitnota düşen başhakem olaya 360 dereceden bakma fırsatı bulamadığından doğru bakış açısını gözden kaçırabilir. Vereceği karar doğru olmayabilir. Bu onun yetersizliğini göstermez elbette.

Amaç hataların azaltılması, nihai hedef sıfır hata ise, itirazlar karşısında itiraz kurulu (olaya farklı bakış açılarından yaklaşabilen kontrol ve denetim grubu) başhakeme yardımcı olmalıdır.

Fide kuralındaki shall kelimesi teknik literatürde zorunluluk anlamı taşır. Örneğin ; “The technician shall control the area.” cümlesindeki “shall” in anlamı gelecek zaman anlamı taşımamakta, zorunluluk belirtmektedir. Doğru tercüme “Teknisyen alanı kontrol edecektir” değildir. Doğrusu, “Teknisyen alanı kontrol etmelidir, kontrol etmesi zorunludur.” şeklindedir.
Fide kuralındaki shall kelimesinin de zorunluluk belirttiğini tahmin ediyorum.
Ara
Cevapla
#4
Merhabalar;

Cengiz Beyin yazısını dikkatlice okudum.Birazda kendimce incelemede yaptım.TSF nin yaptığı bütün büyük organizasyonlarda itiraz kurulu oluşturulmuş.(Olmayan varsa ben bulmadım) Maksat burda ildeki yarışmalarsa bu nasıl olacak anlamadım;

Şöyle Örnekleyim;güzel yurdumun şirin bir Anadolu kasabasında 8-9 yaş altı turnuva yapalım.Şimdi burdaki sporcuları itiraz kuruluna mı almalı,yoksa satranç bigisi muhteşem olan o değerli okul hocalarını mı alalım?
Bide Merak ettim,Cengiz Bey sizde bir zamanlar TSF de üst düzey yöneticisiydiniz.Neden bu fikrinizi o zaman uygulamadınız?

Saygılarımla
Ara
Cevapla
#5
Feti beyin doğru belirttiği gibi, shall kelimesi hukuk terminoljosinde zorunluluğu ifade eder ve bir kural yazılırken günlük dildeki zorunluluk kipinde (must anlamında) kullanılır. O sebeple FIDE regulasyonu açısından itiraz rejimi mutlaktır, zorunludur (TSF ya çeviri hatası yapmış veya bilerek esneklik tanımış kendisine)...

İstanbul İl Birinciğilinde itiraz kurulu yoktu ve başhakem kararı kesindi.

Evet, bu turnuvaya 8-9 yaşında 300 civarında çocuk katıldı, hatta tören saatinde hepsi uyuya kaldığından, ödüllerini velilerine ve bakıcılarına verdiler. Tören "bak postacı geliyor selam veriyor" şarkısı ile sona erdi; Cem Yılmaz gösteri falan yapmadı.
Ara
Cevapla
#6
Yukarda çok önemli bir konuda ifade edilen görüşler bana şunları anlatmış oldu:
Cengiz Keleş'e her attığı adımda geçmişde Yönetimde olduğu hatırlatılmakta ve bundan dolayı yanlış uygulama veya çevirilerde kendisinin de sorumluluk payı bulunduğu bildirilmektedir.
İstanbul İl Birinciliğinde İtiraz kurulu olmaması büyük bir eksikliktir.İtiraz Kurulundan beklenen yarar nedir?Yanlışlıkları ve haksızlıkları engellemektir.Yanlış veya haksız işler yapacak olanları caydırmaktır!İtiraz Kurulunun varlığının Federasyon Başkanı ve yöneticileri için ürkütücü bir yönü olamaz.Tersine görevlerin paylaşılması, sorumlulukların paylaşılması demektir.İtiraz Kurulu yanlış yapmaz mı?İtiraz Kurulu da yanlış karar alabilir.Ama bu uzak bir ihtimaldir.Çünkü önce Başhakem yanlış karar alırsa sıra İtiraz Kuruluna gelmektedir.Geçmişde Federasyonun, İtiraz Kurulundaki 5 üyeden 2 sini atama ile tayin etmesi eleştirilmişti.Ben bu eleştiriye katılmıyorum.Federasyon isterse bütün üyeleri atama ile tayin edebilir.Önemli olan herhangi bir şekilde sorunları incelemektir.İster seçimle ister atama ile olsun her itiraz kurulu bir küçük mahkemedir.Mahkeme kurulması ve orada bazı olayların yargılanması bizi karışıklığa doğru sürüklemez.Sadece zulüm yapmak isteyen için caydırıcı olur.Yanlış bir hareket yapacak olan bir defa düşünür.-Hiç itiraz kurulu olmasın hakem karar versin- demek hakemin yükünü ağırlaştırmaktır.Hakem de insandır.Birden fazla masayı aynı anda denetim altında tutması mümkün değildir.Bugüne kadar bizde uygulanan sistem, itiraz kuruluna başvuru yapılmasını olabildiğince engellemeye çalışan bir sistem olmuştur.İtiraz başvuru depozitosu olabildiğince yüksek tutulmuştur.Çünkü yapılmış itirazların büyük çoğunluğu kabul edilmemiş ve bütün depozitolar Federasyona gelir kaydedilmiştir.Yani mağdur taraf iki defa mağdur edilmiştir.Muhtemelen takım liglerinde itiraz haklı bulunmadığı halde depozitonun yakılmadığı tek bir örnek vardır.Bu da benim İtiraz kurulu üyesi olduğum bir örnektir.İtirazı yapan tarafın haklı olduğunu gösteren kanıt bulunamamış,ama tersini göstermek de mümkün olmamıştır.Bu şekilde kurul itirazın reddine ama depozitonun iadesine karar vermiştir.Bu şekil uygulama da üzerinde dikkatle düşünülmesi gereken bir durumdur.İtiraz ile ilgili kuralları okuyanlar benim ne demek istediğimi hemen anlayacaktır.Bu kurallarda itirazın haklılığı gösterilemezse de güvence bedelinin mutlaka yanmayacağı ifade edilmiştir.Yani itiraz kabul edilmediği halde güvence bedelinin geri verilmesi kurulun alacağı karara bağlıdır.Lütfen kuralların orjinalini ve çevirisini tekrar incelemenizi rica ederim.Güvence bedelini geri vermenin ne yararı vardır?Kendisinin mağdur olduğunu düşünen başvuru sahibinin maddi yönden de mağdur olması önlenir.Ve bu uygulama şikayet edilen kişi için caydırıcı olur.Gelecekde aynı yanlışın tekrarlanma ihtimali azalır!
Ateş Ülker
Ara
Cevapla
#7
Gambit Kardeşim

Daha önce de yazdım, seni sevmeye başlamıştım ama beni çok düşündürüyorsun. Benim senden tek şikayetim, bilmeden, yeterince düşünüp, incelemeden hemen ortaya atılman ve hüküm vermendir. Bu alışkanlığa sahip birisi herhalde dikkate değer ratingli bir oyuncu olamaz. 1800'ün altındasındır sanıyorum. Yaşının da genç ve satranç tecrübenin de görece az olduğunu düşünmeye başladım, inşaallah bu tahminlerimde yanılıyorumdur.

Ben, itiraz kurullarını uygulamaya sokan kişiyim. Tekrar yazayım ki pekişsin, "ben, itiraz kurullarını uygulamaya sokan kişiyim".

Hiç kimse (yönetim katlarından) taraftar değilken, ben tercümeleri yaptım ve olsun diye bastırdım, henüz 90'lı yıllardı. O zaman belki olayların içinde değildin, bu nedenle genç olduğunu düşünüyorum. Yıllarca uygulandı, ama illere yayılan turnuvalarda bu konu üzerinde durulmadı. TSF kendi turnuvalarında, FIDE ve ECU Şampiyonalarında İtiraz Kurulu kurar, kurallar ortada. Ya TSF alanındaki turnuvalar, bunlarda olmasın mı? İl temsilcilikleri neden turnuvalarda itiraz kurulu kurmaz? Hatta Üniversiteler Türkiye Şampiyonasında bile yok. Bunu sormak TSF Yönetimine taş atmak değil, aksayan bir noktaya dikkat çekmektir. Neredeyse bütün illerde kalite ile değil, kalabalıkla tatmin olan bir anlayış var. Kurul olmaması da bundandır. Toplan, oyna ve git; sorma, itiraz etme, daha iyisini arama..

Eğer sizin ilinizde daha iyisi yapılıyorsa buyrun örnek verin, yapmayanlara öncü olun. Satranç ağırbaşlı ve kurallı bir oyundur, turnuva ortamının da sakin, düzenli ve huzurlu olması gerekir. Curcuna turnuvalarını bir düzene sokalım, bunun için de İtiraz Kurulu olması gerek şartlardan birisidir. Bana taş atma fırsatı kollayanlar varsa, değerli akıllarını faydalı işlere yöneltsinler (Gambit kardeşim de dahil), daha iyi sonuçlar alırız.

Kolay gelsin, selamlar
Ara
Cevapla
#8
Ben itiraz kurallarına taraftar değilim. Hakem yanlış karar verirse ya da yanlış bir uygulama yaparsa düşüncesinden yola çıkılarak önlem düşünülüyor. Deneyimlerimden yola çıkarak söyleyebilirim ki artık itiraz kurullarının pratik bir yararı yoktur. Artık diyorum çünkü bir zamanlar vardı. Bunun koşullarını ortaya koyayarak tezimi savunayım.
Bu komisyona ihtiyaç nereden kaynaklanmıştır bunu irdeleyelim.
1970’li, 80’li yıllarda böyle bir uygulama hatırlamıyorum. Aslında o zamanlar kurallara mantığı ile birlikte hakim hakemler ve oyuncular oldukça fazlaydı. O dönemlerde zaten turnuvalarda oyuncular kendi içlerinden hakem çıkarıyordu. Zaman kontrolleri vardı ve zeitnotlarda hamle yazmak büyük önem taşıyordu. Yani hakemlik en az orta düzeyde oyunculuk deneyimi gerektiriyordu.
1991 sonrası hakemlik bir meslek halini aldı ve açılan kurslarda fazla oyunculuk deneyimi olmayan bir dolu hakem yetiştirildi. Oyuncularda tanımadıkları bu hakemlere güven oluşmadı. Derken satrancı geniş kitlelere yayabilmek için düşünme süresiyle oynandı. Ajurne tarihe karıştı, giyotin (hızlı bitiş) turnuvalar ortaya çıktı. Sıkça son iki dakika tartışmaları yaşandı. Hakemler konum takdir ederken çok hata yaptılar. Gerek tartışmalı durumların artması gerekse oyuncuların tanımadığı ve güven duymadığı hakemlerin turnuvaları yönetmeleri itiraz kurullarına ihtiyacı da beraberinde getirdi. Bu koşullarda itiraz kuruluna itirazım yok! Gerekli olmuştu. İtirazım günümüz koşulları için geçerli.
Sonradan eklemeli tepmolar hakemlerin işini çoğunlukla kolaylaştırdı. Son iki dakika yok! Zeitnotta hamle yazmak yok!
Günümüzde daha çok eşlendirmeler, puanlama, averaj, saatte oluşan arıza ve yanlış ayarlamalar gibi konulara itirazlar oluyor. Bunlar da teknik bilgileri gerektiriyor. Çocuk turnuvalarında ise daha çok tuttun-tutmadım, bıraktın-bırakmadım, pattı-mattı gibi kurula gerek olmayan konular gündeme geliyor.
Buradan itiraz komisyonu nasıl kuruluyor oraya geçelim. Bir turnuvada aday olan ya da aday olarak önerilen oyunculardan oylama yöntemi ile 5 kişilik bir komisyon seçiliyor. 3 asil 2 yedek (sayılarda hata yapmış olabilirim aklımda böyle kalmış).
İllerde düzenlenen turnuvaların profiline bir göz atalım. Yüzde sekseni çocuk turnuvası. Bu turnuvalarda nasıl kurul oluşturacaksınız? Diğer turnuvalarda da kural bilgisi yerinde, muhakemesi güçlü, teknik ve yöntemlere hakim adaylar bulmalısınız. Üstelik seçecekler seçileceklerin bu yeteneklerini ne kadar bilecek?
Tartışmaları en aza indirmek için turnuva oyunculuğu deneyimi olan, kurallara ve kuralların mantığına hakim kişilerden yararlanmak gerekmektedir. Deneyimli hakemlerin yanında diğerlerinin yetiştirilmesi sağlanmalıdır. Sürekli eğitime önem verilmelidir. Bunlar olduğu takdirde tartışma kendiliğinden ortadan kalkacaktır.
Ara
Cevapla
#9
Cengiz Bey;

Benim yaşım genç ya,yazımdaki temaya dikkat etmemişsiniz,bakın Sn Sabri Koçak ne güzel açıklamış birde bu yazıyı okuyunuz.Özellikle çocuk katılımcıların olduğu lokal turnuvalara nasıl uygulunacak,uygulunması ne kadar sağlıklı olur?FIDE,ECU nun Yaptığı organizasyonlarında rok atmayı bilmeyen,notasyon tutmayı bilmeyen vb eksiklikleri olan ne sporcu nede itiraz kurulu üyesi var.Hepsinin kendi kategorilerinde nitelikli olduğunu düşünmekteyim.Üniversiteler şampiyonasını TSF etkinlik programında göremedim,çünkü bu yarışma TSF nin düzenlediği bir yarışma değil,Zannedersem bu yarışmaya TSF lojistik destek veriyor.Rating meselesine gelince olurda bir turnuvada karşılaşırsak o zaman görürsünüz Ratingimi,maçın sonucu ne olur bilemem ama güzel olacağını tahmin ediyorum.

Saygılarımla...
Ara
Cevapla
#10
Değerli arkadaşlar,

Konunun esası başka bir şeydir, detaylar ve vukuat üzerinden geneli yargılamak ise bambaşka bir şey.

Sabri Bey olayların gelişimini yazarken biraz sırayı ve nedenleri karıştırmış sanki. Eskiden Türk satrancının nasıl olduğu, hakemlerinin seviyesi ve nasıl geliştiği ile FIDE'nin koyduğu İtiraz Kurulu uygulaması arasında ne tür bir ilişki var? Dünya bizim kavanozun içinde mi dönüyor? Sabri Bey bu gerekçelerini FIDE'nin ilgili komite toplantılarında dile getirmeli. Var olan kural burada böyle tartışılmamalı. Ben bu kanunu beğenmedim, yanlış buluyorum derse hakim ve savcılar neler olur acaba?

Son iki dakikadaki beraberlik kararları (giyotin) İtiraz Kurulu kapsamı dışındadır, bunu da unutmayalım. Neden diye soranlara açıklayabilirim, basit, teknik ve mantıklı bir gerekçesi var. Bir çok ilde eşlendirme hakkında şikayetler oluyor, hakemin taraf tuttuğu, oyuncuya baskı yaptığı, vs vs.. Bunlara kim bakacak?

Mesele öncelikle hak ve hukuk meselesidir. Hakkını alamadığını, haksızlığa uğradığını, yanlış yapıldığını düşünenlerin başvuracağı bir yer olmalı. O zaman mahkemelere ne gerek var, bir sürü gereksiz konuda başvuru oluyor. Onlar da mı gereksiz?

Gambit kardeşimin oyun davetini kabul ediyorum, oyundan önce kendisini açıklaması şartıyla tabii. Genç ve zeki kardeşim çözüme yaklaşmış ama yine acele ediyor. FIDE maddesini okumayanlar yardım alıp bir okusunlar. İtiraz Kurulu seçilebilir veya atanabilir. Temel mesele itiraz merciinin belli olmasıdır. Nasıl oluşturulduğu organizasyona bağlıdır. Ben olsam atama yapmam, UKD'li olması şartıyla veliler ve antrenörler arasından seçerim. Hakem veya antrenör vasfı olanlara öncelik verilmesini tavsiye ederim. Turnuva düzenleyenler arasında yoğurt yiyiş farkları olabilir, önemli olan masada yoğurt olması.

Gambit kardeşim, yazımın bir yerinde TSF eleştirisi yok, ben tekrar okudum göremedim. Eleştirim satranç toplumunadır. TSF Yönetiminin böyle savunmaya ihtiyacı yok. Yoksa tek amacın bana iğne batırmak mı? Daha önceden tanışıyor muyuz? Yaşın genç vurgusu takvim yaşına değil, Aşık Veysel'in de dile getirdiği gibi: Hakkı gören görür az yaş içinde, yetmiş, seksen, doksan, yüz ile değil.

Selamlar
Ara
Cevapla
#11
Türkçede kullandığımız -İtiraz kurulu-deyimi yöneticiler açısından ürkütücü bir anlam taşıyor.-İtirazlar çoğalacak,karışıklık başlayacak- hissine kapılıyorlar.Oysa bana göre itiraz kurulunun varlığı itirazları azaltmaya yarayacak bir güvencedir.Öte yandan İngilizce appeals committee deyimi -temyiz,başvuru-anlamına geliyor.Almancada Berufungsausschuss deyiminin -mesleki komite-gibi bir anlamı var.Bu kelimelerin karşılığında -itiraz- dan çok -başvuru yapılacak ve hak aranacak kurul-anlaşılmaktadır.Belki Tahkim kurulunun satranç yarışmasına ait küçük bir modelini anlıyoruz. Bu kavramda itiraz kelimesi yerine -Turnuva Danışma Kurulu-deyimi de kullanılabilir.Anlaşmazlıklar genelde oyuncu ile oyuncu arasında,oyuncu ile hakem arasında olmaktadır.Nadiren oyuncu ile kulüp veya oyuncu ile Federasyon arasında da olabilmektedir.Öncelikle unutmadan şunu belirtmeliyim:İtiraz Kurulu olsun veya olmasın bir Federasyon yönetiminin
yapacağı en büyük yanlış mağduriyetini bildirmek isteyenler karşısında gözlerini ve kulaklarını kapatmasıdır.Bugün federasyon yönetimi -asla itiraz kurulu olmayacak-diyorsa o zaman onun yokluğunu kısmen karşılayacak başka bir sistem hazırlanır.Mağdur olan kişi derdini Federasyona yazılı olarak anlatır!Federasyonun mağdur olanı sadece dinlemesi dahi yararlıdır.İtirazı haklı bulduğunu söylemesine gerek yoktur.
Mağdur olanın sesine bir an kulak vermesi yeterlidir!Çünkü Federasyon kendisini mağdur hissedenleri dinliyorsa bugün değil ama birgün onları haklı bulma ihtimali vardır.Bu ihtimal dahi yanlış yapanlar için caydırıcı olacaktır!
Öyle olaylar yaşadık ki itiraz kurulunun vazgeçilmez olduğunu anladık.Bu Dünyada olmasa da öbür Dünyada bir İtiraz kurulu olacağını kabul ederek kendimizi teselli ettik.Olaylar için örnek çoktur.Diplomalı antrenörü içeri aldık.Diplomasızları dışarda beklettik.Bu defa diplomalı içerde bazı garip hareketler sergiledi.
1991 yılını bir an için Türk Satrancının Miladı olarak kabul etsek de itiraz Kurulu Miladdan önce de vardı.FİDE halen kurulmasını istemektedir.Gelecekde de olacaktır.Uluslararası turnuvalarda ne kadar çok olay olduğunu biliyoruz.Dolayısıyla Sabri bey-İtiraz kurulu olmasına gerek yoktur-düşüncesini burada değil ilgili FİDE komisyonlarında savunmalıdır.Kimbilir belki de FİDE yenilik yapar ve bu kurulu ortadan kaldırır.Geçen sene yurtdışında katıldığım bir turnuvada rakibim 4 defa arka arkaya berabere önerdi.Bu rakibi rahatsız eden bir harekettir.Bazan hak aramayı ve başvuru yapmayı gerektirebilir.Başka bir örnek vereceğim.Yabancı ülkede yarışmanın ortasında evsahibi ülke sizin konaklama koşullarınızı aniden değiştirmektedir.2 gece için sizi kaldığınız otelden çıkarmaktadır.Buna itiraz etmeyelim mi?
Bir yarışmada iki küçük kız oynuyorlar.Birinde şah ile vezir var.Diğerinde ise sadece şah var.Veziri olan oyuncu oyunu bir türlü kazanamıyor.Çünkü vezirin kendi şahının yardımı olmadan mat edemeyeceğini bilmiyor.90 ncı hamleye gelmişler.Vezir şah çekiyor.Rakip şah kaçıyor.Bir türlü mat olmuyor.Sistem eklemeli olduğundan oyun uzuyor.Tur bitmiyor.Müteakkip tur başlayamıyor.O akşam trenle,uçakla evlerine dönecek olan yüzlerce aile bekliyor.Hakem turnuvanın akıbetini düşünerek oyunu kendi kararı ile berabere bitiriyor.Bu defa veziri olan oyuncunun velisi veya antrenörü itiraz ediyor.İşte böyle çok çeşitli olaylarda,hakemin sorumluluğunu paylaşacak ikinci bir kurul mutlaka olmalıdır.Hakem de hata yapabilir.İtiraz kurulu da hata yapabilir.Bu olumsuz ihtimalleri düşünerek yola çıkmak doğru değildir.Hatalı kararlar olsa bile zamanla azalacaktır.
Türkiye'de bir dönem cep telefonunun çalması olayını çok tartıştık!Dünyanın en deneyimli hakemlerinden biri dahi cep telefonundan çıkan sesin çeşidine göre sonucun değişebileceğini savundu.Oysa bugün herkes biliyor ki cep telefonu turnuva salonunda çalarsa çıkan ses ister aranma sesi olsun,ister uyandırma sesi veya mesaj gelme sesi olsun,oyun kaybedilmektedir.Şu halde bir satranç hakeminin yetişmesi için uzun zaman gereklidir.Sık değişen kurallar en deneyimli olanları bile zor duruma düşürmektedir.
Ateş Ülker
Ara
Cevapla
#12
İtiraz kurullarına taraftar değilim yazıma birden çok itiraz gelmiş. Böyle olunca yanıt yetiştirmek kolay olmuyor!
Önce Ateş Bey’e:
Ateş Bey rakibiniz 4 kez üstüste berabere teklif ediyorsa itiraz kuruluna mı başvuracaksınız? Hakeme, başhakeme durumu ilettiniz mi? Ne yanıt aldınız? Orada itiraz kurulu var mıydı? Konuyu oraya mı götürdünüz? İtiraz kurulu başhakemin bile değil masa hakeminin yerine geçecekse rakipleriyle nasıl mücadele edecekler? Anladığım kadarı ile siz kızdığınız rakibi ya da hakemi şikayet edecek bir mekanizma istiyorsunuz. İtiraz kurulunun çalışma tarzı bu olamaz.
İtiraz kurulu olmayınca hak aranmayacak diye bir şey sözkonusu değil. İtiraz kurulu da hakkı gerçekten yerine getirebilecek bir oluşum değil. Hak böyle bir kurul olmasa da aranabilir ve bunun yolları mevcut. Ayrıca belki başhakem doğru karar verdi de itiraz kurulu bozdu. Kendini mağdur sanan aslında mağdur değil. Nereden biliyoruz? İtiraz kurulunun doğru yapacağının bir garantisi var mı? Yine parmak hesabı en doğruyu bilirden mi yola çıkacağız? Sonra itiraz kurulu seçimleri ne kadar bilerek yapılıyor ve kimlerden oluşuyor. Birileri birilerini ya da kendilerini öneriyor diğerleri de ayıp olmasın, vakit kaybı olmasın diye öylesine kabul ediyor. Böylece yetkin bir itiraz kurulu oluşmuş mu oluyor? İşini bilmeyen haksızlık yapan bir hakemi önce başhakeme sonra sırayla, turnuva düzenleme kuruluna, mhk’ye bu da olmadı en yüksek merciiye şikayet edebilirsiniz. Bunun yolları açık. Siz istiyorsunuz ki başhakemin kararını orada geçersiz sayalım, hakeme gol atalım.
Diğer yandan ben zaten çoğunlukla il turnuvalarını konu alıyorum. Burada dediğim gibi büyük çoğunluğu çocuk turnuvası ve oyunculardan itiraz komisyonu oluştumaya olanak yok. Çok kalabalık genel kategorisindeki açık turnuvalarda da ne kadar sağlıklı seçim yapabilirsiniz?
Cengiz Keleş'in yazdıklarına gelince, ben bizdeki gelişmeden örnek verdim ama uluslararası boyutta da benzer gelişmeler olmamış değildir. Özellikle satrancı popüler hale getirme çabaları sonucu oyunu hızlandırmak için getirilen kurallar uluslararası turnuvalarda da sorun olmuştur. 2 dakika meselesinde sık sık büyükustaların bilirkişiliğine başvurulmuştur.
İtiraz kurulu veliler, antrenörler, seyirciler arasından seçilemez. Ben bunun serbestliğine ilişkin bir madde bilmiyorum. Var ise de daha çok haksızlık ve karışıklık ortaya çıkacağından kuşkum yok.
Puanın eksik yazılması, eşlendirme hatası açık maddi hatalardır ve ortaya çıkarması da son derece kolaydır. Yanlışlığın düzeltilmesi için başhakeme müracaat yeterlidir. Gerçekten itiraz haklı da başhakem yerine getirmiyorsa, üst merciilere başvurulur ve o hakem ceza alır.
Ara
Cevapla
#13
Sabri bey İtiraz Kurulu için son derece olumsuz düşünceler sergiliyor.Sonuç itibariyla bu kavramı ben ortaya çıkarmadım.FİDE'nin birçok resmi yarışmasında İtiraz Kurulu kurulmuştur.Amaç hakemi veya başhakemi haksız çıkarmak değildir.Küçüklerin turnuvalarında büyük ihtimalle hakem kurulu ile itiraz kurulu aynı kişiler olacaktır.(Velilerden itiraz kurulu seçilsin) demiyoruz!Birçok olay karşısında belli sayıda masaya bakan tek hakem karar vermekte zorlanmaktadır.O karar verirken Başhakeme danışıyorsa zaten itiraz kurulu otomatik olarak devreye girmiş sayılır.Eğer masa hakemi sorunu Adana'ya telefon ederek çözmeye çalışıyorsa yine itiraz kurulunun yerine geçen bir gücün varolduğu anlaşılır.
Rakibimin arka arkaya kural dışı berabere önermesi olayında ben itiraz kuruluna gitmedim.Hakeme bildirdim.Ertesi gün tur sırasında o rakip benden yazılı olarak özür diledi.Ben de aynı kağıda -rica ederim-diyerek konuyu tatlıya bağladık.
Ben turnuva oyuncusu olduğum için yüzlerce olay yaşadım.Çok mağdur olan gördüm.Kendim de zaman zaman mağdur oldum.Bu mağduriyetlerde sesimizi Topluma yeterince duyuramadık.
10 yıl önce bir Yaş Grupları Birinciliğinde bazı sporcular rakiplerine masa altından tekme attılar.Tuttukları taşı oynamadılar.Orada bir kurul olsaydı ve sadece itirazları dinleseydi Gelecek için yararlı olurdu!Hakem otoriteyi sağlayamadı.
Türkiye'deki bir turnuvada birgün rakibim beni rahatsız eden garip sesler çıkardı.Giyotine girerken üstün duruma geçince çıkardığı sesler kesildi.Bunun üzerine ben oyunu terk ettim.Notasyon kağıdını imzaladım.Bu defa rakibim elini sıkmadığım için tepki gösterdi.Ben oyunu FİDE kurallarına tamamlamış ve kendisinin galibiyetini de onaylamış olduğuma göre yükümlülüğümü yerine getirmişken ve kendisi hakkında resmi şikayet yapmamışken onun benden şikayetçi olması hem suçlu hem güçlü olmanın en güzel örneği idi.İşte böyle bir olay itiraz kuruluna gidebilirdi.Veya Sabri beyin -hak aramanın başka yolları da vardır-sözünden hareketle böyle bir olayın dile getirileceği bir kurul olmalıydı!
Zalimin hareketini görmezlikten gelmek mazlumu bir dakika dinlemekten daha kolaydır.Ama biz hep kolaya kaçmayalım!
Bir başka gün bir ilçemizde yapılan açık turnuvada yabancı uyruklu 2 oyuncu para ödüllerinin ilk 10 dereceye değil ilk 3 dereceye verilmesi gerektiğini ve bunun teamül olduğunu öne sürdüler.Oysa ödüller çok önceden açıklanmış ve bastırılan afişde yazılmıştı!Aynı turnuvada o 2 oyuncudan biri, bir tura belirgin şekilde alkol alıp geldi.Hakem durumu itiraz kuruluna danıştı!O turda bu oyuncunun oynamasına izin vermedik.Müteakkip turda alkol kokusu gelmemesi halinde devam edebileceğini bildirdik.Şu halde appeals committee sadece itiraz inceleyen değil hakeme yardımcı olan önceden kimsenin aklına gelmeyecek sorunları çözmeye çalışan bir kurumdur.Hakemi ezmek amacıyla kurulmaz.Hakemin yükünü azaltmak amacı ile kurulur.Hem sporcu hem de hakem için bir güvencedir.
Satranç toplumunu daha iyi aydınlatmak için bir olay daha anlatayım.Gençler hayatın ne kadar zor olduğunu anlasınlar: Bir yarışmada velisi olduğum sporcu ile 17.10 da turnuva salonuna geldik.Yarışma 17.00 de başlayacaktı.Geç kalma süresi 60 dakika idi.Ancak salon hazırlanamadığından kapılar açılmamıştı.Kapıda yaklaşık 50 dakika bekledik.O arada su içmek için alt kata indik.Biz alt kata indiğimizde kapılar açılmış ve oyuncular içeri alınmıştı.Biz 18.05 de yukarı çıktığımızda -turnuvanın öngörülmüş başlama saatinden itibaren 60 dakika içinde yarışma salonunda hazır bulunmadığımızdan hükmen yenilgi verilmişti.Neyseki hakemlerden biri 17.10 da kapıya geldiğimizi görmüştü.Hakem bizi görmemiş olsa olay itiraz kuruluna intikal ederdi.Bu son örnekde esas sorun nedir?Hakeme bazı sorunları benzer FİDE kurallarından esinlenerek kendi mantığı ile çözme yetkisi verilmelidir.Bu örnekde öngörülen başlama saati 17.00 olmakla birlikte elde olmayan nedenlerle gecikme olmuştur.Hakem kendi insiyatifini kullanarak öngörülen başlama saatini 18.00 e almalıdır!Çünkü zaten kapalı kapıların ardından dışarda kimin ne zaman geldiğini tespit etmek mümkün değildir.Turnuva salonunun kapısı açılmadan öngörülen başlama saati çalıştırılamaz!
Esasen benim anlattıklarım bile basit olaylardır.Uluslararası alanda çok karmaşık olaylar yaşanmaktadır.Örneğin bir oyuncunun elektronik yardım aldığı tespit edilmektedir.Bütün bu olayları deneyimli bir hakem tek başına çözebilir mi?
Ateş Ülker
Ara
Cevapla
#14
Benim de korkularım var. Bazen anlaşılamamaktan korkuyorum, yazdıklarım okunmuyor veya anlaşılmak istenmiyor sanki; ama en çok da yaşlandıkça dünyaya ayak uyduramamaktan korkuyorum.

Dünya 70'li, 80'li, 90'lı yılların dünyası değil. Dünya entegre oluyor, anlamak istemeyenler, karşı çıkanlar var hala. İtiraz Kurulu gerekçesi ve fonksiyonu ile modern hukuk düzeninin bir parçasıdır. Hukuk aşamaları uluslar arası kararlarla son bulan bir merdiven gibidir. Satranç hakemi (arbiter) pek çok spor dalı hakemlerinden (referee) farklı olarak biraz yönetici, biraz da hakim gibi çalışır. Kararlar verir, sonuçlar etkilenir. Giyotin beraberlikleri hariç bunlar itiraza, düzeltme yollarına açık olmalıdır. Bu hukukun gereğidir, modern dünyada yaşayan insanların hak arama taleplerinin gereğidir, sizin derin tecrübelerinize sığması, orada anlam bulması gerekmez. Kimsenin aklına gelmeyen, ama sadece birilerinin yüksek zekasına damlayan ihtimaller yüzünden de bu kural sakıncalı bulunamaz, "uygulanmasın" veya "gereksizdir" denilemez.

Hukukçuların da, satranç hakemlerinin de taşıması gereken temel bir özellik vardır. Beğenmeseniz de, yazılı kurallara önce kendiniz uyacak ve uygulayacaksınız. Yoksa size hakem denmez, ne kadar tecrübeli ve bilgili olursanız olun. Tarafsızlığınızı ve nesnelliğinizi yitirirsiniz.

Ortada FIDE kuralı vardır, uygulanması şarttır, bahaneler bulunması boşunadır.
Saygılarımla
Ara
Cevapla
#15
İtiraz kurulları olmasın, biz başhakemler herşeyi hallederiz önermesi bana,
'Şu okullar olmasa maarifi ne güzel idare ederdim' sözünü hatırlatıyor.

Çok uzun tutmadan şunu söylemek istiyorum, Sabri Koçak'ın, satrancın değişimi ve bu komisyonlara neden ihtiyaç kalmadığı ile ilgili söyledikleri aslında tamamen, satranç oyununda artık hakemlere pek de ihtiyaç olmadığı şeklinde de değiştirilebilir.

Hakemlerimizle ilgili son 20 yılda çok sorun yaşadık belki ilerleme de kaydettik ancak temel sorun devam etmektedir. Belki günümüzde değişen zaman kontrolleri ve kurallar nedeniyle, hakemlerin çok yüksek bir satranç bilgisine ihtiyaçları kalmamış olabilir ancak satranç oyununun kendine özgü durumları ortaya çıktığında, sadece el kitabı bilgisiyle hareket etmenin yetersiz kaldığı durumlarda doğru kararları vermekte zorlanmaktadırlar. Çoğu zaman da Ateş Bey'in dile getirdiği gibi Adana'ya telefon açmak gerekmektedir.

Bir haksızlığa uğranıldığında veya uğranıldığını sandığımızda MHK'ye ya da benzer kurumlara nasıl ulaşalım? Satranç futbol gibi 3-5 gün arayla maçların yapıldığı bir spor değil ki? Bazen bir turun bitiminden 15 dakika sonra yenisini oynamak zorunda kalıyoruz.

Turnuvada oynayan deneyimli satranççıların, aday gösterilerek onurlandırıldığı, satranççıların, 'merkeze' karşı kendilerini güvende hissettikleri, usta-çırak ilişkisi gibi zamanla yeni gelen kuşaklara devredilen geleneksel bir kurumun yaşatılması gerekir. Ben TSF tarafından belirlenecek bir kurula sembolik olarak da karşı duyulması gerektiği taraftarıyım.

'Turnuvaların yüzde 80'i çocuk turnuvası zaten' demek, ülkece başarısızlığın ve iflas noktasına gelindiğinin itirafıdır. Yüzde 80'in çocukların oynadığı bir oyun spor olmaz. Çocuk oyunu olur, eğitim aracı olur, sosyal etkinlik olur ama spor olmaz. Yüzde 80'in çocuk turnuvası olması marifet değil başarısızlıktır. Çünkü bu turnuvalar asıl görevlerinin dışına çıkmış, çocukların gelişme çağında faydalanabilecekleri, sosyalleşebilecekleri, kişisel gelişmelerine yol gösterici olacak ve kendi kapasitelerini keşfetmelerine olanak tanıyacak etkinlikler olmanın dışında anlamlar yüklenilmiştir. Hal böyleyken, satrançla ilgili evrensel kuralları, çocuk etkinliklerine göre şekillendirip, değiştirmeye çalışmak yenilgiyi kabul etmektir.

Dünya hızlanıyor, zaman değişiyor diye, her güzel şeyi hızlandırıp, tüketmeyelim. Daha çok izlensin, insanlar sıkılmasın diye satrancı hızlandırmaya çalışmak, para oradan gelecek, reklam bu şekilde yapılacak diye, satrancı çocuk oyununa çevirmek, zaman kaybetmeyelim, işler uzamasın diye itiraz kurullarını yok edip, sanki kusursuz idare ediyorlarmış gibi her kararı başhakeme bırakmak, değişime ayak uydurmak demek değildir. Herhalde dünyanın en hızlı değişen, zamanın en hızlı aktığı ülkesi ABD'dir. Kimsenin kalkıp şu jüri sistemi kalksın hakimler herşeye karar versin demiyordur.

Masaya satranççının teri damlar, 5 kişi bir araya gelir, sizin için önemsiz bir konuda tartışır, doğruyu bulmaya çalışır. Ortaya çıkan sonuç ne olursa olsun, en azından vicdanlara seslenebilecektir.
Ara
Cevapla
#16
satranç nev-i şahsına münhasır bir branştır.

yazıma bu başlıkla başlamamın sebebi bu deyimi kullanan tek kişi ben olmamdandır . ve SENDEN ÖĞRENDİK BUNUDA diye itirazlarda geldi .

itiraz kurullarınnın menşei seyirciye sorma hakkıdır ve satrancın bir geleneğidir .hakemlerin işin içinden çıkamayacağı konularda oyuncuları rahatlatmak amacı ile bu gelenek halen FİDE de itiraz kurulları olarak devam ettiğini görüyoruz . ama bizim gibi satrancı spor bakanlığına bağlamış ülkelerde pas geçiliyor . bu da normaldir . çünkü sporda baş hakemin ,haydi hakem kurulunun verdiği kararlar kesin ve tartışmasızdır .yapılan itirazlarında bi maddi karşılığı vardır .

satrancın evrensel kurallarının bizim gibi spor bakanlığına bağlandığımız bir ülkede pas geçilmesini anlıyabiliyorum ama seyirci ile oyuncu arasına bir mania çekilmesini seyircinin dışlanmasını bir türlü anlıyamıyorum .satrançta kamu vicdanını rahatlatmak en önemli şeydir.

seyircisiz satranç olmaz.
her hangi bir şekilde seyirciler tekrar satrancın içine çekilmeli ve uygulanacaksa itiraz kurulları seyirciler içinden oluşturulmalıdır .

satranç yöneticisi demek satrancın evrensel kurallarını bağlı olduğu bakanlık yönetmeliklerine göre yorumlayabilen kişiler demektir .biz ise seyircileri bile satranç karşılaşmalarından dışlamışız . işte ben bunu anlıyamıyorum.
Ara
Cevapla
#17
Değerli dostlar
Anlaşılmamak korkumu yazmıştım. Fikir beyan ederken etraflıca incelemek lazım. TSF yaptığı şampiyonalarda İtiraz Kurulu kullanıyor. Bu işin bakanlığa bağlı olmakla ilgisi yok. Konuyu düzleminden mümkünse saptırmayalım.
Sorunumuz illerde yapılan turnuvalarda genellikle olmayışıdır. Neredeyse bütün illerde insanlar (genelde çocuk ve veliler) toplanıp kalabalık oluşturuyor, ne oturumda, ne oynayışta, ne de turnuva yönetiminde bir düzen var. Türlü sorunlar çıkıyor, aralarında çözülemeyincec Ankara'ya iletiliyor. Düşünün ki bir İl yarışmasında kimin nasıl madalya alacağı TSF Başkanına kadar çıkıyor. Çözüm de ondan bekleniyor. İtiraz Kurulu bu turnuva ortamlarına ve idare şekline bir nizam vermenin ilk adımlarından biri olacaktır. Turnuva idaresine katılımın, sorumluluk almanın bir yoludur bu aynı zamanda.
Saygılar
Ara
Cevapla
#18
İTİRAZ KURULLARI

Aslında bu tartışmaya girip girmeme konusunda haklı çekincelerim oldu. Bir hakem olarak giremem, yaklaşık 15 yıldır, hala da aday hakemim.

Ama sporcu yanım “fikirlerini varsa önerilerini paylaş” dedi.

Değerli üyeler tanık olduğum kadarıyla iddiacı olmadan paylaşmak isterim.

Şöyle ki;

Ateş ÜLKER’ in verdiği yaşanmış örneklerin bir kısmında ben de vardım.

Mesela şu alkol alan Irak ‘lı sporcu. Ereğli ‘de Çilek Turnuvasında gerçekleşmişti. Sayın ÜLKER isim vermeme nezaketi gösterdi. Saygı duyarak ben de isim vermeyeyim. Ama zaten tüm katılımcılar gördü ne kadar alkollü olduğunu. Benim rakibimdi ve hükmen yenik sayıldı. Çünkü turnuvanın gidişini olumsuz etkilemişti. O turdan turnuva direktörü rahmetli Nurettin REİS tarafından diskalifye edilmişti. Aksi bir durumda oynamasına izin verilseydi herhalde mağdur olan kişi yada kişilerce tam “itirazlık” olurdu.


Aklıma şu da geliyor. Madem bu tartışmanın taraflarınca kendi tezlerini destekleyen yaşanmış örnekler varken neden bu emsallerden yola çıkılıp öneriler oluşturulmaz. Neden kural komisyonlarınca tartışılmaz. Açıkça mağduriyetler yaşatan bu sorunlu örneklere neden kesin ve kalıcı kurallar konulmaz. Sn. KELEŞ itiraz kurullarının kurulabileceğini değil kurulması gereğinin altını çiziyor.

Bu anlamda dayanak gösteriyor, o halde ?

Ama sn. KOÇAK ise karşı duruş noktasının, yanılmıyorsam kuralın kendisinden çok sağlıksız kuruluş şekline karşı duruyor. Günümüz koşullarında itiraz kurullarının gereksizliğini;
a- Eşlendirme, puanlama, averaj, saat ayarlama gibi teknik bilgileri gerektiren durumlara,
b- Kurula gitmemesi gereken durumların oluşmasına (taşı tutup tutmama vb.)
c- Kurulun kuruluş şeklinin sağlıksızlığına ve yetersizliğine,
d- Kuralların mantığına tam hakim ve turnuva tecrübesine sahip kişiler yetiştirilme eğitiminin önemine vurgu yapıyor.

Bunlar itiraz edilemeyecek tespitler olmasına rağmen gene de satranç demokratik ve adil bir ortamda oynanması, yarışılması gereken bir spor dalıdır. Koşulları tamamen sağlıklı olmalı, haklıyı ve haksızlığı çok iyi belirlemelidir. Paylaşımcı ve katılımcı organizasyonlarda düzenlemenin güvenirliliği ve kalitesi tartışılmamalıdır.

Sn. Cengiz KELEŞ vurgulayarak belirtmiştir ki bu kurullar kurulmalıdır. Sn. Ateş ÜLKER haksızlıkların o ortamda sağlıklı çözümünden yanadır. Sn GÖKERMAN aynı ortamda, danışmaya gerek kalmadan organizasyonun kendi çözümünü bulabilmesinin gereğinin altını çizmiştir.

Kanımca Sn. KOÇAK’ da tüm bunlara karşı çıkmadan, ama yeterli teori, mantık ve turnuva tecrübesine sahip kişilerden oluşan bir düzenlemenin daha sağlıklı olacağını düşünüyordur.

Aslında aklın yolu bir ve bu önemli konunun taraflarca tartışıldıkça çözüme doğru ilerlediğini hissediyorum.

Bir öneriyle bitirmek isterim.

Eğer böyle bir oluşum gerçekleşmesi gerekirse ve kararlaştırılırsa sanırım sadece malzeme tarifi yapmak gerekir mi ?

İki adet en kıdemli hakem,İki adet seyirci, bir adet orta boy antrenör, biraz yönetici ve bir adet iribaş organizatör gibi…

Ne dersiniz?

SAĞLICAKLA KALINIZ…
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
#19
Burada “itiraz kurulu”ndan ne anlıyoruz galiba bunu da aktarmalıyız.
Alköllü oyuncunun durumunun, dört kez beraberlik teklif eden rakibin ve diğer anlatılan öykülerin itiraz kurulu ile ne ilgisi var? Turnuvalarda yaşanan bu ve benzeri sorunlar neden anlatılıyor?
Kurallara aykırı beraberlik teklif eden rakip sorunu, hakem ile aşılamiyor mu? Nitekim, hakeme iletilmiş sorun tatlıya bağlanmış. Alköllü oyunucunun ortaya koyduğu rahatsızlık hakem ile aşılamıyor mu?
İtiraz kurulu nedir? Oyunucunun başhakemin kararına itiraz merciidir. Ben böyle biliyorum, böyle anlıyorum ve itirazlarımı bu bağlamda sürdürüyorum.
Sanırım buraya bazı yazanlar itiraz kurulunu düzenleme komitesi ile karıştırıyorlar.
Turnuva düzenine yardımcı olmak üzere yapabiliyorsanız bir düzenleme kurulu oluşturabilirsiniz. Buraya antrenör, seyirci vb kesimden üye alabilirsiniz. Ama itiraz kurulu farklıdır. Görevi turnuva düzenine hakemlere yardımcı olmak değildir. Başhakem ile oyuncu arasındaki anlaşmazlığa bakması için oluşturulur. Buraya turnuvaya katılan oyunculardan üye seçilir. Dışarıdan seçilirse (buna prosedürün izin verdiğini sanmıyorum) zaten buna en başta oyuncular itiraz eder. Bana göre de daha çok haksızlık ve karışıklık olur.
Şimdi geçelim neden itiraz kuruluna soğuk bakıyorum bir kez daha anlatayım.
1- Kanımca normal süreli ve eklemeli turnuva düzeninde bu kurula ihtiyaç kalmamıştır. Tartışmalı hakem kararı neredeyse ortaya çıkmamaktadır. Ben uzun süredir yerli ve yabancı turnuvalarda itiraz kuruluna başvurulduğunu görmuyorum. Burada itiraz kurulunun gerekliliğini ortaya koymak için anlatılan öyküler hakem ya da başhakem ile çözülebilecek sorunlardır.
2- İtiraz kurulunu her tür turnuvada oluşturma olanağı yoktur. Örnek küçük yaş gurubu turnuvaları, az katılımcılı turnuvalar.
3- İtiraz kurulunu normal turnuvalarda oyuncular arasından seçseniz bile,
a. Seçimin tam olarak oyuncuların isteklerine göre ve bilinçli yapılabimesi zordur. Birbirlerinin bilgisini, karakterlerini (adil davranıp davranamayacağıonı) iyi bilmeleri gerekir
b. Böyle bir seçim için ise süre oldukça kısıtlıdır.
4- Hakemlerin yetersiz dahi olsa bir hakemlik eğitimi aldığını biliyoruz. Bunun yanında hakemin oyunculara karşı dışarda ve nispeten eşit mesafede durabileceğini varsayabiliriz.
5- Hakem tekbaşına değildir. Başka hakemler ve başhakem vardır.
6- Tartışmalı durumlarda, hakem hata yaptığında hak aramak için mekanizmalar mevcuttur.
Ara
Cevapla
#20
Hep ortaya yazdım ama bu defa sadece senin yazınla ilgili yazıyorum Sabri Abi.

Maddeler:

1- FIDE maddesi orada öylece durmaktadır. Bunun sencesi bencesi olmaz. Bu haklı gerekçelerini FIDE'ye yazmalısın, haklıysan, gerçekten ihtiyaç kalmadıysa kaldırsınlar bu kurulu. Ama kalkacak olsa bile o zamana kadar uygulama devam eder.

2- FIDE maddesini hala okumamış olduğunu düşünüyorum. Bari ben tercümesini vereyim:
In all events there shall be an Appeals Committee. The CO shall ensure that the Appeals Committee is elected or appointed before the start of the first round, usually at the drawing of lots. It is recommended that the Appeals Committee (AC) consist of a Chairman, at least two members and two reserve members. The Chairman, the members and reserve members shall, if possible, be from different federations. No member of the AC involved in the dispute shall rule in that dispute. Such a committee should have an odd number of voting members. Members of the Appeals Committee should not be younger than 21 years old."

Bütün yarışmalarda bir İtiraz Kurulu olacaktır. Başorganizatör birinci tur başlamadan önce, genellikle kura çekiminde (liste belli olunca) İtiraz Kurulunun seçilmiş veya atanmış olmasını temin edecektir. İtiraz Kurulunda bir başkan, en az iki üye ve iki yedek üye olması tavsiye edilir. Başkan, üyeler ve yedekler mümkünse farklı federasyonlardan geleceklerdir. Kurul üyeleri kendilerinin dahil olduğu anlaşmazlıklarda karar vermeyeceklerdir. Kurulda oy veren üye sayısı tek olmalıdır. İtiraz Kurulu üyeleri 21 yaşından genç olmamalıdır

Sanırım bu maddede kolay anlaşırız. Yeter ki siz istekli olun.

3- Demokrasi zormuş, bize lüks mü gelir diyelim? Diyelim ki, İtiraz Kurulu üyeleri bilgisizler, iyi niyetli değiller, yanlış karar veriyorlar. İtiraz sahibi devam etsin o zaman sizin şu mekanizmalara..

4- Evet varsayabiliriz. Hayat varsayımların, ütopyaların gerçekleştiği, planların yürüdüğü bir cennet olsa.. Sadece hakemlerimiz değil, hepimiz hatasız olsak, hiç anlaşmazlık çıkmasa, oyuncular, hakemler el ele tutuşsa, hayat bayram olsa...

5-6 Turnuva yönetimini Başhakem temsil eder. O karar verince turnuva salonu içinde hüküm verilmiş, gereği yapılmış olur. İtiraz Kurulu tur bitince, salondan çıkılınca devreye girer. Kurul yeni tur başlamadan karar verir, adalet sıcağı sıcağına (iyi veya kötü, itiraz eden için olumlu veya olumsuz) sağlanmış olur. Uzun ve süreli mekanizmalarla adalet sağlanmaz, sistem iyileştirilebilir. Hak yerine gelmez.
En etkili mekanizma İtiraz Kuruludur, çünkü birinci sıradadır ve hızlıdır. Ayrıca İl Hakem Kurulu, MHK ve Disiplin Kurulu'nun yükünü biraz alır.

Yine de FIDE ile yazışmanı öneriyorum. Hatta bu arada keşke FIDE Temsilcisi sen olsan? Şimdikinden daha iyi yaparsın. En iyisi bir buluştuğumuzda, bu tartışmaya özelden devam edelim. Hem çay, kahve de olur Smile
Saygılar
Ara
Cevapla




Konuyu Okuyanlar: 13 Ziyaretçi